Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ekim 2016 10 dk.

Albert Einstein, 17 Eylül 1933 tarihinde Türkiye'ye bir mektup göndererek 40 Yahudi bilim insanının Türkiye'de idame edilmesi talebinde bulunmuştur. Mektubun gerçekliği, 1949 yılında Princeton Üniversitesi'nde öğrenci olan Münir Ülgür tarafından da doğrulanmaktadır. Ülgür, Einstein ile konuştuğunda, laf Türkiye ve Mustafa Kemal Atatürk'ten de açılmıştır. Ülgür'ün anlattığına göre Einstein şöyle demiştir:

Bir süre daha sohbet eden ikilinin arasında geçen konuşmada Einstein'ın söylediği şu sözler de ilgi çekicidir:

197
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 4 gün önce 21:10
Plastiklerin Kalbe Zararı - İyonlaşmada Yeni Bulgular - Aşı Kolunun Antikora Etkisi... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
7
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Nisan 2011 19 dk.

Meme ucu (İng: "nipple"), memenin yüzeyinde dışarı doğru çıkıntı yapan ve süt kanalları aracılığıyla bir dişinin sütünü dışarı salgılamasını sağlayan doku bölgesidir.[1] "Göğüs" ile "meme" aynı şey değildir ve biri diğerinin "kibar formu" da değildir; göğüs ile memeyi eş anlamlı kullanmak, anatomik/bilimsel olarak tamamen hatalıdır. Her bir meme ucu (aynı zamanda "meme papillası" veya "emzik" olarak da adlandırılır), uç çevresinde silindirik olarak düzenlenmiş 15-20 adet süt kanalının çıkışlarını içeren, küçük bir deri çıkıntısıdır.

Süt, meme ucundan pasif bir şekilde çıkabileceği gibi, düz kas kasılmaları yoluyla aktif bir şekilde de atılabilir. Meme ucunun etrafında, meme ucuyla büyük oranda aynı renkte olan ama vücudun geri kalanından koyu olan dairesel bir bölge bulunur; bu bölgeye areola adı verilir.

144
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen9 3 gün önce
Bakış açınızı değiştirecek, insanlara daha anlayışlı davranmanızı sağlayacak bir kitap. Sosyal ilişkilerinizde rahat olmaya başlayabilirsiniz. Abartıyor da olabilirim ama ''Bu kitaptan önce'', ''Bu kitaptan sonra'' olarak iki kısıma ayırsam fark edeceğim şeylerden birisi bu olurdu. Alışveriş yapmadan önce ne alacağınızı düşünüp öyle gitmeye başlıyorsunuz, çoğu davranışınızın nedenini açıklamaya yaklaşıyor veya açıklıyorsunuz. Akışına bırakmak sandığınız kadar kötü olmuyor.
Kitap
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir?
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
395K UP
Yazar 14 Ekim 2019 23 dk.

Şu an önümde bir ağaç görüyorum ancak bundan ne kadar emin olabilirim? Gerçekten önümde bir ağaç olduğundan şüphe duymak ve sanrı görüyor olabileceğimi hesaplamak ne kadar ileriye götürülebilir bir anlayıştır? Bu pozisyonda takınacağımız şüpheci tavır doğru inançlarımızı gerekçelendirmiş olsak dahi makul müdür?

Önümde gerçekten bir ağaç olabilir ve hatalı bir şüphecilik içinde olabilirim, önümde ağaç olmayabilir ve doğru bir şüphecilik içinde olabilirim; aynı zamanda sanrı görüyor olabileceğimin de farkındayım. Bilgi olmasalar dahi temeli sanrılara dayanan gerekçelendirilmiş inançlara sahip olma olasılığımız hiç de düşük değilmiş gibi görünüyor.

