Nano Gümüş Parçacık Nedir? Bu Minik Parçacıklar Nerelerde Kullanılırlar?
Nanoteknoloji geçtiğimiz yüzyıldan bu yana bilinen bir araştırma alanıdır. Nanoteknoloji, Nobel ödüllü Richard P. Feynman'ın 1959'da verdiği meşhur "There's Plenty of Room at the Bottom" konferansında tanıtılmıştır ve o günden itibaren nanoteknoloji alanında devrim niteliğinde çeşitli gelişmeler yaşanmaktadır.[1]
Nanoteknoloji alanındaki son gelişmeler ile beraber; altın, gümüş, demir, bakır, kobalt, platin gibi farklı elementlerden çok sayıda nanoparçacık ve nano malzeme üretimi arttığını belirtmek mümkündür.[2] Nanoparçacıklar (NP'ler), bir boyutu en az 100 nm'den küçük olan parçacık maddeleri içeren geniş bir malzeme sınıfıdır.[3] Nanoparçacıkların eşsiz fizikokimyasal ve biyolojik özellikleri, onların çok çeşitli uygulama alanlarında kendilerine yer bulmasının önünü açmaktadır.[4]
Nanoparçacıklar kapsamında değerlendirilen gümüş nanoparçacıklar ise benzersiz fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı gıda, sağlık ve tıp alanında kullanılabilmekle birlikte tüketici ve endüstriyel amaçlarla da kullanımı mümkündür. Nanoparçacıkların geniş bir kullanım alanına ulaşmasını sağlayan özellikler arasında; ligandlarla stabil etkileşimlerin oluşması, boyut ve şekil değişkenliği, yüksek taşıma kapasitesi ve hem hidrofilik hem de hidrofobik maddelerin bağlanma kolaylığı, optik özellik, yüzey plazmon rezonansı (SPR) sayılabilmektedir.[5]
Nano Gümüş Üretiminin ve Kullanımının Tarihçesi
Yüzyıllardır altın, bakır ve diğer değerli metallerin yanı sıra gümüş de yanıkların ve kronik yaraların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Modern tıbbın babası Hipokrat, gümüş tozunun faydalı, şifa verici ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğuna inanmaktaydı. Ayrıca gümüş tozu ülser tedavisi için kullanılmaktaydı.[6], [7]
1700 yılında gümüş nitrat zührevi hastalıkların, tükürük bezlerinden fistüllerin, kemik ve uzun süreli apselerin tedavisinde kullanılmıştır. Halsted, yara pansumanlarında gümüş folyonun ve enfeksiyonları önlemek için cerrahi kesilerde gümüş dikişlerin kullanılmasını savunan ilk Amerikalı cerrahlardan biri olmuştur.[8], [9], [10] 1840'larda James Marion Sims, vezikovajinal fistülü olan kadınları tedavi etmek ve iyileştirmek için gümüş metal sütürleri kullanmıştır.
Nano gümüş sentezi ilk kez 1889 yılında M. C. Lea tarafından bildirilmiştir. Lea, sitratla stabilize edilmiş bir gümüş kolloidi (nano parçacık) sentezlediğini rapor etmiştir.[11] Nanogümüş “Collargol” adı altında 1897 yılından bu yana ticari olarak üretilmekte ve tıbbi uygulamalarda kullanılmaktadır. Collargol'ün ortalama parçacık boyutu 10 nm'dir ve 1907 gibi erken bir tarihte çapının nano aralıkta olduğu belirlenmiştir.
Sonraki yıllarda başka nano gümüş düzenlemeleri de geliştirilmiştir. Örneğin jelatinle çökeltilmiş gümüş nano parçacıklarını, 1953 yılında Moudry kendi adıyla resmi olarak lisanslamıştır.[12] Manes, çapı 25 nm'nin altında olan karbonla emdirilmiş gümüş nano parçacıklarını sentezlemiştir. 20. yüzyılın başlarında Collargol, Argyrol ve Protargol gibi farklı ticari isimler altında bilinen tıbbi nano ölçekli gümüş kolloidlerin ticari satışı gerçekleştirilmeye başlanmıştır.[13]
Nano Gümüş Parçacıkların Yeşil Sentez Yöntemiyle Eldesi
NP'lerin üretimi için geleneksel yöntemler pahalı, toksik ve çevre dostu olmadığı için dezavantajlıdır. Bu sorunların üstesinden gelmek için araştırmacılar yeşil sentez yöntemlerini, yani NP'lerin sentezi için kullanılabilecek doğal olarak oluşan kaynakları ve bunların ürünlerini bulmuş ve kullanmaya başlamışlardır.
