Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 12 Ekim 2013 1 dk.

Kalp, vücudumuzdaki en güçlü kaslardan birisidir. Her 1 saatte yaklaşık 5.000 defa kasılıp gevşeyen bu kan pompası, her 1 dakikada 5-6 litre kanı yer değiştirir. Kalp, yorulmayan kaslardan birisidir ve 80 yıl boyunca yaşayan birinin kalbi ömrü boyunca 2-3 milyar kez atacaktır. Yoğun bir şekilde egzersiz yapan atletlerde kalp, 1 dakikada daha az defa atar ve bu kişilerin ömrü genel olarak daha uzundur.

Hatta kalbi daha yavaş atanlar, genellikle daha uzun süre yaşarlar: BMJ Heart dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, kalbi dakikada 71-80 defa atan bireylerin herhangi bir zaman aralığında hayatını kaybetme ihtimali, kalbi dakikada 50 veya daha az kere atan bireylerden %51 daha fazladır (egzersiz ve kardiyovasküler hastalık farkları dikkate alındıktan sonra bile)!

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
86.5K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Antalya
Kaş İlçesi sınırları içinde kaydedilmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 4 saat önce 4 dk.

Birçok insan, köpeklerini hayatlarının merkezinde görüyor. Aslına bakılırsa Pew anket verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki köpek sahiplerinin neredeyse tamamı, köpeklerini önemli aile üyeleri olarak kabul ediyor. Hatta bazı ülkelerde köpeklerin sayısı artık çocukları bile geride bıraktığı biliniyor.

Hayvan davranışları araştırmacısı Eniko Kubinyi, Budapeşte'deki Eötvös Loránd Üniversitesi'nde yürüttüğü araştırmalarda da bu eğilimleri gözlemlediğini belirtiyor. Kubinyi, şöyle anlatıyor:

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 28 Haziran 2011 31 dk.

Ekim-Kasım 2014 aylarında o kadar fazla ve o kadar kaliteli bilim kurgu filmleri çıktı ki, hepsine yetişip kapsamlı analizler yapmamız oldukça güç oluyor. Yıldızlararası (Interstellar) için yazdığımız detaylı analiz, sadece birkaç haftada binlerce defa paylaşıldı ve hatta StumbleUpon'da da karşımıza çıkan bir içerik haline geldi. Ancak Yıldızlararası'nın etkisine kapılıp, bilim kurgunun bir diğer önemli eserini es geçmemek gerekiyor: dilimize tuhaf bir şekilde Evrim olarak çevrilmiş olan, aslında "üstünlük, aşkınlık" anlamına gelen, orijinal adı Transcendence...

Yıldızlararası bizi Evren'in ve modern fiziğin sınırlarına götürürken, Transcendence bizleri beynimizin müthiş dünyasına çekiyor, nanoteknolojiden gücünü alan yapay zekanın gelecekte ne seviyeye gelebileceğine dair net bir görüntü sunuyor. Tıpkı Yıldızlararası gibi, Transcendence da çok uzak olmayan bir gelecekte geçiyor. Peki filmde gösterilenler ne kadar gerçekçi? Yapay Zeka gerçekten bu kadar zincirlerini kırıp, sınır tanımaz hale gelebilir mi? Beynimizi bir makinaya indirgemek mümkün mü? Anılarımız, bir USB bellek ile kıyaslanabilir özellikte midir? Nanoteknoloji, hiper-hızlı kendi kendini yenileme ve hiper-hızlı kendi kendine organizasyon gibi teknolojileri mümkün kılabilir mi? Kuantum bilgisayarlar, bugüne kadar var olmuş bütün insanların toplam zekasından kat kat daha zeki hale gelebilir mi? Bir makina hissedebilir, şahsi emellerine göre tercihlerde bulunabilir, duygulara sahip olabilir, insanları kontrol edebilir ve hepsinden önemlisi, kendine ait bir "benliğe" sahip olabilir mi? Bu yazımızda bu sorulara değinecek ve modern bilimin ışığında bazı bilgiler vereceğiz. 

140
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Suat Ayöz
Suat Ayöz
117.1K UP
Uyarlayan 24 Aralık 2011 21 dk.

Felsefenin bin yıllardır konusu olan "özgür irade" meselesi, kuşkusuz sinirbilimin en ilgi çekici ve heyecan verici araştırma sahalarından birisidir. Her geçen gün yığılarak artan bir veri yığını, irademizin herhangi bir hayvanınkinden daha fazla özgür olmadığını, sadece karar alma "algısının" daha kapsamlı işlediğini, dolayısıyla "kontrolü daha fazla elimizdeymiş" gibi hissettiğimizi gösteriyor. Yani çok büyük ihtimalle, şu anda bu yazıyı okuma tercihiniz, sizin özgürce aldığınız bir tercih değil. Beyniniz, bunu otomatik olarak, uyaranlara bağlı olarak yapıyor; ancak kararı siz aldınız zannediyorsunuz. Tabii burada belki "beyin ne, biz neyiz?" gibi bir soru işaretinin de ele alınması gerekiyor; ancak bunu şimdilik ana konumuz yapmayacağız ve kararlarımızı gerçekten özgür iradeyle alıp almadığımızı irdeleyeceğiz. Bu yazımızda, Dünya'nın 1 numaralı teknik üniversitesi olan Massachusetts Institute of Technology'nin yayınladığı "Özgür İrade Nöronunu Ararken" yazısını rehber olarak kullanacağız (ki birebir çevirisini de sitemizden okumanız mümkün); ancak yer yer anlaşılması güç olan kısımları daha detaylı olarak izah edecek ve farklı açılardan konuya yaklaşabilmenizi sağlamaya çalışacağız. Umuyoruz ki kendinizi bir nebze daha iyi tanımanız ve anlamanız konusunda katkı sağlayacaktır.

