Türlerin Kökeni: Okuyuculara Tavsiyeler, Bölüm Özetleri ve Kitap Hakkında Ek Bilgiler...
İlgili yazılarımızda anlattığımız gibi, Darwin'in evrimsel biyolojiyi ortaya çıkarışının tarihi gerçekten akıllara durgunluk vermektedir: "Din adamı" yolunda ilerleyen bir doğa bilimci, doğanın büyüleyici gücü karşısında mantık penceresinden hayata bakmaya başlamış ve felsefenin asırlardır sorduğu "Biz nereden geldik?" veya "Biz kimiz?" gibi sorulara nihai cevap olabilecek anahtarı keşfetmiştir: evrim!
Ancak Türlerin Kökeni'ne genel olarak bakacak olursak, bilimsel ve edebî anlamda gerçekten anlamıyla bir "başyapıt" olduğunu görmekteyiz. Darwin, sadece büyük bir bilim insanı değil, aynı zamanda çok iyi bir yazardı da... Aradan geçen 200 yıldan sonra gözlemlerinin halen yüksek bir isabetlilik oranıyla gerçeği yansıtıyor olması, kitaplarının başarısını da katlayarak arttırmıştır. Sadece Türlerin Kökeni değil, kimisi birden fazla ciltten oluşan, yazdığı 25 civarı kitabın başarısı da buna bağlıdır. Bazı kitapları, neredeyse hiç değiştirilmeksizin günümüzde halen ders kitabı olarak okutulmakta veya kaynak olarak alınmaktadır; çünkü Darwin çağının ötesini görebilmiş ve açıklayabilmiştir.
Türlerin Kökeni'nin ilk basımı, göreceli olarak daha az örnek içeren; ancak Darwin'in çok daha tarafsız olarak yazdığı bir baskıdır. Ne yazık ki din çevrelerinin baskısı altında Darwin gibi büyük bir bilim insanı dahi kısmen de olsa boyun eğmiş ve ilerleyen baskılarda aşırı nadir de olsa (kitabın 3-4 noktasında) şahsî inançlara dayalı kavramlara göndermelerde bulunmuştur. Bu göndermelerin hiçbiri canlıların evrim yoluyla çeşitlenmesiyle ilgili değildir, hepsi, canlılığın ilk başlangıcıyla ilgilidir (Abiyogenez Teorisi'nin alanıyla ilgilidir).
Türlerin Kökeni'nin en büyük sorunu, ne bilim düşmanlarının iddia ettiği gibi Darwin'in kendi kuramına "inanmaması", ne de sözde eksikler/yanlışlarla dolu olmasıdır. Kitabın en büyük sıkıntısı, çok sağlam bir edebi altyapısı olmayanların anlamasını güçleştiren bir biçimde, Viktoryen Akım yazım stiliyle kaleme alınmış olmasıdır. Viktoryen Akım Edebiyatı'nda cümlelerin çoğu uzun, karmaşık ve şaşaalıdır. Kitabın kimi cümlesi, tek başına koca bir paragrafı oluşturabilmektedir. Bu sebeple okuyucunun yazarı takip etmesi için pür dikkatini vermesi gerekmektedir. Ancak bu akımın getirdiği bir güzel taraf, kitaba şairane ve akıl dolu bir hava katmasıdır. Kitabı okurken biraz zorlanabilirsiniz; ancak dikkatinizin dağıldığını hissettiğinizde durup son okuduklarınızı tekrar okursanız, anlatılanları kolayca anlayacağınızı düşünüyoruz.
Evrim Ağacı'ndan, Türlerin Kökeni'ni Okuyacaklara Kısa Tavsiyeler
- Piyasada evrimsel biyolojiyi öğrenebileceğiniz çok daha modern ve kolay anlaşılır kaynaklar mevcuttur. Eğer Türlerin Kökeni'ni evrimi sıfırdan anlamak için okuyacaksanız, hatalı bir işe kalkışıyorsunuz demektir. Öncelikle buradaki kitap tavsiyelerimizi incelemenizi önemle tavsiye ederiz.
- Bize göre Türlerin Kökeni'nin bugüne kadar yapılmış en iyi iki çevirisi Ginko Bilim ve Alfa Kitap tarafından yayınlanan çevirilerdir. Ancak mümkünse, İngilizcesinin okunması önemle tavsiye edilir.
