Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Kuzey Kutbu'nda bahar gelince milyonlarca kuş yavrularını büyütmek için bir araya geliyor. Bu dönemde her yerde yavru kuşların cıvıltıları duyulur ve tüylerle kaplı minik yavruları her yerde görebilirsiniz. Bu durum, 73 milyon yıl önce de aynıydı. Bu hafta Science dergisinin kapağında yer alan bir makale, kuşların kutup bölgelerinde yuva yapmasına dair bilinen en eski örneği belgeliyor.[1] Makalenin baş yazarı ve Princeton Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Lauren Wilson, şöyle anlatıyor.

Wilson, bu makalenin Alaska Fairbanks Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tez çalışması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor. Alaska'daki bir kazı alanından toplanan düzinelerce minik fosilleşmiş kemik ve dişi inceleyen Wilson ve ekibi, dinozorların da bu topraklarda dolaştığı dönemde Kuzey Kutbu'nda üreyen farklı kuş türlerini tespit etti. Bunlar arasında dalgıç kuşlar, martı ve ördek ve kaz gibi kuşlara benzeyen birkaç kuş türü vardı. Makalenin yazarlarından Alaska Üniversitesi Kuzey Müzesi direktörü ve Wilson'ın yüksek lisans tez danışmanı Pat Druckenmiller, çalışmayı şöyle özetliyor:

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Seda Baykal Köse
Çeviren 5 Ağustos 2016 11 dk.

Ekoloji, ayrılmaz bir şekilde organizmaların evrimsel tarihi ile iç içe geçmiştir. Nesillerin değişim süreci boyunca, organizmalar sürekli olarak bir nesilden diğerine kendinden sonraki nesillerin DNA’sına kaydedilecek genetik bilgi aktarırlar. Moleküler biyologların bu kayıtlara ulaşma becerileri, türlerin kökenlerini ve varoluşlarının ekolojik temellerini daha iyi anlamada modern ekoloji araştırmalarının temel taşı haline geldi. 

Bu makalede modern ekologların türlerin oluşumu, çeşitlenmesi ve sürekli değişken, karmaşık çevre şartlarına evrimsel adaptasyonundaki genetik temellerin en derin şekilde anlaşılması için kullandıkları moleküler araçlar ve metotların kısa bir özetini yapacağız. 

50
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2011 30 dk.

Körelmiş organlar (vestigial organs, vestigials) ya da Körelmiş yapılar (vestigial structures) temel olarak Evrimsel süreçte değişen çevre koşullarından ötürü eskiden yapmakta oldukları işlerin yapılmamasıyla birlikte bir organın evrim ekonomisi dahilinde giderek körelmesi, işlevsizleşmesi ve nihayetinde yok olmasıdır. Bu tanım biraz üzeri kapalı olsa da, adım adım yazımızda önemli noktalarını açarak sizleri bilgilendireceğiz.

Bildiğiniz gibi evrim, doğa şartlarına bağlı olarak işleyen bir süreçtir. Doğa şartları ise, katrilyonlarca parametrenin etkisi altında sürekli, an be an değişirler, küçük ya da büyük miktarlarda. İşte bu değişimler, canlıların doğada hayatta kalma ve üreme başarılarını birebir etkilerler. Her türün bireyleri, bireysel olarak birbirlerinden farklıdırlar. Buna, genetik farklılıklar sebep olabileceği gibi, çevrenin de etkisi sebep olabilir. Bunun en güzel örneği, farklı ailelerde büyüyen ama genetik olarak tıpatıp aynı olan tek yumurta ikizlerinin arasında fiziksel ve davranışsal pek çok fark olmasıdır. İşte bu tür içi bireysel farklılıklar (ki bunların sayısı da katrilyonlarla ifade edilebilir), sayısız çevresel etmene karşı bir nevi sınav içerisindedirler. Bu sınavda çevre şartlarına en uyumlu olanlar daha kolay hayatta kalır ve daha kolay/çok üreyebilirler. Böylece kendilerini bu şartlara karşı güçlü kılan genleri ve dolayısıyla bu genlerin etkilerini yavrularına aktarabilirler. Bunun sonucunda da, nesiller sonunda, çevre şartları tamamen değişmediği müddetçe, o şartlara daha önceki nesillerden çok daha uyumlu türler evrimleşir.

