Zıplamanın Biyolojisi: İnsanlar Sevinirken Neden Zıplar?
Belki işitilen olumlu bir haber, belki özlem duygusuna son veren bir kavuşma, belki de rakip takıma atılan bir gol ânı… Sevinç dolu olduğumuz an, vücudumuzdaki yere göğe sığamama hissi, bizleri kollarımızı havaya açmaya ve zıplamaya sevk eder. "Sevinçten havalara uçmak" deyimini günlük hayatımızda sıklıkla kullanırız - ama bu, sadece bir metafordan ibaret değildir: Sevindiğimizde, gerçekten zıplarız! Bu durumda sormak gerek: Neden sevinçten havalara uçarız?
Kavramsal Metafor Teorisi: "Mutluluk" ile "Zıplama" Arasındaki İlişki Ne?
Her şeyden önce, "mutluluk" veya "sevinç" gibi duyguların neden -mesela- "yatağa uzanmak", "yemek yemek", "kendi etrafında 360 derece dönmek" ile değil de, "zıplamak" ile ilişkilendirildiğini anlayarak başlamamız lazım. Bunu da öncelikle dilbilimsel açıdan inceleyebiliriz.
Günlük hayatımızda gösterdiğimiz figüratif eylemleri, çeşitli metafor ve deyimlerle açıklıyoruz ve yapılan eylemlerin o kalıplar nezdinde tekrar ettiğini gözlemliyoruz. Kavramsal metaforlar ve buna bağlı oluşturulan deyimler zincirinde mutluluk kavramını incelediğimizde: "Mutluluk ile canlanmak", "mutluluk nedeniyle yerden yükselmek", "sevinçten havalara uçmak" gibi kavramların karşımıza çıktığını gözlemliyoruz. Bu kavramlar, mutluluğu ifade etme hususunda en sıklık kullanılan ve figüratif eylemlerdir.
"Mutluluk" ile "zıplama" arasındaki ilişkinin kavramsal altyapısını, "Kavramsal Metafor Teorisi" ile açıklayabiliriz. Bu teoriye göre metafor, "bir kelimenin başka bir kelimeden hareketle anlaşılması değil, bir kavram alanının başka bir kavram alanına göre anlaşılması" olarak değerlendirilir.[1] Bu teori, insan zihninin düşünce yapısında metaforik olarak oluşturduğu kodlar ve birtakım eylemleri, spesifik bir âna indirgeyen bir kavram çatısı altında tanımlar. Örneğin "Barışın bedeli artıyor." dediğimizde, "barış" kavramını "para" cinsinden anlamakta ve anlatmaktayız.
Duyguların ifade edilebilirliği ve derecelerinin varlığı noktasında bir grup öğrenci üzerinde gerçekleştirilen bir deneyde, tepkilerin kavramlar üzerindeki etkileri test edilmiştir.[1] Bu bağlamda, insanlardaki "zıplama" tepkisi, gerçekten de "Mutluluk, yerden yüksekte olmaktır." kavramsal metaforuyla ilişkilendirilmiştir.
Mutluluğun Biyolojisi ve Etkileri
Mutlu olduğumuz anlarda vücudumuzun verdiği reaksiyonlar çoğunlukla ortaktır. Yaşadığımız şeyler ve bizi mutlu eden durumlar her ne kadar farklı olsa da verdiğimiz tepkiler birçok durumda hemen hemen aynıdır. Aynı dili konuşmadığımız, farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda bulunduğumuz ve hiçbir etkileşim içinde bulunmadığımız insanların, mutlu oldukları anda bizimle aynı tepkiler verdiğini daha önce düşünmüş müydünüz?
Her şeyden önce şunu anlamamız gerekiyor: Tüm bu eylemlerin çeşitliliği ve evrenselliği, zihin-beden bağlantısıyla ilişkilidir. Hissettiğimiz mutluluk hormonun vücudumuzdan aktığı yollar sırasıyla; beynimiz, dolaşım sistemimiz ve otonom sinir sistemimizdir. Yani hissettiğimiz her duygu beynimizden geçmektedir.