- Türlerin Kökeni, evrimle akademik düzeyde ilgilenmek isteyen ve belli bir altyapıya sahip bilim insanları için tarihsel bütünlüğü içinde "evrime giriş" niteliği taşımaktadır. Ancak bilim, özellikle de evrimsel biyoloji konusunda henüz genel bilgilere sahip olmayan bir kişinin ilk olarak bu kitabı okuması tavsiye edilmez.
- Kitap okumayı sevmeyen, sürekli kitap okumayan, kitap okumaya zaman ayıramayan, karmaşık cümleleri olan kitapları anlamakta ve takip etmekte zorlanan kişilerin bu kitabı okuması tavsiye edilmez.
- Bir kitabı birkaç defa okuyamayan kişilerin bu kitabı okuması tavsiye edilmez. Çünkü kitabın ilk seferde tam olarak anlaşılabilmesi gerçekten büyük yetenek istemektedir.
- Darwin, 1859 yılında kitabını yayınlamış ve 1882 yılında ölmüş bir bilim insanıdır. Dolayısıyla kitapta yazılan bilgiler, 1800'lü yıllara aittir! O günden bugüne evrimsel biyoloji, Darwin'in bile hayal edemeyeceği kadar gelişmiş, genişlemiştir. Dolayısıyla Darwin bir ilah değildir; Darwin evrimsel biyoloji hakkında her şeyi bilmemektedir; Türlerin Kökeni'nde yazılanlar günümüzdeki biliminin bulunduğu konumu eksiksiz olarak temsil etmemektedir; Darwin'in hatalı/eksik bildiği (genetikten o dönemde bihaber olunması gibi) bazı konular vardır ve bu konuların hemen hemen hepsi bugün açıklanabilmiştir. Dolayısıyla Türlerin Kökeni'ni, Darwin'in düşünme metodolojisini anlamak, evrimin temellerinin neden bu kadar sağlam olduğunu görmek ve Darwin gibi bir bilim insanının yepyeni bir teoriyi nasıl inşa edip insanlara aktardığını görmek için okuyunuz.
Darwin, dediğimiz gibi çok büyük bir doğa bilgini olduğu ve kendisi de evrimsel biyolojiden neredeyse tamamen uzakken, adım adım salt ve tarafsız bilime yaklaşan bir insan olduğu için, insanların nasıl evrimi anlayabileceğini oldukça doğru bir şekilde tahmin edebilmiştir. Bunu, kitabının bölümlerinin içeriğinden ve düzeninden anlamak mümkündür.
Türlerin Kökeni Bölüm Özetleri
Darwin, Türlerin Kökeni'nin ilk kısmında Yapay Seçilim'e ve onun en büyük uygulaması olan "evcilleştirme" konusuna değinmiştir. Bu konuyla kitabına başlamak son derece zekice bir harekettir. Çünkü evcilleştirme yoluyla canlıların değişebildiği o döneme kadar hemen herkes tarafından bilinmekteydi. Kuşlar, köpekler, kediler ve benzeri evcil hayvanlar üzerinde yapılan evcilleştirme çalışmalarından herkes haberdardı, özellikle de bilim camiası bunun nasıl gerçekleşebildiğini anlayabilecek düzeydeydi. Darwin, kitabının bu ilk kısmında ayrıntılı olarak bu konuya değinip, ne gibi mekanizmalarla evcilleştirme sonucu değişimin gerçekleştiğini ortaya koymakta ve farklı çaprazlamaların sonuçlarını ele almaktadır. Bu kısım, adeta hayvan yetiştiricileri için bir ders niteliğindedir.
İkinci kısımda ise Darwin yine zekice bir hareketle, kendi kuramına giriş yapar. Bu kısımda, ilk bölümde kullandığı örnekler üzerinden yola çıkarak canlıların doğada da, insan (veya herhangi bir "zeki gücün") eli olmadan, doğal süreçlerin baskısı altında değişebileceğini açıklar. Bunun için doğadan onlarca örnek verir ve ayrıntılarıyla hepsini açıklar. Ancak Doğal Seçilim'in her ayrıntısına bu kısımda girmez, sadece okuyucu kuramına alıştırır, birden konuya atlamaz. Bu da son derece zekice ve iyi düşünülmüş bir hamledir. Elbette, Doğal Seçilim'e malzeme olarak sunulmuş ve sunulmakta olan çeşitliliklere geniş yer ayırır. Böylece okuyucunun hiçbir itiraz hakkı kalmaz: Çünkü Yapay Seçilim ile türlerin değişebildiğini kabul eden biri, Doğal Seçilim ile de türlerin değişebileceğini kabul etmek durumunda bırakılır. Darwin bunu başarıyla, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gerçekleştirir.
