Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Burak Albayrak
Ekleyen 7 Mart 2022 33 dk.

Halk arasında genellikle kalp krizi olarak bilinen miyokard enfarktüsü, kısaca MI (İng: "Myocardial Infarction"), patolojik olarak iskeminin neden olduğu miyokard hücrelerinin geri dönüşü olmayan ölümü olarak tanımlanır ve kalbin koroner arterine giden kan akışı azaldığında ya da durduğunda ortaya çıkar ve kalp kasına zarar verir.[1]

En sık görülen semptom; omuz, kol, sırt, boyun veya çeneye yayılabilen göğüs ağrısı veya rahatsızlığıdır. Sıklıkla göğsün ortasında veya sol tarafında oluşur ve birkaç dakikadan fazla sürer. Rahatsızlık bazen mide ekşimesi gibi hissedilebilir.[1] Diğer belirtiler arasında nefes darlığı, mide bulantısı, baygınlık hissi, soğuk ter veya yorgunluk sayılabilir.[2] İnsanların yaklaşık %30'unda atipik semptomlar vardır. Kadınlar ise genelde göğüs ağrısı yerine, boyun ağrısı, kol ağrısı veya yorgunluk hissederler.[3]

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Akın Karahasan
Seslendiren 3 Ocak 2022 5:03
Aşk hormonu olarak da bilinen oksitosin; sosyal bağları geliştirme, kaygıyı azaltma ve yaşamdan memnuniyet hissini arttırmaya yardımcı olan bir hormonudur....
42
Poyraz Savaş
Yazar 3 gün önce 4 dk.

Saka, insanlarca en çok tanınan ötücü kuşlardan biridir. Başının ön kısmındaki kırmızı "maske", beyaz yanağı ve burayı çevreleyen siyah çerçevesi, kahverengi sırtı, beyaz karnı ile oldukça karakteristik bir türdür. Siyah kanadının ortası geniş bir sarı çizgi bulunur, kanatları ve kuyruk telekleri siyahtır, uçlarında ise beyaz benekler vardır.

Genç bir sakanın başı ve sırtı gri kahverengi üzerine çizgilidir, kafadaki kırmızı, siyah ve beyaz renkli alanlar görülmez. Erkek ve dişisi arasında belirgin farklar yoktur. Erkeği göz pınarındaki ve burnunun üzerindeki tüylerinin siyah olması ve kafasındaki kırmızının genişliği ile dişisinden ayrılır. Erkekler daha iri ve parlak tüylüdür. Ayrıca kanat üstü örtü tüyleri erkeklerde siyah iken dişilerde kahverengidir.[6]

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusra Aslan
Yusra Aslan
103K UP
Aktaran 30 Haziran 2023 1 dk.

Giardia duodenalis, uzun bir süre insanları etkilemiş ve hala da etkilemeye devam eden bir parazittir. Bu parazit ishal, kramp ve ateşin berbat ve bazen de ölümcül bir karışımı olan dizanteriye neden olabilir.

Bilim insanları bir zamanlar Kudüs'ün zengin vatandaşları tarafından kullanılan kabaca 2600 yıllık iki tane tuvaletin kalıntılarında Giardia parazitinin izini buldular. Parasitology'de 25 Mayıs'ta yayınlanan rapora göre kalıntılar, Giardia parazitinin en eski biyolojik kanıtını oluşturuyor.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Remzi Danış
Üye 5 gün önce Henüz cevap yok.
Big bag in aslında gerçekleşmediği tartışılıyor. Evrenimizin sürekli genişlediğini biliyoruz. Evrende Kara deliklerin olduğunu ispatladık ve Ak deliklerin olabileceğini tartışıyoruz şu an bu ak delikler gerçekten varsa bizim big bang dediğimiz olay da ak delikten fırlama olabilir mi? Evrenin genişlemesini de açıklamaz mı bu?
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Süter Görgüler
Yazar 6 Mayıs 2019 23 dk.

