Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 8 Ekim 2011 2 dk.

Hindi etinin uyuşukluk üzerinde gözle görülür bir etkisi bulunmamaktadır.

Bu mit, hindi etinde bulunan triptofan (tryptophan) isimli bir kimyasalın varlığından doğmuş ve yayılmıştır. Triptofan, vücudumuzun üretemediği, dışarıdan almamız gereken aminoasitlerden biridir. Aynı zamanda uyuşukluk ve uyku haline neden olan bir dizi kimyasal tepkimenin ham maddesidir. Vücudumuz triptofanı kullanarak niyasin ya da nikotinik asit olarak da bilinen B3 Vitamini'ni üretir (ayrıca B6 vitamini üretiminde de kullanılmaktadır). Bu vitamin de, vücudumuzda sakinleştirici bir etkisi olan ve uykuyu düzenleyen serotonin hormonunun salgılanmasına yarar. 

18
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eftal Oturakçıibogil
Çeviren 13 Mayıs 2024
Dünya’dan daha büyük olan bu alanı Güneş’in yüzeyinde herhangi bir büyütmeye ihtiyaç duymadan görebilirsiniz! Çok güçlü ve birbiriyle iç içe geçmiş manyetik alanlardan ve de sayısız güneş lekelerinden oluşan bu bölgenin adı AR 3664. Güneş'te yakın zamanlarda gözlemlenen en büyük enerjik alanlarının olduğu ve enerji parçacıklarının patladığı bölge, aynı zamanda Dünya'mızdaki auroraların da sebebidir. Ancak AR 3664’ün neden olduğu gibi Güneş üzerindeki aktif bölgeler tehlikeli olabilir. Bu bölgelerin koronal kütle atımları henüz tamamlanmamıştır. Bu tür atımlar uydularımıza veya elektrik şebekelerimize hasar vermektedir. İtalya’nın Civitavecchia kentinde çekilen fotoğrafta Güneş üzerindeki inanılmaz büyük olan aktif bölgeler görüntülenmiştir. Görüntü, sadece Güneş'in yüzeyini çok kısa pozlamalarla çeken birçok fotoğrafın birleşimi ile yapılmıştır, ancak gerçek görüntüyü birebir yansıtmaktadır. AR 3664 dönme sebebiyle Dünya'dan uzaklaşmaktadır ama bölge bir kere daha Dünya'ya etki edecek kadar uzun süre buralarda kalabilir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Ocak 2015 6 dk.

Kadınların bilim, matematik, teknoloji gibi alanlarda erkeklerden geri bırakılıyor olmasının sayısız kültürel nedeni var ve bunlardan bazılarına buradaki yazımızda değinmiştik. Ocak 2015'te Science dergisinde yayımlanan bir araştırma ise, çok ilginç bir gerçeği gözler önüne seriyor: kadınlar, başarılı olmak için doğuştan yetenekli olunması gerektiğini düşündükleri bölümleri çok daha az tercih ediyorlar. Bir diğer deyişle, kendilerinin doğuştan yetenekli olduklarını düşünmemeye meyilliler. Bu nedenle, göreceli olarak az miktarda doğuştan yetenek gerektirdiğini düşündükleri eğitim, psikoloji, antropoloji, sosyoloji gibi alanlarda uzmanlaşan kadınların oranı %60'ların üzerindeyken; doğuştan gelen yeteneğe daha bağlı olduğunu düşündükleri felsefe, matematik, müzik teorisi, fizik, mühendislik, astronomi gibi alanlarda kadınların görev alma oranı %20'lere ve altına kadar düşüyor.