Anlamamız gereken ikinci kritik noktaysa şudur: Duygu paylaşımı (yani duyguların sosyal iletimi), sosyal bir hayvan türü olan insan için olmazsa olmaz ihtiyaçlardan birisidir. İnsanlar bu sayede birbirlerine duygudurumlarını aktarırlar, bu sayede dayanışma sağlarlar, bu sayede birbirlerinin içinde bulunduğu vaziyetten haberdar olurlar.
Vücudumuzda duyguların etkilerini ve üretimini hormonlar üstlenir. Hormonların üretimini ise endokrin sistem adı verilen özel bir sistem yönetir. Bu sistemde, tüm hormonların vücut-beyin arasındaki etkileşimi gerçekleşir.[3] Örneğin mutluluğu tetikleyen bir deneyim yaşadığımızda, endokrin sistem aracılığıyla dopamin, serotonin, endorfin, oksitosin gibi hormonlar salgılanır.
Endorfin, beyin ve vücut arasındaki dengeyi kontrol etmekle sorumlu olup, kan basıncımızın ve kalp atışlarımızın hızının artmasını engellediği için gündelik hayatımızda çok kritik bir yere sahiptir. Bu, aynı zamanda mutluluğun dolaşım sistemini etkilemesinin de nedenlerinden biridir: Bu anlarda yüzümüzün kızardığı veya kalp atışlarımın hızlandığını görebiliriz. Bunun nedeni, hormonlarımızın dolaşım sistemleri üzerindeki etkileridir. Bunun yanında göz bebeklerimizin büyümesi, nefesimizin kesilmesi gibi etkiler de otonom sinir sistemimizle alakalıdır. Bu sistem, vücudumuzun bilinçli bir çaba göstermeden yaptığı her eylemden sorumludur.
Serotonin, dopaminler ve oksitosinler, vücudumuzun sağlıklı olması hususunda da önemli rollere sahiptir. Kan trombositlerinde bulunan bu hücrelerin aktif hale gelmesi, vücut üzerindeki ruhsal problemleri (depresyon, kaygı, endişe vb.) minimize ederek vücut dengesini sabit tutma görevini görür. Ayrıca salgılanan bu hormonlar sosyal etkileşimle birlikte fiziksel temasın artmasına da gerekçe olur.[4]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sonuç olarak bu hormonlar ve bunların kandaki göreli miktarı, bizleri o an çeşitli eylemleri yapmaya sevk eder:[2] Bunların salgısı, bizleri kimi zaman kahkahaya, kimi zaman yanımızdakine sarılmaya, kimi zaman da kollarımızı açıp zıplamaya hazırlar.
Harvard Üniversitesi tarafından 75 yıl boyunca yürütülen "gerçek mutluluk" araştırması, insanın kendini topluma ait hissetmesinin yanında, fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca yaşam kalitesinin artmasıyla birlikte daha uzun ve sağlıklı yaşamın yolunu açmaktadır.[5] Bu araştırmada aynı zamanda mutluluk hormonlarının üretimini destekleyen faktörler belirlenmiştir.[6] Bu faktörler; egzersiz, sosyal etkinlikler, güneş ışığına maruz kalma, çikolata ve yüksek triptofan içeren gıdalar (süt, tereyağı, yumurta sarısı, et, balık, hindi, yer fıstığı gibi yüksek proteinli besinler) tüketmek, evcil hayvanla ilgilenmek, sevinen biri/birilerini görmek ve meditasyon olarak sınıflandırılmıştır.
Mutlu Olduğumuzda Neden Zıplarız?