İnternet temelli yeni medya uygulamaları, bireylerin ve kurumların iletişim kurma pratiklerini ve aynı zamanda bilginin üretim ve tüketim süreçlerini, çevrimiçi ortama taşıyarak ağ tipi yeni bir toplum modeli inşa etmektedir. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından oluşturulan İnternet Kullanıcıları İçin İnsan Hakları [Human rights for internet users] (2014) başlıklı kılavuzda, kültürel/bilimsel üretim pratiklerine yön veren düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgiyi (yeniden)- yaratma/paylaşma araştırma ve kültür eserlerine erişim özgürlüğü, açık veri kaynağı oluşturma ve serbest lisanslama gibi demokratik değerler öne çıkmaktadır. Araştırma kapsamında, çeviri ve yeniden çeviri hareketi, bilginin yeniden üretim eylemine dönüşmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Evrim Ağacı adlı açık bilim topluluğu tarafından Darwin teorisine ve uygulama alanlarına ilişkin yürütülen yeniden çeviri hareketlerine yönelik netnografik bir çözümleme gerçekleştirmektir. Araştırmanın birincil dayanağını oluşturan Çeviri Sosyolojisi yaklaşımı bağlamında John Heilbron ve Gisèle Sapiro, çeviriyi toplumsal bir pratik ve uluslararası düzlemde gerçekleşen kültürel değiş-tokuşların itici gücü olarak ele almak gerektiğine dikkat çekerek, çeviri pratiğine katılan birey ve kurumlardan oluşan tüm eyleyicilerin çeviri çözümlemelerine dahil edilmesinin zorunluluğuna vurgu yapmaktadırlar (2008: 43). Çeviri Sosyolojisi, çeviri ürünün nasıl ortaya çıktığı ve arkasında görünmeyen yapıların nasıl işlediği ile eyleyicilerin neyi/nasıl deneyimledikleri üzerine yoğunlaşmaktadır (Demirel Bogenç, 2014: 408-409). Çevirinin, farklı gerçeklik düzlemlerinde üretilen ve çoklu mekanizmaların bir arada işlediği bir eylem şekli olduğunu kabul eden Çeviri Sosyolojisi, bu sürecin oluşmasında iş başında olan toplumsal değişkenleri teşhis etme görevini üstlenmektedir. Ağ temelli yeni toplumsallıkların (Castells, 2010, 2015; Gerbaudo, 2012), çeviri alanı üzerinde yarattığı karşı konulamaz etkilerine yakından bakıldığında, çeviri alanında yaşanan toplumsal dönemeçle birlikte ortaya çıkan dijital açılımın önemi giderek artmaktadır. Bununla birlikte, dijital ortam (yeniden)- çeviri pratikleri kapsamında öne çıkan kavramsallaştırmalar, bu doğrultuda çalışmanın ikincil düzlemdeki kavramsal altyapısını oluşturmaktadır. 

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Bilim insanları Mars'ın güney yarımküresinde 15 bin kilometreyi aşan uzunlukta antik nehir yatakları keşfetti. Bu izlerin Mars'taki diğer su kalıntılarından farklı olarak buzulların erimesi ile değil, doğrudan bir yağış sonucu oluşmuş olabileceği düşünülüyor. Bu bulgular kızıl gezegenin geçmişte nasıl bir su döngüsü olduğu hakkında merak uyandırmakla birlikte Mars iklimine dair yeni tartışmalar da ortaya çıkardı.

Bu araştırma, Open University doktora öğrencisi Adam Losekoot liderliğinde yürütüldü ve Birleşik Krallık Uzay Ajansı tarafından finanse edildi. Losekoot araştırmasının sonuçlarını Durham'da düzenlenen 2025 Kraliyet Astronomi Derneği Ulusal Astronomi Toplantısı'nda sundu.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nihal Günay
Nihal Günay
22K UP
Çeviren 3 gün önce 4 dk.

Küçük bir Avusturya köyünde bulunan bir mumyanın incelemesi sırasında araştırmacılar, alışılmadık materyallerden oluşan bir karışımın bedeni korumak için kullanıldığını keşfetti. Mumyalama yöntemiyle ilgili ilk rapora göre çok az çürüme belirtisi gösteren mumya ince dallar ve talaşla doldurulmuş, çinko klorürle işlenmişti. Bu, alışılagelmiş Mısır tarzı mumyalamadan oldukça farklıydı. Daha ayrıntılı incelemeler sonucundaysa mumyanın yaklaşık 300 yıl önce bu bölgede yaşamış bir papaz olduğunu ortaya çıktı.

Yüzyıllar boyunca gezegenin dört bir yanındaki pek çok topluluk ölülerini (genellikle dinsel sebeplerle) mumyaladı. Tüm bu kültürler, bu işlem için farklı metotlar kullandıysa da her yöntem diğerleri kadar detaylı araştırılmayabiliyor.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ebrar Özgen Arslan
İnceleyen 18 saat önce
Carmilla, henüz Dracula adının  duyulmadığı bir dönemde Sheridan Le Fanu’nun kaleminden doğuyor ve vampir edebiyatında öncü bir yere adını kazıyor. Eser, vampirizmin romantik ve korkutucu yönlerini zarif bir dille işlerken, kadınlar arasındaki duygusal ve sembolik yakınlığı  dönemin toplumunun yabancılaştırıcı bakışıyla birlikte ele alıyor.