Verilere bakmanın bir diğer yolu da, farklı bölümlerden olan insanların kendilerini ne kadar "doğuştan dahi" gördükleriyle ilgili... Araştırmacılar, her bir bölümde görev alan veya okuyan kişilere, "Bu bölümde çok çalışmak yeterli değildir; doğuştan bir yeteneğe/dehaya da sahip olmak gerekir." gibi sorular sordular. Öğrenciler ve bilim insanları da, kendi çalışma sahalarını bu bakımdan, "doğuştan gelen yetenek gerektirme miktarına" göre değerlendirdiler (görselde beyaz çubuklarla gösteriliyor). Bu açıdan bakıldığında, ilginç bir sonuç çıkıyor: şaşırtıcı bir şekilde, felsefe bölümünde okuyan öğrenciler ve bu alanda çalışmalar yürüten bilim insanları, kendilerini fizik, biyokimya, evrimsel biyoloji, matematik ve mühendislik gibi alanlarda çalışanlara göre dikkate değer miktarda daha fazla "doğuştan yetenekli/dahi" buluyorlar.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 24 Ocak 2020 10 dk.

Meteorlar, halk arasında şu 3 açıdan meşhurdurlar: Dinozorları yok ettiğini biliriz, arada bir Dünya'yı tehdit ettiğini biliriz (ve Armageddon gibi popüler Hollywood yapıtları bu konuyu işler) ve meteor yağmurları aralıklarla görsel şölen sunar. Ancak her üç konuda da (ve diğer birçok konuda da) terminolojik bazı sıkıntılar bulunmaktadır; çünkü gökyüzünde hareket eden cisimlerin durumlarına göre farklı isimler vermekteyiz ve bunları doğru kullanmamak kafa karışıklıklarına neden olabilmekte. Gelin temel terminolojiyi elden geçirelim:

Asteroid, Güneş etrafında dönen ve 10 metreden büyük çapa sahip, gezegen olmayan kayalık gök cisimlerine verdiğimiz bir isimdir. Kimi kaynaklara göre bir gök cisminin asteroid sayılabilmesi için 1 kilometreden büyük olması gerektiği söylenmektedir. Bu konuda genel geçer bir görüş birliği bulunmamaktadır.

79
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Mayıs 2013 25 dk.

Yeryüzündeki tüm insanlar, birbiriyle akrabadır. Yani bugüne kadar yaşamış insanlar arasında tek bir kişi yoktur ki, diğer insanlarla akraba olmasın. Avustralya'da yaşayan bir yerli, Norveç'teki bir kadın, Türkiye'deki bir erkek, Meksika'da 100 yıl önce yaşamış bir köylü, Arktik Çember'de yaşayan bir Eskimo, Afrika'da yaşayan San Kabilesi üyeleri, Albert Einstein, Marie Curie, Aziz Sancar, Frances Arnold, bu yazıyı yazan ben, bu yazıyı okuyan siz ve diğer tüm insanlar, birbiriyle uzaktan veya yakından akrabadır. Çünkü var olan, var olmuş ve öngörülebilir bir süre boyunca var olacak tüm insanlar, ortak atalardan gelirler. Bunun ne demek olduğuna birazdan geleceğiz.

Aynı şey, farklı canlı türleri için de geçerlidir. Dünya'da, sonradan yok olsa bile bir dönem var olmuş veya şu anda var olan canlıların hepsi, mutlaka birbirleriyle akrabadır. Yani yeryüzünde 1 tane canlı türü var olmamıştır ki, diğer türlerle akraba olmasın. Bir bakteri, bir çam ağacı, bir yılan, bir insan, bir mantar ve aklınıza gelebilecek diğer tüm canlılar, birbirleriyle akrabadır.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 28 Temmuz 2017 24 dk.

Galileo ile ilgili en yaygın yanılgılardan birisi, engizisyon tarafından ölüm cezasına çarptırıldığı iddiasıdır. Galileo, 1610 yılında Sidereus Nuncius (Yıldız Habercisi) isimli kitabını yayınlamış ve içerisinde, yeni teleskobu ile yaptığı şaşırtıcı gözlemlerden bahsetmiştir. Venüs'ün evreleri ve Jüpiter'in uydularına dair bu gözlemler, Kopernik'in "Güneş Merkezli Galaksi" teorisini doğrulamaktaydı. Yani kilise tarafından kabul edilen "Dünya Evren'in merkezidir." algısını yıkmaktaydı. Bu bulgular, Katolik Kilisesi'ni telaşlandırdı ve 1616 yılında bu teorinin kabulünü yasakladı.

