Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rabia Aydın
Rabia Aydın
40K UP
Yazar 3 Ocak 2022 12 dk.

Günümüz modern tıbbında sentetik ilaçların yaygın kullanımına karşın halk arasında bitkisel drogların kullanımının tercih edildiği bilinmektedir. Özellikle endüstriyel olarak gelişmekte olan ülkelerde sentetik ilaçlara göre bitkisel drogların daha ucuz ve ulaşılabilir olmaları, geleneksel tedavide çok uzun yıllardır biliniyor olmaları, yan etki ve ilaç etkileşimlerinin sentetik ilaçlara göre daha az bilinir olması gibi nedenlerle halk arasında yaygın olarak kullanıldıkları bir gerçektir.[3]

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kayıtlarına göre, dünya nüfusunun %80'i günümüzde tedavi veya korunma amacıyla bitkileri kullanmaktadır. Özellikle 1990'lı yıllardan sonra, tıbbi ve aromatik bitkilerin yeni kullanım alanlarının bulunması ve doğal ürünlere olan talebin artması bitkilere duyulan ilgiyi her geçen gün arttırmıştır. Bitkilerden tıbbi amaçlı yararlanılması daha çok Uzakdoğu toplumlarında yaygın olsa da son yıllarda batı toplumlarında da tıbbi bitkilerden yararlanma alışkanlıklarının arttığı görülmektedir.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 1 gün önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ağustos 2013 24 dk.

Hayat, sağ elini kullanmayı tercih eden ("sağlak") insanlar için tasarlanmıştır. Çünkü popülasyonun %85-90 civarı, sağ elini kullanmaktadır; geriye kalan %10-15'lik kesim sol elini kullanmayı tercih eder ("solak"). İyi ama neden? Bunu belirleyen ne? El tercihi, hangi faktörlerden etkilenerek oluşuyor? Bu yazımızda, el tercihi ya da ellilik olarak bilinen bu konuya ve bunun evrimine değineceğiz.

Ellilik (el tercihi, el kullanımı) olarak bilinen ve halk arasında genelde "sağlaklık ve solaklık" olarak kullanılan bu kavramın ne yazık ki evrensel ve net bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak sıklıkla başvurulan tanımı üzerinden gidecek olursak, bir insanın günlük yaşantısı içerisinde öncelikli olarak tercih ettiği el ve ayak kullanımıdır. Yani bir şeye uzanmak için genellikle sağ elinizi kullanıyorsanız "sağlak", sol elinizi kullanıyorsanız "solak" olarak bilinirsiniz. Aynı durum ayaklar için de geçerlidir, ancak burada sadece el olarak bahsedeceğiz.

157
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ağustos 2014 1 dk.

Ne yazık ki büyük aktör ve komedyen Robin Williams 11 Ağustos 2014'te TSİ 19:55'te evinde ölü bulundu. 63 yaşında hayatını kaybeden Williams, sadece büyük bir aktör olmakla kalmadı, aynı zamanda birçok insana hayatın önemini öğretebilen başarılı bir "insan" oldu. 2 Emmy, 4 Altın Küre, 1 Oscar, 5 Grammy ödüllü bu harika insanı en azından saygıyla anmayı görev biliriz.

Kendisini tanımayanların en kısa sürede tanışmasını, özellikle de görseldeki sözü aldığımız Ölü Ozanlar Derneği filmini izlemesini önemle tavsiye ederiz. Görseldeki söz, genç ozanları eğiten bir öğretmenin sıradışı eğitim metotlarını yansıtan bir sahneden alındı. Daha fazlası için filmi incelemenizi tavsiye ederiz.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 14 Şubat 2024 3 dk.

Baptist bir papaz olan ve kendini evlilik danışmanı olarak tanımlayan Gary Chapman tarafından oluşturulan "sevgi dili" kavramı, ilk olarak yazarın Beş Sevgi Dili (İng: "The 5 Love Languages") isimli kitabında tanıtılmıştı. Chapman'a göre beş sevgi dili şunlardı:

Chapman, her insanın partneri ile tek bir birincil dilde konuştuğunu savunmaktadır. Bu, sevgiyi ifade ettikleri ve sevilmeyi en çok arzuladıkları ana yolu yansıtmaktadır. Bu kavram ise son zamanlarda sosyal medyada oldukça yaygın hâle geldi ve insanlar partnerleriyle olan ilişkilerini iyileştirmek için yöntemi kullanmaya çalıştı. Ancak uzmanlar, sevgi dillerinin partnerler arasındaki iletişimi geliştirdiğine dair tutarlı kanıtlar olmadığını ve bu kavramların sevgiyi ifade etme biçimlerini tam olarak yansıtmayabileceğini belirtiyor.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Haziran 2021 8 dk.