Heyecan ve mutluluk gibi çok güçlü bir duygu hissettiğimiz durumlarda, vücudumuz bu duyguyu eylemlerle dışa vurmaya yönelik güçlü bir gereksinim duyar. Bu eylem, birçoğumuz için "zıplamak"tır. Zıplamak, "bacaklarımız ve ayaklarımızla kendimizi iterek yerden hızla uzaklaşmak veya bir yüzeyden uzaklaşmak" olarak açıklansa da duygusal anlamda altında pek çok etmeni içinde barındırdığını da vurgulamak gerekir.[7]
"Duygu paylaşımı", "bir şeyleri ifade etmek", "duyguları dışa vurmak" gibi kavramlar, hayatımızda sürekli var olan ve bilimsel bir altyapısı olan kavramdır. Bizleri harekete geçiren bu iletişim güdüsü, canlı doğasıyla yakından ilişkilidir.
Tüm vücudumuza neşeyi, öfkeyi, üzgünlüğü ve heyecanı yayan iletişim hormonları nöropeptidler, olaylar karşısında bizleri anlık reaksiyon vermeye iter. Vücudumuzu tetikleyen ve canlılar olarak ortak tepkiler vermemize sebep olan bu hormonlar, beyinde yarattığı uyarı çerçevesinde işlevlerini aktif hale getirir.[8] Olayların "içeriği" ve "deneyimi", kişiden kişiye göre değişse de ortak bir tepki olarak zıplama veya buna benzer başka bir tepki gösterme dürtüsü, tüm vücudu etkisi altına alır.
Nitekim aşırı heyecanı ve mutluluğu başka bir bireye ifade etme yeteneğimiz canlı doğasının iletişim ihtiyacının bir sonucudur. En büyük iletişim araçlarımızdan birisi olan dilimizin işlevini yitirdiğini farz edelim. Mutluluğumuzu çevremize nasıl belli ederdik? Muhtemelen kollarımızı açarak, gülümseyerek, çeşitli mimikler yaparak veya zıplayarak olacaktır.
Uzun süre ahırda bulunduktan sonra ilk kez kırlara salınan ineklerin de heyecanlandıkları bazı anlarda zıpladığını gözlenmiştir.[9] Buna benzer davranışı koyunlar ve keçiler de sergilemektedir.[10], [11] Ancak bu hayvanların sadece mutlu oldukları anda zıpladıklarını söylemek yanlış olur: Hayvanlar, mutsuz ve gergin oldukları durumlarda da zıplayabilmektedir. Burada vurgulanan nokta, zıplama dürtüsünün çeşitli duyguları ifade etmek için hemen hemen canlının iletişim doğasında var olduğudur.[12]
Bu durumda, neden her mutlu olan zıplamıyor? Bu, duyguların insan üzerindeki kademeli etkisiyle ilgilidir: En nihayetinde mutluluk duygusu, dereceli ve göreli bir kavram olduğu için, olayların türü ve etki boyutu kapsamında insanların verecekleri tepkiler de bu duruma göre şekillenir. Ayrıca beynin tek bir duygusal merkezi de yoktur: Farklı duygular, farklı yapıları içermektedir.[16] Örneğin beynin ön lobunda yer alan kontrol panelimiz (frontal lob), duygusal durumumuzu izlerken, bilinci düzenleyen bilgi merkezimiz talamus ise duygusal tepkilerimizi kontrol eder. Kişilerin beyinleri arasındaki bireysel farklar, benzer durumlarda farklı tepkiler verilmesine neden olabilir.