Yeşil sentez şu şekilde kategorize edilebilir:
- (a) Mikroorganizmaların kullanımı,
- (b) Bitki ve bitki özlerinin kullanımı
- (c) Membranlar, virüs DNA'sı ve diatomlar gibi şablonların kullanımı.
Nano Gümüş Parçacıkların Bakteri Kullanılarak Sentezi
Bakteriler, metal iyonlarını indirgeyerek nanopartiküller üretmeyi sağlayan mikroorganizmalardır. Bu mikroorganizmalar; hücre dışı enzimler salgılaması, hızlı büyümeleri, kültürlerinin basit olması ve in vitro olarak muhafaza edilmesi gibi avantajlarından dolayı nanopartikül üretimi için en önemli biyolojik kaynaklardan bir tanesidir. Bu nedenle, nano teknolojide kullanımları oldukça ucuzdur ve nano üretim, sıcaklık, pH, metal iyonlarının konsantrasyonu ve reaksiyon süresi gibi çeşitli koşulların değiştirilmesiyle kontrol edilebilir. Tüm bu özellikler bakterileri, nanopartiküller üretmek için biyosentezde kullanım için ideal kılmaktadır.[14]
Bakterilerden nano gümüş sentezi ilk olarak 1999 yılında Klaus ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla Pseudomonas stutzeri AG259 suşunu kullanmışlardır. Bu suşun özelliği, gümüş nano parçacıkları 200 nm’ye kadar bünyesinde biriktirebilmesidir.[15] Shivaji ve arkadaşları ise psikrofilik bakterilerin kültür süpernatanlarını kullanarak gümüş nanao parçacıkları sentezlemişlerdir. Kalimuthu ve arkadaşları da, gümüş nano parçacıkları Bacillus licheniformis türünü kullanarak sentezlemişlerdir.[16], [17]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu çalışmalar ve kullanılan bakterilerin yanında Enterobacter cloacae (Enterbacteriaceae),Escherichia coli ve Klebsiella pneumonia türleri ile de yapılan çalışmalar mevcuttur.
Sentezden sonra bakterilerin büyümeye devam etmesi ise bakteriyel sentezin önemli bir dezavantajıdır. Bununla beraber bakterileri nano fabrika olarak kullanmanın ana dezavantajı, geleneksel yöntemlerle karşılaştırıldığında yavaş sentez hızı ve sınırlı sayıda boyut ve şeklin elde edilmesidir. Bu nedenle gümüş nano parçacıkların sentezinde mantar ve bitki kullanımı gibi alternatif yöntemler araştırılmaktadır.[18]
Nano Gümüş Parçacıkların Fungus Kullanılarak Sentezi
Nanopartiküllerin sentezinde mantarların kullanılması, mikroorganizmalar listesine nispeten yeni eklenen bir durumdur. Mantarların kullanımı, büyük miktarlarda enzim salgıladıkları ve laboratuvarda ele alınmaları daha kolay olduğu için potansiyel olarak heyecan vericidir. Bununla birlikte, nanomateryal sentezinde tanımlanan spesifik enzimlerin aşırı ekspresyonunun bir aracı olarak ökaryotik organizmaların genetik manipülasyonu, prokaryotlardakinden çok daha zor olmaktadır. Buna rağmen mantarlar ile yapılan ve sentezde başarılı olan çeşitli çalışmalar mevcuttur.[19]
Nano Gümüş Parçacıkların Bitki ve Bitki Özleri Kullanarak Sentezi
Bu yaklaşım ilk olarak 2003 yılında Gardea-Torresdey ve arkadaşları tarafından kullanılmıştır. Gardea-Torresdey ve arkadaşları yonca filizini kullanarak gümüş nano parçacıkları sentezlemişlerdir. Ahmad ve Sharma ise 2012 yılında ananas suyunu kullanarak gümüş nano parçacıkları sentezlemeyi başarmıştır. Bununla beraber bu nano parçacıkların, Yüksek Çözünürlüklü Transmisyon Elektron Mikroskobu (HRTEM), UV-Vis spektrometresi, Enerji Dağıtıcı X-ışını Spektroskopisi (EDX) ve Seçilmiş Alan Kırınımı (SAD) ile karakterize edildiğini bildirmişlerdir.[20], [21] Velmurugan ve arkadaşları ise 2015 yılında, gümüş nano parçacıkları yer fıstığı kabuğu ekstraktı ile sentezlendiğini ve bunların özelliklerinin ve antifungal aktivitelerinin ticari gümüş nanoparçacıklarla karşılaştırıldığını göstermiştir. UV-Vis spektrumları, XRD zirveleri ve FTIR, sentez boyutlu ve ticari gümüş nano parçacıklarla benzer olduğunu göstermiş ve sonuçlar doğrulanmıştır.[22]
Gümüş Nanoparçacıkların Kullanım Alanları
Gümüş nanoparçacıklar fizik, tıp ve diş hekimliği gibi alanlarda etkin şekilde kullanılmaktadır. Aşağıda bu maddelerin kullanım alanları hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Optik Özellikler ve Uygulamalar
