Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Cem Ergünay
Çeviren 5 gün önce 6 dk.

Büyük gıda şirketleri ve yatırımcılar, Ozempic ve diğer benzer kilo verme ilaçlarının milyonlarca insana ulaşmasını, Amerika'nın diyet endüstrisini altüst etmesini ve tüketicilerin nasıl besleneceği konusunda yeni sorular ortaya çıkarmasını sessizlikle izliyorlar.

Campbell Soup'tan Conagra Brands'e gıda üreticilerinin yöneticileri, ekiplerin tüketici davranışlarını değerlendirmeye ve bu davranışlara nasıl karşılık vereceklerine dair beyin fırtınası yapmaya başlamasıyla birlikte yatırımcılardan ilaçların potansiyel etkisi hakkında sorular almaya başladıklarını söyledi.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2017 6 dk.

İnsan beyninin evriminin ne kadar önemli olduğu aşikardır. Gezegenimiz üzerinde bugüne kadar evrimleşmiş en yüksek zekaya sahip türüz. Bu evrimsel değişim asla kolay olmadı; ancak her evrimsel değişim gibi kademeli ve birikimli bir şekilde oldu. Bu durum, doğal olarak, birçoklarının aklına bir sorunun takılmasına neden olmaktadır: Neden sadece insan türünde beyin ve dolayısıyla zeka bu kadar evrimleşmiştir? Bu sorunun detaylı bir cevabını buradaki makalemizden okuyabilirsiniz.

Ancak çenemizi çalıştıran kasların körelmesiyle ilgili olarak, şunu belirtmekte fayda var: Her türün evrimi eşsizdir. Yani "kendine özgü"dür. Evrim tarihinde; benzer özelliklerin, benzer şartlar altında, kimi zaman benzer süreçlerden geçerek ortaya çıktığını görebilsek de (bkz: yakınsak evrim); çoğu zaman türlerin popülasyonları başından geçenler (çevre şartları, bu çevrenin değişimi, popülasyon içindeki genetik çeşitliliğin yapısı, bu çeşitliliğin çevreyle etkileşimi, vs.) eşsiz bir özgünlükte olduğu için, türlerin evrimi de kendilerine özgü olmaktadır. Bir diğer deyişle, "Neden diğer maymunlar da insanlar gibi zekileşmiyor?" sorusu, "maymun" (Simiiformes) olan her türün birebir aynı evrimsel patikayı takip etmesi gerektiğini varsaymaktadır. Evrimde böyle bir zorunluluk yoktur!

115
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
15K UP
İnceleyen 2 gün önce
Kar topu gibi ilerleyen bir insan topluluğunun nasıl kolaylıkla kontrol edilebileceğini, bir profesörün bile yanındaki insan sayısıyla doğru orantılı olarak garipleşen davranışlarından bahsediyor. Hoş kitap ama bu tarz konuların daha uzun şekilde kaleme alınması gerektiğini düşünüyorum. Çevremize baktığımızda kolaylıkla tanık olabileceğimiz tonlarca olay. Evrimsel yönüne bakınca bir o kadar mantıklı gelen davranışlar.
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : La Psychologie des Foules
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ecrin Güvenaltın
4 gün önce
Ben şahsen Beyaz deliklerin olduğu teoriye katılıyorum . 
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 4 gün önce
Tek kelimeyle mükemmel bir filim . Nolan yine farkını ortaya koymuş , zaman algımızı yerle bir eden bir filim daha . ilk bakışta anlaması çok zor ama izledikçe taşlar yerine oturuyor . Kesinlikle izlemeye değerdir .
9.6/10
(71 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Emre Gök
Emre Gök
105K UP
Yazar 21 Haziran 2022 30 dk.

Bireyin yaşantıları, gelecekte kendini gösteren izler bırakır. Kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirebilmenin en etkili yollarından biri de yaşantılara dayalı öğrenme yoludur. Yaratıcı drama özellikleri, çok yönlü işlevselliği nedeniyle sınıf dışındaki amaçlara uygun her türlü ortamlarda özellikle yaşantılara dayalı Öğrenmeyi gerçekleştirmede etkili bir yöntem ve disiplindir.[1] Bu anlamda, eğitim programlarından çıkartılmış olsa da bilimsel düşünmeye bir temel sağlayacak olması nedeniyle önem taşıyan evrim teorisinin okul dışı ortamlarda öğretilmesi gerekmektedir. Böylece insanın nasıl yaratıldığına ilişkin görüşlere bir alternatif daha eklenmiş olacağı gibi insanlar da kendi var oluşları hakkında daha eleştirel düşünebileceklerdir.