141
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 4 gün önce
Plexippus, Plexippina oymağından bir zıplayan örümcek cinsidir.
2
Söz
Sena Küçükkıvanç
Alıntıyı Ekleyen 23 Ekim
Bir araya gelen insanların ortak emeği, tek bir bilim insanının tek başına ulaştığı sonuçlardan çok daha derin ve etkili olabilir. Birlikte çalışmanın gücü, bazen bireysel çabaların ötesine geçer.
Kaynak: The Nobel Prize in Physics 1972: Banquet Speech
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
24
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genetik konusunda geliştirebilirsin.

Ela Kursak
Seslendiren 30 Ekim 2022 11:35
Ela ile Eddie, bu bölümde Simya'yı öğrenmeye başlıyorlar.
46
İnceleme
Ömer Görür
İnceleyen10 7 saat önce
She-Ra, renkli bir çizgi dizi.

Öncelikle, bu She-Ra'da -ATLA'dakiler gibi- sizi ekrana kilitleyecek kadar kaliteli aksiyon sekansları yok, görsellik zaman zaman etkileyici olsa da Love, Death and Robots'takiler gibi şaheser değil. Dünya inşası ve sihir sistemi de "iyii" ile kalitesiz arasında seyrediyor.
Ama ben bu diziye bayıldım. Hatta en sevdiğim çizgi dizi olmayı başardı, diğerlerine karşı duyduğum tüm nostaljiye rağmen.

Çünkü She-Ra, renkli bir dizi.

Şimdi bununla ne kast ettiğime gelmeden önce, karakterlerine değinmek istiyorum. She-Ra'da dümdüz diyebileceğimiz bir karakter bulunmamakta, her bir karakter farklı geçmişte, farklı travmalara, iyi ve kötü yanlara sahip gerçek kişiler. Özellikle ana karakterimiz Adora ve onun baş düşmanı Catra. İlk bakışta aslında özellikle Adora "klişe" bir iyi karakter gibi hissettirse de, ilerleyen sezonlarda neden "klişe" hissettirdiğini ve aslında çok daha fazlası olduğunu öğreniyoruz. Catra ise... spoiler vermek istemediğimden şöyle anlatayım: Hayır, Zuko gibi değil.
Yan karakterlerde en az ana karakterlerimiz kadar iyi yazılmış. Yani "renkler" haricinde izlemek için yine de bir neden var: Karakterler.

Şimdi renklere gelelim.
She-Ra'nın yaratıcısı ND Stevenson, bu dizidekilerde dahil yarattığı tüm karakterler için şunu diyor: Aksi belirtilmediği sürece herkes eşcinseldir. Evet... Tabii ki dizide bu denli LGBTQ+ karakter var diye en sevdiğim dizi oldu demiyorum. Şöyle ki, bu dizide ne toksik cis erkekler var, ne o "klişe" gey erkekler var. Mesela Bow karakterine bakalım. Bow, neredeyse hiç bir "toksik erkek" davranışı sergilemiyor, giydiği kıyafetler oldukça feminen, zaman zaman erkeklere yürüdüğü oluyor. Ama maskülen denebilecek davranışlar sergiliyor. Kızlardan hoşlandığını da görüyoruz. Anlatmak istediğim, Bow bir "Cis" veya "Gey" değil. Bow, Bow. Queer kimliği onu tanımlamıyor.
Kabul en azından cinsel yönelim bakımından bunu yapan dizileri artık görüyoruz ama cinsiyet kimliği konusunda hala pek alışagelmiş değil. Dahası She-Ra'nın geçtiği evrende muhtemelen böyle terimler yok. Yani geleneksel kadın veya erkek rolleri yok. Heteroseksüel veya eşcinsel gibi terimler yok. Herkes, olduğu kişi. Bir kalıba sığdırılmadan.
Ve bu tarz "renkli" bir toplumu görmek benim için oldukça tatlıydı.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : She-Ra and the Princesses of Power
Yönetmen: ND Stevenson
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Begum Aktas
Begum Aktas
81K UP
3 gün önce
Şehirleşmenin hızla arttığı İstanbul’da hâlâ nefes alınabilecek doğal alanlar var. Ormanlar yalnızca yürüyüş ve piknik için değil; ekosistem dengesi, kuş göç yollarının korunması ve biyolojik çeşitlilik için de kritik öneme sahip. Ben de İstanbul’da doğayla buluşabileceğiniz, aynı zamanda ekolojik değeri yüksek ormanları listelediğim bir yazı hazırladım merak ediyorsanız linke göz atabilirsiniz! 



