Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Sertaç Oral
5 gün önce
Zamana maddeyle bakıyoruz. Bir de, maddesiz bir zaman hayal edelim ki mistik bir özgünlüğümüz olsun.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

308
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
515K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : Tornado
Yönetmen: John Maclean
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Haziran 2014 7 dk.

Neden yelleniyoruz (evet, tıbbi terminolojide "yellenme" olarak geçer)? Neden kokuyor? Bunlar birçoklarımızın merak ettiği ama pek de fazla cevaplanmayan sorulardır. Ancak kendimizi tanımak, her şeyimizi tanımaktan geçer. Hoşumuza giden şeylerimizi tanıyıp diğerlerini reddedemeyiz. Bu sebeple, sokaktaki Ahmet amcadan sevgilinize, Angelina Jolie'den padişahlara kadar herkesin yaptığı bu konuyu ele alma vakti geldi diye düşünüyoruz. Yellenmeyle ilgili 10 ilginç konuya değinerek bu işin üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz, umarız başarılı olabiliriz. Başlayalım:

Yellenme, bağırsaklarımızda biriken her türlü gazın, buldukları her türlü delikten dışarı kaçma çabalarının bir ürünüdür diyebiliriz. Bu delik, genellikle anüsümüz olmaktadır. Ağzımızdan başlayan sindirim kanalımızın her basamağında gazlar birikir; hatta yutkunurken yuttuğumuz hava bile en nihayetinde bir çıkış noktası bulacaktır. Ancak çıkardığımız gazın önemli bir kısmı bağırsaklarımızdaki bakterilerin gerçekleştirdikleri kimyasal faaliyetlerin bir yan ürünü olarak üretilir. Tipik bir yellenme sırasında insanlar %59 azot, %21 hidrojen, %9 karbondioksit, %7 metan ve %4 oksijen dışarı çıkarırlar. Kimi zaman çıkarılan gazın %1 kadar kısmı hidrojen sülfat ve merkaptanlardan oluşur. Bunlar içerisinde sülfür bulunur ki işte bu gaz, o meşhur kokunun nedenidir. Bağırsaklarımızda sıkışan ve dışarı itilen gaz, boğucu kaslarımızın (bağırsakların kasılmasını sağlayan kaslar) kasılma miktarına ve sıkışmış gazın basıncına bağlı olarak çıkış sırasında bağırsak duvarlarını titretebilirler. Bu titreşimler, "pırt" sesinin nedenidir. Yoksa gazın kendisi elbette sese sahip değildir; organlarımızla etkileşimi sese neden olur. Tıpkı hava veren bir borunun ağzına parmağınızı kısmen bastırdığınızda çıkan ses gibi...

133
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Halime Samsa
Halime Samsa
34K UP
Yazar 18 Ekim 2020 15 dk.

Dünyaya gözlerimizi iki temel dürtünün ışığında açarız, tüm insanlık olarak içimizde yaşamın ve ölümün varlığını taşırız. Freud’a göre, yaşam dürtüsü; libidodan kuvvet alarak üretmeye, insanlarla duygusal bağ kurmaya, çoğalmaya ve canlılığı sürdürmeye çalışırken madalyonun diğer yüzünde bulunan ölüm dürtüsü ise saldırganlıktan kuvvet alarak parçalamaya, kurulan bağları koparmaya ve kendini yok ederek inorganik bir hale dönmeye çalışır.[1] Yani, aşkın tanrısı Eros ile ölümün tanrısı Thanatos sırt sırta eşlik ederler insana hayat boyunca. Hangisinin öne geçeceği ise, biraz genetik yatkınlıklarımıza ve mizacımıza biraz da benliğimizin oluştuğu erken dönem ilişkilerimize bağlıdır.

