Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Yakuphan Arslan
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Devlet diyorum, iyi ve kötü tüm zehir içicilerin bulunduğu yere. Devlet diyorum, iyi ve kötü herkesin kendini kaybettiği yere; devlet diyorum, herkesin ağır ağır intihar ettiği - hayat denilen yere.
Kaynak: Böyle Buyurdu Zerdüşt (Doğubatı Yayınevi - sayfa 84)
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Nur Senem .
Nur Senem .
59K UP
10 saat önce
İnsanlar kendilerini tanrı sanar. Ama bilmezler ki hepimiz bir gün öleceğiz..
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Sena Küçükkıvanç
Sağlık sektöründe editörüm 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Normalde sıradan bir burun kanamasının, yani epistaksisin, doğrudan ölüm nedeni olması aşırı nadir bir durum fakat bayağı ekstrem durumlarda bu mümkün. Eğer kanama, burun boşluğunun arka kısmından, sfenopalatin arter gibi ana damarları içeren bir bölgeden kaynaklanıyorsa ve kontrol altına alınamazsa, kan kaybı hipovolemik şoka yol açabilir. Yani o kadar çok kan hacmi kaybedersin ki kalbin organlarına yeterli kanı pompalayamaz hale gelir. Ayrıca özellikle bilinci yerinde olmayan veya yutkunma zorluğu çeken birinde masif bir kanama olursa, kan akciğerlere aspire edilebilir, bu da asfiksiye, yani boğulmaya neden olabilir. Altta yatan ciddi koagülopatiler (pıhtılaşma bozuklukları) veya herediter hemorajik telenjiektazi (HHT) gibi durumlar, hatta antikoagülan tedavinin komplikasyonları bile, arteryel embolizasyon veya cerrahi ligasyon gibi müdahalelerle acilen yönetilmezse bir burun kanamasını hayati tehlikeye dönüştürebilir. Yani, günlük burun sızlamaları genellikle ölüm fermanı olmasa bile 😂 durmak bilmeyen bir fışkırma kesinlikle ciddi tıbbi yardım gerektirir.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Autonomous University of Barcelona'dan araştırmacıların Chemosphere dergisinde yayınladığı çalışma, polimerlerden üretilen poşet çayların demlenirken milyarlarca nanoplastik ve mikroplastik saldığını detaylarıyla açıklıyor. Çalışma bu salınımın insan bağırsak hücrelerinde emilebildiğini ve bunun sonucunda kan akışına karışarak tüm vücuda yayıldığını gösteren ilk çalışma niteliğinde.

Günümüzde plastik atıkların sebep olduğu kirlilik, gelecek nesillerin sağlık ve refahını her geçen gün daha çok etkileyen ciddi çevresel sorunlara yol açmakta. Gıda paketlemesi, nano ve mikroplastiklerin sebep olduğu kirliliğin ve bu parçacıkların insanlar tarafından solunmasının ve sindirilmesinin temel kaynaklarından birisi.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zhurong: Mars’taki Yeni Gezgin

Mars‘ta yeni bir gezgin var. Mayıs ayının ortasında, Çin‘in Tianwen-1 görevi Zhurong gezginini kızıl gezegene bıraktı. Mars kelimesi Çince’de Ateş Gezegeni demektir. Zhurong gezgininin ismi ise, Çin mitolojisinde kabaca Ateş Tanrısı anlamına gelir. Zhurong, Güneş sistemindeki bilinen en büyük darbe havzası olan kuzeydeki Ütopya Planitia’ya indi. Bu alanda çok fazla yer altı buzulu olduğu bildirilmiştir. Zhurong, diğer pek çok bilimsel enstrümanın haricinde, yerin 100 metre altındaki buzu bile tespit edebilen bir radar taşıyor. Araba büyüklüğündeki Zhurong, görselde iniş üssünün yanında görülmekte. Görüntü, gezici tarafından yerleştirilmiş uzak bir kamera ile çekildi. Zhurong planlanmış 90 günlük görevi boyunca, Mars‘ın Ütopya Planitia bölgesinin jeolojisini, toprağını ve atmosferini inceleyecek.

15 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: China National Space Administration
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
Bir cumhuriyet, hukuk ve onur prensipleri aşılanmış vatandaşlar olmaksızın hayatta kalamaz.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 3 Mayıs 2021
Modern zamanların en meşhur yolculuğundan sonra, eve dönme vakti gelmişti. İnsanlık, Dünya’nın sınırlarının ötesine geçme kabiliyetini kanıtladıktan sonra, başka bir dünyada yürüyen ilk insanlar (Neil Armstrong ve Buzz Aldrin), Ay’ın yörüngesindeki Komuta ve Hizmet modülüne geri dönmek ve Micheal Collins ile buluşmak için geri uçtular. 21 Temmuz 1969’da çekilen ve yakın zamanda dijital olarak restore edilen bu görsel, uzay aracı modüle yaklaşırken kadraja giren altında Ay ve uzaklarda Dünya ile birlikte, Collins tarafından yakalandı. Ay yüzeyindeki pürüzsüz ve karanlık bölge, Mare Smythii olarak adlandırılmaktadır ve Ay’ın yakın tarafının en doğu ucunda, ekvatorun hemen altında yer almaktadır. Bu ikonik görünik görüntüde, mürettebattan bir kişi hariç herkes kamera önündedir.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Şubat 2014 11 dk.