Evrim teorisi okulöncesinden yükseköğretime, oradan yaygın eğitime kadar her insanın öğrenmesi gereken bir düşünce sistematiğidir. Kendi var oluşuna yönelik sorgulamalar yapan her insan, evrim teorisi eğitiminin olası öğrencisi olabilir. Edinecekleri mesleklerle geleceğin toplumunu inşa etmede önemli rol oynayacağı söylenebilecek üniversite öğrencileri, yoğun bir bilgi bombardımanıyla tamamladıkları, akademik başarı odaklı ilk ve orta öğretimden sonra geldikleri üniversitede mesleki uzmanlık kazanmanın yanında sosyal ve kültürel gelişim sağlayacakları olanaklarla da karşılaşırlar. Üniversite öğrencilerinin sosyal ve kültürel gelişimlerinin desteklenmesi edindikleri mesleği daha yaratıcı, insani ve estetik icra etmelerini sağlayabilir.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ece Müker
Ece Müker
499K UP
4 gün önce
Fizikçiler, bir kuantum teorisini ilk kez doğrudan gözlemlerle doğruladı: “serbest gezen” (free-range) atomlar, yani enerji seviyeleri arasında serbestçe hareket edebilen atomlar başarıyla gözlemlendi.

Bu deney, Bohr-Kramers-Slater (BKS) teorisinin bir parçası olan, atomların foton alışverişi sırasında belirli bir enerji seviyesine bağlı kalmadan hareket edebileceği fikrine dair ilk doğrudan kanıtı sunuyor.

Araştırma, ultra-soğuk atomlar ve lazerler kullanılarak gerçekleştirildi ve atomların, klasik beklentilerin aksine, farklı enerji seviyeleri arasında “bulanık” bir geçiş yaptığını ortaya koydu. Bu davranış, kuantum mekaniğinin olasılıksal doğasını yeniden vurguluyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Uyarlayan 3 Ocak 2021 8 dk.

Avcı-toplayıcı kültüründe obezite nadiren görülür. Buna rağmen günümüzden 38,000 - 14,000 yıl öncesine ait obez heykelciler bulunmuştur. Bu dönemde buzul çağı hakimdi ve Dünya genelinde avcı-toplayıcı topluluklar yaşamaktaydı (Şekil S1A). Bu figürler obez oldukları gibi, çıplaklardı da.[1] Heykelcikler, bedeni resmetmektedirler. Yüzleri ve ayakları yoktur. Kolları ise küçüktür. Bu eksiklikler, bilinçli olarak yapılmıştır (Şekil S1B). Heykelciklerin çoğu çocuk doğurma yaşındadır, bazıları gebedir ya da karın ve kalçaları obezdir (İng: "steatopygy"). Ergenlik ya da orta yaştaki kadınları betimleyen heykelcikler daha az sayıdadır. Obezite, kadın heykelciklerine mahsustur; erkek heykelcikleri ise zayıftır (Şekil S1C).[2] Tüm bunları, aşağıdaki görselde görebilirsiniz.

Heykelcikler, dönemin iklimsel ve çevresel değişimleri göz önünde bulundurularak incelenmeli, beslenme ve yaşamda kalım gibi etmenlerin ele alınması gerekmektedir. Heykelciklerin, avcı-toplayıcıların yaşamda kalımlarını artırmak için yapıldıklarına dair bir hipotez oluşturulabilir.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺3.800,0017 Mayıs
Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisi Gezisi
17 Mayıs 2025 06:30 tarihinden 18 Mayıs 2025 20:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Ankara Topluluğu gezi serisinin ikinci gezisinde Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisine gidiyoruz!

Çatalhöyük arkeolojik alanı günümüzden 8000 yıl öncesine tarihlendirilmekte ve insanlık tarihi açısından tarım devrimi, kent yaşamı ve hayvanların evcilleştirilmesi gibi konularda eşsiz sanatsal ve kültürel eserler barındırmaktadır.

Konya Arkeoloji Müzesinde Çatalhöyük ve Konya çevresinden ve Antik Roma dönemine ait eserler bulunmaktadır. 

Konya kent merkezi ise Selçuklu başkenti olması nedeni ile hem mimari hem de Anadolu kültürel bağlamında gezilecektir. 