Öyküyü dilinden dinlediğimiz Laura; henüz 6 yaşındayken yatak odasına gelen gizemli ziyaretçiyle, yıllar sonra şatolarına sığınması ile tekrar karşılaşır. Daha ilk görüşte bu genç kadınının kime benzediğini anlayan Laura, gizemli ziyaretçisi ile ilgilenmeye başlar.

Issız bir Avusturya kırsalında büyüyen Laura'nın yalnızlığı onu bu yeni arkadaş konusunda oldukça savunmasız bırakır ve kısa sürede onun büyüsüne kapılır. Adeta zihnini ele geçiren bu ziyaretçiyle, yakın bir ilişki kurar ve yol arkadaşı olarak gördüğü Carmilla ile karşılaşmanın mutluluğunu yaşar. Ta ki gün geçtikçe artan ve ruhunu ele geçiren kabusları tüm bedenini ele geçirene kadar...
Kitap
7.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Çeviren 19 Haziran 2018 24 dk.

Kuzey Pasifik Dev Ahtapotu (Enteroctopus dofleini) dişileri üç ya da dört yıllık bir ömüre sahiptir ve üreme döneminde tek seferde binlerce yumurta bırakır, ardından ölür. Öte yandan, olgunlaşmış bir kıyısal Sekoya ağacı (Sequoia sempervirens) asırlarca yaşayabilir ve her yıl milyonlarca tohum üretir (Şekil 1). [Editör notu: Sekoya ağacı ayrıca Amerikan kıyı çamı olarak da bilinmektedir.] Bu iki örneğin de göstermiş olduğu üzere organizmalar nasıl gelişim gösterdiklerine, büyümeleri için gereken sürelerde, olgunluğa ulaşma zamanlarına, belirli bir boyutta ne kadar yavru üretebildiklerine ve ne kadar süre yaşayabildiklerine göre çok belirgin farklılıklar gösterir. Bunların hepsini birden değerlendirdiğimizde organizmanın yaşam döngüsünü, yani yaşam öyküsünü; yaş, boyuta ve aşamaya bağlı gelişim, büyüme, olgunlaşma, üreme, hayatta kalabilme ve ömür uzunluğu oluşturmaktadır.  

Evrimsel ekolojinin bir dalı olan yaşam öyküsü kuramındaki esas gaye, türlerin yaşam öykülerindeki dikkate değer çeşitliliğin açıklanmasıdır. Öte yandan, yaşam öyküsü evrimini önemli kılan daha başka ve merak uyandrıcı bir sebep daha vardır. Doğal seçilim aracılı adaptasyon bireylerin Darwin Uyumu değişkenliğini temel almaktadır (Ç.N: Darwin Uyumu: Bir popülasyonun, takip eden nesiller boyunca kendisini oluşturan sayısını muhafaza edebilmesi ya da artırabilmesi) ve yaşam öyküsü karakterleri yaşama uygunluğun temel bileşenleri olan hayatta kalma ve üreme özelliklerini belirlemektedir. Bu nedenle yaşam öyküsü evrimi üzerine çalışmalar, evrimsel biyolojideki en temel konu olan adaptasyonu anlamakla ilgilidir.

43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Karagözoğlu
Uyarlayan 29 Mayıs 2024 7 dk.

Biorezonans terapisi, elektromanyetik dalgaların insan hastalıklarını teşhis ve tedavi etmek için kullanılabileceğinin öne sürüldüğü bir sahtebilim uygulamasıdır. Biyorezonsın gerçek olduğunu ve tıbbi tedavide kullanılabileceğini gösteren hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen, bu yöntemin çalıştığına inanan kişiler tarafından uygulanmaya devam edilmesinden ötürü "sahtebilim" olarak tanımlanmaktadır. Biyorezonans üzerine çalışmalar, plasebo etkisinden daha başarılı bir yüzde elde edemeyerek başarısız olmuştur.[1] Günümüzde biyorezonansın tıbbi durumların veya hastalıkların doğru bir göstergesi veya herhangi bir durum için etkili bir tedavi olduğuna dair güvenilir bir bilimsel kanıt yoktur.

