Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Meryema Şermet
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Bu âna kadar gördüğümüz örneklere bakılırsa hakkı kuvvetin doğurduğu anlaşılıyor, kuvvetli olan haklı oluyor. O derece ki zavallılara, zayıflara, hakkı en kuvvetli olan kimse o dağıtıyor. Kuvvetlinin fikri hak oluyor. Zayıf olan, kuvvetlinin fikrini hak olarak kabul etmek zorunda bulundukça hürriyet, adalet kurulmuş olamaz.
Kaynak: Kuyrukluyldız altında Bir izdivaç
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Emrehan Dikmenli
Yazar 29 Mayıs 2022 12 dk.

Helenistik Roma felsefesi döneminde Epikürosçuluk, Stoacılık, Septisizm ve Yeni Platonculuk olmak üzere dört büyük felsefe okulu ortaya çıkmıştır. Bunlardan özellikle ilk üçü kendi aralarında fikir ayrılıklarına düşmüş ve zaman zaman ciddi rekabet içinde olmuşlardır.

Helenistik Roma çağına bakıldığında, Stoacılığın M.Ö. 300 yılında başladığı ve Roma imparatoru Marcus Aurelius'un ölüm tarihi olan M.S. 180 yılına kadar yaklaşık 5 asır boyunca aktif bir felsefe okulu şekilde devam ettiği görülür.

140
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

James Webb Uzay Teleskobu sayesinde araştırmacılar "anormal", "kaotik" ve "garip" olarak tasvir edilen 14 Herculis gezegen sistemine daha yakından bir bakış atabildi. Dünya’dan 60 ışık yılı uzakta bulunan 14 Herculis yıldızının yörüngesinde yer alan 14 Herculis c gezegeni Webb’in NIRCam’i ile başarıyla gözlemlendi. Keşfedilen yaklaşık 6 bin dış gezegenin yalnızca bir kısmı doğrudan görüntülenirken bu gezegenlerin pek çoğunun sıcaklıkları yüzlerce hatta binlerce Fahrenheit değerindeydi. 14 Herculis c ise bu dış gezegenlere kıyasla çok daha soğuk ve bugüne kadar görüntülenen en soğuk gezegenlerden biri. Ulaşılan yeni verilere göre bu gezegen -3 °C sıcaklığında ve Jüpiter’in 7 katı büyüklükte. Johns Hopkins Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencisi William Balmer 14 Herculis c hakkında şöyle söylüyor:

Çeşitli gözlemevleri tarafından detaylıca incelenen 14 Herculis c astrofizik camiasında alışılmadık bir gezegen sistemi biçimine işaret ediyor. Merkez yıldızı olan 14 Herculis yörüngesinde 14 Herculis c ile birlikte 14 Herculis b de bulunuyor. Alışılmadık olan ise bu gezegenlerin yıldızları çevresinde aynı düzlemde ilerlememesi, gezegenlerin yörüngeleri ana yıldızı merkezde bırakacak şekilde bir X şekli oluşturarak birbirlerini kesiyor. Yanı 14 Herculis b ve 14 Herculis c gezegenleri birbirlerine 40 derecelik bir açıyla eğimli yörüngelerinde ana yıldızın etrafını dolanırken birbirlerini bazen çekerken bazen de itiyorlar.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Kocabaldır
Yazar 17 Şubat 2020 12 dk.

Bu yazımızda kaotik sistemlere örnek vermeye devam edeceğiz. Önceki yazımızda fiziksel bir örnek olan elektronik sistemlerde kaosu incelemiştik. Şimdi ise başka bir disiplin olan biyolojiden, kaotik davranış sergileyen, bir canlı grubuna ait popülasyondaki büyümede meydana gelen kaotikliği ele alacağız.

Biyolojik sistemlerde kaotikliği ilk defa inceleyen, biyolog R. M. May’dir. Kendisi 1970’lerin ortasında kompleks/ karmaşık davranış sergileyen biyolojik sistemlerin matematiksel bir modelini oluşturmuştur. Popülasyondaki canlıların sayısını zamana göre değişimini incelemiş ve 1976 yılında bunu bir makale olarak Nature dergisinde yayınlamıştır. Bu olay, aslında kaotik sistemlerin ilgiyi çekmeye başladığı bir dönüm noktasıdır. Çünkü basit ve karmaşık denklemlere sahip olmayan sistemlerde de hatta canlı maddelerde de kaotikliğin olabileceği ortaya konulmuştur.

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Mayıs 2014 4 dk.

Yaşam, teorik olarak akıl almaz derecede basittir; pratikteyse aynı düzeyde karmaşıktır. DNA sadece 4 nükleik asit molekülünden ibarettir: adenin (A), timin (T), guanin (G) ve sitozin (C). Bunların 3'lü halde oluşturdukları dizilere "kodon" adı verilir ve DNA bu şekilde, üçlü parçalar halinde okunur. DNA üzerindeki bu kimyasalların farklı dizilimleri, canlıların birbirinden farklı gözükmesine ve davranmasına neden olur.