Metal nanopartikül kolloidal süspansiyonların ve ultra ince metal filmlerin optik özelliklerine ilişkin ilk dikkate değer bilimsel çalışma, 1850'lerde Michael Faraday tarafından yürütülmüştür. Son derece ince altın yaprağının yeşil ışığı iletme yeteneğinden ilham alan Faraday, ışıkla güçlü etkileşime girebilen bir malzemenin, boyutları görünür dalga boylarından daha küçük olduğunda bile bunu yapabileceğini varsaymıştır. Karakteristik yakut kırmızısı altın parçacık süspansiyonlarını çeşitli yöntemlerle sentezlemiş ve süspansiyonların asitlerle toplu altın ile aynı şekilde reaksiyona girmesine rağmen parçacıkların görünüşe göre mikroskobuyla çözülemeyecek kadar küçük olduğunu göstermiştir.[23]
Nanoparçacıkların optik özellikleri boyutlarına, şekillerine, çevrelerine, kimyasal bileşimlerine ve diğer parametrelere bağlıdır. Örneğin yüzey plazmon rezonanslarının her nanoparçacığın şekli ile yakın bir ilişkisi vardır. Yüzey plazmonları, bir iletken ile bir yalıtkan arasındaki arayüzde elektronların kolektif uyarımlarıdır ve bunlar, mutlaka arayüzde yer alması gerekmeyen, geçici elektromanyetik dalgalar tarafından tanımlanmaktadır. İletim elektronları, gelen bir elektromanyetik alanın etkisi altında tutarlı bir şekilde salınır, elektron bulutunu çekirdeklerden uzaklaştırır ve parçacığın yüzeyinde bir yük dağılımına neden olur.[24], [25]
Nano gümüş parçacıkların olağanüstü optik özelliklerinden optik biyosensörler ve kemosensörlerde yararlanılmaktadır. Ayrıca üçgen Ag-nanopartiküller kullanılarak antijen ve antikor arasındaki biyolojik bağlanma sinyalinin ölçümüne de odaklanılmaktadır.[26] Zeptomole (1021) duyarlılığının optik sensörü, gümüş nanopartiküllerin potansiyelini kullanan başka bir olası uygulamadır. Yüzey Plazmon Rezonans etkisi kullanılarak gümüş nanopartiküller çok yüksek bir hassasiyet kazanmakta ve ölçümler gerçek zamanlı olarak yapılabilmektedir.[27]
Antibakteriyel Uygulamalar
Nano gümüş parçacıklar bakteri hücre duvarlarına nüfuz etme, hücre zarlarının yapısını değiştirme ve hatta hücre ölümüyle sonuçlanma yeteneğine sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı nano gümüş parçacıklar; sağlık endüstrisinde, gıda depolamada, tekstil kaplamalarında ve bir dizi çevresel uygulamada antibakteriyel ajanlar olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Anti-bakteriyel ajanlar olarak nano gümüş parçacıklar tıbbi cihazların ve ev aletlerinin dezenfekte edilmesinden su arıtmaya kadar geniş bir uygulama yelpazesinde uygulanmıştır.[28], [29] Ayrıca son yıllarda gelişen antimikrobiyal direnç ve antibiyotiğe dirençli mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar küresel bir endişe konusu olduğundan, nano gümüş parçacıklar bu mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonları önlemek, tıbbi malzemeleri dekontamine etmek ve hatta enfeksiyonlarla mücadele etmek için uygulanabilmeleri nedeniyle mükemmel bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Bir antibiyotik alternatifi olarak bu uygulama, çoklu ilaca dirençli organizmalara karşı bile etkinliklerini geliştirmek amacıyla son yıllarda geniş çapta araştırılmaktadır.[30], [31]
Diş Hekimliği Uygulamaları
Gümüşün diş hekimliğinde, özellikle diş çürüklerinin önlenmesi ve tedavisinde kullanıldığı, 1840 yılından bu yana rapor edilmektedir. Gümüş, başlangıçta gümüş nitrat (AgNO3) olarak, daha sonra flor (AgF) ile birlikte kullanılmıştır. 2000'li yıllarda gümüş amalgam gibi restoratif materyallerde de gümüş kullanılmaya başlanılmıştır. 20. yüzyılda nanomateryallerin incelenmesi sağlık bilimlerinde nanoteknoloji olarak adlandırılan yeni bir alanın başlangıcı olmuştur. Bu yeni alanda kullanılan parçacıkların nanometrik boyutu, biyomateryallerin olağan özelliklerini değiştirerek yeni özellikler, işlenebilirlik ve yetenekler göstermiştir.[32], [33]
Sonuç
