Bilinen tüm yaşam formları homokiral yapıdadır. DNA ve RNA "sağ elli" nükleotitlerden, proteinler ise "sol elli" aminoasitlerden oluşur. Ancak bilim insanları bu yapının tam tersi olan "ayna görüntüsü" biyomoleküllerinden oluşan yaşam formları yaratmayı hedefleyen çalışmalar yürütmektedir. Ayna yaşam (İng: "mirror life") olarak adlandırılan bu organizmalar, bilinen yaşamdan radikal bir kopuş anlamına gelir ve bu teknolojinin geliştirilmesi ciddi teknik zorluklar ile büyük yatırımlar gerektirmektedir. Ayna yaşam oluşturma kapasitesinin hayata geçmesi muhtemelen onlarca yıl uzaktadır. Ancak bu süre, hem teknik engellerin aşılması hem de doğabilecek risklerin öngörülerek önlemler alınması açısından bir fırsat sunuyor. Bugün bilim insanları, bu sıra dışı yaşam formunu yaratmanın zorluklarını ve potansiyel tehlikelerini daha derinlemesine anlamak için yoğun çaba sarf ediyor. Bu çabanın bir parçası olarak, araştırma grupları ayna yaşamın ilk adımı olarak “ayna bakteriler” üzerinde çalışmalar yürütüyor.[1]
Ayna yaşam fikri geçmişte tartışılmış olsa da, bu teknolojinin potansiyel riskleri bugüne kadar kapsamlı bir şekilde analiz edilmemişti. Ancak son yıllarda, ayna yaşam formlarının yaratılmasını mümkün kılacak teknolojilerin hızla gelişmesi, bu tür bir değerlendirme ihtiyacını daha da önemli hale getirdi.[2] Uzmanlardan oluşan bir araştırma grubu, özellikle ayna bakterilerin yaratılabilirliği ve beraberinde getirebileceği riskler üzerine yoğunlaştı.[1] Çalışma; bu bakterilerin insan, hayvan ve bitki bağışıklık sistemleri üzerindeki etkilerini, çevresel yayılma kapasitelerini ve olası kontrol yöntemlerinin etkinliğini kapsamlı bir şekilde inceledi.