Evrimsel süreçte bu canlılar ortak bir atadan türleşerek bugünkü hallerini almışlardır. DNA'da meydana gelen değişimler, canlıları çok az da olsa değiştirir ve her nesilde en uyumlu olanların seçilmesiyle yeni türler evrimleşir. DNA'daki bilgilerin okunmasıyla üretilen aminoasitler sadece 20 tanedir. Bu 20 aminoasit, 64 farklı kodon ile kodlanırlar. Yani tek bir aminoasit, birden fazla kod ile de kodlanıyor olabilir, bu yüzden bir "kod fazlalığı" mevcuttur.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

192
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 1 hafta önce 12:02
Modifikasyonlar, çevrenin değişimine bağlı olarak bir türün bireylerinde meydana gelen değişimlere verilen isimdir. Bu değişimler geçici veya kalıcı olabilirler...
3
Ömer Ekmel Kara
Yazar 10 saat önce 5 dk.

2024 yılının mayıs ayında Nielsen ve arkadaşları tarafından yayımlanan bir araştırma, dövme yaptırmanın lenf kanseri riskini artırabileceği yönündeki bulgularıyla medyada geniş yankı uyandırdı.[1] Hemen ardından, Danimarka’da Clemmensen ve ekibi tarafından yapılan ve ikiz bireyleri kapsayan bir diğer çalışma da dövme ile lenf ve deri kanseri arasında istatistiksel bir bağlantı olabileceğini öne sürdü.[2] Peki, bu çalışmalar gerçekten dövme ile kanser arasında anlamlı bir ilişki kurabildi mi? Bu çalışmaların bulgularını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için öncelikle dövmenin vücuttaki genel etkisini ve araştırmanın neden dövme ile kanser arasında bir ilişki aradığını anlamak gerekir.

Dövme, binlerce yıldır insanlar tarafından dini, kültürel veya estetik nedenlerle kullanılan bir ifade biçimidir. En eski dövme örneklerinden biri, Alp Dağları’nda bulunan "Buz Adam Ötzi"ye aittir. MÖ 3370–3100 yılları arasında yaşadığı belirlenen Ötzi’nin vücudunda çeşitli dövme izlerine rastlanmıştır. Benzer figüratif dövmeler, Antik Mısır'da hem erkek hem kadın mumyalarında bulunmuştur.[3]

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Harun Yiğit
Üye 2 gün önce 1 Cevap
Sorum basit? Pudra Wax saç dökülmesine veya aşırı bir zarara neden olur mu? Her akşam duş alan bir insanım spor dolayısıyla. Akşam duş aldıktan sonra wax sürüp yatağa girmek zararlı olur mu?
188 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk Seslendiren 1 gün önce 35:16
Dijital çağda çocuk olmak da zor ebeveyn olmak da... Kaç yaşından itibaren çocuklara tablet-telefon verilmeli? Teknoloji sınırlandırılması nasıl yapılmalı?...
0
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2020 21 dk.

Eskiden yaşamış varlıkların korunmuş kalıntıları, işaretlerine (İng: "impression)" ve izlerine (İng: "trace") fosil denir. Örneğin ölmüş bir canlıdan arta kalan kemikler, iskeletler, ayak izleri, sürünme izleri, reçine içinde korunmuş parçaları ve daha nice kalıntı fosil olarak değerlendirilebilir. Fosiller, evrim tarihini anlamamızı sağlayan veri hatlarından önemli bir tanesi olduğu için, evrimsel biyolojide, genel olarak bilim tarihinde ve evrene bakış açımızda büyük değişimler yaratmıştır.

Dünya'daki canlılık tarihi boyunca biriken fosillerin tamamına fosil kaydı adını vermekteyiz; çünkü fosil kaydı, gezegenimizdeki yaşamın adeta bir anı defteri gibidir. Bu defterin farklı sayfaları, yaşam tarihinin farklı noktalarına denk gelir. Daha eski sayfaları açarak, daha eski fosillerden gelen verilerle Dünya'mızın daha eski tarihini keşfedebiliriz. Yakın zamanlara gelerek, bu katmanlardan çıkarılan fosillerin modern türlerin yakın akrabalarına dair bıraktığı izleri öğrenebiliriz.

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
33K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yayla yolu üzerinde gözlemlenmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Genetiğe Giriş (Thomas)

ISBN: 9786052823293
Sayfa Sayısı: 272
Baskı Sayısı: 1
Ebatlar: 16×24
Basım Yılı: 2019

Devamını Göster
₺683.00
Genetiğe Giriş (Thomas)
NGC 4565: Sınırdaki Galaksi

Samanyolu galaksimiz bu kadar ince mi? Nefes kesici sarmal galaksi NGC4565, Dünya gezegeninden bakıldığında yandan görünüyor. Dar görüntüsü nedeniyle İğne galaksisi olarak da bilinen parlak NGC 4565, kuzey gökyüzünde yapılan gözlemler sırasında soluk ama derli toplu Coma Berenices takımyıldızına bakan birçok teleskobun durağıdır. Bu keskin ve renkli görüntü, sarmal galaksi NGC 4565’in ince galaktik düzlemini süsleyen toz şeritleri tarafından kapatılan şişkin merkezi çekirdeğini gözler önüne seriyor. Bu güzel görüntüde, başka arkaplan galaksileri de karşımıza çıkıyor. Samanyolu galaksimize benzer bir şekle sahip olduğu düşünülen NGC 4565, yaklaşık 40 milyon ışıkyılı uzaktadır ve 100.000 ışıkyılı genişliğe sahiptir. Gökyüzü meraklıları, küçük teleskoplarla bile kolayca fark edilebilen NGC 4565’in, Messier’in gözden kaçırdığı önemli bir göksel şaheser olduğu düşünülüyor.