196
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Baran Cudi Eker
1 gün önce
Mücadelenin safları değişmiştir artık okul sıraları akademiler ticaret odaları spor müsabakaları sokaklar diaspora siyaset meydanı parlamento mücadelenin birer cephesidir
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Özgür Çoban
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Bu yazı, belirli vitaminlerin baş harfleriyle belirli metaller (altın, gümüş, demir, bakır) arasında Türkçede ortaya çıkan çarpıcı uyumun, rastlantısal bir benzerlikten öte, canlılığın oluşumuna dair frekans temelli bir yapıya işaret edip etmediğini sorgulamaktadır.
157 görüntülenme
Sizce Demir oksit, Bakır oksit, Altın oksit ve Gümüş oksit ile D, B, A ve K vitaminleri arasında bir ilişki olabilir mi?
Sizce Demir oksit, Bakır oksit, Altın oksit ve Gümüş oksit ile D, B, A ve K vitaminleri arasında bir ilişki olabilir mi?
Cevap Ver 2,000 UP
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Senin Seçimin Senin Hayalin

DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SENİN SEÇİMİN SERİSİ

Fare kadar küçük ya da bir ev kadar büyük olmak nasıl olurdu?
Okyanusun derinliklerini keşfettiğini, yeraltına tünel kazdığını ya da geleceğe seyahat ettiğini hayal et.
Harika ihtimallerle dolu bu hayal gücü festivalinde istediğin her şey olabilirsin.

Haydi… Sadece HAYAL ET

Pippa Goodhart’ın (kendisi Laura Owen mahlasıyla Sakar Cadı Vini serisinin de yazarı) dünyada 1 milyondan fazla satan Senin Seçimin serisi, 3-7 yaş arası çocuklara kendi öykülerini uydurmalarını sağlayacak bir alet çantası sunuyor. İçindeki yüzlerce görsel ve yönlendiren ama kısıtlamayan basit sorular sayesinde çocuklar her açtığında yepyeni masallar, maceralar, hikâyeler hayal ediyorlar.

“Konuşmayı ve dinlemeyi geliştirmek için harika.” Times Eğitim Eki

“Çocukları hayal etmeye, düşünmeye ve kendi hikâyelerini yaratmaya itiyor.” Booktrust

Devamını Göster
₺205.00
Senin Seçimin Senin Hayalin
Evrim Ağacı
Yazar 17 saat önce 5 dk.

Üniversite eğitiminin özgür düşünce, yaratıcılık ve eleştirel analiz gibi temel nitelikleriyle bilgi üretim merkezi olmaktan uzaklaşmaya başladığını görüyoruz. Öğrenciler kalabalık amfilerde, hızla kendilerine aktarılan müfredat içinde sık sık kaybolurken, akademisyenler de üniversitelerin performans baskısı altında gerçek entelektüel üretimden, tartışma ortamından kopuyor, ofislerine, laboratuvarlarına sıkışıyor. 

Kampüsler heyecanlı tartışma mecraları olmaktan çıkıp adeta diploma fabrikalarına dönüşüyor. Bu süreçte yeni kolektif öğrenme, araştırma, tartışma alanlarına duyulan ihtiyaç büyüyor. 

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatih Özen
Fatih Özen
1,519 UP
İnceleyen 23 Mayıs 2023
Bu kitabı okumadan önce 1984 kitabının okunması gerektiğini düşünüyorum ve sonra Hayvan Çiftliği kitabı okununca daha da anlamlı oluyor.
9.7/10
(376 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Animal Farm
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bora Cüneyt Akçakın
Seslendiren 25 Haziran 26:35
Uzay Çöpleri Bizleri Tehdit Ediyor - Roket Motorları Nasıl Çalışır - Bora Cüneyt Akçakın & Meriç Öztürk
23
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Temmuz 2014 5 dk.