Görselde, birbirinden oldukça uzak 4 memeli hayvan türünün uzuvları görülmektedir: bir insan, bir kedi, bir balina ve bir yarasa. Bu canlılar, dışarıdan bakıldıklarında birbirinden tamamen farklı gözükseler de, içlerine baktığınız zaman aynı atadan geldiklerini haykıran yüz binlerce veri bulmak mümkündür. Bunların en net olanlarından biri de, kemiklerinde yapacağınız bir analizden gelecektir.

Bu apayrı 4 memelinin (ve diğer memelilerin de) bütün uzuv kemikleri birbiriyle eştir. Bilimde biz aynı atadan gelen ve farklı torun türlere dağılan bu yapı ve organlara homolog (eş) organlar adını veriyoruz. Bu kadar farklı yapılarda olmalarının tek sebebiyse, evrimsel süreç içerisinde aynı kemiklerin farklı ortamlara adapte olan uzuvlarla birlikte evrim geçirmiş olmalarıdır. Görselde, sırasıyla humerus, radius, ulna, karpallar, metakarpallar ve falanjlar görülmektedir. Tüm memeli türlerinde bu kemikler birbirinin aynı yapıdadır; sadece şekilsel farklılıklar bulunmaktadır. Dolayısıyla, birbirinden tamamen farklı görünen canlıların evrimsel süreçte ortak bir atadan geldiği anlaşılabilir. Bunu bir diğer şekilde sınama yöntemi, memeli olmayan canlılara bakmaktır.

246
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ömer Görür
İnceleyen10 4 gün önce
She-Ra, renkli bir çizgi dizi.

Öncelikle, bu She-Ra'da -ATLA'dakiler gibi- sizi ekrana kilitleyecek kadar kaliteli aksiyon sekansları yok, görsellik zaman zaman etkileyici olsa da Love, Death and Robots'takiler gibi şaheser değil. Dünya inşası ve sihir sistemi de "iyii" ile kalitesiz arasında seyrediyor.
Ama ben bu diziye bayıldım. Hatta en sevdiğim çizgi dizi olmayı başardı, diğerlerine karşı duyduğum tüm nostaljiye rağmen.

Çünkü She-Ra, renkli bir dizi.

Şimdi bununla ne kast ettiğime gelmeden önce, karakterlerine değinmek istiyorum. She-Ra'da dümdüz diyebileceğimiz bir karakter bulunmamakta, her bir karakter farklı geçmişte, farklı travmalara, iyi ve kötü yanlara sahip gerçek kişiler. Özellikle ana karakterimiz Adora ve onun baş düşmanı Catra. İlk bakışta aslında özellikle Adora "klişe" bir iyi karakter gibi hissettirse de, ilerleyen sezonlarda neden "klişe" hissettirdiğini ve aslında çok daha fazlası olduğunu öğreniyoruz. Catra ise... spoiler vermek istemediğimden şöyle anlatayım: Hayır, Zuko gibi değil.
Yan karakterlerde en az ana karakterlerimiz kadar iyi yazılmış. Yani "renkler" haricinde izlemek için yine de bir neden var: Karakterler.

Şimdi renklere gelelim.
She-Ra'nın yaratıcısı ND Stevenson, bu dizidekilerde dahil yarattığı tüm karakterler için şunu diyor: Aksi belirtilmediği sürece herkes eşcinseldir. Evet... Tabii ki dizide bu denli LGBTQ+ karakter var diye en sevdiğim dizi oldu demiyorum. Şöyle ki, bu dizide ne toksik cis erkekler var, ne o "klişe" gey erkekler var. Mesela Bow karakterine bakalım. Bow, neredeyse hiç bir "toksik erkek" davranışı sergilemiyor, giydiği kıyafetler oldukça feminen, zaman zaman erkeklere yürüdüğü oluyor. Ama maskülen denebilecek davranışlar sergiliyor. Kızlardan hoşlandığını da görüyoruz. Anlatmak istediğim, Bow bir "Cis" veya "Gey" değil. Bow, Bow. Queer kimliği onu tanımlamıyor.
Kabul en azından cinsel yönelim bakımından bunu yapan dizileri artık görüyoruz ama cinsiyet kimliği konusunda hala pek alışagelmiş değil. Dahası She-Ra'nın geçtiği evrende muhtemelen böyle terimler yok. Yani geleneksel kadın veya erkek rolleri yok. Heteroseksüel veya eşcinsel gibi terimler yok. Herkes, olduğu kişi. Bir kalıba sığdırılmadan.
Ve bu tarz "renkli" bir toplumu görmek benim için oldukça tatlıydı.
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : She-Ra and the Princesses of Power
Yönetmen: ND Stevenson
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ömer Görür
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Son zamanlarda red pill ve anti-feminist kadın düşmanlığı ile stoacılığın kol kola gitmesi gerçekten stoa felsefesinin özündeki öğretiden dolayı mı yoksa yanlış bir yorumlama mı?
175 görüntülenme
Son yıllarda neden anti-feminizm ile sotacılığı yan yana sıkça görüyoruz?
Son yıllarda neden anti-feminizm ile sotacılığı yan yana sıkça görüyoruz?
Cevap Ver 2,500 UP
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 16 Aralık 2021 11 dk.

Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden ötürü şempanzelerin (Pan troglodytes) bir alttürü olduklarına inanılmıştır.

Bonoboların vücutları ve suratları siyah kıllarla kaplıdır ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında kıl bulunmaz. İnce bir üst gövdeye, dar omuzlara, ince boyuna, uzun kollara, bacaklara ve büyük, uzun parmaklı ellere sahiptirler. Kolları bacaklarından daha uzun, esnek ve güçlüdür. Koyu renkli yüzleri, büyük pembe dudakları, geniş burun delikleri ve ortadan ayrılmış saçları, en önemli ayırt edici fiziksel özellikleridir. Erkekleri 34 ila 60 kg, dişileri ise ortalama 30 kg civarında olurlar.

96
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kaan Akgören
Kaan Akgören
50K UP
Yazar 10 Mayıs 2022 54 dk.

Bitki ve hayvan hücrelerinde, endokrin bezler tarafından salgılanan hormonlar, hedef hücrelere ve dokulara giderek temel vücut fonksiyonlarını kontrol eden vücudun haberci kimyasallarıdır. Hormonlar, vücut fonksiyonlarının ve süreçlerinin farklı yönlerine etki ederler. Bunlardan bazıları şunlardır:

Her hormonun vücutta kendine özel reseptörleri bulunur. Belli bir hormon vücudun tüm hücrelerine ulaşmak ile birlikte, sadece bazı hücrelerin o hormon için reseptörleri bulunmaktadır. Böylelikle bir hormona karşı tepki sadece o hormona özel reseptörler içeren hedef hücreler tarafından verilirken, diğer hücreler etkilenmezler.

102
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

164
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Doğa Tolu
Doğa Tolu
119K UP
Eseri Ekleyen 30 Ocak 2024 Kitap
OZ
9.0/10
(9 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Eda Alparslan
Çeviren 4 gün önce 3 dk.

Uganda'da uzun süredir devam eden bir çalışma, insan medeniyetinin tıp alanındaki gelişiminin evrimsel kökenlerine ışık tutuyor. Yaralanan şempanzeler, bazen diğer şempanzelerin yardımıyla iyileşiyorlar!

Oxford Üniversitesi'nden primatolog Elodie Freymann ve meslektaşlarına göre Uganda'da bulunan Budongo Ormanı'nda 30 yıldır süregelen araştırma, şempanelerin hem kendilerine hem de başka şempanzelere "tıbbi yardım" uyguladığını gösteriyor. Freymann, bu ormanın dışındaki bölgelerde de ara sıra gözlenen bu davranışların şempanzeler arasında oldukça yaygın olduğunu düşünüyor.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Emre Kılıçaslan
Blog Yazarı 6 dk.

Fatih, sefer için 25 Nisan 1481'de Üsküdar'a geçmişti. ordu konaklamak için Gebze yakınlarındaki Tekfur Çayırı'nda (ya da Hünkar Çayırı) durdu. Zaten diğer çoğu Osmanlı Padişahı gibi nikris (goutte) hastalığına sahip olan Fatih, buradayken 1 Mayıs'ta şiddetli karın ağrılarına tutuldu. Eski hastalıklarının yanında (romatizma ve nikris) yeni hastalıklar baş göstermişti.

Fatih'in tedavisine Laristanlı Acem Hamideddin El-Lari başladı. Acem Lari tedavide başarısız olunca eski hekimbaşı Yakup Paşa tedavi ile görevlendirildi. Ama Yakup Paşa da daha önce hekim Lari'nin yanlış bir ilaç verdiğini ve artık onun etkisinden kurtulunamayacağını, söylüyordu. Diğer tabipler de tedavide çaresiz kalınca ağrılarını azaltmak için Yakup Paşa Fatih'e şurup içirtmiştir. Bu şurup işe yaramadığı gibi Fatih de kısa bir komadan sonra 3 Mayıs 1482'de ölmüştür.[1]

19
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close