Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Sonya Demirboğa
Sonya Demirboğa
62.6K UP
İnceleyen10 1 gün önce
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine has bir mutsuzluğu vardır.” Cümlesiyle başlar Tolstoy dünyaca ünlü romanı Anna Karenina'ya.
Roman, birbiriyle mükemmel bir şekilde bütünleşmiş üç paralel hikâyeyi tasvir eder. Önde gelen karakterlerin gerçek ve dürüst aşkı arayışı roman boyunca tasvir edilir. Anna Karenina, aşkta gerçek ve dürüstlük arayışının kurbanı olur ve bu onu içine çeken etik dışı bir bataklığa sürükler.
Romanın meşhur giriş cümlesinde belirtildiği gibi, mutlu ve birbirine benzeyen ailelere örnek olarak Levin ile Kiti, mutsuz ve kendine özgü mutsuzluğu olan ailelere örnek olarak Anna ile Alexis Karenina verilmiştir.
Anna Karenina sosyetenin içinde ,genç ve güzel olan evli bir kadındır. Ama evliliğinde ve kocasında aradığı mutluluğu bulamaz bu da onu Vronski'ye doğru götürür ve bir süre sonra Anna'nın evli olmasına rağmen aralarında bir ilişki başlar. Ama Anna kocasından bu ilişkiyi saklamaz hatta tam tersi Vronski'ye olan aşkını her seferinde kocasının yüzüne vurur. Bu süreçte toplumun, ‘yüksek sosyetenin’ Anna’ya bakışı yansıtılır. Kadınlar onu ‘ahlaksızlıkla’ suçlarken aslında içten içe onu kıskanırlar. Çünkü Anna herkesi karşısına alarak, yüreklilikle, yaşadığı hayatı değiştirmek için bir adım atmıştır. Yüksek sosyetedeki diğer kadınlar gibi kocasının gözünün içine baka baka aldatmaz onu, ikiyüzlülük yapmaz. Hayatının mahvolacağını, oğlundan ayrı kalacağını bile bile kocasına ilişkisini söyler ve ayrılır ondan. Gerçi Anna Vronski’de de bulamaz aradığı mutluluğu. Çünkü Vronski aristokrasinin içinde yozlaşmış bir tiptir. Kadınlarla ciddi ilişkiler kuramayan, havai bir adamdır. Anna’nın aradığı aşk, sevgi daha çıkarsızdır. Bu yüzden ne kocasının gösterdiği sevgi ne de Vronski’nin gösterdiği sevgi onu tatmin etmez. Romanın başından sonuna kadar hep oğlunu araması belki de aradığı o saf sevgiyi temsil eder.
Anna Karenina ilk bakışta 19.yüzyılda Rusya'da geçen bir aşk hikayesi gibi görünse de derinlemesine incelendiğinde Rus aristokrasisinin çöküşünü, değişen dünyada Rusya'nın konumunu, Rus toplumunun zamana göre değişimini de anlattığı görülecektir. Tolstoy Anna Karenina ile dönemin Rus toplumunun dinamiklerini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Tolstoy eserinde aynı zamanda toplumun kadın ve erkek ayrımına da değiniyor. Anna'yı ahlaksızlıkla suçlayan onu ayıplayan toplum aynı hatayı yapan bir erkeğe ise hoşgörü ile yaklaşabiliyor. Romandaki erkek karakterler; toplumun bir “adamdan” beklentisini doğrularcasına sosyetenin içerisinde daha faal bir biçimde yer almaktadır.
9.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Анна Каренина
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Ağustos 2016 19 dk.

Astroloji, buradaki yazımızda etraflıca işlediğimiz gibi, gök cisimleriyle davranışlarımız ve kişilik özelliklerimiz arasında anlamlı ilişkiler olduğunu iddia eden bir sahtebilim türüdür. Bu bakımdan astroloji, bilimsel geçerliliği olan bir pratik değildir. Bilimin temel kriterlerine neden uymadığını buradaki yazımızda anlatmıştık. Tüm bunlara rağmen insanların astrolojinin iddialarının kendilerine neden uyduğunu sandıklarını, yani astrologların insanları nasıl kandırdığının psikolojisini ise buradaki yazımızda anlatmıştık. Modern bilim, astrolojinin antik zamanlarda kalma, bilimin en temel ilkeleriyle çelişmesi dolayısıyla bilimsel geçerliliği bulunmayan, çoğunlukla kendini astrolog olarak gören kişilerin hayal gücüyle beslenen bir sahtebilim olduğu konusunda hemfikirdir. Bu konularda daha fazla bilgi edinmek için, Dr. Tevfik Uyar tarafından kaleme alınan Astrolojinin Bilimle İmtihanı isimli eseri edinmenizi tavsiye ederiz.