Taşkent Fosil Arazisinde Permiyen döneminde, yaklaşık 252 milyon yıl önce yaşamın %95'inin silindiği Dünya'nın en büyük yok oluşunun izlerini görebileceğimiz Dünya'daki 10 noktadan biri olan Taşkent fosil yatağı yer almaktadır.



Bilim ve tarihi bir araya getiren bu gezimizde siz de kaşiflerimiz arasında yer alın.

Gezide, Dr. Babür Erdem ve Timuçin Alp Aslan, MA. hocalarımız bulunacaktır.

Evrim Ağacı Ortak Kurucusu olan Dr. Babür Erdem, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir. Bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Timuçin Alp Aslan, M.A., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümünden lisans derecesini almıştır. Bologna Üniversitesi’nde Latince, Koç Üniversitesi Kapadokya Okulu, Nümizmatik okulu ve Çevresel Arkeoloji programları gibi uluslararası etkinliklerde yer almıştır. Ankara Çayyolu Höyük, Muğla – Milas Labraunda antik kutsal alanı ve Yunanistan’da Büyük İskender’in ilk başkenti Pella’da alan çalışmalarında bulunmuştur. Turist rehberliği alanında yüksek lisans derecesi vardır.

Devamını Göster
4
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Mart 2012 27 dk.

Evrimsel süreçle ilgili anlaşılması en güç kavramlardan biri, bir özelliğin nasıl değiştiği ve türlerin nasıl farklılaştığıdır. Örneğin ortalama boyu 20 santimetre olan bir canlının boyu nesiller içerisinde nasıl 2 katına, 40 santimetreye çıkabilir? Daha kritik bir soru, eğer ki popülasyon içerisinde yeterince çeşitlilik olmaması durumunda, bu tür bir evrimin gerçekleşip gerçekleşemeyeceğidir. Yani boy ortalaması 20 santimetre olan bir popülasyonun içerisindeki en uzun bireyler 22 santimetreyse ve daha uzun bireyler yoksa, nasıl olur da popülasyonun boy ortalaması 40 santimetreye çıkabilir? Diyelim ki yeterli çeşitlilik var, bu durumda evrim nasıl meydana gelir? İşte bu makalemizde bu konuları inceleyerek, evrensel olarak evrimin nasıl işlediğini anlamanızı sağlamayı hedefleyeceğiz. Eğer ki bu yazımızı tam olarak sindirebilirseniz, evrimin nasıl işlediğini ileride karşınıza çıkabilecek herhangi bir örnek dahilinde, rahatlıkla yorumlayabileceğinizi umuyoruz. Fakat bu yazıyı okumadan önce, evrimin temel mekanizma ve işleyişini öğrenmek adına bu dizimizin ilk yazısı olan "Evrim'in İşleyişi - 1: Genel Kavramlar, Mekanizmalar ve Yöntemler" başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz. Hemen konuya girelim:

Evrimin nasıl meydana geldiği üzerinde kafa yorarken insanların düştüğü temel hatalardan birisi, evrimi türümüz üzerinden düşünmektir. Esasında bunu elbette yapabilirsiniz, zira insan türleri de evrimsel süreç sonunda var olmuş hayvan türleridir; ancak insan üzerinde düşünmenin ufak bir sıkıntısı vardır: türümüz, vahşi doğadan izole bir yaşam stiline geçtiği ve buna adapte olduğu için, istisnasız olarak geriye kalan tüm türlerin geçirdiği evrimsel değişimlerden bir miktar uzaklaşmıştır. Elbete türümüz halen, her nesilde evrim geçiriyor; ancak söz konusu Homo sapiens olduğunda bu evrim daha çok mikroevrim düzeyinde, fiziksel değişimlerin çok çok daha yavaş yaşandığı bir evrim olmakta. Bu yüzden bir türün dış görünümünün evrim sebebiyle değişimi görülmek isteniyorsa, insan türü üzerinden gitmek pek de mantıklı bir "ilk adım" olmayacaktır. Yine de, bu konuyla ilgili olarak "İnsanların evrimi sona mı ermiştir? İnsan üzerinde Evrim Mekanizmaları nasıl işler?" başlıklı makalemizi okuyarak, bu yazımızda vereceğimiz örnekleri nasıl insanlara genişletebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Uzun lafın kısası, tıpkı genetik deneylerinde yaptığımız gibi, gözlemlemek istediğimiz unsuru (evrimi) kolaylıkla görebileceğimiz, uygun bir model organizma seçmek, incelememizin kolay ve sıkıntısız gerçekleşebilmesi için önem arz eder. Bu sebeple, insan gibi bir tür üzerinden evrimi incelemek yerine, vahşi yaşam dahilinde bulunan bir türü ele almak çok daha kolay olacaktır.

