Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 2 gün önce 4 dk.

Domates ve patatesin sadece isimleri birbirine benzemekle kalmıyor, aynı zamanda birlikte de çok iyi gidiyorlar. Her ne kadar birinin meyvesi, diğerinin ise yumruları yenilebilir olsa da bu durum birbirlerinin en yakın akrabaları olmalarını değiştirmiyor. Cell dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, domatesin patatesin ortaya çıkmasını sağlamış olabileceğini belirtiyor.[1] Ekibe göre erken dönem domates bitkileri, yaklaşık 9 milyon yıl önce başka bir atasal grup ile melezleşti ve bu birleşmeden yumru yapma özelliği için doğru gen kombinasyonuna sahip melez yavrular oluştu. Yeni araştırmayı yürüten Çin Tarım Bilimleri Akademisi'nden genom biyoloğu ve bitki ıslahçısı Sanwen Huang, şöyle özetliyor:

Yazarlar, bu melezleşmenin ilk patateslerin atalarının normal şartlarda ulaşamayacakları yeni bölgelere ve iklim koşullarına (sıcak çayırlardan soğuk dağ çayırlarına) yayılmasına yardımcı olduğunu savunuyor. Araştırmaya katılmayan Arkansas Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Jeremy Beaulieu, çalışma ile ilgili yorumlarını şöyle aktarıyor:

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Sena Küçükkıvanç
Bilgisayar Mühendisi 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Batuhan Türk tarafından sorulmuştur.

Yine o kadim soru "Linux vs. Windows". Linux'un o meşhur monolitik çekirdeği, yani "her işi ben yaparım, kimseye de sormam" diyen inatçı yapısı, teorik olarak context-switching sırasında birkaç nanosaniye kazandırabilir. Ancak bu kazanç, pratikte sıradan bir yazıcıyı tanıtmak için antik bir forumda ioctl çağrısı ararken harcanan saatlerin yanında, evrenin ısı ölümü kadar anlamsız kalır. Windows'un hibrit NT çekirdeği ise daha çok "aman ağzımızın tadı kaçmasın" felsefesiyle, her donanımla bir şekilde anlaşarak pragmatik bir barış ortamı sunar.

Geliştirme konusuna gelirsek; Microsoft, WSL2 (Windows Subsystem for Linux) ile Linux'u adeta fork()'layıp kendi proses ağacına execv() etti. Yani Windows, rakibinin en karizmatik özelliğini alıp kendi bünyesinde stajyer olarak işe başlattı.

Oyun ve profesyonel yaratıcılık arenasında ise durum trajikomediye dönüşüyor. DirectX API'sinin endüstri üzerindeki sarsılmaz hegemonyası, Vulkan'ın "ama ben daha platform bağımsızım" şeklindeki haklı feryatlarını, kimsenin duymadığı bir indie rock konserine çeviriyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bir tarafta tek tıkla Cyberpunk 2077 dünyasına dalmak varken, diğer tarafta Wine ve Proton katmanlarıyla dijital bir soğan soyarak oyunu çalıştırmaya çalışmak, ancak kendini güçlendiren bir başa çıkma mizahı olarak açıklanabilir.

Grafik tasarım, video kurgu gibi alanlar ise Linux için tam bir kara mizahtır, çünkü Adobe Creative Cloud'un o topraklarda var olmaması, adeta "bu partiye davetli değilsin" demenin kurumsal halidir.

Yani bana göre Windows daha iyidir, çünkü Linux'un en iyi yaptığı şeyi (Bash terminali) bir uygulama gibi çalıştırıp, üzerine bir de sorunsuz oyun ve Adobe desteği ekleyerek absürt bir zafer kazanmıştır.

Çalışıyorsa, kurcalama; rakibininki daha iyiyse, onu al ve kendi sisteminin bir parçası yap.

9
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
İlhan Taşlı
İnceleyen10 10 Nisan 2023
Matematikten nefret mi ediyorsunuz, size çok mu sıkıcı geliyor? Armand Herscovici sizin matematik ile ilgili tabularınızı yıkacak.
10.0/10
(19 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
18
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Fatih Birinci
400.1K UP
Yazar 3 Ocak 2019 11 dk.

Şempanzelerin ölümü anladığına yönelik bazı araştırma bulguları vardır. Ancak görünüşe göre bu “anlayış”, bedensel fonksiyonların yitimi ve bunun geri dönüşü olmadığı şeklindedir (Anderson, 2018). En yakın akrabalarımızdan olan bu hayvanların bile ölümün kaçınılmaz olduğunu kavradıkları yönünde bir bulguya ulaşılamamıştır. İnsan bildiğimiz kadarıyla, bir gün öleceğinin farkında olan tek varlıktır.