Birçok insan (özellikle de gençler ve öğrenciler) ilaç kullanırken alkol tüketmenin etkilerinden bihaberdir. Bazı çok net gerçekler vardır: örneğin anti-depresanlar ile alkol asla karıştırılmamalıdır. Diğer birçok insan ise ilaçlarla alkolü karıştırmanın tehlikelerinden haberdar olsa da umursamaz. Örneğin insanlar, "sosyal içicilik" kavramı arkasına sığınarak ya da Türkiye'de bolca görülen "1 kereden bir şey olmaz" lafıyla bu tehditleri görmezden gelmektedir. Hatta bazıları, ilaçlarını aldıkları doktorla üstünkörü konuşarak ilaçlarıyla birlikte tek tük alkol tüketiminin sorun olmayacağı cevabını alırlar ve sonuçları umursamazlar. Halbuki "tek tük içme"nin tam olarak ne olduğu doktorla konuşulmalı ve net olarak anlaşılmalıdır. Günde 1 bardak mı tek tüktür? Haftada 2-3 bardak mı? Bu, netleştirilmelidir. Birçok ilaç gerçekten de "hafif alkol tüketimi" ile herhangi bir zarara neden olmaz. Ancak bazıları, tek bir bardak alkolle bile ölümcül sonuçlar doğurabilir. 

Evrim Ağacı olarak bu konuda bazı temel bilgileri sunmak ve en azından genel çerçevede aklınızda tutabileceğiniz kuralları hatırlatmak istiyoruz. Ancak öncelikle ilaç etkileşimlerinin 3 farklı yöntemini öğrenelim:

32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
359K UP
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Neredeyse 200.000 kişiyi onlarca yıl boyunca takip eden yeni bir araştırma, kalp sağlığı söz konusu olduğunda, tüketilen yiyeceklerin kalitesinin düşük karbonhidratlı veya düşük yağlı bir diyet uygulamak kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Sonuçlar, sağlıklı ve kaliteli yiyecekler seçmenin kalbi korumanın anahtarı olduğunu gösteriyor.

Son yirmi yılda, düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetler, kilo kontrolü, kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin iyileştirilmesi gibi potansiyel sağlık faydaları nedeniyle revaçta olsa da bu durum, bu diyetlerin kalp hastalığı riskini azaltmadaki etkisi konusundaki tartışmaları sonlandıramadı. Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan Qi Sun'ın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Dr. Zhiyuan Wu şunları söylüyor:

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zemheri ortancası (Bergenia crassifolia) özellikle Çin ve Sibirya’nın ormanlık ve dağlık bölgelerinde yetişen, yarım metreye kadar boylanabilen, her dem yeşil, otsu bir bitkidir.

Bitkinin İngilizce’deki yaygın adı “Pigsqueak” (domuz sesi) olarak bilinir; çünkü yaprakları parmaklar arasında ovuşturulduğunda domuz sesi gibi bir ses çıkarır.

📝 Gözlemi Yapan: Ebru Tuba Ölçücü

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Orçun Deniz Can
İnceleyen10 5 gün önce
Metacritic'ini, IMDb puanını bilmem ama Türkçe dilinde izlemeyi geç, Türkçe altyazıyla bile izlemedim(b1 ingilizcem var)ama beni çok etkiledi ve neden bilmiyorum ama hayatın anlamını bir kez daha sorgulamaya itti.

Aklımda deli sorular ve tek emin olduğum bu filmin bir harika olduğu ve Mena Suvari'nin dünyadaki en güzel kadın olduğu.