Bu yasaklar Galileo'yu durdurmadı. Aynı yıl, gelgitlerin varlığının Dünya'nın hareket ettiğinin bir kanıtı olduğunu ileri sürdü. 1619 yılında ise kuyrukluyıldızlarla ilgili gözlemlerde bulundu. 1632 yılında, iyice yaşlı bir adam olduğunda, yasağa rağmen üstü kapalı bir şekilde Güneş'in merkezde olduğunu savunduğu "İki Merkezi Dünya Sistemi Üzerine Diyaloglar" isimli kitabını yayınladı. Kitap, büyük ses getirdi. Kitap içerisinde teoloji, astronomi ve felsefe üzerine birçok fikir ve görüş de bulunuyordu.

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
3 gün önce
Polonyalı nörofizyolog ve psikiyatrist Manfred J. Sakel 6 Haziran 1900'de doğdu. Şizofreni tedavisi için insülin şok terapisini geliştirdi Bu yöntem 1927'de bir morfin bağımlısında tesadüfen keşfedilen hipoglisemik komanın terapötik etkilerine dayanıyordu. Tedavinin kısa vadeli başarısına rağmen uzun vadeli etkinliği kanıtlanamadı ve yerini diğer tedavi yöntemlerine bıraktı.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Orhan Aydın
Etkinliği Ekleyen 4 gün önce AnkaraÜcretsiz13 Haziran
Kvasir Dergi: Açık Eleştiri Akşamı
13 Haziran 2025 19:30 tarihinden 13 Haziran 2025 21:00 tarihine kadar.

13 Haziran Cuma, 19:30'da, Kvassir Kafe'de, herkesin katılımına açık bir söyleşi.

Yazarlar hem birbirlerini eleştiriyor hem de sizden gelen yorumları değerlendiriyorlar.

Dergideki öyküler ya da doğrudan "öykü" üzerine düşündüğünüz her şeyi saygı çerçevesinde söyleyebilir, yazarlarımızla ve diğer katılımcılarla tartışabilirsiniz.

E tabii hiç konuşmaya da bilirsiniz. :)

Etkinliğe gelmeden önce dergiyi okumuş olmanız tavsiye edilir ama şart da değildir.

Mayıs ve Haziran sayılarını kafeden ya da diğer satış noktalarından edinebilirsiniz.

Etkinlik yaklaşık bir buçuk saat sürecektir.

Katılım ücreti yoktur.

Devamını Göster
3
0 Yorum
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tayfun Özgür Yurdadön
Çeviren 28 Temmuz 2016 15 dk.

Evrimsel biyolojide çok sık sorulan bir soru vardır: Doğal seçilim en uyumlu olanın hayatta kalmasıysa, o halde neden doğadaki her şey rekabetten ibaret değildir? İşbirliği ve rekabet nasıl evrimleşir? İşte oyun teorisi çerçevesinde işbirliği ile rekabet, evrimsel uyum temelinde karşı karşıya gelirler. Bu makalemizde işleyeceğimiz konu da, fedakarlık ve işbirliği gibi "özgeci" davranışların, dişe diş yaşanan hayatta kalma mücadelesi dahilinde nasıl evrimleştiğidir.