1933 yılında Çin'in kuzeydoğusundaki Heilongjiang bölgesindeki Harbin kenti yakınlarındaki Songhua Nehri'nde inşa edilen Dongjiang Köprüsü inşaatında çalışan bir taşeron işçi, inşaat kazısı sırasında gizemli bir kafatası fosili keşfetmişti. Bu keşif, 1929 yılında keşfedilen meşhur Peking Adamı fosilinin keşfinden hemen sonrasına denk geliyordu ve bu nedenle işçi, keşfettiğinin antropolojik olarak önemli olabileceğini düşünerek, fosili terk edilmiş bir kuyu içinde saklamaya karar verdi. Ömrü boyunca bölgesinde bol miktarda politik çalkantı yaşayan işçi, ölümünden kısa bir süre önce 3. kuşak ailesine fosilden bahsetti ve aile, 2018 yılında fosilin yerini bulup, kafatasını çıkarmayı başardılar. Sonrasındaysa Hebei GEO Üniversitesi'nden paleontoloji profesörü Dr. Ji Qiang, uzun tartışmalar sonucunda bu önemli fosilin üniversitelerinin müzesine bağışlanması konusunda aileyi ikna etti.[1]

Her ne kadar kare şeklindeki göz yuvarları, geniş ağzı, kalın kaş kemerleri ve büyük dişleriyle neredeyse kusursuz bir şekilde korunmuş olsa da o dönemde hiç kimse, bu kafatasının hangi türe ait olduğunu tespit edememişti - bu özellikler, onu "insana benzer" yapıyordu ama "Homo sapiens" diyebilmemiz için oldukça eşsiz yapıdaydı.[2] Bulunan fosilin kafatası, Homo sapiens ve diğer insan türlerinden daha iriydi; ancak beyin büyüklüğü insanınki ile büyük oranda aynıydı. Yıllar süren titiz incelemeler sonucunda, sadece bu fosili analiz eden 3 ayrı akademik makale The Innovation dergisinde yayınlandı.[3][4][5]

43
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 19 Kasım 2022 9:59
Mise en Place ("miğ-zon-pılas" şeklinde okunur), "yerine koymak" anlamına gelen ve üzerinde çalışmaya başlamadan önce bir görev için planlamamız ve hazırlanmamız...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
41
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Kasım 2014 32 dk.

7 Kasım 2014 tarihinde vizyona giren Yıldızlararası (Interstellar) filmi, senenin en çok beklenen filmi olarak büyük ses getirdi. Belki gişelere beklediği hızlı girişi yapamadı ve ABD'de Disney tarafından yapılan Büyük Kahraman 6 (Big Hero 6) isimli filmin gerisinde kaldı ama yine de gerek içeriği, gerek kurgusu, gerek görsel yapısı, gerekse de Evrim Ağacı olarak burada işlediğimiz gibi bilime olan katkılarıyla önemli miktarda ses getirmeyi başardı. Öyle ki, kolay kolay bilimkurgu filmlerini beğenmeyen, Dünyaca ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson'dan bile, buradan okuyabileceğiniz gibi bol miktarda övgü aldı. Filme yöneltilen ve hem destekleyen, hem de karşı olan sayısız eleştirinin yarattığı toz fırtınası yavaş yavaş dinerken, biz de filmin bilimsel olarak bir analizini sizler için yapmak istedik. Ayrıca filmin sonunda, karadeliğin içerisine girildiğinde ne olduğunu ve neler anlatılmaya çalışıldığını da, anlamayanlar için açıklayacağız. Umuyoruz ki faydalı olacaktır.

İlk olarak şunu söyleyelim: bu bir belgesel değildir, bir bilimkurgu filmidir. Dolayısıyla ele alacağımız eleştiriler, "Kesin ip var or'da!" diyormuşuz gibi anlaşılabilir. Fakat amaç bu değildir. Bilimkurgunun amacı, hayal gücünü tetikleyerek bilimin ileride görebileceği gerçeklerle ilgili ufkumuzu açmaya çalışmasıdır. Sadece salt bir sanat eseri olarak görüp tüm bilimsel doğasından sıyırmak, tamamen bilim olarak görüp içerisindeki noktaları abartmak kadar hatalı olacaktır. İkisi de yanlıştır. Dolayısıyla, mutlaka filme gitmenizi ve son yılların (hatta belki tüm zamanların) en başarılı bilimkurgu filmlerinden biri olduğunu düşündüğümüz Yıldızlararası'nı izlemenizi tavsiye ederiz. Biz tek kelimeyle "bayıldık". Özellikle sayısız bilimsel gerçeğin dahiyane bir şekilde aktarılması, filmi diğer pekçok bilimkurgu filminden ayıran çok özel bir nokta. Ancak filmin büyüleyici doğasından sıyrılıp "Ya acaba?" sorusunu sormaya başladığınız anda, artık bilimkurgu veya sanat değil, bilim yapıyorsunuz demektir ve bu yazımız, size katkı sağlayacaktır diye düşünüyoruz. Dolayısıyla sanatın bittiği yerle bilimin başladığı yeri iyi ayırt etmek gerektiği kanaatindeyiz. Benzer şekilde, Evrim Ağacı ekibi olarak filmin harika olduğu konusunda hemfikiriz. Ancak bu, bilimini analiz edip hatalarına değinemeyeceğimiz anlamına gelmiyor.