Sevinçten Zıplamanın Nörobiyolojisi
Bilimsel düzlemde bakıldığında nöronlar (sinirler) ve diğer vücut hücreleri arasında sinyaller ileten küçük kimyasal "haberci moleküller" olan nörotransmitterler aracılığı ile sevinç duyuyoruz. Nörotransmitterlerin görevi, kan akışından sindirime kadar vücudun hemen her alanındaki süreç ve duyguları kontrol etmektir. En büyük kaslarımızı (popo kaslarımız olan gluteus maximus ve ayaklarımızdaki kuadriseps kasları) harekete geçiren bu moleküllerin tetiklediği dopamin ve serotonin, yüzlerimize gülümseme katarak kollarımızı açmaya ve bizleri zıplamaya sevk eder ve kısa süreliğine de olsa uçuyormuş gibi hissetmemize neden olur.[13]
Ayrıca salgıladığımız mutluluk hormonlarının zıplama reaksiyonuna dönüşmesi, müzik ile de ilgilidir. Konser alanında binlerce kişinin ritim tutarak zıplaması veya gece kulüplerinde çalan tempolu müzikler insan vücudunu kontrol altına almaktadır ve bu durumda o an salgıladığımız aşırı hormonlar, bizleri zıplamaya sevk etmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre müzik, dopaminerjik nörotransmisyon yoluyla çeşitli beyin fonksiyonlarını düzenleyebilir ve/veya etkileyebilir ve bu nedenle çeşitli hastalıklarda semptomların düzeltilmesinde etkili olabilir.[13]
Mutluluğun ve gülümsemenin bulaşıcı olduğu da bilinmektedir. Mutluluk, bulaşıcı olmasının yanında, etkisini de giderek arttıran bir durumdur. Yapılan bir araştırmaya göre karşımızda gülen birisini gördüğümüzde, karşımızdaki kişiden daha fazla haz alabiliriz.[14] Bununla birlikte toplu etkinliklerde (özellikle konserler) zıplamanın da bulaşıcı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Zıplama eyleminden yola çıkılarak hissedilen heyecan, bizlere kısa süreliğine uçma hissini tattırır. Yapılan araştırmalar, insanların hayatı boyunca yaşadıkları çeşitli tecrübe ve deneyim sonucunda zıplama aksiyonlarında azalma olabileceğini göstermektedir.[15] Bu durum yaşlandıkça heyecan gibi duyguların yoğunluğunun daha az yaşandığına işaret etmektedir. Buna sebep olarak, yaşlanmanın insanı daha ciddi ve ketum birisi yaptığına ve kontrol mekanizmasının olağanüstü seyrettiğine dair bir argüman üretilebilir.
Zıplama Biyolojisi
Yaşımız ilerledikçe daha fazla tecrübe edinir bu sayede de hayat kalitemizi artıracak deneyimlerimi keşfetme gücümüz/şansımız artar. Edindiğimiz bilgi ve deneyimler, bizlere sağladığı faydalar doğrultusunda bazı eylemleri bilinçli olarak yapmamızı sağlar. Edinim ile öğrenme durumu, çocukluk döneminden yetişkinlik dönemine kadar kapsayan maratonda çok daha yoğun hissedilmektedir. Lokomotor hareketler olarak adlandırılan edinimler, kas ve iskelet sistemimizin gelişimi ile alakalıdır ve bedenimizi hareket ettirerek (koşma, zıplama, sıçrama vb.) deneyimleri yaşamamıza yardımcı olur.[17]
Zıplama ve Öğrenme Arasındaki İlişki
Doğduğumuz andan itibaren bilinçsizce yaptığımız duygu dışavurumu olarak görülen zıplama eylemi; vücutta yarattığı etkileri öğrenmemiz, yarattığı hissi deneyimlememiz ve kuvvet-koordinasyon ilişkisi kurmamızı sağlayan bir beceri aktivitesidir.[17]
Aynı zamanda çocukken oynadığımız hemen hemen her oyunda zıplamanın olduğunu ve bunun bizlere bir şeyler öğrettiğini söylemekte fayda vardır. Örneğin seksek oyunu, çeşitli danslar ve figürler; zihinsel koordinasyonu ve dengeyi sağlamak noktasında oldukça önemlidir. Bu nedenle fiziksel edinimlerin zekâ ile bütünleştiği eylemlerin birçoğunda zıplama eylemini görmek, sürpriz olmayacaktır.