"Man,oh man."
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : American Beauty
Yönetmen: Sam Mendes
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
1 gün önce
Princeton Üniversitesi araştırmacıları Alaska'da 73 milyon yıllık kuş fosilleri keşfetti. Science dergisinde yayınlanan çalışma, dalgıç kuşlar, martı ve ördek benzeri türlerin Kretase döneminde kutup bölgelerinde ürediklerini gösteriyor. Prince Creek Formasyonu'ndan toplanan 50'den fazla kemik parçası arasında son derece nadir bulunan yavru kuş kemikleri de yer alıyor. Bu keşif, kuşların kutup bölgelerinde üremesine dair kayıtları 25-30 milyon yıl geriye çekiyor.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Alper Öztürk
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye
Orta Karadeniz, balkonum
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Aynur Aliyeva
Aynur Aliyeva
34K UP
İnceleyen 20 Mayıs 2022
📕Robert Sapolsky 'nin diğer kitapları gibi bu kitabı da öneririm.Ek olarak Youtube linklerındekı görüşlerini de dinlemeyi öneriyorum
📌 Yeterince uzun süren şiddetli stres sonucunda,ağrı ve acıya körleşilir,duyarsızlaşılır.Bilişsel işlevler keskinleşir.
✅ https://youtu.be/ORthzIOEf30 -TeDx
✅ https://youtube.com/playlist?list=PLD7E21BF91F3F9683 - Lectures
✅ https://youtu.be/TlAlTilm5XQ
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
İşte burada duruyor: Atomların oluşturduğu bir bilinç, meraklı bir madde... Denizin kenarında duruyor ve düşünüyor: Ben... Atomların evreni, evren içerisinde bir atomdan ibaretim!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
23
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sıla Uçar
Sıla Uçar
44K UP
Yazar 15 Şubat 2022 8 dk.

Mavi rengin hayatımızdaki yeri oldukça büyüktür. Sahil kenarında yürüyüş yaparken masmavi gökyüzünün altında onun yansıdığı masmavi deniz ile huzur buluruz. Mavi renk hakkında yazılmış onlarca şiir vardır. Genelde huzuru ve sükuneti temsil eden bu rengin, bir zamanlar zenginliği temsil edebileceğini hiç düşünür müydünüz?

Az bulunanın değeri her zaman artar, bunu pekâlâ biliyoruz. Bir zamanlar mavi rengin başına gelenin de bu durumdan hiçbir farkı yoktur. On sekizinci yüzyıla kadar mavi, çok değerli bir renkti. Belirtilen dönemden önceki sanat eserlerine baktığınızda, mavi rengin oldukça nadir olduğunu görebilirsiniz. Genellikle mavi, dini resimlerde ve çoğunlukla en kutsal insanların kıyafetlerini renklendirmek için kullanılırdı.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
22 Ağustos 2023
Rus uzay ajansı Roscosmos'un başkanı Yury Borisov Pazartesi günü devlet medyasına yaptığı açıklamada, Rusya'nın onlarca yıl sonra gerçekleştirdiği ilk Ay görevi olan Luna 25'in kaybının büyük olasılıkla motor arızasından kaynaklandığını söyledi. Röportaja göre, motor yanığının daha önce yer simülatörlerinde test edildiğini de sözlerine ekledi.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Blog Yazısı
Ali Fırat Karahan
Blog Yazarı 3 dk.

