Sicim kuramı popüler bilimde sık bir şekilde ele alınan bir konudur. Kimi zaman bir filmde deus ex-machina* görevi görür, kimi zaman bir dizide figüran misali arka planda bir görünür bir kaybolur. Hakkında zaman zaman sosyal medyada yazılar görürsünüz ama o yazılar da ne olduğu hakkında fazla bir şey söylemez. Bu yazıda buna bir çözüm getirebilmek için olabildiğince basit ve kısa bir şekilde sicim kuramının ne olduğunu açıklamaya çalışacağız. (*Deus ex-machina: Bir kurgu veya dramada karmaşık durumlarda aniden ortaya çıkarak her şeyin çözülmesine yardım eden unsur.)
Öncelikle sicim kuramından önce biraz geriye gidip kuantum alan teorisinden bahsetmeliyiz. Çünkü bu teori her parçacığın bir alanı olduğunu söyler ve basitçe de olsa alanları anlamak sicim kuramını anlamamıza yardımcı olacaktır. Bu alanları matematik kullanmadan anlatabilmek için zihnimizde canlandırmamız gerekmektedir. Bunun için ise alanları birbiri üzerine binmiş denizler olarak hayal edebiliriz. Bu denizlerin her birinin farklı sıvılardan oluştuğunu ve uçsuz bucaksız olduklarını düşünelim. Burada amaç bu dalgalı yüzeylerin birbiri ile nasıl etkileştiğine değinmektir. Bu sıvılardan biri dalgalanınca -eğer dalga yeterince güçlü ise- diğer denizleri de etkileyerek o denizlerde de dalgalanmalara sebep olacaktır. Eğer daha önce birbirinden farklı sıvıların yoğunluğu ile ilgili deneyleri seyrettiyseniz orada kullanılan deney düzeneğini düşünmeniz yardımcı olabilir.