0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Furkan Furkan
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Manisa
1
2 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Özoğul
İnceleyen10 15 Şubat 2024
Ne zaman kendimi kötü, yalnız ve bitkin hissetsem açıp şu filmi tekrar tekrar izliyorum. Bana evrende benim dertlerimin ne kadar da küçük ve değersiz olduğunu anımsatıyor ve ufkumu açıyor. Ben bu filmi her izlediğim de ve müziklerini dinlediğim de değişik duygular içine giriyorum ve asla tanımlayamıyorum, izleyin izlettirin.
9.9/10
(761 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Temmuz 2015 17 dk.

İnsan, bilimsel açıdan oldukça muğlak bir terimdir. Bunun 2 temel nedeni var: İlki, "insan" sözcüğünün bilimsel bir terim olmaması. Bu, bir canlının halk arasındaki ismidir. Örneğin "çayır köpekleri" ismi, bir canlının halk arasındaki adıdır. Fakat canlı bir köpek türü değildir; Cynomys cinsi sincaplara halkın taktığı isimlerdir. Bunun birçok örneği vardır: dağ keçisi, keçi değildir. Yeleli kurt, kurt değildir. Kral kobra, gerçek bir kobra değildir. En fenası, "tavuskuşu mantis ıstakozu" ne bir tavuskuşudur, ne bir mantistir, ne de ıstakozdur. Bu sorun nedeniyle bilim camiasında türler, tür isimleriyle anılırlar. İnsan da farksızdır. İnsan sözcüğü halk arasında kullandığımız bir isimdir ve hepimiz "insan" derken ne kastettiğimizi biliriz. Ancak bilimsel terminolojide dikkatli olmak gerekir; zira terimler çok iyi tanımlanmazlarsa, iletişimde ve araştırmalarda büyük sorunlar çıkacaktır. Buna az sonra döneceğiz.

İnsan sözcüğünün bilimsel olarak pek anlamlı olmamasının ikinci nedeni ise evrimdir. Evrimsel süreçte canlılar çok yumuşak bir şekilde değişirler. Bir tür, yeni bir türe son derece ufak basamakların birikimiyle geçer. Dolayısıyla canlıları sınıflandırmak çok güçtür. Bu nedenle taksonomistler (ya da "taksonomlar"), paleontologlar, arkeologlar ve antropologlar sürekli birbirleriyle kavga ederler. Türler arası geçiş öylesine yumuşak, evrim öylesine narin bir süreçtir ki; türleri net çizgilerle birbirinden ayırmakta zorlanırız. Ne zaman ki araya yeterince zaman koyarız, o zaman iki tür arasındaki fark daha belirgin hale gelir. Fakat bu defa da eklediğimiz zamandan ötürü kimi zaman aradaki geçişte bulunan türleri atlayabiliriz. Bu nedenle bilim insanları son derece titiz bir şekilde çalışarak türleri isimlendirmeye ve birbirinden ayırmaya çalışırlar. Böylelikle evrimsel süreçte hangi türün hangisinin atası olduğu, kimin kimden evrimleştiği, hangi türlerin daha yakın, hangi türlerin daha uzak akraba oldukları anlaşılabilir. 

168
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Bir millet kadın ve erkekten meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?
Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 6 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Ömer Görür tarafından sorulmuştur.
Eğer sahte bilim (burçlar vs.) plasebo etkisi ile kişilere iyi geliyorsa, inananları "uyandırmak" ne kadar doğrudur?
Eğer sahte bilim (burçlar vs.) plasebo etkisi ile kişilere iyi geliyorsa, inananları "uyandırmak" ne kadar doğrudur?