Kitabının üçüncü kısmında, arkadaşı Herbert Spencer'ın Darwin'in fikirleri üzerine ileri sürdüğü "en güçlünün hayatta kalması" metaforunu ele alır. Bu anlatımın bir benzetme olduğunu ve "güç" kavramının "fiziksel güç" ile doğrudan alakalı olmadığını; aslında "uyum başarısı" ile ilgili olduğunu dikkatle vurgular. Bu kısımda, canlıların birbirleriyle olan mücadelelerini ele almaktadır. Bu mücadele sadece alansal değil, aynı zamanda eşeysel olarak da ele alınır. Bölümün sonlarında türler arası mücadeleyi ve karmaşık ilişkileri ortaya koyarak, doğanın denge içerisinde görünmesine rağmen aslında çok koyu bir mücadeleye sahne olduğunu gösterir. Darwin, doğayı bir savaş alanına benzetir.
Bu varolma mücadelesini ortaya koyup, yine itiraza yer bırakmadıktan sonra, artık kendi kuramına tam bir giriş yapar: Doğal Seçme; Ya Da En Uygunların Kalımı olarak isimlendirdiği dördüncü bölümünde, sadece doğadaki seçilime değil, cinsel seçilime de değinir. Böylece, Doğal Seçilim ile Cinsel Seçilim'i açık bir şekilde ayıran ilk bilim insanı olur. Eşeysel seçmeye bölümün en başlarında yer ayırır, böylece kendi kuramının içerisinde, gelecekteki harika kitapları için de temel hazırlamış olur. Bölümün ilerleyen kısımlarında, hemen hiçbir ders kitabında dahi bulunamayacak çoklukta ve detayda örnekler vermektedir. Türleşme ele alınmakta ve evrimin nasıl işlediği, "evrim" sözcüğü hiç kullanılmadan aktarılmaktadır. Türlerin nasıl birbirinden uzaklaştığı veya kimi zaman özelliklerin birbirine nasıl yakınlaştığı net bir şekilde aktarılır.
Beşinci bölüme geçildiğinde, artık seçilim mekanizmaları ortaya konulmuştur; bunların detaylandırılması üzerinde durulur. Modern evrimsel biyolojinin temelini oluşturacak birçok terim Darwin tarafından ilk defa açıklanır: İklime alışma, karşılıklı değişim, körelmiş organlar ve daha nice terim ele alınır. Doğadan sayısız örnekle bu terimler desteklenir ve okuyucuya aktarılır.