Nanoteknolojide önemli bir yere sahip olan gümüş nanoparçacıklar; fizik, kimya ve biyoloji gibi pek çok alanda uygulama alanı bulmakta ve önemli araştırmalara konu olmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmalar, daha fazla gelişmeleri de beraberinde getirebilir. Dolayısıyla gümüş nanoparçacıkların kullanım alanlarının artması da mümkündür.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ I. Khan, et al. (2019). Nanoparticles: Properties, Applications And Toxicities. Arabian Journal of Chemistry, sf: 908-931. doi: 10.1016/j.arabjc.2017.05.011. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Singh, et al. (2018). Development Of Superparamagnetic Iron Oxide Nanoparticles Via Direct Conjugation With Ginsenosides And Its In-Vitro Study. Journal of Photochemistry and Photobiology B: Biology, sf: 100-110. doi: 10.1016/j.jphotobiol.2018.05.030. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Laurent, et al. (2009). Magnetic Iron Oxide Nanoparticles: Synthesis, Stabilization, Vectorization, Physicochemical Characterizations, And Biological Applications. American Chemical Society (ACS), sf: 2574-2574. doi: 10.1021/cr900197g. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Tao, et al. (2015). Metal Nanoclusters: Novel Probes For Diagnostic And Therapeutic Applications. Chemical Society Reviews, sf: 8636-8663. doi: 10.1039/C5CS00607D. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Singh, et al. (2018). Gold Nanoparticles In Diagnostics And Therapeutics For Human Cancer. International Journal of Molecular Sciences, sf: 1979. doi: 10.3390/ijms19071979. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. Russell, et al. (1994). 7 Antimicrobial Activity And Action Of Silver. Progress in Medicinal Chemistry, sf: 351-370. doi: 10.1016/S0079-6468(08)70024-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Green, et al. (2023). Historical Use Of Silver Nitrate For The Management Of Epistaxis – Evidence-Based Practice?. The Journal of Laryngology & Otology, sf: 962-964. doi: 10.1017/S0022215122002146. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. B. G. Lansdown. (2014). Silver I: Its Antibacterial Properties And Mechanism Of Action. Mark Allen Group, sf: 125-130. doi: 10.12968/jowc.2002.11.4.26389. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. J. Klasen. (2000). A Historical Review Of The Use Of Silver In The Treatment Of Burns. Ii. Renewed Interest For Silver. Burns, sf: 131-138. doi: 10.1016/S0305-4179(99)00116-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. L. Roe. (1915). Collosol Argentum And Its Ophthalmic Uses. Br Med J, sf: 104-104. doi: 10.1136/bmj.1.2820.104. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. C. Lea. (1889). Allotropic Forms Of Silver. American Journal of Science, sf: 476-491. doi: 10.2475/ajs.s3-37.222.476. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. B. FZE. Properties And Synthesis Of Silver Nanoparticles. (6 Kasım 2023). Alındığı Tarih: 7 Kasım 2023. Alındığı Yer: UK Essays | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. C. Fung, et al. (2009). Silver Products For Medical Indications: Risk-Benefit Assessment. Informa UK Limited, sf: 119-126. doi: 10.3109/15563659609020246. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. N. Saleh, et al. (2020). Bio-Synthesis Of Silver Nanoparticles From Bacteria Klebsiella Pneumonia: Their Characterization And Antibacterial Studies. Journal of Physics: Conference Series, sf: 012115. doi: 10.1088/1742-6596/1664/1/012115. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Klaus, et al. (2002). Silver-Based Crystalline Nanoparticles, Microbially Fabricated. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 13611-13614. doi: 10.1073/pnas.96.24.13611. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Shivaji, et al. (2011). Extracellular Synthesis Of Antibacterial Silver Nanoparticles Using Psychrophilic Bacteria. Process Biochemistry, sf: 1800-1807. doi: 10.1016/j.procbio.2011.06.008. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Kalimuthu, et al. (2008). Biosynthesis Of Silver Nanocrystals By Bacillus Licheniformis. Colloids and Surfaces B: Biointerfaces, sf: 150-153. doi: 10.1016/j.colsurfb.2008.02.018. | Arşiv Bağlantısı