84
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Öge
Toprak Mühendisi 5 gün önce Sen de Cevap Ver

Sizi aydınlatabiliriz. Ama sizi, öncelikli olarak aydınlatmamız gereken konu, bilimin nasıl bir disiplin olduğunu hatırlatmak.

Nette, sosyal medyada, bin bir çeşit ortamda paralel evrenler üzerine haberler, makaleler, bin çeşit şey söyleniyor. Eminim görmüşsünüzdür. Şimdi ben size "Paralel evrenler yok" desem, söylediğim size ikna edici gelecek mi? Muhtemelen hayır. Çünkü benim bu söylediğim, sizin gördüğünüz 100 ayrı "var diyormuş gibi görünen" bilginin 1'i kadar.

Öncelikle bu konuda okuduklarınızın hepsinin, aslında "hipotez" olduğunu fark etmeniz gerekli. Aslında hipotez bile sayılmaz da hadi öyle diyelim. Bu ne demek? Bu şu demek: Bugüne kadar, paralel evrenlerin varlığı üzerine tek bir bilimsel kanıt, gösterge, deney yoktur. Bu durumda hiç kimse, "paralel evrenler vardır" diyemez. Ve bilimde, bir şeyin varlığını iddia eden, onu kanıtlamakla yükümlüdür. Ve ortada bu yönde bir çalışma dahi olmadığı için mevcut durumda ve bugün "Paralel evrenler var mı yok mu bilmiyoruz" demek zorundayız. Zaten hiç kimse, paralel evrenler vardır demiyor. Diyemez de. Ve gerçekten bilime ilgimiz varsa, bir bilimsever olmak istiyor isek, temel bilimsel gereklilikleri, bilimsel yöntemi öğrenmek ve kabullenmek zorundayız.

Tüm Reklamları Kapat

Ben, "Paralel evrenler yoktur" dersem, varmış gibi konuşan milyonlarca insandan daha haklıyımdır. Çünkü bir hipotez üzerine bir gözlem, kanıt, çalışma, deney sonucu yok ise, ona, en azından bugün ve bu şartlar altında "Bilmiyoruz" demek zorundayız. Eğer benim "Yoktur" söylemimin yanlış olduğunu iddia eden biri varsa, bir kanıtla, deneyle, gözlemle gelmek zorunda.

Bu bağlamda, sizin sorduğunuz "Çoklu Evrenler teorisi, ne kadar doğru olabilir?" sorusu da bilimsel nitelikli bir soru değil. Birincisi çoklu evrenler bir teori değil. Ortada bir gözlem, deney yok. Bilimsel yönteme göre gözlemsiz ve deneysiz teori olmaz. Teori kelimesinin halk arasındaki anlamı ile bilimdeki anlamı farklıdır. Ben size, bizden milyonlarca ışıkyılı uzaktaki bir gezegende yaşayan, kırk metre boyundaki karıncaların oluşum süreçlerini teorileştirebilirim. Ama söylediğim herşey bir teori gibi görünse de aslında fantezidir. Neden? Çünkü elimde bir gözlem, deney, veri yok. Tanrının varlığı teorisi diye bir teori var mı? Yok. Tanrının varlığı, bilimsel olarak bir hipotez. Çünkü gözlem ve deney yok bunun üzerine. Bu nedenle de ulu yaratıcı kavramı bir inanç. Bilimsel bir konu değil. Bilimde bir şey ya gerçektir ya değildir. Evrim ya vardır, ya yoktur. Ne kadar vardır, ne kadar yoktur diye bir soru olamaz. "Evrim teorisi ne kadar doğrudur" diye bir soru olaiblir ama bu soru da "Evrim var mıdır yok mudur?" sorusu ile ilgili değildir. Evrim vardır, bu kesin. Teorisi ne kadar doğru? Bu ayrı bir soru. Paralel evrenler ya vardır ya yoktur. "Teorisi ne kadar dorudur?" diye sormak, onun varlığından emin olmadığımız için belirsizdir. Bu nedenle de bu soruyu sormak pek bilimsel ya da akla uygun olmuyor. Zaten bu soruyla, paralel evrenler teorisi, %71 doğru olsa, bu "Paralel evrenler vardır" anlamına mı gelir? Hayır. %99 doğru olsa bile yetmez.