Doğumla birlikte, güvenli alanından dünyaya gözlerini açan bir bebek için yaşam ve ölüm arasındaki bu mücadele oldukça yoğun bir kaygı yaratır. Doğumla birlikte anne ile kurduğu güvenli birlik halini kaybederek ilk kaybını yaşayan bebeği, dünyaya uyumlanma gibi zorlu bir yolculuk da beklemektedir. Klein'a göre, bebek bu zorlu yolculukta açlık, libidinal arzular ve bu mücadelenin yarattığı yoğun kaygı ile onu besleyen bir memeye yönelir.[2] Bebek, önce memenin, sonra da annenin kendisindeki yıkıcı ölüm dürtüsünü yatıştırmasını arzulayarak, yaşam dürtüsüne yatırım yapar. Anne ve bebek arasında kurulan bu ilişkide hangi dürtünün baskın olacağı, tabii ki doğum deneyiminin travmatik geçip geçmemesine, annenin bebeğe bakmak isteyip istememesine, bebeğin mizacına ve sütü zevkle kabul etme yeteneğine de bağlıdır.

167
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Kasım 2019 19 dk.

Bize en çok sorulan sorular, "Şu evrime örnek midir?", "Şu yapılırsa evrim olur mu?", "Şunun olması evrim sayılır mı?" şeklindeki hipotetik veya evrimin doğadan (ve özellikle de insan yaşantısından) örneklendirilmesine dayanan sorular.

Tüm bu soruların yanıtı ortak olduğu için ve okurlarımıza "ne düşünmeleri gerektiğini" değil, "nasıl düşünmeleri gerektiğini" öğretmenin değerini bildiğimiz için, doğada gördüğümüz bir olayın veya sürecin evrimsel bir değişim olup olmadığını anlamak için kendimize sormamız gereken soruları derlemek istedik.

256
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 6 Eylül 2021
Her şey bir çam ağacıyla başladı. Fikir, Samanyolu galaksimizin merkez kuşağının önünde heykel gibi duran bir çamı fotoğraflamaktı. Ve iki ay önce bu plan başarılı oldu. Hem Samanyolu hem de çam ağacı etkileyici biçimde kendini gösteriyordu. Lakin ortaya çıkan 3 kare panorama, çok daha fazlasını yakaladı. Örneğin renkli yıldızlar, sol üstte görünen parlak Altair ile birlikte, arkaplanda noktalar şeklinde kendilerini göstermekteler. Dünya’nın atmosferinin hemen ötesinde, Dünya’nın yörüngesinde dönen bir uydu, 25 saniyelik pozlamada iz bırakarak yolculuğuna devam etmiştir. Dünya’nın atmosferi de, görüntünün üst kısmındaki yeşil hava parıltısı sayesinde şaşırtıcı biçimde görülebiliyordu. Nihayetinde, tesadüfen bir ateş böceği belirdi. Görebiliyor musunuz? Resmin alt kısmına yakın bir yerdeki ateş böceği, Rusya’nın Primorsky Bölgesi’ndeki Milogradovka Nehri üzerindeki inişli çıkışlı tepelerin önünde çırpınırken birkaç kez sarı renkte yanıp söndü.
9
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Ufuk Derin
Aktaran 11 Aralık 3 dk.

İsrail'in Celile bölgesindeki bir mağarada Asya kıtasındaki en eski ritüel buluşmasına dair kanıtlar bulundu. 35.000 yıl öncesine ait olan bulgular, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlandı.[1] Çalışmayı üç İsrailli araştırmacıdan oluşan bir ekip yönetti. 10 yılı aşkın devam eden mağaranın gizemlerini keşfetme çabalarına yardımcı olan ekibin arasında Case Western Reserve Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden araştırmacılar da yer alıyor.

Manot Mağarasını binlerce yıl boyunca hem Neandertaller ve modern insanlar yaşam alanı olarak kullandı. 2015 yılında Case Western Reserve Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından 55.000 yıllık bir kafatası keşfedilmişti. Bu kafatası, her iki türün de özelliklerini taşıdığı için Neandertaller ile Homo sapiens arasındaki genetik etkileşimlere dair somut kanıt niteliği taşıyor. Bu, kafatasının evrimsel tarihimizi anlamakta önemli bir yere sahip olduğu anlamına geliyor.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Ekleyen 5 gün önce 24 dk.