- ^ O. V. Kharissova, et al. (2013). The Greener Synthesis Of Nanoparticles. Elsevier BV, sf: 240-248. doi: 10.1016/j.tibtech.2013.01.003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Priyabrata Mukherjee, et al. (2023). Extracellular Synthesis Of Gold Nanoparticles By The Fungus Fusarium Oxysporum. Short Communication, sf: 461-463. doi: 10.1002/1439-7633(20020503)3:5%3C461::AID-CBIC461%3E3.0.CO;2-X. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. L. Gardea-Torresdey, et al. (2003). Alfalfa Sprouts: A Natural Source For The Synthesis Of Silver Nanoparticles. American Chemical Society (ACS), sf: 1357-1361. doi: 10.1021/la020835i. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Ahmad, et al. (2012). Green Synthesis Of Silver Nanoparticles Using Extracts Of ≪I≫Ananas Comosus≪/I≫. Scientific Research Publishing, Inc., sf: 141-147. doi: 10.4236/gsc.2012.24020. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Velmurugan, et al. (2015). Synthesis And Characterization Comparison Of Peanut Shell Extract Silver Nanoparticles With Commercial Silver Nanoparticles And Their Antifungal Activity. Journal of Industrial and Engineering Chemistry, sf: 51-54. doi: 10.1016/j.jiec.2015.06.031. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. D. Evanoff, et al. (2005). Synthesis And Optical Properties Of Silver Nanoparticles And Arrays. Wiley, sf: 1221-1231. doi: 10.1002/cphc.200500113. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. O. Sosa, et al. (2003). Optical Properties Of Metal Nanoparticles With Arbitrary Shapes. American Chemical Society (ACS), sf: 6269-6275. doi: 10.1021/jp0274076. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. L. Kelly, et al. (2003). The Optical Properties Of Metal Nanoparticles: The Influence Of Size, Shape, And Dielectric Environment. American Chemical Society (ACS), sf: 668-677. doi: 10.1021/jp026731y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Zhu, et al. (2009). Fabrication And Characterization Of Rhombic Silver Nanoparticles For Biosensing. Optical Materials, sf: 769-774. doi: 10.1016/j.optmat.2008.07.014. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. McFarland, et al. (2003). Single Silver Nanoparticles As Real-Time Optical Sensors With Zeptomole Sensitivity. American Chemical Society (ACS), sf: 1057-1062. doi: 10.1021/nl034372s. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Bosetti, et al. (2002). Silver Coated Materials For External Fixation Devices: In Vitro Biocompatibility And Genotoxicity. Biomaterials, sf: 887-892. doi: 10.1016/S0142-9612(01)00198-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. X. Yin, et al. (2020). The Antibacterial Mechanism Of Silver Nanoparticles And Its Application In Dentistry. International Journal of Nanomedicine, sf: 2555-2562. doi: 10.2147/IJN.S246764. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Natan, et al. (2017). From Nano To Micro: Using Nanotechnology To Combat Microorganisms And Their Multidrug Resistance. FEMS Microbiology Reviews, sf: 302-322. doi: 10.1093/femsre/fux003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Lee, et al. (2019). Nanoparticles In The Treatment Of Infections Caused By Multidrug-Resistant Organisms. Frontiers in Pharmacology, sf: 452171. doi: 10.3389/fphar.2019.01153. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. J. -. Peng, et al. (2012). Silver Compounds Used In Dentistry For Caries Management: A Review. Journal of Dentistry, sf: 531-541. doi: 10.1016/j.jdent.2012.03.009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Durán, et al. (2010). Potential Use Of Silver Nanoparticles On Pathogenic Bacteria, Their Toxicity And Possible Mechanisms Of Action. Journal of the Brazilian Chemical Society, sf: 949-959. doi: 10.1590/S0103-50532010000600002. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:14:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16027
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.