Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 17 Ağustos 2014 3 dk.

Kaktüslerin diğer herhangi bir cisimden daha fazla radyasyon soğurduğunu gösteren hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Bu konunun halen bir mit olmama ihtimali varsa da, aşağıda vereceğimiz bilgiler göz önüne alındığında, konunun bir mit olma ihtimali, olmama ihtimalinden çok daha yüksek gözükmektedir.

Bu mit, 1980'li yıllarda İsviçre'nin Chardonne kentinde bulunan Jeobiyoloji Enstitüsü'nde yapılan bir gözleme (araştırma değil!) dayanmaktadır. Bu enstitüde çalışan ve uzun saatlerini bilgisayarlar karşısında geçiren uzmanlar baş ağrısı ve aşırı yorgunluk belirtilerine sahipken, laboratuvarlara kaktüslerin alınmasından sonra bu belirtilerin azaldığı gözlenmiştir. Bu bilginin yayılması ile, küresel ölçekte olmasa da, özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde kaktüslerin radyasyonu emdiğine ve koruyucu bir kalkan görevi gördüğü iddiası yayılmıştır. Batı Avrupa ve ABD'deki birçok kaktüs üreticisi ve uzmanının böyle bir mitten haberi bile yoktur.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Altay Kenger
Seslendiren 21 Kasım 2019 4:40
Antropologlar ve diğer bilim insanları, yüzyıllardır neden insanların birbirlerini öldürmeye bu kadar meraklı olduğunu soruyor. Peki evrimsel olarak bunun...
26
İnceleme
İbrahim Yazgan
İnceleyen 24 Şubat 2024
Hem bilimsel hemde kültürel ve sanatsal açıdan verdiği bilgilerle insanın ufkunu açıyor YouTube'ta sayılı bilim kanallarından biridir mutlaka herkesin izlemesi gerekir
Youtube Kanalı
9.8/10
(31 Kişi)
Puan Ver
@Holosen
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Çınar Ata Okutman
İnceleyen10 2 Ağustos 2023
Harry Potter serisinin ilk filmi… Herkes için yeri özeldir bunun. İşte bu inanılmaz seri, şöyle başlıyor…
‘31 Temmuz 1980’de doğmuş olan Harry, anne ve babası o zamanların en büyük karanlık büyücüsü Lord Voldemort tarafından öldürüldükten sonra annesinin ona yaptığı sevgi kalkanı sayesinde Voldemort’un öldüren lanetinin geri sekmesiyle sağ kalmıştır. Daha sonra teyzesi ve amcası tarafından kötü muamele görerek büyütülmüş, 11 yaşına geldiğinde ise Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndan davetler almaya başlamış; fakat amcası sihirden nefret ettiği için evi terk etmişlerdir. Daha sonra Harry, gittikleri yeni yerlerinde bir Büyücü olduğunu öğrenmiş ve eğitim hayatına başlamıştır. Fakat onu nelerin beklediğinden hiç haberdar değildir…’
Bu seriye başlamak isteyenlerin gerçekten çok zevkli ve eğlenceli bir serüven yaşayacağını söylemeliyim. Bu seride gerek üzüntü, gerek heyecan, gerek mutluluk olsun çoğu duyguyu gerçek anlamda yaşamak mümkün. J.K. Rowling gerçekten çok iyi bir iş başarmış bu seriyiyi yazmakla. Filmlerini izledikten sonra kitaplarını da okumanızı tavsiye ediyorum. Onlar da filmler kadar sarıyor açıkçası.
9.5/10
(46 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Harry Potter and the Sorcerer's Stone
Yönetmen: Chris Columbus
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Tam şu anda hayatın bence en üzücü tarafı, bilimin bilgiyi biriktirme hızının, toplumun bilgelik edinme hızından daha fazla olmasıdır.
Kaynak: Söz, Isaac Asimov ve Jason A. Shulman tarafından yazılan ve 1988 yılında yayınlanan "Isaac Asimov's Book of Science and Nature Quotations" kitabının 281. sayfasından alınmıştır. (Wikiquote)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ertuğrul Genç
2 gün önce
Kendi kendinize mutlu olmaya bakın, sadece başkalarıyla değil...
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : The Shrouds
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Utku Derin
Utku Derin
355K UP
Aktaran 5 gün önce 2 dk.

