Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Tüm Reklamları Kapat
Onur Özer
Onur Özer
12K UP
Çeviren 18 Mayıs 2018 10 dk.

Moleküler evrim hızı, bir popülasyon içerisinde DNA veya protein dizilerindeki mutasyonların ne sıklıkla sabitlendiğini (yani popülasyondaki bireylerin çoğunda gözlendiğini) ölçer. Mutasyon hızı ise belirli bir zaman aralığında DNA veya protein dizisinde meydana gelen değişim miktarını tanımlar. Birbirine sıkı sıkıya bağlı bu iki kavram, moleküler evrim anlayışımızın temelini oluşturur.

Örneğin moleküler saat kuramı (Zuckerkandl ve Pauling 1962), zaman ilerledikçe bir protein dizisinde sabitlenen amino asit mutasyonlarının miktarının da artacağını öngörür. Bu durumda, eğer mutasyon hızının belirli bir proteinin evrimsel soy hatları boyunca aynı olduğu varsayılırsa, moleküler evrim hızının da sabit olması beklenir (Görsel 1).

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Osman Öztürk
Osman Öztürk
139K UP
Çeviren 15 Haziran 2011 14 dk.

Çoğu insan için Evrim Teorisi'nin tartışmaya yer bırakmaz şekilde ortaya koyduğu türler arası kuzen-ata ilişkisi, anlaması güç kavramlardan birisidir. Halbuki sadece kendi ailelerimize bile bakarak bu evrimsel olguyu algılamamız mümkündür. Bu makalemizde, türler arası akrabalık ilişkilerinden ziyade, tür içerisindeki akrabalık ilişkilerine odaklanacağız. Bu makaleyi, buradaki makalemiz gibi bazı diğerleriyle birleştirerek analiz edecek olursanız, var olmuş, var olan ve var olacak tüm türlerin birbirleriyle nasıl akraba olduğunu anlamanız mümkün olacaktır. Gelin şimdi sizi soy hattınız içerisinde son derece ilginç bir yolculuğa çıkaralım. Bu süreçte, evrimsel biyoloji ile ilgili birçok kavramı analiz etme ve anlama fırsatı bulacağınızı umuyoruz. Hikayeyi birinci tekil şahıs olarak anlatacağız, çünkü bu hikaye Wait But Why isimli bilim sitesinin kurucusu Tim Urban'ın soy ağacı tarihine yaptığı bir yolculuğa dayanıyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var, dolayısıyla hemen başlayalım:

Büyüklerimden yalnız 89 yaşındaki babaannem hayatta: Nana...

64
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Aralık 2016 2 dk.

Belli varsayımlar çerçevesinde yapılan hesaplamalara göre Dünya üzerinde bugüne kadar 109 milyar civarında insan yaşamıştır. Günümüzde yaşayan 7.5 milyar insan, bugüne kadar yaşamış toplam insan nüfusunun sadece %7'sine karşılık gelmektedir!

Geçmişte yaşamış nüfusu belirlemeye yönelik çalışmalara paleodemografi adını vermekteyiz. Ne yazık ki bu sayıyı kesin olarak doğrulamanın bir yolu yoktur; çünkü modern insanlık tarihinin %99'undan fazlasına dair kaydımız bulunmamaktadır. Lakin popülasyon genetiğine ve demografik verilere dayalı bazı hesaplamalar, tarihte geriye doğru gittikçe Dünya nüfusunun yaklaşık olarak nasıl değişeceğine dair öngörülerde bulunmamızı sağlamaktadır. 

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Yusuf Bedirhan
İnceleyen 6 gün önce
Bu sene yıldırım atamadılar ama ellerinde mızrak ile geziyorlar…
Yıldırım istiyoruz babbaaaa!
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Denizanası ve Mars

Normalde sönük ve bulunması zor olan Denizanası Bulutsusu, bu harika sahnede yakalandı. Teleskoptan alınan bu görüş alanında, Mu ve Eta olarak adlandırılan iki parlak sarımsı yıldız, soldaki Denizanası Bulutsusu’nun hemen altında ve üstünde yer almaktadır. Soğuk kırmızı devler, göksel ikizin dibinde yer alıyorlar. Denizanası Bulutsusu merkezin altında ve solunda, dokunaçları olan parlak bir emisyon yayı şeklinde görülüyor. Aslında kozmik denizanası, kabarcık şeklindeki süpernova kalıntısı olan IC 443‘ün bir parçasıdır. Bu kalıntı, patlayan büyük bir yıldızın genişleyen enkaz bulutudur. Bu patlamadan yayılan ışık, 30.000 yıldan fazla bir süre önce Dünya gezegenine ulaştı. Astrofizik sularındaki kuzeni, süpernova kalıntısı Yengeç Bulutsusu gibi, Denizanası Bulutsusu’nun da bir nötron yıldızı barındırdığı bilinmektedir. Nötron yıldızı, çökmüş yıldız çekirdeğinin kalıntısıdır. 30 Nisan’da oluşturulan teleskoptan alınan bu görselde, aynı zamanda Mars da görülüyor. Artık akşamların erken saatlerinde gökyüzünde gezinen Kızıl Gezegen, görüş alanının sağ tarafında sarımsı rengi ile parıldamakta. Elbette Denizanası Bulutsusu, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaklıktadır. Ancak Mars, şu anda Dünya’dan yaklaşık 18 ışık dakikası uzaklıktadır.