Zıplama esnasında serebellum (Tür: "beyincik") aktif hale gelir.[18] Bu bölümde dengemiz ve gelişimimizi kontrol eden motor becerilerimiz mevcuttur. Bu bölgede ek olarak odaklanma, konsantrasyon ve dikkatimiz de edinimler yoluyla gelişmektedir. Zıplama eylemi, küçük yaşlarda uyguladığımız kaba motor becerilerini artıran en temel gelişim metotlarından birisi olarak değerlendirilmektedir.
Motor becerileri, fiziksel ve zihinsel olarak tüm vücut hareketini gerektiren ve ayakta durma, yürüme, koşma ve dik oturma gibi günlük işlevleri yerine getirmek için vücudun büyük kaslarını içine almaktadır. Bunun yanında spor dallarıyla da yakın ilişkide olup top kullanma becerileri ve el-göz koordinasyonunu sağlamaktadır.[19] Nitekim çocukken yürüme, koşma, zıplama gibi günlük işlevlerle birlikte oyun ve spor becerilerinin de gelişiminde kilit bir role sahiptir ve vücuttaki dayanıklılık eşiğinin artmasına katkı sağlamaktadır.
Çocukluk yaşlarında bu tip motor becerilerini geliştiren egzersizlerden, faaliyetlerden ve uygulamalardan uzak kalmak ilerdeki yaşlarda geç düşünme, ağır hareket etme, erken yorulma, huzursuzluk, depresyon, keyifsizlik, asosyallik, dışlanmışlık hissi gibi zihinsel, fiziksel ve sosyokültürel açıdan pek çok ciddi sıkıntı doğurabilir.
Mutsuzluğun sebeplerinden biri de hareketsizliktir. Yapılan bir araştırmada, belirli rutinler çerçevesinde hareket eden ve fiziksel aktivitelerini artıran insanların zihin sağlığı da olumlu etkilenmektedir.[20] Başka bir araştırmaya göre, hareketsiz insanlar genellikle gergin ve neşesiz olmaktadır.[21]
Zıplamanın İnsan Vücuduna Olumlu Etkileri
Duygu paylaşımından bağımsız olarak da zıplamak, bir tür aerobik egzersiz olarak kabul edilir ve insan vücuduna katkıları oldukça fazladır. Ayrıca zıplama egzersizi, herhangi bir ekipman veya özel bir araç gerektirmediği için her an her yerde bu egzersizi gerçekleştirebiliriz. Bu tür bir egzersizin vücuda faydaları şöyle sıralanabilir:[22]
- Zıplamak, gücümüzü artırır, kaslarımızı güçlendirir ve formumuz için mükemmel bir eylemdir. Bu eylem, büyük oranda vücut ağırlığını temel alarak gerçekleştirildiği için bunu bir egzersiz olarak yapmamız, vücudumuzdaki kemikleri fazlasıyla yorar ve bizlere direnç katar. Bu direnç sayesinde kemiklerimizi daha güçlü hale getirmiş oluruz. Aynı zamanda eklemlerimiz basınç girdisi alır. Bu proprioseptif girdi, vücudumuzun daha fazla farkında olmamıza yardımcı olur.
- Metabolizmamızı ve kalp sağlığımızı geliştirir. Zıpladığımız zaman, vücudumuz kaslarımıza daha fazla oksijen ve kan pompalamaya başlar. Kan dolaşımındaki bu artış, kardiyopulmoner ve vasküler sistemleriniz için harikadır. Pek tabii bu durum, kalbin ve akciğerin işleyişini iyileştirir.