Öncelikle, daha önce hiç gözlenememiş bir şeyi arayan bir çalışmadan bahsetmek istiyoruz. Denek olan kişilerin henüz bir şeyler hissettiklerinin ayırdına varamadan, o dürtüyü uyandırmak üzere ateşlenecek tek bir insan nöronunu arayan bir araştırmadan... Yani örneğin, bir iş için parmağınızı hareket ettirmek gibi çok basit bir eylem yapacağınızı düşünün. Ancak parmağınızı hareket ettirme zamanının geldiğini anlayıp, o hareketi başlatmanızdan önce, beyninizde hangi sinirler ateşleniyor? Bu ateşlenme, hareketin temel kaynağı mı? Eğer öyleyse ve siz daha parmağınızı hareket ettirmeden ve buna karar vermeden "önce" ateşleniyorsa, bu durumda kararı gerçekten "siz" mi almış oluyorsunuz?

141
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 4 Ocak 2022 16 dk.

Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.

Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Ağay
Anıl Ağay
103.3K UP
3 gün önce
Bu yılın, "Dünya Aşırıya Kaçan Gün" tarihi Temmuz'un 24'üne denk geldi, yani bir yılda tüketilecek doğal kaynakları ilk yedi ayda tüketmişiz.

Geçen yıl bu denk geliş Ağustos'un ilk haftasında gerçekleşmiş. 

1971'den beri, bir yılda tüketmemiz gereken doğal kaynak kotamızı sürekli olarak artan şekilde aşmış durumdayız.

1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Boray Dinçer
Boray Dinçer
46.0K UP
Çeviren 24 Aralık 2019 1 dk.

Bilinen en eski ormanın fosilleri New York’taki bir taş ocağında keşfedildi. Fosiller 386 milyon yıllık ve onları incelemek bize Dünya ikliminin zaman içinde nasıl değiştiği hakkında daha fazla şey öğretebilir. Birleşik Krallık’taki Cardiff Üniversitesi’nden Christopher Berry, şöyle diyor:

"Charles" derken kastettiği, New York Eyalet Müzesi’nden Charles Ver Straeten. Ver Straeten, New York’un Catskills bölgesindeki Cairo kenti yakınlarında bulunan fosilleri 2008 yılında keşfetti.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Bahar Yüksel Çakmak
Türü Ekleyen 1 gün önce
Maltese terrier tüyleri yoğun, parlak, ipeksi ve ışıltılıdır, vücut boyunca kıvrımlar veya alt tüyler olmadan ağır bir şekilde düşer . Renk saf beyazdır, ancak soluk fildişi rengi veya açık kahverengi lekelere izin verilir.
1
İnceleme
Aycann Coskun
İnceleyen9 6 gün önce
çok güzel bir anime çok iyi kurgulanmış her bölümü büyük heyecan ile izledim ama keşke tadında bitseydi
9.2/10
(44 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Death Note: Desu nôto
Yönetmen: Tetsurô Araki
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nil Han
Nil Han
20.0K UP
1 gün önce
Bugün, Evrim Ağacı Keşif listesinde "Bir ay içinde 10 kitap oku" görevine başladım! Bana yardım etmek istersen yorumlara yaz!
İş birliği teklif et! Nil Han'ın Keşif Listesi
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 27 Aralık 4 dk.

Evlilik veya uzun süreli bir ilişki içinde olmak genellikle norm olarak görülse de, giderek daha fazla insan hayatları boyunca bekar kalmayı tercih ediyor. Ancak bekarlık, özellikle insanlar yaşlandıkça ve başkalarına daha fazla bağlı hale geldikçe, ekonomik ve tıbbi dezavantajlar getirebilir.

Psychological Science dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, ömür boyu bekar kalanların yaşam memnuniyeti ölçümlerinde daha düşük puanlar aldıklarını ve partnerleri olanlara kıyasla farklı kişilik özelliklerine sahip olduklarını ortaya koyuyor.[1] Bu bulgular, bekarlar için hem sosyal destek ağları kurulmasına hem de bu ağların onların özel ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesine olan ihtiyacı gösteriyor. Çalışmanın başyazarlarından biri olan ve Bremen Üniversitesi'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Julia Stern, Association for Psychological Science'a verdiği bir röportajda şunları söylüyor:

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Turkan Huseynova
1 ay önce
Salam Azərbaycandan izləyirəm araliqli orucla ilgili video yayinlarsaniz çok sevinirim
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Bora Cüneyt Akçakın
Seslendiren 19 Kasım 15:25
LingoSat Nedir? - Starship 6. Kez Fırlatılıyor!
24
Tüm Reklamları Kapat
Kaan Türegün
Kaan Türegün
2,263 UP
Doktora öğrencisiyim 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Evrim, yalnızca hayatta kalma ve üreme odaklı bir süreç olduğundan, genetik değişiklikler genellikle bireylerin üreme başarısını artıracak şekilde şekillenir. Bu yüzden yaşam kalitesini doğrudan etkileyen hastalıklar, genellikle üreme döneminden sonra ortaya çıkar ve bu da evrimsel açıdan bir baskı yaratmaz.[1]

Kaynaklar

  1. M. L. Benton, et al. (2021). The Influence Of Evolutionary History On Human Health And Disease. Nature Reviews Genetics, sf: 269-283. doi: 10.1038/s41576-020-00305-9. | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close