Annenizin astrolojiye olan bu inancı, her ne kadar anlık bir psikolojik yatışma (psychological soothing) sağlasa bile uzun vadede bazı kognitif ve davranışsal riskler barındırabilir. Örnek veriyorum bu tür epistemik açıdan temelsiz inanç sistemlerine sürekli maruz kalmak, genel eleştirel düşünme kapasitesinin ve rasyonel değerlendirme becerilerinin aşınmasına yol açar; bu durum Barnum etkisi ve doğrulama yanlılığı (confirmation bias) gibi kognitif yanlılıkları pekiştirerek diğer yaşam alanlarındaki karar verme süreçlerini suboptimal hale getirebilir. Ayrıca bireyin denetim odağını içselden dışsala kaydırarak (shift in locus of control from internal to external), öz-yeterlilik (self-efficacy) algısını zayıflatabilir ve bireyi hayatın zorlukları karşısında daha pasif bir konuma itebilir. Bu durum da haliyle daha adaptif ve kanıta dayalı başa çıkma mekanizmalarının (adaptive and evidence-based coping mechanisms) geliştirilmesini engelleyebilir ve bireyi diğer yanlış bilgi türlerine (misinformation) ve potansiyel manipülasyonlara karşı daha savunmasız bırakabilir. Yani kısa vadeli anksiyete redüksiyonu ve ontolojik güvenlik hissi, uzun vadede bilişsel kaynakların yanlış tahsisine (misallocation of cognitive resources) ve rasyonel fail olma kapasitesinin (capacity for rational agency) sınırlanmasına neden olma riski taşır.

Mealini de şöyle diyebilirim:

Anneniz o hikayelere (burçlara) çok fazla inanırsa, sanki en sevdiği çizgi filmdeki kahraman her şeyi onun yerine yapacakmış gibi düşünebilir. Ama gerçek hayatta kendi süper güçlerimizi, yani aklımızı kullanmamız gerekir, değil mi? Eğer anneniz önemli bir karar verirken sadece o hikayelere güvenirse, kendi harika fikirlerini dinlemeyi unutabilir ya da gerçekten işe yarayacak şeyleri öğrenmek yerine hep o hikayelerin peşinden gidebilir. Bu da sanki bisiklete binmeyi öğrenmek yerine hep birisinin onu itmesini beklemek gibi olur; kendi başına gitmenin ne kadar eğlenceli olduğunu ve ne kadar uzağa gidebileceğini keşfedemeyebilir.

Tüm Reklamları Kapat

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 6888: Hilal Bulutsusu

Hilal Bulutsusu olarak da bilinen NGC 6888 parlak ve yüksek kütleli merkezi yıldızından rüzgarlarla saçılan yaklaşık 25 ışık yılı genişliğe sahiptir. Üçlü astro-görüntücülerden oluşan bir ekip (Joe, Glenn, Russell) kozmik balonun bu keskin portresini yarattı. Üçlünün teleskobik işbirliği, hidrojen ve oksijen atomlarının ışığını izole eden 30 saatten fazla dar bant görüntü verisi topladı. Oksijen atomları, ayrıntılı kıvrımları ve filamentleri kaplıyor gibi görünen mavi-yeşil tonu üretmektedir. NGC 6888’in bulutsunun içerisinde görülebilen merkezi yıldızı, Worf-Rayet yıldızı (WR 136) olarak sınıflandırılmıştır. Yıldız, dış kabuğunu her 10.000 yılda bir Güneş’in kütlesine eşdeğer miktarda saçan kuvvetli bır yıldız rüzgarıyla atmaktadır. Bulutsunun karmaşık yapıları, muhtemelen bu kuvvetli rüzgarın daha erken bir aşamada atılan malzeme ile etkileşiminin sonucudur. Yakıtını müthiş bir hızda yakan ve ömrünün sonuna doğru ilerleyen bu yıldız, sonunda muhteşem bir süpernova olarak patlamalıdır. Bulutsu bakımından zengin takımyıldız Kuğu’da bulunan NGC 6888, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaktadır.

17 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Joe Navara, Glenn Clouder, Russell Discombe
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close