Astrolojinin iddiaları akademik çalışmalarla tekrar tekrar çürütülmüştür. 2006 yılında Personality and Individual Differences dergisinde yayınlanan akademik bir çalışmada, 15.000'den fazla kişinin doğum tarihleri ile kişilik özellikleri arasındaki ilişki incelenmiş ve tek bir kişide bile istatistiki olarak anlamlı sonuç elde edilememiştir.

183
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen10 21 Mart 2023
James Clear'ın "küçük adımları" küçümsemeyerek, tam tersi olarak "küçük adımların" önemini bol, farklı ve sıradışı örneklerle açıklamasını gayet beğendim. Kitaptan bir alıntı; "Bütün büyük şeyler küçük başlangıçlarla gelir. Her alışkanlığın tohumu küçük, tek bir karardır. Ancak o karar tekrarlanırken bir alışkanlık filizlenir ve büyür. Kökler toprağa yayılır, dallar uzar. Kötü bir alışkanlığı yenme görevi içimizdeki güçlü bir meşeyi kökünden sökmek gibidir. İyi bir alışkanlığı inşa etme görevi ise narin bir çiçeği günbegün büyütmekten farksızdır."
9.6/10
(36 Kişi)
Puan Ver
Küçük Değişiklikler Büyük Sonuçlar
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 5 Ekim 2022 3 dk.

Açık erişimli dergi BMJ Open'da yayımlanan ve türünün en kapsamlısı olan bir çalışmaya göre, inhaler de dâhil olmak üzere reçeteli streoid kullanımının, beyindeki ak ve gri maddenin yapısında ve hacmindeki değişikliklerde rolü olabilir.[1] Araştırmacılara göre; bulunan bağlantılar anksiyete, depresyon, mani ve deliryum gibi uzun süreli kullanımdan sonra sıklıkla görülen nöropsikiyatrik etkileri açıklamada yardımcı olabilir.

Bir sentetik streoid grubu olan glukokortikoidler, immünosupresif özellikleri nedeniyle en sık reçete edilen ilaçlar arasında yer alıyorlar. Steroidler, çok çeşitli tıbbi durumları tedavi etmekte kullanılıyorlar. Yüksek gelirli ülkelerde, nüfusun %0,5 ile %3 arasının sistemik (infüzyonlar ve tabletler) tıbbi steroid kullandığı tahmin ediliyor. Oldukça etkili olsalar da hem sistemik hem de inhaler streoidlerin, birçok ciddi metabolik, karidyovasküler ve müsküloskeletal yan etkilerin yanı sıra nöropsikiyatrik etkilerle de bağlantılı olabileceği düşünülüyor.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Aralık 2013 32 dk.

İnsan, üstünlük kompleksi olan bir türdür. Bu, beynimizin zaaflarından birisidir. Üst düzey algılar, üst düzey sanrılarla birlikte gelmektedir. Örneğin her şeyin bizim için var olduğu bir sistem içerisinde yaşadığımızı ve her şeyden üstün olduğumuzu zannederiz. Halbuki 4 milyar yıllık canlılık tarihinde, son 300.000 yıldır varız. Dünya üzerinde yaşam, bizden 13.000 kat daha uzun süredir var!

Benzer şekilde, gezegenimizin, galaksimizin, yani "bizi içinde barındıran şeylerin" özel ve kusursuz olduğunu sanarız. Halbuki şu anda bebek bir Evren içerisinde yaşıyoruz. Evren'imiz, "sadece" 13.82 milyar yıldır var ve çok iyi bir ihtimalle, önümüzdeki akıl almaz bir süre boyunca var olacaktır. Bu makalemizin de konusu zaten bu olacak!

137
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ali Ferruh Ekiz
Aktaran 2 gün önce 2 dk.