Bu farkındalık zaman içinde yavaş yavaş gelişir. İnsan yavrusu, 9-10 yaş civarında ölümü tüm boyutlarıyla kavramaya başlar (Nagy, 1959). Ancak bu “kabulleniş” teknik açıdan korkunçtur. Çünkü evrimsel mekanik, her bir canlı türünün yaşamkalımına, doğal olarak da en büyük tehlike olan ölümden kaçınmasına dayanır. Kendisinden kaçınmamız gereken nihai tehlikeyle önünde sonunda karşılaşacağımızı bilmek bizi dehşete düşürür.

371
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 23 saat önce 4 dk.

Global Change Biology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, endüstriyel özel arazilerde yüksek şiddetli orman yangını riskinin, kamuya ait ormanlara göre neredeyse 1,5 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.[1] Kereste şirketleri tarafından yönetilen ormanlar, mega yangınların oluşmasını kolaylaştıran koşulları daha sık sergiliyor. Bu koşullar arasında düzenli aralıklarla sıralanmış yoğun ağaçlar ve alt tabakayı üst tabakaya bağlayan kesintisiz bitki örtüsü yer alıyor.

Utah Üniversitesi, Kaliforniya Üniversitesi ve ABD Orman Servisi tarafından yürütülen çalışma, ekstrem hava koşulları ile orman yönetimi uygulamalarının yangın şiddeti üzerindeki ortak etkisini inceleyen ilk araştırma olma özelliği taşıyor. Araştırmacılar, lazer radarı olarak da bilinen LIDAR veri setini kullanarak Kaliforniya'nın kuzeyindeki Sierra Nevada'da bulunan ormanların 1,1 milyon dönümlük alanı etkileyen beş orman yangınından öncesine ait durumlarını incelemek amacıyla kamu ve özel ormanların üç boyutlu haritalarını oluşturdu.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dr. Handan Acar
Dr. Handan Acar
22.3K UP
Yazar 3 Ocak 2018 8 dk.

Bilim camiasında olmak istiyorsanız, İngilizce konuşan bir ülkeye gitmeseniz veya Türkiye’de bilim yapsanız bile, İngilizce’yi çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bilim kendi kendinize yapabileceğiniz bir şey değil. Uluslararası büyük bir camiaya dahil oluyorsunuz, öğreniyorsunuz, anlıyorsunuz, soruyorsunuz, sorularınızı araştırıyorsunuz ve, nihayetinde en yüce amaç, anlatıyorsunuz! Dilini bilmeseniz bunların hiçbirini yapamazsınız.

Derslerde okuduğunuz kitaplar, İngilizce bile olsa, bilimsel buluş hızına çoğu zaman yetişemez. Bundan dolayı her sene yeni baskı çıkar (maddi çıkarlar da sinsice işin içine girer ama bilim insanları bunu anlarlar ve o yazara saygılarını yitirirler). Şimdi bir de bunların Türkçeye çevirilmiş hallerini okuduğunuz düşünelim. Koca kitabı çevirmek zaten bir sene sürer, bitirince hemen yeni sayıya başlamayacaktır kimse. Dahası, maddi zorluklardan dolayı, her sene yeni baskı yapmak pek mantıklı değil.

196
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 2 gün önce 4 dk.

Yaklaşık 400 milyon yıl önce omurgalılar denizlere hâlâ mahkumken balıkların karaya çıkmasını sağlayacak uzuvlar henüz evrimleşmemişti. da daha karaya çıkmamıştı. Scientific Reports dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, işte tam da bu zaman aralığında balıkların suyun ötesindeki hayatı merak edip karada yaşamayı test ettiklerine dair bilinen en eski fosil kanıtını keşfetti.[1] Bilgiler doğruysa bu keşif, balıkların sudan karaya geçişi ilk kez denemesini en az 10 milyon yıl daha geriye çekebilir. Zürih Üniversitesi'nden paleontolog Christian Klug, sahayı ziyaret edip yeni verileri inceledikten sonraki düşüncelerini şöyle anlatıyor:

Yeni fosiller, 2021 yılında Polonya'daki Świętokrzyskie Dağları’nda, Varşova'nın yaklaşık 190 kilometre güneyinde yapılan kazılar sırasında bulundu. Uzmanlar, dağların 410 milyon ila 393 milyon yıl önce sahil veya kıyı şeridi olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar, bir zamanlar denizin olduğu alanda 240'tan fazla fosilleşmiş çukur, oyuk ve iz buldu. Ekip, bunların antik sürüngen balıklara ait olduğunu düşünüyor.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Nisan 2021 34 dk.