Öğrencileri yapay zekanın yön verdiği bir dünyaya hazırlamak, üniversiteden çok önce başlıyor. South Florida Üniversitesi (USF), Tampa Bay bölgesi ve ülke genelindeki sınıflara yapay zekayı entegre etmek için okul öncesinden 12. sınıfa kadar olan eğitimcilerle işbirliği yaparak gelecek nesillerin temel becerileri erken yaşta geliştirmelerini sağlıyor.

USF Eğitim Fakültesi’nden Profesör Zafer Ünal, öğretmenler için 1.000’den fazla ücretsiz yapay zekâ aracı içeren çevrimiçi bir platform olan TeacherServer’ı geliştirdi. 2024’te hayata geçirilen platformun kullanıcı sayısı kısa sürede patladı. Bugün yaklaşık 1,25 milyon öğretmen, ders planlama, sınav hazırlama, sunum oluşturma gibi işlerde bu araçlardan faydalanıyor. Ünal şöyle diyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Nisan 2019 28 dk.

Kara delikler, uzayda yol alan hiçbir maddenin ve ışık da dahil hiçbir radyasyonun kaçamayacağı kadar büyük kütleçekim alanlarıdır. Astronomik tanımıyla bir kara delik, büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasıyla ölmesi sonucunda oluşan, bilinen en sıkışık (kompakt) gök cismidir. Yani kara delikler, aslında ölü yıldızlardır; çünkü yeterince büyük kütleli yıldızların yakıtı bittiğinde, kendi üzerine çökerler ve bir kara delik oluştururlar. Kara deliklerin olay ufku denilen bölgelerinde kütleçekim kuvveti öylesine güçlüdür ki bu noktadan itibaren ışık dahi kara deliğin çekiminden kaçamaz. Işığın kaçamaması sebebiyle, bir renkleri veya gözle görünür ışımaları yoktur ve bu nedenle "kara" olarak adlandırılırlar.

Birçok bilimkurgu filmine de konu olan, oldukça popüler bir konu olmasının yanı sıra, bilim dünyasında da hala sıcak bir araştırma konusudur. Şartların ekstremliği ve bildiğimiz fiziğin sınırlarını zorlaması onu oldukça ilgi çekici bir gök cismi haline getirir. Bu nedenle herkes tarafından çokça dile getirilmiş olması, onun hakkında birçok yanlış bilginin de yayılmasına neden olmuştur.

481
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Atilla ㅤㅤㅤㅤㅤㅤ
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.
Kaynak:(Git)
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tayfun Türkmen
Etkinliği Ekleyen 8 saat önce ÇevrimiçiÜcretsiz29 Mayıs
Tamamlayıcı Tıpta Yeni Ufuklar: İnovatif Yaklaşımlar Konferansı
29 Mayıs 2025 21:00 tarihinden 29 Mayıs 2025 22:00 tarihine kadar.

Modern tıp uygulamalarına entegre edilen tamamlayıcı yaklaşımlar, sağlıkta inovasyonun en dinamik alanlarından biri hâline geldi.

🔹 MİNTEK Derneği olarak; tıpta dönüşümün kapılarını aralayan bir canlı yayına imza atıyoruz.
🎙️ Moderatör: Prof. Dr. Ali AYYILDIZ
🎙️ Konuşmacı: Dr. Murat YILDIZ

🗓️ Tarih: 29 Mayıs 2025, Perşembe
🕘 Saat: 21:00 (TSİ)
📍 Canlı Yayın Adresi: www.mintekder.com/tv
Soru-Cevap Etkileşimi Canlı

➡️ Bilimsel zeminde, yenilikçi tedavi perspektiflerine ışık tutacak bu konferansı kaçırmayın!
📧 Sorularınız için: [email protected]

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Yazar 14 Ağustos 2020 15 dk.

Tardigradlar, çok çeşitli fiziksel ve kimyasal aşırılıklara dayanma konusundaki yeteneği sayesinde tüm bilimseverleri büyülemektedir. Son dönemlerde tardigradların sahip olduğu dayanıklılık yeteneği, karşılaştıkları zorlu koşullar sırasında ifade edilen proteinlerin koruyucu rollerine odaklanmamıza sebep olmakla birlikte bu küçük omurgasızlara duyulan ilginin artmasına yol açmıştır.