19 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Jason Guenzel
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Burak Albayrak
Ekleyen 7 Şubat 2022 32 dk.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), önlenebilir ve tedavi edilebilir bir ilerleyici akciğer hastalığı türüdür. KOAH, uzun süreli solunum semptomları ve hava akımı kısıtlılığı ile karakterizedir.[1] Ana semptomlar, mukus üretebilen veya üretmeyen nefes darlığı ve öksürüktür.[1] KOAH, yürüme veya giyinme gibi günlük aktivitelerin zorlaşmasıyla giderek kötüleşir.[2]

KOAH'ın en yaygın iki durumu amfizem ve kronik bronşittir ve bunlar, iki klasik KOAH fenotipidir.[3] Amfizem, duvarları parçalanarak akciğer dokusunda kalıcı hasara neden olan genişlemiş hava boşlukları (alveoller) olarak tanımlanır. Kronik bronşit, iki yıl boyunca her yıl en az üç ay süren prodüktif öksürük olarak tanımlanır. Bu koşulların her ikisi de KOAH olarak sınıflandırılmadıklarında hava akımı sınırlaması olmaksızın mevcut olabilir. Amfizem, önemli sayıda insanda hava akımını sınırlayabilen ve hava akımı kısıtlaması olmaksızın var olabilen yapısal anormalliklerden sadece biridir.[4][5] Kronik bronşit her zaman hava akımı kısıtlılığına yol açmaz ancak sigara içen genç erişkinlerde KOAH gelişme riski yüksektir.[1] Geçmişte KOAH'ın birçok tanımı amfizem ve kronik bronşiti içeriyordu, ancak bunlar GOLD raporu tanımlarına hiçbir zaman dahil edilmedi.[1] Amfizem ve kronik bronşit, KOAH'ın baskın fenotipleri olmaya devam etmektedir, ancak bunlar arasında sıklıkla örtüşme vardır ve bir dizi başka fenotip de tanımlanmıştır.[3][6]

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Suat Ayöz
Suat Ayöz
117K UP
Çeviren 26 Ocak 2014 4 dk.

Sekiz Afrikalı ve sekiz Avrupalı erkeğin Y kromozomlarının karşılaştırması Y'deki genlerin genelde önemsiz olduğu ve zamanla azalıp yok olmaya mahkum olduğu yönündeki genel kanıları azaltıyor. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi (UC Berkeley) Bütünleştirici Biyoloji Bölümü'nde akademisyen olarak çalışan ve bu yeni analizin yaratıcısı evrim biyoloğu Melissa A. Wilson Sayres şunları söylüyor:

Bazı memeliler erkek ve dişi cinsleri bulunmasına ve normal yollardan ürüyor olmalarına karşın Y kromozomlarını tamamen yitirmiş durumdalar. Bunun üzerine Aralık 2013'te kimi araştırmacıların farelerde bazı genleri karıştırarak Y kromozomu bulunmayan ancak normal yoldan çocuk sahibi olabilen erkekler üretmeleri bazı yorumcuları yeniden Y kromozomunun gereksiz olduğunu düşünmeye yöneltti. Wilson Sayres şunları ekledi:

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
6 gün önce
Moğolistan’da bulunan 86 milyon yıllık iki fosil, T. rex’in evrimsel geçmişine ışık tutan yeni bir dinozor türünün keşfini sağladı. Khankhuuluu mongoliensis adı verilen bu tür, küçük boyutlarına rağmen güçlü çene yapısının erken izlerini taşıyor ve tiranozorların nasıl dev yırtıcılara dönüştüğünü anlamamıza yardımcı oluyor. Araştırma, tiranozor soy ağacının yeniden yazılmasına neden olacak nitelikte.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Gürhan Öztürk
Yazar 15 Aralık 2013 27 dk.