17 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: CFHT, Coelum, MegaCam, J.-C. Cuillandre (CFHT) & G. A. Anselmi (Coelum)
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
Kadınlar erkeklerden daha iyi midir bilemem. Ancak daha kötü olmadıklarından eminim.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ufuk Derin
8 saat önce
Amerikalı astronot Bernard Anthony Harris Jr. 26 Haziran 1956'da doğdu. NASA tarihinde uzay yürüyüşü yapan ilk Afrika kökenli Amerikalı oldu. İki Uzay Mekiği görevi sırasında toplam 438 saat uzayda kaldı; STS-63 görevinde Discovery mekiğiyle Rus uzay istasyonu Mir'e yakın uçuş gerçekleştirdi. Uzay tıbbı alanında yaptığı çalışmalarla mikrogravite ortamında kas-iskelet sistemi araştırmalarına katkı sağladı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Fatma Nur İnakçı tarafından sorulmuştur.
Yıl 2100: Genetik süper güç tasarımı yaygın! Ama siz sistem hatasıyla rastgele hayvan genleriyle donatıldınız. Ne yapardınız?
Yıl 2100: Genetik süper güç tasarımı yaygın! Ama siz sistem hatasıyla rastgele hayvan genleriyle donatıldınız. Ne yapardınız?

Nedir Şu Maymunlardan Çektiğimiz!

Doğuştan isteğe bağlı?

Bu bizi aşar çünkü doğuştan isteğe bağlılık, olduğumuza (yeni halimize karar verenin) vesile olanın isteğinin ta kendisidir olur ancak, bizlerin değil…

Tüm Reklamları Kapat

Bugün de olan o değil mi? Irk, renk, cinsiyet, sonrası din, dil, kültür, inanç vb. her şey biraz tesadüflerin ( evrimsel hata veya tesadüflerin-olasılıkların), biraz da ebeveynimizin isteği ve tercihi ile şekillenmiyor mu zaten…

Bugün bu durum karşısında ne yapıyorsak çok da farklı bir şey yapmayız ki ne biyolojik ne de kültürel evrimimiz buna cevaz vermez.

Ne kadar sıkıcıyım değil mi. İnsana şöyle ağız tadı ilen düş bile kurdurtmayacak denli katı ve mekanik… (Gülücük)

Tümden bir hayvana dönüşeceksem, şaka bir yana cevabım nettir: Primat.

Tüm Reklamları Kapat

Nedeni de net: Olağan özüme ve evrimsel süreç içerisinde ve neslim üzerinden en kısa sürede dönebileceğim-dönebileceğimiz olasılığının en yüksek olduğu tür de ondan.

Okyanuslardaki o ilksel çorbadaki her hangi bir bakteri de olabilirdi. Fakat hem evrimsel süreç çok uzun hem de olasılık hesapları o denli düşük ki...

İnsan olma ağırlıklı vasfımı koruyabilecek ve ek olarak diğer bir hayvanın özelliklerini de alabileceksem cevabım yine primat olurdu.

Çünkü ne evrenimiz ne de doğamız mükemmel değil. Bir yerden artı bir şeyi verdiğinde başka bir yerden bir şeyi eksiltir. Tıpkı Legolar gibi birbirine geçecek uyum arar… Kanatlarımız bizi uçurabilir fakat artık keyfimizce suya dalamayız, çok iri bir gövdemiz olabilir fakat artık kolay saklanamayız, ot gibi her yere yayılabilir fakat kendimizi artık koruyamayız.

Ya türümüz… Kanat olmadan uçabiliyor, yüzgeçsiz dalıp yüzebiliyor, ne denli irileşirse irileşsin saklanacak yer inşa edebiliyor, ne denli yayılırsa yayılsın evrimin tepesinde…

Ancak “heyhat” beni illa ki bir hayvan geni ile karıştırmak isteyen bir akıl var ve seçenek yok ise, haliyle bana en yakın olanı tercih etmek evrimin de uyum ve potansiyel tepeye konumlanma adına gözü kapalı onay verebileceği yegâne şey değil midir?

Misal karpuza en yakın akrabası olan kabak aşısı yaptığımızda bile kabak tadı veriyor. Bir de hıyar aşısı yaptığımızı düşünsenize...

Primat geni ile zekamız belki biraz geriler, belki biraz kıllanırız hepsi bu. Zaten bu ara türden aramızda yeteri kadar yok mu... Yine de evrimin tepesindeyiz hep birlikte...

Maymunlar yine yapacağını yaptı… Sevgiyle…

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close