Evrimsel ekologlar organizmalar arasındaki, kaynakları elde etmek için girdikleri etkileşimler sırasında açığa çıkan, karmaşık davranışsal ilişkileri anlamayı amaçlamaktadırlar. Bu etkileşimler genel olarak, düşmanca olmaktan tutun da işbirlikçi olmaya doğru bir çeşitlilik göstermekle beraber aynı zamanda, kötüye kullanmacılık (sömürücülük) ve özgecilik örnekleri de görülmektedir. Etkileşimler maliyetlidir: Çatışma ve işbirliğini kaynak elde etmenin aracı olarak gören her bir organizma için enerji bir yatırımdır. Enerji harcanmasına rağmen kaynak elde edilememişse, etkileşimden kaçınmanın ayrıca bir maliyeti olabilir. Organizmalar için kaynaklar fayda, enerji tüketimi ise bir maliyettir. Etkileşim sonrası elde edilen fayda ile nispi maliyetlerin karşılaştırılması ise organizma tarafından elde edilen net kazanç veya kaybı ifade eder, bu “değer getiri” olarak adlandırılır. Etkileşimin doğası gereği işbirliği ve rekabet gibi farklı etkileşim stratejileri farklı getirilere sahiptir. Evrimsel ekologlar bu stratejileri fenotipler olarak değerlendirirler. En başarılı organizmalar getirilerini ençoklaştırır (maksimize eder) ve onları yeniden üretme becerilerini geliştirir. Kısacası en iyi etkileşim stratejisini benimseyen organizma en yüksek uyum becerisine sahiptir. Etkileşim stratejisi uyum ile doğrudan bağlantılı olduğu sürece optimum strateji her zaman doğal seçilimin ayrıcalığı altında olacaktır. 

76
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İşte Bilim
İşte Bilim
3,027 UP
Meraklı ve zeki biri 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Şahsi olarak güneş patlamalarının etkilerini hissedeceğimizi düşünüyorum. Son günlerde de bir güneş patlaması oldu zaten. Ayrıca bu patlama bilimsel olarak başka patlamaları tetikleyebilir. Nasıl göreceğiz sorun için cevabım şu olacaktır:

Çok büyük bir patlama, 2-3 gün elektriklerin kesilmesine, ve büyük dozda nükleer enerji salınımına sebep olacaktır. Ayrıca jeomanyetik patlamalar da gerçekleşecek. Yani hissedeceğiz, ve ağır olacak.

Tüm Reklamları Kapat

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 2 Haziran 2021 22 dk.

2015 yılında yayınladığımız bir açık mektupta, Dünya'nın dört bir yanından akademisyenlerin, yapay zeka ile ilgili en büyük tehlikelerden birinin otonom silahların insan müdahalesi olmaksızın hedef tespiti yapıp, bunları vurabileceği ve dolayısıyla bunun engellenmesi gerektiğine yönelik çağrılarını Evrim Ağacı okurlarıyla paylaşmıştık. Çok ilginç ve öngöremediğimiz bir şekilde, bu endişe 2020 yılında Türkiye tarafından üretilen bir drone ile, gerçek bir savaş sahasında hayata geçirilmiş ve önü alınamayacak bir otonom silahlanma yarışını tetiklemiş olabilir. Mektupta uzmanlar, şöyle yazıyorlardı:[1]