247
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Umut Çetinbaş
İnceleyen 24 Ocak 2023
Nazi Almanyası'nı anlatan çok güzel bir film, bir çok kez izledim. İzlemeye değer...
Film
9.5/10
(111 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Pianist
Yönetmen: Roman Polanski
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
22K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe merkezinde gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Okan Nurettin Okur
İnceleyen10 1 gün önce
Hiçbir öykü kendi başına tamamlanmış değildir. Her birimiz, bir başkasının yarım kalmış hikâyesinin devamı, belki bir başlangıcın habercisi ya da son gibi görünen satır aralarındaki sessiz yankıyız. Kvasir, bu gerçeği, birbirine dolanan öyküleriyle sadece anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda hissettiriyor, okuru bu çok katmanlı anlatının içine usulca çekiyor. Hikâyelerimiz dâim olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Bilgisayar Mühendisi 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Furuya Kun tarafından sorulmuştur.

Öncelikle bu teoriler Schrödinger'in kedisi kadar canlı ve bir o kadar da ölü sayılır bilgin olsun. Geleceğin pop starı olacak fizik dalı bana göre muhtemelen Kuantum Kütle Çekimi. Bu, fiziğin bir türlü barıştıramadığı boşanmanın eşiğindeki çifti olan Genel Görelilik ile Kuantum Mekaniği'ni aynı masaya oturtma çabasıdır. Düşün ki biri "Her şey büyük ve kesintisiz" derken, diğeri "Hayır, her şey minnacık ve kesikli, hem de aynı anda her yerde olabilirim" diye bağırıyor. Fizikçiler de kan ter içinde, bolca kahveyle bu iki inatçı keçiye bir "barış çubuğu" API'ı yazmaya çalışıyor. Bu barışı sağlama iddiasındaki adaylar da sanki bir İtalyan restoranı menüsü gibi: Sicim Teorisi (evren spagettiymiş), M-Teorisi (o spagettinin gizemli bir şefin tarifi olduğunu söylüyor) ve Döngü Kuantum Kütle Çekimi (evrenin aslında kuantum Lego'lardan yapıldığını iddia ediyor).

Son zamanların en popüler dedikodusu ise "It from Qubit" yani "Her Şey Kübitten Türer" ilkesi.[1] Buna göre o yazdığın koddaki "bug" sandığın şey, aslında evrenin sana göz kırpması olabilir. Bu fikir, holografi ilkesiyle birleşince işler iyice çığırından çıkıyor. Bu ilkeye göre üç boyutlu sandığımız bu evren, tüm o dertlerin, sınavların, bitmeyen projelerinle birlikte, aslında iki boyutlu bir yüzeye kodlanmış bir hologram olabilir. Belki de tüm hayatın, evrenin sabit diskinde yer kaplayan bir .jpeg dosyasından ibarettir. Bu bilgiyle pazartesi sendromuyla nasıl başa çıkarsın, o sana kalmış. Yani geleceğin fiziği, "Evren bir simülasyon mu?" diye sorup, "Öyleyse bile umarım sistem gereksinimleri düşüktür ve lag yapmaz" diye dua eden bilim insanlarının trajikomik hikayesi olacak.

Yani ben olsam Kuantum Kütle Çekimi derdim.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. D. C. Youvan. Quantum Computation As A Laboratory For Reality: Testing "It From Qubit" Through Noncommutativity And Emergent Classicality. Alındığı Tarih: 13 Haziran 2025. Alındığı Yer: rgdoi doi: 10.13140/RG.2.2.20906.53443. | Arşiv Bağlantısı
12
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Oğuzhan Kiper
Yazar 6 Nisan 2016 15 dk.