Bu konu, bilimsel olarak incelenecekse, önce gözlem lazım. Gözlem yapacağız, sonra onu hipoteze dökeceğiz, sonra deney ve verilerle test edeceğiz. Bunu da yapamadığımıza göre, paralel evrenler "teorisi" bir fantezidir. Bunu da konuşabiliriz, bir mahsuru yok elbette. Hatta hayli keyifli bir konu. Ama bilimsel olarak "biz fantezi" olduğunun farkında olarak konuşmalıyız. Ama işte sayısız ortam, paralel evrenler kesin varmış da nasıl oluştular, özellikleri ne, neredeler falan diye konuşuyor. Aslında söylenenlerin hepsi ama hepsi birer fantezi.

Bilimde önce bir gerçek gözlemlenir. Sonra o gözlem bir hipotezle açıklanır. Sonra o hipotez deneylerle test edilir. Eğer yanlışlanmıyorsa zenginleşir ve bir teoriye dönüşür. Sonrasında da başka deneylerle ve gözlemlerle denenmeye ve "çürütülmeye çalışılmaya" devam eder. Paralel evrenler üzerine hiç ama hiç bir gözlem söz konusu olmadığı için bunun varlığını konuşmak bile, bilimsel olarak tamamen fantezidir. Bu nedenle de söylenenlerin ne kadarının doğru olduğu da pek de anlam barındırmaz.

Tüm Reklamları Kapat

Bir bilimsever ve bilime güvenen bir insan olarak, bilimsel metotla incelenmeyen ve modern bilim esaslarına uygun olarak bilgiye dökülmeyen hiç bir şeye bilimsel bakmam ve söylenenlere güvenmem. Bu konulara felsefe, sanat, ahlak, mantık gibi diğer disiplinler ile yaklaşırım. Olması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum. Size de önerim, karşınıza gelen bilgilere, olgulara, söylemlere, iddia edilenlerin doğası paralelinde yaklaşmanızdır. Aksi halde yanılgıya düşeriz. Hayli kalabalık kitlelerin düştüğü gibi.

Umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Çalışmalarınızda başarılar ve keyifli okumalar dilerim.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Doruk Üvez
Doruk Üvez
51K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
+Bahçen nasıl gidiyor?
-Olmakta.
+Yani?
-Her geçen gün sadeleşmekte.
Kaynak: Şibumi
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl Matematik Çalıştayımızın 11. 'sini düzenliyoruz.

Etkinliğimiz; matematik bölümünden mezun olmuş, farklı alanlarda kendini geliştirmiş, kariyer hedeflerimize ilham verecek isimleri bir araya getirecek.

Konuşmacılarımızın bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
IXPE Bir Karadelik Jetini Keşfediyor

Karadelikler nasıl X-ışınları üretir? NASA'nın IXPE uydusundan elde edilen veriler sayesinde uzun zamandır sorulan bu sorunun cevabına giden yolda önemli bir ilerleme kaydedildi. X-ışınları doğrudan bir karadelikten çıkamaz. Ancak yakınlarda bulunan enerjik ortamda, özellikle de dışarı doğru hareket eden bir parçacık jeti tarafından üretilebilirler. BL Lac galaksisinin merkezinde bulunan süper kütleli karadeliğin oluşturduğu blazarın yakınlarından gelen X-ışını incelendiğinde, bu X-ışınlarının kayda değer bir polarizasyona sahip olmadığı keşfedildi. Bu durum, X-ışınlarının protonlardan daha yüksek enerjili elektronlar tarafından üretildiğini gösteriyor. Öne çıkan bu sanatsal illüstrasyon, karadeliğin etrafını saran turuncu renkli bir yığılma diskinden yayılan güçlü bir jeti tasvir ediyor. Evrenin dört bir yanında meydana gelen yüksek enerjili süreçleri anlamak, insanlığın Dünya'da ya da yakın çevremizde meydana gelen benzer süreçleri de kavramasına yardımcı olur.

9 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görselleştirme Kaynağı: NASA, Pablo Garcia
Çeviren: Simay Aladağ

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ahmet Gözer
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Mersin (Mersin)
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close