Bir yapay zeka sistemi, iki bronz sütunun üzerine işlenmiş ve Roma tarihi boyunca kopyaları yapılmış en ünlü Latin yazıtlarından biri olan Res Gestae Divi Augusti (Tr: "Yüce Augustus'un Fiiliyatı", "Augustus'un Eylemleri") isimli yazıt hakkında yeni detaylar ortaya çıkardı. Araştırmacılar, otobiyografik olduğu düşünülen yazıtı analiz etmek için Aeneas adlı bir yapay zeka kullandı. Diğer Latin yazıtlarıyla karşılaştırıldığında Augustus'un Eylemleri, Romanın yasal belgelerinde kullanılan dil ile benzerlikler gösteriyor. Ayrıca, emperyal siyasi söylemler veya emperyal gücü sürdürmeye yönelik bir mesajlar içeriyor. Google DeepMind'da bilgisayar mühendisi olarak çalışan ve bu makalenin ortak yazarı olan Yannis Assael şöyle söylüyor:

Assael ve ekibi daha önce antik Yunan yazıtlarını restore ve kategorize etmeye yarayan Ithaca isimli bir yapay zeka sistemi geliştirmişti. Adını Romalıların efsanevi atası, Truva kahramanı Aeneas'tan alan sistem ise Ithaca'nın sistemi ile benzer şekilde çalışıyor ancak Yunanca yerine Latince kullanıyordu.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beyza Pullu
Beyza Pullu
121.5K UP
Yazar 19 Şubat 2021 4 dk.

Karbon ayak izi; alınan her ürün veya gerçekleştirilen her faaliyet için farklı süreçlerde atmosfere salınan karbon gazı toplamı olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, kurum veya bireylerin, ulaşım, ısınma, elektrik tüketimi vb. faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının miktarıdır.

Besin tercihlerimizin de karbon ayak izimize etkisi vardır. Her besinin, üretim sürecinden sofraya gelene kadarki sürede geçirdiği tüm işlemler o besinin karbon ayak izini belirler. Üretiminde harcanan su, ulaşımı, taşıma için soğuk zincire ihtiyaç duyulup duyulmaması, üretim süreci gibi birçok faaliyet bu konuda belirleyicidir. Bunu daha iyi anlamak için, çeşitli besinlerin sera gazı (İng: "Greenhouse Gas" veya kısaca "GHG") üretimlerine bakalım;

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 17 Nisan 2021
Alev Bulutsusu, tozlu ve kalabalık yıldız oluşum bölgelerinin optik görüntülerinde göze çarpmaktadır. Sadece 1400 ışık yılı uzaklıkta yer alan bulutsu, Avcı’nın kuşağındaki en doğuda bulunan Alnitak yıldızına yakın konumdadır. Alnitak, Spitzer Uzay Teleskobu ile alınan bu kızılötesi görselin sağ kenarındaki parlak yıldızdır. Yaklaşık 15 ışık yılı genişliğindeki bu kızılötesi görüntü, sizi bulutsunun parıldayan gazının ve karanlık toz bulutlarının içine götürür. NGC 2024 kümesi, merkeze yakın konumda yoğunlaşmış ve yakın zamanda oluşan pek çok yıldızı ortaya çıkarır. NGC 2024’ün yıldızlarının yaşları, 200.000 ila 1.5 milyon yıl arasında değişmektedir. Aslında, veriler en genç olan yıldızların Alev Bulutsusu kümesinin orta bölgesinin yakınlarında yoğunlaştığını gösteriyor. Bu durum, bir yıldız doğumevi için en basit yıldız oluşumu modellerinin tersidir. Bu modeller, yıldız oluşumunun bir moleküler bulutun çekirdeğinin daha yoğun olan merkezinde başladığını söyler. Sonuç olarak, Alev Bulutsusu içindeki yıldız oluşumunu anlamak için daha karmaşık bir model gerekiyor.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Mehmet Demirdağ
Mehmet Demirdağ
24.6K UP
Yazar 18 Şubat 2020 26 dk.

Günümüzde gelişen teknoloji ile beraber gelen fayda ilişkisi yanında birtakım sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunlar, doğada biyosfer ve ekosistemler üzerinde etkili olduğu gibi insan sağlığı ve yaşamı üzerinde direkt veya dolaylı yollardan etkili olabiliyor.

Geçmişten bugüne uzanan, bugünden geleceğe uzanacak olan teknolojik gelişmelerin insan ve çevresi üzerinde olan etkileri iyi veya kötü bir etkileşimi ifade eder. Sanayi devrimi ile başlayan ve diğer endüstri devrimleri ile günümüze uzanan gelişmelerin sonucunda bugün Yapay zekâ çağı olarak tanımlanan bir çağa adım atmış bulunuyoruz.

119
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Eser
Hikmet Ramazanov
Hikmet Ramazanov
20.4K UP
Eseri Ekleyen 5 Ekim 2023 Youtube Kanalı
7.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
@PrimerBlobs
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Nisan 2014 17 dk.