Eğer Schrödinger'in Kedisi gibi düşünce deneylerini veya Çift Yarık Deneyi gibi gerçek deneyleri daha önceden duyduysanız, kuantum fiziğinin gerçek dünya deneyimlerimizden ne kadar farklı olduğunun haberdarsınızdır. Schrödinger'in Kedisi isimli düşünce deneyinde, kutunun içinde olduğu hayal edilen bir kedi, kutu açılana kadar hem ölü hem diridir ve kutuyu açtığımız anda bu birden fazla olasılıktan sadece bir tanesi gerçekliğe dönüşür. Çift Yarık Deneyi'nde ise iki ufak yarığa doğru tek tek fırlatılan elektronlar, gözlenmediklerinde bir dalga gibi davranarak girişim deseni oluştururlar, gözlendiklerindeyse bir parçacık gibi davranarak iki basit çizgi oluştururlar. Her iki deneyde de sorun, yapılan gözlem veya ölçüm ile gözlenen/ölçülen şeyin davranışları arasında bir ilişki olduğu fikridir. Schrödinger'in Kedisi örneğinde, farklı olasılıklara sahip iki durumdan biri, ölçüm anında %100 ihtimale dönüşüvermektedir. Çift Yarık Deneyi'nde ise elektron ve foton gibi parçacıklar, gözlenip gözlenmemelerine bağlı olarak davranışlarını değiştirmektedirler.

Klasik ve geleneksel fizik bilgilerimiz ışığında, gözlemci veya bilinç gibi kavramların Evren fiziği üzerinde özel bir yere sahip olmasını beklemeyiz. Benzer şekilde, ölçüm araçları elbette ölçülen unsurun davranışlarını değiştirebilecek olsa da, bilinçli bir gözlemin veya kuantum düzeyde yapılacak bir ölçümün, deney sonuçlarını bu kadar köklü bir biçimde değiştirmesi, izahı ve ek sorgulamayı hak eden bir soru işareti yaratmaktadır. İşte Ölçüm Problemi adı verilen bu problemi izah edebilmek için, bugüne kadar çok sayıda açıklama geliştirilmiştir. Bu açıklamaların araştırıldığı sahaya Kuantum Mekaniğinin Yorumları denmektedir. Bu yazımızda, bunlardan bir tanesi olan Paralel Evrenler (İng: "many-worlds") yorumuna bir bakış atacağız.

162
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Bayram Tekin
Yazar 13 Ocak 2020 2 dk.

Yeğenimin iki kedisi var, hiç anlaşamıyorlar. Birisi İran, diğeri Van kedisi. Bölge insanındaki doğal bölgesel (İng: "territorial") anlaşmazlık, bu kedilerde de var. Sosyalliği şimdilik “huzur içinde” bir arada durabilme olarak tanımlayalım. Ya da, “ayrı durma” yerine, “aynı durma” diyelim.

Küçüklerin (parçacıkların, atomların, moleküllerin) ölçeğinde sosyallik var mıdır? İlginç olan şu ki: Evet, var!

55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Sayın evrim ağaçı yöneticileri...10 yıl boyunca sizinle oldum ve olmaya devam edeceğim...bilim öyle bir ateş ki yarattığı etki hiçbir ateşe benzemiyor..en soğuk coğrafyalarda insanın doğayı ve evreni anlama mücadelesinin en büyük en etkili ateşi...iyiki varsınız iyiki beraberiz hep varolun....bilim ile kalın...
Söz
Refikcan Filiz
Refikcan Filiz
135.9K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Bilim insanları olmazsa bir gelecek de olmaz. Yakışıklı beyler ve güzel hanımlar toplumun hayranlığını kazanabilirler, ama geleceğin tüm harika buluşları, değeri anlaşılmamış, adı sanı duyulmamış bilim insanlarının ürünleri olacak.
Kaynak: Geleceğin Fiziği, sf-2
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ağustos 2022 25 dk.

Kuantum dolanıklık (kısaca "dolanıklık" veya "dolaşıklık"), bir grup parçacığın her birinin kuantum durumunun, parçacıklar birbirinden çok uzak mesafeler boyunca ayrılmış olsalar bile, diğerlerinin durumundan bağımsız olarak tanımlanamayacağı şekilde oluşturulduğu, etkileştiği veya uzamsal yakınlığı paylaştığı zaman meydana gelen, fiziksel bir olgudur. Daha kısa tabiriyle kuantum dolanıklık, iki veya daha fazla parçacığın fiziksel özelliklerinin ("kuantum durumlarının") aralarındaki mesafeden bağımsız olarak birbirini etkileyebilmesidir. Kuantum dolanıklık konusu, klasik fizik ile kuantum fiziği arasındaki uyumsuzluğun merkezinde yer alır: Dolanıklık, klasik mekanikte bir karşılığı olmayan ama kuantum mekaniğinde yer alan ana özelliklerden biridir.