Ne yazık ki, tarih boyunca, sonradan dolandırıcılık olduğu anlaşılan birçok biyorezonans tedavi vakası meydana gelmiştir. Örneğin vakalardan birinde bir şahıs, biyorezonans kullanarak kanseri tedavi edebileceğini söylemiş, müşterilerinin tıp doktorları tarafından önerilen ve hayat kurtarıcı olan kemoterapi ve ameliyatları uygulamlarına gerek olmadığı yönünde yanlış iddialarda bulunmuştur. Ayrıca BBC gibi bilindik haber kaynakları da biyorezonans tedavisinin müşterilerin %70'inde sigara bağımlılığını durdurabildiği ve bunun geleneksel tedavilerden daha iyi bir sonuç olduğu iddiasını gerçekmiş gibi haberleştirerek, bu dolandırıcılığın daha yaygın bilinmesine (yanlışlıkla da olsa) aracılık etmiştir.[8]

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Sizden Gelenler
Mutlu Çatık
Mutlu Çatık
55K UP
Üye
Bilimin dibine vurarak bizi aydınlattığınız için sonsuz teşekkürler!
Discord
Ufuk Derin
3 gün önce
Umman'da bulunan 2400 yıllık gizemli Zufar yazısının ana alt türü, Ohio State Üniversitesi'nden bir dilbilimci tarafından deşifre edildi. Araştırmacı, tekrarlanan bir alfabe tablosunu eski Kuzey Arabistan yazılarıyla karşılaştırarak sembollere ses atamayı başardı. Çözülen dilin Arapça olmadığı ve yazının sanılanın aksine güneyden değil, kuzeyden bölgeye geldiği anlaşıldı. Bu atılım, Arabistan'ın unutulmuş tarihine ışık tutarak dillerin yayılımına dair yeni ipuçları sunuyor.
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Esin Çelik
Esin Çelik
3,910 UP
Çeviren 15 Ağustos 2019 1 sa.

Genel anlamıyla yaratılışçı, dünyanın ve cenneti hiç yoktan, mutlak bir şekilde yaratan tanrıya özgür iradesiyle inanan kimseye denir. Böylesi bir tanrının genellikle "mevcut" olduğuna inanılır. Yani yaratılanlarla sürekli ilgilenen, gerekli olduğunda müdahale eden bir yapıda olduğu düşünülür. Eğer yaratıcı, yarattıklarıyla sürekli alakadar olmazsa, yaratılmış bu şeylerin sona ereceği veya yok olacağına inanılır. Hristiyan, Yahudi ve Müslümanların tamamı, bu bağlamda yaratılışçıdır. Bu gruplar teist olarak bilinirler. Bu "mevcudiyet" inancı onları, üzerinde çalıştığı materyali (maddeyi) yaratmış olsa da, olmasa da, yaratma eylemi tamamlanır tamamlanmaz yarattıklarına artık müdahale etmeyen bir yaratıcıya inanan deistlerden ayırır. 

Bu makalede ele alacağımız tartışmanın odağı, yaratılışçılığın daha sınırlı bir bağlamındadır. Bu bağlam, popüler yazılarda (özellikle de Amerika’da) yaygın olarak kullanılan bağlamdır: Yaratılışçılık, İncil’in özellikle Başlangıç (Genesis) kısmının ilk bölümlerini, biz insanlar da dahil olmak üzere Evren'in ve Dünya'nın tarihini anlatan literal [E.N. metaforik olmayan, gerçeği anlatan] anlatılar olarak algılamak demektir.

182
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilgisayar Bilimleri konusunda geliştirebilirsin.

Canberk Çolak
Canberk Çolak
297K UP
Yazar 8 Mayıs 2019 4 dk.

16 ülkeden 37 araştırmacının da dahil olduğu uluslararası bir komisyon tarafından, 2050 yılında 10 milyar olması beklenen dünya nüfusunu eşit bir şekilde beslemek ve aynı zamanda iklim değişikliklerini ve çevre tahribatını azaltarak dünyayı koruyacak bir diyet geliştirildi. Araştırmacılar, Gezegensel Sağlık Diyeti (Planetary Health Diet) adı verilen diyetin, beslenmeye bağlı sebeplerden hayatını kaybetme riski bulunan milyonlarca insanı kurtaracağını ve iklim değişikliklerinin önüne geçerek gezegeni de koruyacağını söyledi. The Lancet dergisinde yayımlanan araştırmayla ilgili olarak Harvard Üniversitesi T. H. Chan Halk Sağlığı Fakültesi'nden epidemiyoloji ve beslenme bilimi profesörü, makalenin başyazarı Dr. Walter Willett şöyle diyor:

Bu çalışmaya göre, insanların gezegene zarar vermeksizin besin tüketmesi için şu 5 maddeye uyması gerekiyor:

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Artam
22 saat önce
Tshort


1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Kardelen Erşık
İnceleyen10 28 Mayıs 2023
Eğitmenlerin sesi ve görsel anlatım güzel. Dinlerken dikkatiniz dağılmaz ve sizi sıkmaz. Ayrıca kısa videoları ile her an bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Youtube Kanalı
9.9/10
(119 Kişi)
Puan Ver
@KhanAcademyTurkce
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Her arabanın içinde bir bomba var!
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close