Kadınların bilim, matematik, teknoloji gibi alanlarda erkeklerden geri bırakılıyor olmasının sayısız kültürel nedeni var ve bunlardan bazılarına buradaki yazımızda değinmiştik. Ocak 2015'te Science dergisinde yayımlanan bir araştırma ise, çok ilginç bir gerçeği gözler önüne seriyor: kadınlar, başarılı olmak için doğuştan yetenekli olunması gerektiğini düşündükleri bölümleri çok daha az tercih ediyorlar. Bir diğer deyişle, kendilerinin doğuştan yetenekli olduklarını düşünmemeye meyilliler. Bu nedenle, göreceli olarak az miktarda doğuştan yetenek gerektirdiğini düşündükleri eğitim, psikoloji, antropoloji, sosyoloji gibi alanlarda uzmanlaşan kadınların oranı %60'ların üzerindeyken; doğuştan gelen yeteneğe daha bağlı olduğunu düşündükleri felsefe, matematik, müzik teorisi, fizik, mühendislik, astronomi gibi alanlarda kadınların görev alma oranı %20'lere ve altına kadar düşüyor.
Verilere bakmanın bir diğer yolu da, farklı bölümlerden olan insanların kendilerini ne kadar "doğuştan dahi" gördükleriyle ilgili... Araştırmacılar, her bir bölümde görev alan veya okuyan kişilere, "Bu bölümde çok çalışmak yeterli değildir; doğuştan bir yeteneğe/dehaya da sahip olmak gerekir." gibi sorular sordular. Öğrenciler ve bilim insanları da, kendi çalışma sahalarını bu bakımdan, "doğuştan gelen yetenek gerektirme miktarına" göre değerlendirdiler (görselde beyaz çubuklarla gösteriliyor). Bu açıdan bakıldığında, ilginç bir sonuç çıkıyor: şaşırtıcı bir şekilde, felsefe bölümünde okuyan öğrenciler ve bu alanda çalışmalar yürüten bilim insanları, kendilerini fizik, biyokimya, evrimsel biyoloji, matematik ve mühendislik gibi alanlarda çalışanlara göre dikkate değer miktarda daha fazla "doğuştan yetenekli/dahi" buluyorlar.