Kuantum dolanıklık, aslında sadece atom altı parçacıklara özgü bir özellik değildir; fakat dolanıklığın yeterince uzun süreler ve yeterince uzak mesafeler boyunca korunmaya devam edebilmesi için, dolanık parçacıkların olabildiğince küçük seçilmesi gerekmektedir. Parçacıklar büyük seçilecekse de dolanıklığın bozulmayacağı şartların genellikle laboratuvar ortamında hassas bir şekilde yaratılması ve korunması gerekmektedir. Bugüne kadar bu şartlar altında kuantum dolanıklık, deneysel olarak, hem fotonlar gibi kütlesiz parçacıklar, hem nötrinolar ve elektronlar gibi hafif parçacıklar hem de buckyballs gibi büyük moleküller ve hatta küçük elmaslar ile gösterilmiştir.[7][8][9][10][11] Kuantum dolanıklık; iletişim, hesaplama ve kuantum radarı gibi birçok sahada aktif olarak araştırılmakta ve geliştirilmektedir.

207
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Fatih Birinci
400.1K UP
Çeviren 10 Ağustos 2019 31 dk.

Sigmund Freud, 1938'de, son âna kadar Viyana'dan çıkmadı. Alman Ordusu şehre girdikten ancak üç ay sonra, 4 Haziran’da Doğu Ekspresi ile ülkeden ayrıldı. Viyanalı Yahudilere karşı yapılan zulmün hemen başlamasına (Almanlar vardığında CBS Radyo için Viyana’da çalışan Edward R. Murrow, Yahudi evlerinin tarumar edilerek aranmasına şahit olmuştu) ve arkadaşlarının kaçması için neredeyse yalvarmasına rağmen, Freud buna ayak diremişti. Kızı Anna tutuklanıp Gestapo tarafından sorgulandıktan sonra, fikrini değiştirdi. Ailesinin bir kısmını ülkeden dışarı çıkarabilmişti; ancak dört kız kardeşi çıkamadı. Bunlardan birisi Theresienstadt'da açlıktan, diğerleri de muhtemelen Auschwitz ve Treblinka'da gazlanarak katledildi.

Freud, Londra'ya iltica etti. Arkadaşları onu, şu anda Freud Müzesi olan, Hampstead'deki büyük bir eve yerleştirdi. 28 Şubat 1939'da Virginia ve Leonard Woolf, çaya geldiler. Hogarth Yayıncılık'ın kurucuları ve sahibi olan Woolf ailesi, 1924’den itibaren Freud'un Britanyalı yayıncıları olmuştu. Hogarth daha sonra, "Standart Baskı" (İng: "Standard Edition") olarak da bilinen, Freud’un çalışmalarının 24 ciltlik çevirisini, Anna Freud ve James Strachey editörlüğünde yayınlayacaktı.

227
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Arda Küçükoğlu
İnceleyen 3 gün önce
Okuduğumda gerçekten belli bir süre etkisinden çıkamadığım ve sonrasında öğrendiğim kadarı ile Marcus Aureliusun bunu yalnızca kendisi için yazdığı ve bir kitap olacağını bilmeden yazdığını öğrendiğimde bakış açımın değiştiği bir eser.
9.8/10
(101 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bora Cüneyt Akçakın
Seslendiren 21 Mayıs 2024 27:06
Bora Cüneyt Akçakın & Meriç Öztürk - Polaris Görevi Nedir? - SpaceX'in Yeni Tanıtılan Uzay Kıyafeti - Kolonileşme Uzakta Değil! - Aklı Havada ilk...
21
Tolgahan Köylü
Tolgahan Köylü
77.2K UP
Üye 1 ay önce 2 Cevap
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Betül Tunç
Öğrenci 4 Şubat 2024 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Endı sıkul tarafından sorulmuştur.
Neden bazı başarılı insanların çocukları genellikle babaları veya anneleri kadar başarılı olamıyor?
Neden bazı başarılı insanların çocukları genellikle babaları veya anneleri kadar başarılı olamıyor?

Öncelikle "başarı " kavramının göreceli olduğuna değinip anne babanın yolundan farklı ilerleyip başka şeylere yönelmeyi başarısızlık olarak nitelendirebilir miyiz?

Atılan her adım insanlık adına bir değişim içeriyorsa başarı sıfatını hakediyordur diye düşünüyorum.

Tüm Reklamları Kapat

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close