Dsup (hasar önleyici) adı verilen ve tardigradlara özgü benzersiz bir proteinin DNA'yı radyasyon ve radikallerin ürettiği hasardan koruduğunun keşfi, biyoteknoloji ve tıp alanındaki potansiyel uygulamalarıyla ilgili beklentileri artırdı.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 6:56
İşte tüm bu diş aşınmalarıyla mücadele etmek adına diş fırçalamak, birçok insan için tırnak kesmek veya tuvalet yapmak kadar "doğal" bir davranıştır....
7
Berkay Kalaycık
Yazar 3 Mart 2021 9 dk.

LIDAR, "Işık Tespiti ve Uzaklık Tayini" anlamına gelen "Light Detection and Ranging" sözcüklerinin kısaltmasıdır. En yalın haliyle; lazer ışınlarını kullanarak, nesnelerin, ölçüm aleti arasındaki uzaklığını ölçmeye yaran bir uzaktan algılama teknolojisidir. Işık hızında çalışması dolayısıyla ölçüm yaptığı alanı çok hızlı bir şekilde, yüksek doğrulukla ölçebilmektedir. Bu sayede, gerek topografik haritaların oluşturulmasında, gerekse diğer başka teknolojik çalışmalarda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu konuya daha sonra geleceğiz; ancak önce, kısaca bu teknolojiyi mümkün kılan fizik tarihine bakış atalım.

20. yüzyılın başlarında, Albert Einstein ve Max Planck, ışığın sadece dalgalar halinde yayıldığını değil, aynı zamanda parçacıklar ("foton") halinde de yayıldığı gerçeğini ortaya çıkardılar. Bu sayede, hem ışığın doğasını daha iyi bir şekilde anlayabildik, hem de kuantum teorisinin temellerini atmış olduk. Fakat en nihayetinde, temel bilimlerde yaşanan böylesine olağanüstü bir gelişme, sadece yaşadığımız evreni, doğayı anlamamıza katkı sağlamaz, bunun yanında başka yepyeni teknolojilerin keşfine de büyük olanaklar sağlar.

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen7 6 gün önce
Sıkı bir korku filmi hayranı olarak Son Durak serisi gerilimi seven herkes tarafından kesinlikle izlenmesi gereken, çoğu korku/gerilim filmine kıyasla somut değil soyut bir antagoniste sahip olan harika bir seridir.
Serinin son filmi "Kan Bağı", çoğu soruya cevap sunmuş bence. Özellikle John Bludworth (RIP Tony Todd ♡) karakterinin hikayesini sonunda öğrenebilmek beni çok mutlu etti. Filmin geçmişe dokunması, ölümün ne kadar kararlı olduğunu göstermesi, ve ana karakterlerden biri olan Iris'in hikayesi gerçekten etkileyiciydi.
Geçmiş filmlere bakıldığında oyuncu performansı çoğu zaman zayıf olan bu serinin son filminde oyuncular gayet güzel oynamış. Efektler, müzikler, sahne ve karakter tasarımları da gayet tatmin ediciydi.
7.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Final Destination: Bloodlines
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
184K UP
Yazar 23 Aralık 29 dk.

LSD literatürde LSD-25 olarak da anılan, halk arasında asit (İng: "acid") olarak bilinen kimyasal bir bileşiktir. Güçlü bir psikoaktif madde ve halüsinojen olan LSD'nin kimyasal yapısı C20H25N3'dür. Ergot mantarları tarafından üretilen liserjik asidin bir türevidir ve serotonin reseptörleri aracılığıyla etki gösterir. İlk olarak 1937 yılında Albert Hoffman tarafından sentezlenmiştir, LSD'nin psikoaktif özellikleri 1943 yılında yine Albert Hoffman tarafından keşfedilmiştir. LSD keşfedildiğinden beri hakkında binlerce rapor ve akademik makale yayımlanmıştır. Bu çalışmalarda LSD'nin psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya atılmıştır.