Çoğumuzun (en azından yazarımızın) çocukluk kahramanı John McClane’in maceralarını konu alan “Die Hard (Zor Ölüm)” serisinden haberi olmayan çok az kişi vardır diye umuyoruz. McClane, seri boyunca yüzlerce kurşundan kaçar, düşme tehlikesinden kurtulur, kırık camlardan basa basa geçer, patlayıcılardan korunur ve düşmanlarını bertaraf eder. Sayısız ölüm tehlikesine rağmen yaşamaya devam eder. 

Özellikle insanın davaya adanmışlık, başarma isteği gibi erdemlere ve yenilmezlik gibi üstün meziyetlere karşı olan hayranlığını hedef alarak ticari başarı kazanan bu tip Hollywood macera filmlerinden belki de binlercesi vardır. Die Hard serisinin konu olması sadece ilk gençliğin yazarda bıraktığı kalıntı olabilir. Kötünün cezasını bulduğu, iyinin ise biraz da Hollywood alt metniyle “ilahi müdahale”ye yorabileceğimiz şansının yardımıyla, güzel ihtimallerin art arda gelmesiyle kazandığı ve şiirsel adaletin tecelli ettiği Hollywood filmleri bu manada gerçeği tam olarak yansıtıyor diyemeyiz. Kahramanın kurşun yağmurunu “sorun değil, birkaç önemsiz sıyrık dostum”la atlatması, kahramana bağlı ipin tam zamanında ucu ucuna bir yerlere takılması, o ana kadar çatır çatır çalışan tabancanın kahramanın kafasına dayandığında tutukluk yapması, tam da ihtiyacı olduğu anda birinin ona yardım etmesi bizlere oldukça düşük ihtimaller olarak gelmektedir.

83
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ömer Efe Dikici
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
İnsan zihninin temel konfor ve rahatlık arzu eden devreleri nedeniyle, dünyaya ve etrafımızda olup biten hadiselere olduğu gibi bakamıyoruz. Zihnimizi hakimiyetimizi altına almış etiketler, önyargılar ve zanlarla, gözümünüzün önünde olup biten olayları çarpıtabiliyor, anlamları üzerinde düşünmüyor, yok sayıyor ve hatta tamamen göremeyebiliyoruz. Bu gerçekliği çarpıtma filtreleri arasında en etkili olanı kuşkusuz inançlarımız. Nereden geldiği belli olmayan, çoğu deneyim ve akıl yürütmeye dayanmayan, sınanmamış birçok inançla doludur zihinlerimiz.
Kaynak: İnsanın Fabrika Ayarları (İFA) 1. Kitap: Beden
9.2/10
(11 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasemin Akın
Uyarlayan 13 Ocak 2021 16 dk.

Kromatografi, karışımları bileşenlerine ayırmak için basit veya karmaşık yöntemlerle laboratuvarda gerçekleştirilen bir tekniktir. Kağıt kromatografisi ve ince tabaka kromatografisinden, gaz kromatografisine kadar birçok farklı kromatografi türü vardır.

Kromatografi, ayrıştırılmak istenen bileşenin sabit bir faza eklenmesi ve bu sabit faz üzerinde akan bir başka hareketli faz sayesinde bileşenlerine ayrılması ilkesine dayanır. Bu ayırma işlemi üzerinde etkili olan faktörler; adsorbsiyon, katı ve sıvı fazlaların özellikleri, bileşenlerin moleküler ağırlıkları ve afinitelerindeki farklılıklardır. Bu farklılıklar nedeniyle kromatografide çalışılan karışımın bazı bileşenleri fazlar içinde daha yavaş, bazıları daha hızlı hareket eder. Bu sayede karışımın bileşenleri birbirinden ayrılmış olur.

50
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
İlhan Taşlı
İnceleyen10 10 Nisan 2023
Amerikan Edebiyatı'nın nadide eserlerinden birisi. Ortaokul yıllarımda kölelik ve ırkçılığın ne lanet bir şey olduğunu, bana öğreten kitap.
10.0/10
(14 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye 6 gün önce
bu hesabı kapata bilirim
4
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 1 Şubat 2019
İnsanın öğrenmesi gereken tek dil, tatlı dildir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
47
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Funny Science
Funny Science
44K UP
11 Ağustos
Modern insanları evrim tarihinde eşsiz kılan nedir?

Toplumlar halinde yaşamak ve çevremizdekilere özen göstermek muhtemelen türümüzün sadece hayatta kalmasını değil, milyarlarca yıl boyunca evrimleşmesini de sağladı.

Bilim insanları arasındaki bu popüler teori, alışılmadık özelliklere sahip ufak bir kemik fosili üzerindeki çalışmalarla da destekleniyor.

Devamı için linkr tıkla
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close