Retrograd amnezi, bireyin geçmişteki anılarını kaybetmesiyle karakterize edilen bir tür bellek bozukluğudur. Bu durum kişinin otobiyografik anılarının yanı sıra genel bilgi, kişiler, yerler ve olaylarla ilgili belleğini de etkileyebilir. Hafıza kaybının süresi ve kapsamı değişkenlik gösterir. Bazı bireylerde yalnızca son birkaç hafta veya ay etkilenirken bazı vakalarda çocukluk dönemine kadar uzanan geniş çaplı bir bellek kaybı gözlemlenebilir.

Bellek kaybının hangi anıları kapsadığı ve ne ölçüde olduğu beynin etkilenen bölgesine bağlıdır. Hipokampus ve medial temporal lob hasarı genellikle yakın geçmişteki anıların kaybına neden olur. Frontal korteks lezyonları ise daha eski anıların hatırlanmasını zorlaştırabilir.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Biohybrid Swarm Systems
Summer School
Tarih: 4 - 6 Temmuz 2026
Yer: ODTÜ Araşırma Parkı Seminer Salonu
Yaz okulu lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin katılımına açıktır, katılım ücretsizdir.
Kayıt ve bilgi için: https://romer.metu.edu.tr/BHSS2025/
Meriç Öztürk
Seslendiren 13 dakika önce 23:32
Onu haftası nedir, neden kutlanır? Bu mantarlar çıldırmış olmalı, 23000 cinsiyete ne gerek var... Obeziteye kokulu çözüm - Hepsi ve daha fazlası bu bolümde!
0
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Dağıtık Sistemler, Güvenlik Problemleri ve Dayanıklılık
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Kritik bilgi altyapıları ve siber-fiziksel sistemler, sağlık ve finansal veriler, uydular ve enerji şebekesi gibi hassas varlıkları korur. Bu tür sistemlerin saldırılara ve arızalara karşı dayanıklı olmasını, kesintiye uğramadan ayakta kalmasını ve çalışmasını sağlamak kritik onem tasmaktadir.

Bu etkinlik suresinde modüler, dağıtılmış ve gömülü bilgi işlemde sağlamlık ve dayanıklılık ilgili temel kavramlari sistemler teorisi çerçevesinde tartisacagiz ve uygulama alanlarini gözden geçireceğiz.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Aralık 2014 1 dk.

Fotoğrafta, en yakın komşumuz Andromeda Galaksisi, gökyüzünde kapladığı gerçek alanda, sadece daha parlak şekilde gösterilmiştir.

Ay, gökyüzünde yarım derece kadar bir alan kaplar. 1 derece, kolunuzu tamamen ileri uzattığınızda, başparmağınızın gökte kapladığı alana yaklaşık olarak eşittir. Andromeda Galaksisi, eğer fotoğraftaki kadar parlak olsaydı, gökyüzünde 2.8 ila 3 derece kadar alan kaplardı.

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İnceleme
Umut Top
Umut Top
106K UP
İnceleyen7 28 Eylül
Bir yapımdan en çok nefret eden, genelde o serinin en büyük hayranları olur ve yeni yapımlar geldikçe bu nefret daha da artar. Fikrimce, hayran hastalığına kapılmadan ve bu yapımın yüzüklerin efendisi olmadığını, kitaba tamamen bağlı kalmamasının illegal veya bir terör eylemi olmadığını bilerek eleştirmek gerekir. İlk sezon, aşırı derecede diyaloğun geçtiği, bu diyalogların hikayenin ilerleyişine etki etmeyen, sonuçları görülmeyen ve görülse de kritik değişimlere yol açmayan bir şekilde olduğu açık. Gerçekten sıkıcı. İlk sezonu, tamamen ikinci sezonun yolunu açmak için kullandıklarını ve boşluğu gereksiz diyaloglarla doldurduklarını söyleyebilirim. Lafı bile edilmeyen aşırı soru işareti var ve neredeyse hepsi cevapsız.