Evrimsel sürecin en ilginç adaptasyonlarından birisi çeşitli hayvanlarda evrimleşen zehirdir. Bu makalemizde bu konuya değinecek ve kafanızda oluşabilecek soru işaretlerini gidermeye çalışacağız. Umarız faydalı olacaktır.

Yılan ısırığı (halk arasında "yılan sokması" olarak da bilinir) yaygın ve sıklıkla tahrip edici çevresel faktörlü veya mesleki bir hastalıktır, bilhassa gelişmekte olan tropik ülkelerin kırsal alanlarında görülür. Yılan ısırığının halk sağlığındaki yeri genelde tıbbi bilim tarafından önemsenmemiştir. Yılan zehirleri, doku reseptörlerinin büyük bir alanı için özgünlüğü olan protein ve peptit toksince zengindir. Bu da onları klinik açıdan zorlayıcı ve bilimsel açıdan hayranlık uyandırıcı hale getirir. Özellikle ilaç tasarımında bu böyledir. İnsanın yılan ısırığına karşı çektiği nitelenebilir tüm yükü belirsizliğini koruyor olmasına rağmen, yüz binlerce insanın her yıl zehirlendiği ve onbbinlercesinin yılanlar yüzünden öldüğü veya sakat kaldığı bilinmektedir. Önleyici çabalar uygun ayakkabıların kullanımı için etkilenen toplumların eğitilmesine doğru hedeflenmelidir ve yılanların davranışlarının anlaşılmasıyla yılanlarla temas riskinin en aza indirilmesine çalışılmalıdır. Zehir tedavisinde, panzehirin üretimi ve klinik kullanımı geliştirilmelidir. Klinikçiler, epidemiyologlar ve laboratuvar toksinologlar arasında artan işbirliği zehirlenmenin teşhisini ve tedavi edilmesini arttırmalıdır.

116
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Dağıtık Sistemler, Güvenlik Problemleri ve Dayanıklılık
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Kritik bilgi altyapıları ve siber-fiziksel sistemler, sağlık ve finansal veriler, uydular ve enerji şebekesi gibi hassas varlıkları korur. Bu tür sistemlerin saldırılara ve arızalara karşı dayanıklı olmasını, kesintiye uğramadan ayakta kalmasını ve çalışmasını sağlamak kritik onem tasmaktadir.

Bu etkinlik suresinde modüler, dağıtılmış ve gömülü bilgi işlemde sağlamlık ve dayanıklılık ilgili temel kavramlari sistemler teorisi çerçevesinde tartisacagiz ve uygulama alanlarini gözden geçireceğiz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Emre Başaran tarafından sorulmuştur.

Çıkar fakat çıkıkça soğur!

Hem de normal şartlar altında (NŞA) her 200 metrede bir derece. Bu olmasa idi buharlaşan her şey uzaya kadar gider ve yiterdi.

Yağmuru buna borçluyuz, karı, doluyu da…

Tüm Reklamları Kapat

Yükseldikçe ısının düşmesinin sebebi basınçtır ve buna bağlı olarak havadaki moleküllerin ortalama enerjisinin ( tanecik sayısının azalmasına bağlı olarak) düşmesidir. Çünkü troposfer, güneş ışınlarının yerden yansıması ile ısınır. Troposfer, atmosferin yere temas eden en alt katmanıdır ve dağların en yüksek zirvesi bile bu menzildedir. Sevgiyle…

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 2 Aralık 2021 9:46
Beklenmedik Düşük Başarı (İng: "Underachievement") genellikle, "beklenen" ile "gözlenen" performans arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır. Beklenen...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
55
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
4 gün önce
Penn State Üniversitesi’nden araştırmacıların yer aldığı uluslararası bir ekip, Antarktika’da ANITA adlı balon tabanlı dedektörle mevcut parçacık fiziğiyle açıklanamayan radyo sinyalleri tespit etti. Sinyallerin, normalde buzdan yansıması beklenirken, ufkun altından geliyormuş gibi görünmesi bilim insanlarını şaşırttı. Bu anomaliler, bilinen nötrinolarla açıklanamıyor ve yeni parçacık türleri ya da bilinmeyen fiziksel etkileşimlerin habercisi olabilir. Araştırmacılar daha gelişmiş dedektörlerle bu gizemi çözmeyi hedefliyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ömer Genç
İnceleyen10 3 Kasım
Kitap güzel bende öneririm ama bazı bölümleri sıkıcı
9.5/10
(10 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : District 9
Yönetmen: Neill Blomkamp
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Aktif bir uzay programınız olduğunda, toplumun beklentileri yükselir ve ortak umutlar güçlenir. Uzay keşifleri, doğası gereği optimistiktir!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close