Çavdar mahmuzu (Claviceps purpurea) adlı mantarın çavdar gibi tahıllarda oluşturduğu ve tahıl tanesinin yerini alan sert, koyu renkli bir yapıdır. Bu yapı, mantarın üreme evresinde oluşur ve içerdiği maddeler zehirli olabilirken tıbbi açıdan önemlidir. Bu mantar tarih boyunca ergotizm (çavdar mahmuzu zehirlenmesi) salgınlarına sebep olmuştur. Ergot salgınlarından biri, M.S. 944 yılında 40.000 kadar insanın ölümüne neden olmuştur. Ancak bahsedildiği gibi ergotun tıbbi açıdan faydaları da mevcuttur. Örneğin on altıncı yüzyılda ergotun rahim kasılmalarını tetiklediği kaydedilmiştir. Bu sayede ergot doğumlarda suni sancı gibi bir işlevle kullanılmıştır.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, BBC Türkçe!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 22 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, BBC Türkçe!
Bilge Kaya
Bilge Kaya
22K UP
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Hindistan da erkek kadın fark etmeksizin herkesin alnında noktaya benzer bu işaretler var. Hatta özel günlerde kadınlar, bu kırmızı boya yerine alınlarına çeşitli takılar yapıştırıyorlar. Neden başka bir renk değil de kırmızı boya? Bu işaretin dinen veya kültürel sembolik anlamı nedir?
125 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Avc1 _
Avc1 _
103K UP
Bilimsel kaynaklara dayanan simülasyon yazılımcısıyım 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Asaf Güven tarafından sorulmuştur.
İnsan nedir? İnsan sevebilir mi?
İnsan nedir? İnsan sevebilir mi?

Sevgi gibi çoğu zaman bildiğimiz ama temelinde ne olduğunu anlamadığımız kavramlar vardır. Sevginin ne olduğundan bahsetmek için Matrix 3 Revolutions filminden bir alıntı yapmak isterim:

Program: "Bir programın sevgiden söz ettiğini duymadın."

Neo: "Evet, sevgi insanlara özgüdür."

Tüm Reklamları Kapat

Program: "Sevgi bir kelimedir. Önemli olan kelimenin vurguladığı bağlantıdır."

(Matrix 3 Revolutions)

Sevgi bizler için bir bakıma bağlanma gerektirir. Bu bağlanma sonucu varlığı ile mutluluk hormonları salgılatır. Evet insanlar sevebilirler. Bazen yanlış anlaşılsa da sevgi, temelinde varlığı için mutluluk duymamız yeterdir. Bir "şükür" sebebidir.

Sadece insanlar değil hayvanlar da sevebilir. Onların da bizler gibi aynı hormonları paylaştığını söyleyebiliriz. Onların da var olduğu için sevdikleri şeyler vardır. Bazen başka bir hayvan arkadaşları gibi. Dostunun yokluğunda derin üzüntü yaşayan bir sürü hayvan örneği var. Sonucunda onlar bile depresyon, iştahsızlık ve mutsuzluk çekebilirler. Temelinde sevgi vardır. Sevdiğimiz şeylerin yokluğunda üzülürüz. Bu doğal içgüdüdür.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan, gerçek olmayana sevgi besleyecek türde bir canlıdır. Kendi düşlerine ve hayallerine bağlanabilir. Onları sevebilir. Şiirinizdeki gibi var olmayanı sevebilir. Üzüntü de bundan gelir. Gerçek olmayanı sevmekten. İnsanlar ilişkilerine hep sevebileceği açılardan bakmayı tercih etmiştir. Bundan dolayı o ilişkilerde de mutsuzlardır. Çünkü gerçek olmayanı sevmeye çalışırlar.

Kısacası, insan gerçek olmayanı bile sevmeye gayret eden bir canlıdan fazlası değildir. Trajikomiktir, Özdemir Asaf'ın güzel bir şiiri vardır. Açıklamam gerekirse, günün sonunda analiz vaktimiz geldiğinde gerçeklerle yüzleşiriz. Bundan dolayı gecelerin ayrı bir hüzün duygusu vardır. Sevdiğimizden uzak olduğumuzu hatırlatır bizlere. İşte o dize:

Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen?

Özdemir Asaf

5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close