İkinci sezon oldukça iyi. Aksiyonu ortalama seviyede olan, her bölümde kritik gelişmelerin yaşandığı bir sezon. Konu, oldukça akıcı işlenmiş. Neredeyse her diyalog, her sahne, hikayenin akışını derinden etkileyecek gelişmeleri ifade ediyor ve bu diyalogları olay olarak yaşatıyor. İzleyiciyi soru işaretinde bırakıyor ve o soru işaretini beklenmedik veya beklendik şekilde olsa da çözüyor. Tek problem, 1. sezonda olan ve 2. sezonda halen devam eden, farklı mekanlarda yaşanan olayların birbirleriyle olan bağlantıları arasındaki uzaklığın bir sezon daha aynen devam etmesi. Halen birbirinden çok kopuk ve yakın zamanda bir araya gelebileceklerini gösteren bir işaret, düşünmemize sebep olacak bir ipucu yok. İlk sezondan dolayı 7/10.
8.4/10
(58 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Lord of the Rings: The Rings of Power
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Bu inceleme Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
3 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 3 gün önce Sen de Cevap Ver
Orijinal Soru: Bilinç altı mesajları gerçek mi?

Bilinçaltı mesajlar (subliminal mesajlar) gerçekten var mı?

Evet, teknik olarak var. Yani bir görüntü ya da kelime, gözün bilinçli olarak fark edemeyeceği kadar kısa (mesela 0.1 saniye) gösterildiğinde, göz bunu tam görmese de beyin kaydedebiliyor. Bazı reklamlar ya da videolar bu yöntemi kullanıyor. Ama etkisi düşündüğün kadar büyük değil. İnsanların davranışlarını tamamen kontrol etmek gibi bir güçleri yok. Sadece zaten içimizde olan istekleri tetikleyebiliyorlar. Örneğin susamışsan ve 0.1 saniyelik bir içecek görseli görürsen, susadığını daha güçlü hissedebilirsin.

Bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu?

Tüm Reklamları Kapat

Kısa vadeli ve zayıf etkiler yaratabiliyor. Yani bilinçaltını etkilemesi mümkün ama seni yönlendirmesi sınırlı. Mesela seni bir şeyi satın almaya zorlayamaz, ama zaten almak istiyorsan, bu kararı biraz hızlandırabilir.

Peki biz bu tekniği kendimiz için kullanabilir miyiz?

Evet, ama beklentiyi doğru ayarlamak lazım. Bu yöntemle bilgi tamamen bilinçaltına işlenmiyor, ama destekleyici olarak kullanılabilir. Özellikle öğrenciler için görsel hafızayı güçlendirmek adına işe yarayabilir. Mesela, 0.1–0.3 saniye süren görsellerle hızlı tekrarlar yapmak (flaş kart mantığında), beynin o bilgiyi tanımasını ve daha çabuk hatırlamasını sağlayabilir.

Sonuç olarak bilinçaltı mesajlar var ama büyülü değiller. İnsanları tamamen kontrol edemezler. Fakat dikkatli ve bilinçli bir şekilde kullanılırsa, öğrenme sürecini destekleyebilirler. Yani zararlı değiller ama mucize de beklememek lazım.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Alparslan
Ekleyen 1 Mayıs 2023 3 dk.

Niktofobi, kişinin karanlıktan aşırı bir şekilde korkmasına neden olan bir spesifik fobi türüdür. "Ligofobi" veya "skotofobi" olarak da bilinir. Hemen herkes bazı durumlarda karanlıktan korkabilir; ancak niktofobi, bu tarz geçici ve normal korkuların çok ötesinde ve karmaşık bir olgudur: Niktofobi sahibi kişilerin karanlıkta yalnız kalmaktan veya karanlık bir odada uyumaktan irrasyonel biçimde korkması muhtemeldir. Yüksek düzeyde niktofobiye sahip insanlar, tedavi görmezlerse hafifçe karanlık olabilecek ortamlardan bile kaçınabilirler. Niktofobi hastaları korku sebebiyle uyuyamadıklarında insomnia riskiyle de karşılaşabilirler.