Dünya’nın 4’te 3’ünün su olduğu söylenmektedir aslında bilimsel bir ifade olarak görülen bu ifade hatalıdır. Dünya üzerindeki bütün sular küre haline getirilseydi dünyanın yarı çapı kadar çapı bile olamazdı. Dünya yüzeyinin 4’te 3’ü su ile kaplıdır. Bu tabire doğru denilebilir. Suyumuzun büyük bir kısmını tuzlu su oluşturmaktadır. 1,3 milyar km küp sudan bahsediyoruz. Ve bu suyun sadece yüzde iki buçuğu tatlı sudur. Bu tatlı suyun da sadece 5’te biri içilebilir özellik göstermektedir. Geri kalan su buzullarda ya da ulaşılamayacak yerde. Dünya üzerindeki bu kadar az tatlı su varken biz suyun büyük bir kısmını kirletiyor ve su israfına devam ediyoruz. Küresel sıcaklıktan dolayı atmosferden buharlaşan su miktarı artmaktadır. Evet mevcut durumda bu durumun tatlı suyu arttırması gerekmektedir. Fakat küresel iklim değişikliği yüzünden akan yağmurların çok büyük bir kısmı okyanuslara yağmakta. Karalara yağan yağmur miktarı gittikçe azalıyor. Zaten buzulların erimesinden dolayı artan okyanus seviyesi bu durumdan dolayı daha da artmakta. Şu an güvende olabiliriz fakat önümüzdeki 30 senede olacak olaylar hem ekolojik denge hem de kıtalar için hiç iyi olmayacak. Okyanus seviyelerinin artmasının sonuçları baya geniş bir yelpazeyi kapsamakta. Ama buna verilebilecek en iyi örnek karaların bir kısmının haritadan silineceği demek doğru olabilir. Bu 30 sene içerisinde ya deniz seviyesini düşürecek bir şey bulunmalı ya da bu sonuçlara sebep olan faktörlerin azaltılması gerekmekte. Gelişen teknoloji yüzünden 2. Tercih insanlık için sıkıntılı ve ağrılı bir süreç olacaktır. Şu an azalan su kaynaklarını arttırmak en mantıklı senaryo olabilir. En gelişmiş teknoloji ile 100.000 kişinin elektriği ile ortalama o kadar kişiye su arıtımı sağlanabilmekte. Enerji kıtlığında yaşadığımız ve zaten enerji üretmek için fosil yakıtları aşırı aktif olarak kullandığımız bir ortamda bu durum ekolojik dengeye büyük bir zarar, küresel ısınmaya ise büyük bir artış katacaktır. Bu maliyetin düşürülmesi gerekmektedir. Bu senaryo önümüzdeki 20-30 yıl için gerekli olamayabilir ama sonraki nesillerin sulu bir hayat yaşanması isteniyorsa bu konuda çalışmaların arttırılması gerekmektedir ve bu konuda çalışmalar ve AR-GE çalışmalar yapması gereken ülkeler arasında maalesef başı çekmekteyiz. Evet Türkiye su kıtlığı çekmeye başladı. NASA’nın yer altı su miktarını paylaştığı haritada Türkiye’nin yer altı su kaynağının oldukça azaldığının ve bu durumun ileride yıkıcı etkilere sebep olacağı bariz belli olmaktadır. Şu an sandalyelerinde oturup sonraki seçimi ve doların yükselmesini engellemek için günü kurtarma çalışmaları yapan siyasilerin bilime ve eğitime verdiği önem ülkeden kaçan doktorlardan, KPSS sınavından hatta direk olarak eğitim sisteminden belli olmaktadır. Eğitimin çöküşü diğer alanlarda da yıkıcı etkilere sebep olacaktır. Bina dikip zaten az olan kaynakları mega yapılar arzularını dindirip gövde gösterileri yapmaya çalışan devletin bu paranın çok küçük bir kısmını eğitime yatırması belki de şu anda yaşadığımız birçok durumu engelleyebilirdi. Zamanımız azalıyor. Suyumuz her geçen gün azalıyor ve İstanbul gibi büyük şehirlerin su kaynakları şimdiden kurumaya başladı. Eğer bu senaryolar engellenemezse değişmekte olan dünya düzeninde Türkiye ya tarih sayfalarında yok olacak ya da susuzluk, kötü ekonomi, kötü eğitim ve fakir bir halkın yaşadığı güçsüz bir ülke konumuna düşecek. Su içinde yüzen bir gezegende su kıtlığı çekmek üzereyiz ve bu durum gittikçe daha büyük bir tehlike oluşturuyor. Özellikle Türkiye için. Bu deneme yazısına su kıtlığı ile girmiş olsak ta ülkemizin gidişatı hiç iyiye gitmemekte. Eğitimin şu anki durumu zaten şimdiden birkaç nesili bozdu bile. Zaman yavaş yavaş akıyor ve bu durum böyle ilerledikçe sadece Türkiye için değil bütün insanlık ve canlılar için büyük bir tehlike kapıya dayanmış olacak.

“Türk halkı değişmedikçe siyasiler, yönetimler, sistemler değişmiş ne yazar!”

10
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close