- Stresten ve öfkeden uzak durmamıza yardımcı olur. Zıplama egzersizi, can sıkıntımızı ve bir takım öfkeleri aşmamız noktasında oldukça önemli bir role sahiptir. Aynı zamanda beynimiz daha fazla dopamin üretir ve bu bizi daha mutlu hissettirir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 4
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b N. Çalışkan. (2013). Kavramsal Anahtar Modeli Ile Metafor Ve Deyim Öğretimi. Bilig, sf: 95-122. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Henry Ford Health System Staff. How To Boost Feel-Good Hormones Naturally. Alındığı Tarih: 24 Şubat 2022. Alındığı Yer: www.henryford.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Bryce. How Do Your Hormones Work?. Alındığı Tarih: 22 Şubat 2022. Alındığı Yer: TED Talks | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Hasin. (2018). Happy Hormones And Their Significance In Animals And Man. International Journal of Veterinary Sciences and Animal Husbandry, sf: 100-103. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Waldinger. What Makes A Good Life? Lessons From The Longest Study On Happiness. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: TED Talks | Arşiv Bağlantısı
- ^ Phaisit Trakulkongsmut. 8 Key Factors Behind The Production Of Happiness Hormones. Alındığı Tarih: 22 Şubat 2022. Alındığı Yer: Samitvej | Arşiv Bağlantısı
- ^ Oxford Learner's Dictionaries. Jump Verb - Definition, Pictures, Pronunciation And Usage Notes. Alındığı Tarih: 22 Şubat 2022. Alındığı Yer: www.oxfordlearnersdictionaries.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Contributor. What Happens To Your Brain When You Smile. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: Ladders | Arşiv Bağlantısı
- ^ Cow Signals. Cows Coming Out In The Summer: Happy Cows!. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: Youtube | Arşiv Bağlantısı
- ^ Pijnacker01. Lambs Jumping. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: Youtube | Arşiv Bağlantısı
- ^ Jade and Sebring. Baby Goats Playing And Jumping!. Alındığı Tarih: 27 Şubat 2022. Alındığı Yer: Youtube | Arşiv Bağlantısı
- ^ Quora. Why Do People Jump Up And Down Out Of Excitement And Happiness? What Triggers This Response?. Alındığı Tarih: 21 Şubat 2022. Alındığı Yer: Quora | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Sutoo. (2004). Music Improves Dopaminergic Neurotransmission: Demonstration Based On The Effect Of Music On Blood Pressure Regulation. Brain Research, sf: 255-262. doi: 10.1016/j.brainres.2004.05.018. | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. Dimberg. (2011). The Voluntary Facial Action Technique: A Method To Test The Facial Feedback Hypothesis. Journal of Nonverbal Behavior, sf: 17-33. doi: 10.1007/s10919-010-0098-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Copley-woods. Dear Bitter Butch: Why Do People Jump When They Are Excited? - Bitter Empire. (15 Ekim 2015). Alındığı Yer: Bitter Empire | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Murphy. The Effects Of Joy On Your Body. (27 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 24 Şubat 2022. Alındığı Yer: Healthline | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b Play Move Improve. Gross Motor Skill Of Jumping Improves Focus And Attention. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: Play Move Improve | Arşiv Bağlantısı
- ^ Frontiers for Young Minds. The Jump-Roping Brain. Alındığı Yer: Frontiers for Young Minds | Arşiv Bağlantısı
- ^ Kid Sense Child Development. Gross Motor Activities - Kid Sense Child Development. (30 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 24 Şubat 2022. Alındığı Yer: Kid Sense Child Development | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Steinmo. (2014). Bidirectional Association Between Mental Health And Physical Activity In Older Adults: Whitehall Ii Prospective Cohort Study. Preventive Medicine, sf: 74-79. doi: 10.1016/j.ypmed.2014.06.005. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. J. Vella. (2012). Hostile Mood And Social Strain During Daily Life: A Test Of The Transactional Model. Annals of behavioral medicine : a publication of the Society of Behavioral Medicine, sf: 341. doi: 10.1007/s12160-012-9400-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Shaziya Allarakha. What Are The Benefits Of Jumping?. Alındığı Tarih: 23 Şubat 2022. Alındığı Yer: MedicineNet | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/11/2024 12:42:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11522
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.