Otonom silahların lehine ve aleyhine pek çok argüman geliştirilmiştir. Örneğin insan askerlerin yerine makine kullanma, makineye sahip olan ülkeler için insan zayiatını azaltması bakımından iyi, fakat bu sebeple savaşa girme ihtimalini yükseltmesi bakımından ise kötü bir fikirdir. Bugün insanlık için en kilit soru, küresel bir "Yapay Zekaya Sahip Silahlanma yarışını" başlatmak ya da bunu önlemektir. Şayet herhangi büyük askeri bir güç Yapay Zekaya Sahip silahları geliştirmede öne geçerse, küresel bir silahlanma yarışı fiilen kaçınılmaz olur. Bu teknolojik gidişatın nereye varacağı ise şimdiden görülebilir: Otonom silahlar, geleceğin Kalaşnikofları olacaktır. Nükleer silahların aksine, bu silahların üretimi için pahalı ve elde etmesi zor ham maddeye gerek yoktur, bu yüzden de bütün önemli askeri güçler için seri üretim bakımından kolay bulunur ve ucuz olacaklardır. Karaborsada görülmeleri, teröristlerin, halkını daha iyi kontrol etmek isteyen diktatörlerin ya da soykırım başlatmak isteyen savaş baronlarının ve benzerlerinin ellerinde görülmeleri sadece zaman meselesi olacaktır. Otonom silahlar; suikast düzenleme, devletleri istikrarsızlaştırma, halkları boyunduruk altına alma ve belli bir etnik grubun hedef alınarak öldürülmesi gibi eylemler için kusursuzdur. Bu sebeple, inanıyoruz ki, (askeri türden) Yapay Zekaya Sahip silahlanma yarışı, insanlık için faydalı olmayacaktır.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Buğra Ünal
Seslendiren 2 Eylül 41:18
Nvidia durdurulamıyor! - İnternetten bedava işlemci indirme devri - Google kendini affettirebilecek mi - ⁠Apple'dan etkinlikler ve yatırımlar
19
İşte Bilim
İşte Bilim
3,027 UP
2 gün önce
Satürn o kadar hafiftir ki, dev bir okyanusa konulsaydı batmazdı.
Satürn esas olarak hidrojen ve helyum gibi hafif gazlardan oluşur. Yoğunluğu suyun yoğunluğundan daha azdır (yaklaşık 0.69 g/cm³). Elbette böyle bir okyanus evrende yok, ama bu, Satürn'ün ne kadar "kabarık" bir gezegen olduğunu gösteren eğlenceli bir fiziksel gerçektir.

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 6302: Kelebek Bulutsusu

Geceleri Dünya göklerinde görülen küme ve bulutsulara genellikle çiçek ya da böcek isimleri verilir. 3 ışık yılı kanat açıklığına sahip NGC 6302 de bunlardan biridir. Tahmini yüzey sıcaklığı 250.000 santigrat derece olan bu gezegenimsi bulutsunun merkezi yıldızı, bir beyaz cüceye dönüşme sürecindedir. Bu nedenle son derece sıcak hale gelir ve morötesi ışıkta parlak şekilde parıldar. Yoğun bir toz halkası, merkezi yıldızı doğrudan görmemizi engeller; ancak enerjik morötesi ışık, bulutsuda bulunan atomları iyonize eder. Dar bant görüntü verileriyle oluşturulmuş bu keskin teleskopik görüntüde, iyonize hidrojen ve oksijenin iki değerlikli iyonları karakteristik kırmızı ve mavi-yeşil tonlarında gösterilerek, bulutsunun kanada benzeyen çift kutuplu çıkıntıları içinde yer alan düğüm ve filamentlerden oluşan çarpıcı bir kompleks ortaya çıkarılmaktadır. NGC 6302, 4000 ışık yılı uzağımızda Akrep (Scorpius) takımyıldızında yer alıyor.

6 Haziran 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Copyright: Mike Selby
Çeviren: Simay Aladağ

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Zenit Tercüme İzmir O. Kürşat Serttürk
Alıntıyı Ekleyen 14 saat önce
So wie etwa die Tragödie und die Komödie mit den gleichen Buchstaben niedergeschrieben werden können, so kann auch sehr verschiedenartiges Geschehen in der Welt durch die gleichen Atome verwirklicht werden, sofern sie nur verschiedene Stellungen einnehmen und verschiedene Bewegungen ausführen. Nur scheinbar hat ein Ding eine Farbe, nur scheinbar ist es süß oder bitter. In Wirklichkeit gibt es nur Atome und den leeren Raum.»

Tıpkı tragedya ve komedyanın aynı harflerle yazılabilmesi gibi, dünyadaki birbirinden tamamen farklı olaylar da -atomlar yalnızca farklı konumlar alıp farklı hareketler gerçekleştirdiği sürece- aynı atomlarla meydana gelebilir. Bir şeyin rengi varmış gibi görünür, tatlı ya da acı olduğu sanılır. Oysa gerçekte yalnızca atomlar ve boşluk vardır. (Almancadan Tercüme)
Kaynak: Harald Fritzsch, ELEMENTARTEILCHEN Bausteine der Materie
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
Puan Ver
Yönetmen: Sarah Wafiq
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close