Niktofobisi olan insanlar karanlık bir ortamda bulunduklarında veya karanlık kavramını akıllarına getirdiklerinde aşırı korku hissederler. Niktofobi gözlenen çocuklar uyku saatlerini sürekli ertelemek veya uyudukları odanın ışığını açık tutmak gibi alışkanlıklar edinebilir. Niktofobi semptomları arasında şunlar yer alır:

45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Astronomi & Kozmoloji konusunda geliştirebilirsin.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Birçok insanda, Dünya’nın evrenin merkezinde ve kendilerinin de tüm türlerin merkezinde olduklarına inanmalarını sağlayan büyük bir ego vardır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
24
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
515K UP
4 gün önce
NASA ile Hindistan Uzay Araştırma Örgütü (ISRO), Dünya yüzeyindeki değişimleri santimetre düzeyinde ve neredeyse gerçek zamanlı olarak izleyebilecek türünün ilk örneği olan 1,5 milyar dolarlık NISAR uydusunu fırlatmak üzere tarihi bir iş birliğine imza atıyor.

Yaklaşık 3 ton ağırlığında ve 12 metrelik radar antenine sahip olan NISAR (NASA-ISRO Synthetic Aperture Radar) uydusu, 18 Haziran 2025'te Hindistan’ın Chennai kenti yakınındaki Satish Dhawan Uzay Merkezi'nden uzaya gönderilecek.

Bu yeni nesil uydu, gündüz-gece fark etmeksizin ve her türlü hava koşulunda Dünya yüzeyindeki hareketleri tespit edebilecek. NISAR, tarım arazilerinden ormanlara, buzullardan şehir altyapılarına kadar geniş bir yelpazede veri toplayacak ve özellikle çiftçiler, iklim bilimciler ve afet yönetimi ekipleri için son derece kritik bilgiler sağlayacak.

SAR Teknolojisiyle Geceleri ve Bulutların Ardında Görüntüleme
NISAR’ın başarısının temelinde, 1951’de askeri amaçlarla geliştirilen SAR (Sentetik Açıklıklı Radar) teknolojisi yatıyor. Bu teknoloji, geleneksel uyduların aksine, yansıyan güneş ışığını değil, aktif radar sinyalleri göndererek yüzey görüntüsü oluşturuyor. Böylece gece, bulut, duman ya da kül gibi engeller görüntüleme kapasitesini sınırlamıyor.

Bu yetenek, sel, yangın, volkan patlaması gibi afetlerde büyük avantaj sağlayacak. Radar sinyallerinin bitki örtüsünün altına nüfuz edebilme yetisi sayesinde, orman biyokütlesi ölçümleri ve karbon stoku analizleri de yüksek doğrulukla yapılabilecek.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
27K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe merkezinde gözlemlenen "Polyommatus icarus", namıdiğer "Çokgözlü mavi".
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Adnan Ferid
Üye 22 Ağustos 2022 Henüz cevap yok.
Mesela evrim teorisi konusunda epey yol katettik bundan sonra evrim teorisini bütünüyle yalanlayamayız veya yok sayamayız ancak gelişim gösterebilir büyüyebilir lakin teoriyi komple yok sayamayız ama mesela kuantum fiziği gibi insanoğlunun yeni giriştiği konularda ortaya çıkan teoriler bütünüyle yalanlanabilir mi ?
135 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Fizikte, kimyada, biyolojide, jeolojide, matematikte ve diğer tüm temel bilimlerde atılan her bir adım, şu anda ne işe yaradığını anlamıyor olsanız bile yarın hayatınızı baştan sona değiştirebilir. Hatta gün gelir, hayat memat meselesine bile dönüşebilir. O nedenle bilimi çok iyi anlamak, çok iyi anlatmak ve çok güçlü bir şekilde desteklemek zorundayız.
Kaynak: YouTube Videosu "Holografik Evren: Karadeliklerin İçi Boş Olabilir mi?" (YouTube)
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close