Darwin, sadece iyi bir bilim insanı olmakla kalmaz; etiğe ve ahlaka da son derece saygısı olan, daha önemlisi bilime sonsuz ve derinden bir saygı duyan bir bilim insanıdır. Bu sebeple, art niyetli bilim düşmanlarının iddialarının aksine, kitabının altıncı bölümünde açık bir şekilde kendi dönemi içerisinde teorisinin güçlüklerini (açıklayamadığı kısımları) net bir şekilde ortaya koyar. Darwin, kitabını bir "popüler bilim" kitabı olarak değil, bilim dünyasına armağan edilmiş dev bir makale olarak görür. Bu sebeple, makalesinin güçlüklerini de ortaya koyarak, açıklayamadığı her noktayı veya teoriyi zor durumda bırakabilecek zayıf noktaları izah eder. Bundaki amacı, kendisinin kuramına güvenmemesi değil, kuramının geliştirilmesi gerektiğine olan inancı ve diğer bilim insanlarına olan güvenidir. Gerçekten de, basit insanlar bu bölüm üzerinden yola çıkarak ta 19. yüzyılda açıklanamayan ya da Darwin'in yetersizliklerinden ötürü açıklayamadığı noktaları 21. yüzyılda halen gündeme getirecek kadar zavallı durumdadırlar. Öte yandan bilim insanları, bu güçlüklerin eksiksiz tamamını günümüzde çözebilmiş ve aşabilmişlerdir. Elbette önyargılı bir beyin, gerçekleri değil, duymak/bilmek/görmek istediklerini duyar, bilir, görür. Zaten bu bölümü okuyan bir kişi şu cümleleri aynen görecektir (cümleler Evrensel Basın Yayın'ın Türlerin Kökeni çevirisinden alınmıştır):
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Göz gibi pek yetkin bir organın doğal seçmeyle oluşabildiği inancı kimilerini sendeletmeye yetmekle birlikte, bir organın yetkinliğe ulaşmasında değişen yaşam koşullarındaki yararlı geçişlerin uzun bir serisini biliyorsak, yetkinliğin düşünülebilen bir aşamasının doğal seçmeyle kazanılmasında mantıksal hiçbir olanaksızlık yoktur. (Sayfa:228)
veya:
Bunların [güçlüklerin] bazıları bugüne dek üzerlerinde belirli bir ölçüde duraksamadan düşünemediğim kadar çetindir; ama, bunların çoğu yalnızca görünüştedir ve gerçek olanlarsa teorim için yıkıcı değildir. (Sayfa: 189)
Daha nice açıklama, kitabının farklı kısımlarında bulunabilir. Darwin'in kitabı hakkındaki endişeleri, sıradan bir bilim insanının bir konudaki endişelerinden fazla değildi ve bu kadar şüphenin var olması da bilim için bir zorunluluktur.
İlerleyen zamanlarda, kitabının gelecek baskılarına, diğer bilim insanlarından gelen itirazları konu edindiği bir bölüm açar. Bu bölümde itirazlara araştırmalara dayanan cevaplar verir ve elinden geldiğince soru işaretlerini gidermeye çalışır. Bu, kitabının yedinci bölümünü oluşturur.
Sekizinci bölümde evrimsel davranış bilimi (evrimsel etoloji, davranışçılık, vb.) gibi bilimlerin temelini atarak içgüdülere yer verir. Canlı davranışlarının çağın biyolojisi çerçevesinde açıklanamadığını ve Evrim Kuramı sayesinde bu karmaşık davranışların nasıl kolayca açıklandığını gösterir.
Sonraki bölümde türleşme gerçekleşip, tamamlanmadan önce, yani farklı türler halen sağlıksız olarak da olsa birbiriyle üreyebiliyorlarken (hibritleşme) olan durumlara değinmiştir. Çaprazlamaların sonuçları ele alınmış ve o güne kadar bilinen pek çok bilgi, Darwin'in çalışmaları sayesinde değiştirilip düzeltilmiştir.
Onuncu kısımda Darwin, kendisinin ana bilim dalına dönerek jeolojiyi ve jeolojik kanıtları ele almıştır. Bu kısımda, jeolojik kanıtların yetersizliğinden bahsetmiş ve bunların kuramını güçsüzleştirdiğini değil, bu alanlarda daha fazla çalışma yapıldığında, kuramını destekleyecek verilerin elde edileceğine inandığını söylemiştir. Gerçekten de onun zamanından sonra yapılan sayısız araştırma sayesinde, her yeni bulguyla Evrim Kuramı çok daha güçlenmiştir ve günümüzde artık yıkılmaz bir hal almıştır.
On birinci bölümde jeolojik veriler üzerinden devam etmiş ve farklı katmanlarda farklı tür canlıların bulunduğu gerçeğini ele almıştır. Bunu kullanarak türleşmeye geri dönüş yapmış ve yine çok zekice bir hareketle kuramını farklı açılardan desteklemiştir.
On ikinci bölümde jeolojiden coğrafyaya geçmiş ve canlıların dağılımları ile evrimsel süreç arasındaki ilişkileri ortaya koymuştur. Bu bölümü okuyan biri de, kolaylıkla evrimin gerçekliğini ve canlıların coğrafi dağılımı üzerindeki etkisini görebilecektir. Bu kısımda Darwin sadece günümüzdeki değil, sadece evrimsel biyoloji ile açıklanabilecek olan, geçmişteki coğrafi dağılımlara da değinmiştir. Önceki bölümlerde verdiği verileri burada devreye sokarak, yine zekice bir bağlantı kurmuştur. İlerleyen baskılarda Darwin daha yeni bulguları da ele aldığı bir on üçüncü bölüm ekleyerek coğrafi bulgularını desteklemiştir.