Işık hızı (fotonların hızı), kusursuz vakumda saniyede 299.792.458 metredir (m/s). Bu, kabaca saatte 1.079.250.000 kilometreye eşittir. Yani saatte 300 kilometre hız yapabildiğiniz bir arabayla çıkabileceğiniz maksimum hızın 3.597.500 katına... Fotonları bu hızda gidiyor gibi görüyoruz, çünkü fotonların kütlesi yoktur. Buna rağmen kinetik enerjileri vardır; ancak buna az sonra geleceğiz.

Einstein ışık hızı için "Evren'in hız limiti" demişti. İddiasına göre ışıktan hızlı gitmek nedensellik prensibini ihlal etmek demekti. Bu konularla ilgili derin bilgisi olmayan okurlarımız için, "nedensellik" ilkesi basitçe bir neden ile sonucu arasında ilişki olması demektir. "Neden-sonuç ilişkisi" olarak da bilinir. Nedensellik ilişkisinin bozulması ise mantık hatalarına neden olur. Buna bir örnek olarak, henüz tetiği çekmemişken, silahınızdan çıkacak merminin hedefi vurması örneğini verebiliriz. Işık hızını aşmak, bazı temel enerji yasalarını ihlal etmek anlamına gelir. Ancak bu yapılabilecek olursa, zamanda yolculuk bile mümkün olacaktır.

227
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
533.8K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 20 Kasım 2022 11:07
Yeni bir dil öğrenirken o dile olabildiğince fazla maruz kalmak önemlidir. Bunu sağlamanın en iyi yollarından biri, öğrenmek istediğiniz dilde film ya...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
77
📦 Gıdalarla temas eden plastik ambalajlarda kullanılan ftalatlar, esneklik sağlayan kimyasallardır. 2018 yılında 55–64 yaş arası 2,6 milyon kişinin kardiyovasküler hastalık nedeniyle ölümünde, %13,5’ine bu kimyasallarla maruz kalmanın etkisi olabilir.

🧬 Özellikle sıkça kullanılan DEHP (di-2-etilhekzilftalat) üzerine odaklanan yeni bir çalışma, 2008’deki global maruziyetle 2018’deki kalp hastalığı kaynaklı 350.000’den fazla aşırı ölüm arasında ilişki tespit etti .

🌍 Bu ölümlerin yaklaşık %75’i, Orta Doğu, Güney Asya, Doğu Asya ve Pasifik gibi plastik üretiminin hızla arttığı bölgelerde gerçekleşti.

⚠️ Önemli: Çalışma doğrudan neden sonuç göstermiyor; ancak ftalat maruziyeti ile kalp hastalıkları arasında güçlü bir ilişki saptandı. Uzmanlar, özellikle gelişen ülkelerde kapsamlı veriler toplanması gerektiğini vurguluyor.

Yazar: Skyler Ware

Çeviren: Simay Aladağ

Editör: Eda Alparslan

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Sosyal Bilimler konusunda geliştirebilirsin.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 24 Şubat 2019
Aslen mühendis olacaktım. Ancak pratik gündelik yaşamı, sırf açgözlü bir maddi kazanç amacıyla daha da geliştirmek için yaratıcı zekamı harcama düşüncesi bana katlanılamaz geldi.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gizemli Tilki
Gizemli Tilki
25.3K UP
Üye 3 gün önce 1 Cevap
Bir anda Dünya’nın atmosferindeki tüm gazlar yok olsa ve hava sadece %100 saf oksijenden oluşmaya başlasa… Hayat, ekosistemler, insan sağlığı, yangın riski, metal yapıların dayanımı gibi sorunlara ne gerçekçi bilimsel çerçevede yanıt verilebilirdi?
167 görüntülenme
Bir anda Dünya’nın atmosferindeki tüm gazlar yok olsa ve hava sadece %100 saf oksijenden oluşmaya başlasa ne olur?
Bir anda Dünya’nın atmosferindeki tüm gazlar yok olsa ve hava sadece %100 saf oksijenden oluşmaya başlasa ne olur?
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Yiğit Şahinaslan
22 Eylül 2023
İnsanlığın dünya dışındaki yerlerde de yaşadığı ve oraları da kontrol ettiği, oldukça gelişmiş bir medeniyet olduğu senaryoyu videonuzda anlatırsanız mükemmel olacağını düşünüyorum.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close