On dördüncü bölümde tekrar körelmiş organlara dönerek, adeta bir orkestranın yükselen sesleri gibi okuyucuyu heyecanlandırmayı hedeflemiş ve o güne kadar asla ne din, ne de başka bilimlerle açıklanamamış körelmiş organları bir bir ortaya koymuştur. Organların birbiriyle ilişkilerini, bağlarını ortaya dökmüş ve bunların evrimsel biyoloji ile ne kadar kolayca açıklanabildiğini göstermiştir. Gelişim biyolojisini ve embriyolojiyi işin içerisine katarak ne kadar farklı alanların evrimi desteklediğini ortaya koymuştur.
Son olarak, on beşinci bölümde tüm anlattıklarını toparlamış ve şu sözlerle kuramına olan güvenini belirtmiştir:
En basit organla, en yetkin organ arasındaki olanaklı geçişsel aşamalanmayı bilmiyoruz; bin yıllar boyunca yayılmanın çeşitli yollarının neler olduğunu bildiğimiz de öne sürülemez. Bu itirazlar önemli olabilir; ama bence, değişiklik geçirerek türeme teorisini yıkmaya asla yetmez. (Sayfa: 524)
Her canlı biçimini en karmaşık yaşam ilişkilerine yavaş yavaş ve çok güzel uyarlayan bu güç için bir sınır göremiyorum. Doğal Seçme teorisi, bundan ötesini araştırmasak bile, bana pek büyük ölçüde olası görünüyor. (Sayfa: 527)
Daha fazla uzatmayalım; sadece Darwin'in doğaya olan büyük tutkusunu ve evrime olan hayranlığını anlatan şu kapanış cümlelerini sizlere aktaralım:
Çeşitli bitkilerle kaplı, çalılıklarında kuşların ötüştüğü, türlü böceklerin uçuştuğu; nemli toprağında tırtılların, solucanların süründüğü bir yamaca bakıp, birbirinden böylesine farklı, ve birbirine böylesine karmaşık bir tarzda bağımlı ve ustalıkla yapılmış bütün o canlı biçimlerin, çevremizde etkilerini sürdüreduran yasaların ürünleri olduğunu düşünmek ilginçtir. Bu yasalar -geniş bir anlamda- Üreme ve Büyüme; Soyaçekim (hemen hemen üremenin kapsamında kalır); yaşam koşullarının ve parçalarının kullanılıp kullanılmamasının doğrudan ve dolaylı etkilerinin sonucu olan değişkenliktir; üreme öylesine hızlıdır ki Yaşama Savaşına yol açar; ve bunun sonucu Iranın Iraksamasını ve az gelişmiş biçimlerin tükenmesini zorunlu kılan Doğal Seçmedir. Böylece, doğanın savaşından, açlıktan ve ölümden, düşünebildiğimiz en yüce ereğe, daha yukarı hayvanların oluşmasına varılır. Bir ya da birkaç biçimde başlayan yaşamı böyle anlayan ve bu gezegen çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bu yaşam görüşünde gerçekten ihtişam vardır. (Türlerin Kökeni, 1. Baskı Taslağı'ndan çevrilmiştir; ilerleyen baskılarda, dindar çevrenin yaptığı baskıdan ötürü son cümleye "nefes üflenmiş yaşam" kavramı eklenmiştir.)
Darwin, "Bu yaşam görüşünde ihtişam var..." diyerek nitelendirdiği Evrim Kuramı'nı, bilim dünyasında çığır açan bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Bize düşen, bunlar hakkında ileri geri ve boş konuşmaktansa, anlamaya çalışmak ve bilimi bilim insanlarından öğrenmektir.
Umuyoruz ki bu açıklamalarımız kitabın muhtemel okurlarına faydalı olacak ve meraklılarına bilgi sağlayacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 54
- 17
- 14
- 13
- 11
- 10
- 10
- 5
- 2
- 1
- 1
- 1
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:43:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/274
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.