Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor!

12 dakika
7,502
Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor! Smithsonian Magazine
Tüm Reklamları Kapat

Bu Makalede Neler Öğreneceksiniz?

  • William Ratcliff and colleagues at Georgia Tech evolved yeast from single-celled to multicellular clusters over approximately two years.
  • Multicellularity evolved independently at least 20 times, leading to complex organisms with differentiated cells performing specialized functions.
  • A 60-day experiment selecting yeast cells settling fastest demonstrated the feasibility of multicellularity evolution through natural selection.

Bizim gözümüzden bakıldığında çok hücreli hayat, Dünya'da baskın haldedir. Etten, selülozdan veya kitinden oluşan bu yapılar, karmaşık bir gelişim planına göre oluşur: Tek bir mikroskobik hücre bölünür, tekrar bölünür, tekrar ve tekrar bölünür, her yeni hücre oluşan dokuda yerini alır, ta ki daha önce var olmayan bir fil veya kızılçam ortaya çıkana kadar...

Canlılık tarihinde en az 20, belki de bundan kat kat fazla defa tek hücreliler, çok hücreliliğe geçerek, atalarından daha büyük formlara ulaşmak üzere evrimleştiler. Bazılarında çok hücrelilik oldukça hızlı ilerledi ve mantar, bitki, hayvan ve bazı alg türleri gibi karmaşık organizmalar oluştu. Bu canlılarda hücreler farklılaşarak farklı işlevleri olan dokuları meydana getirdiler: kalp kası hücreleri, kan hücreleri, buğdayın toprağa tutunmasını sağlayan hücreler, fotosentetik hücreler gibi. Yumurta ve sperm gibi bazı germ hattı hücreleri genlerini sonraki nesle aktaran, kalanlar ise germ hattına üreme amacında destek olan somatik hücrelerdir.

Ancak "Ye, bölün, tekrarla." düsturuyla hareket eden tek hücrelilerin son derece başarılı basitliğine karşın, çok hücrelilik, oldukça karmaşık ve riskli görünüyor. Hangi şartların milyonlarca yıl önce canlılığı bu yöne çektiği ile ilgili sorular, bir değil birden çok kez yaşandığından oyun teorisyenlerinden paleontologlara kadar birçok bilim insanını heyecanlandırıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden William Ratcliff ve meslektaşları, yaklaşık iki yıllık süreçte mayaları mikroskobik tek hücreli yapılardan gözle görülebilecek kadar büyük kümeler oluşturacak çok hücreli yapılara dönüştürmeyi başardıklarını bildirdiler.[1] Bulgular, geçişin nasıl yaşanmış olabileceğine dair bir fikir veriyor ve hücrelerin farklılaşma gösterip göstermediği, yani birlikte yaşadıkları hayatta özel görevler alıp almadıklarını araştıracak çalışmalara yol açıyor.

Kar Tanesi Oluşturmak İçin Nedenler

Yaklaşık 10 yıl önce Minesota Üniversitesi'nde çok hücrelilik üzerine çalışan bilim insanları Ratcliff, Michael Travisano ve meslektaşlarının yaptığı bir deney, ortalığı karıştırdı. Mayalarda iş birliği ve simbiyotizm üzerine doktora tezi yazdığı sıralarda Ratcliff, Travisano ile çok hücrelilik üzerine konuşurken, iki bilim insanı, mayaları çok hücreliliğe evrimleştirmenin mümkün olup olmadığını merak ettiler. Hevesle, 60 gün boyunca kültürde büyüyen mayaları sallayıp en hızlı dibe çökenleri seçerek yeni kültürlere aldılar.

Tek hücreden Kar Tanesi Mayasına dönüşüm.
Tek hücreden Kar Tanesi Mayasına dönüşüm.
Quanta Magazine

Daha sonra Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde açıkladıkları bu basit yöntem, küçük kümelerin hızla evrimleşmesine yol açtı; çünkü uygulanan yöntemde birlikte yaşayacak şekilde evrimleşen maya hücrelerinin hayatta kalma şansı daha yüksekti.[2] Sonrasında araştırmacılar, bir transkripsion enzimi olan ACE2'deki tek bir mutasyon sebebiyle bölünen bazı hücrelerin birbirinden ayrılmadığını ve böylece diğer hücrelerden daha ağır olduklarından daha hızlı dibe çöktüklerini keşfettiler.[3]

Hücrelerdeki bu mutasyon hızlıydı ve tekrar tekrar gözlendi. Yaklaşık 30 transfer yapıldığında tüplerden birinde, 60 transfer sonunda ise tüm tüplerde kümelenme görülüyordu. Araştırmacılar mikroskop altındaki görüntülerine dayanarak bu hücrelere Kar Tanesi Mayası adını verdiler.

Tüm Reklamları Kapat

Kar Tanesi Mayası, başlangıçta çalışmanın asıl amacı değildi; ancak keşfetmeye değecek umut verici bir projeydi. Ratcliff, "O zamandan beri, yani son 10 yıldır bu proje, benim hayatım oldu." diyor. Çalışmaya sonradan Umeå Üniversitesinden matematiksel biyolog Eric Libby ve Ratcliff'in şu anda profesörlük yaptığı Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden araştırmacı bilim insanı Matthew Herron gibi başkaları da katıldı.

Hücreleri karmaşık mimarilerinden oluşan bizler için "çok hücrelilik"; alıştığımız, sıradan bir özellik gibi gelebilir. Ancak fosillerden anlıyoruz ki hayat, ilk 1 milyar yıl boyunca tek hücreliydi. Bugün bile Dünya'da tek hücreli sayısı, çok hücreli sayısından çok daha fazladır. Çünkü hücrelerin birlikte kalmasının önemli olumsuz sonuçları var. Çok hücreli yapılarda bir hücrenin kaderi, diğer hücrelerinkine bağlıdır; etrafındaki hücreler ölürse bu hücre de ölebilir. Ayrıca çok hücreli bir yapıya katılan hücrenin germ hattı değil de somatik hücre olarak görev alması gerekebilir, bu da genlerini üreme yoluyla aktarma şansını kaybetmek demektir.

Rekabetle ilgili de merak edilenler var. Oxford Üniversitesinden Teorisyen Guy Cooper, şöyle anlatıyor:

Aynı türden hücreler, kaynaklar için rekabet eder. Bu hücrelerin bir kısmını bir araya getirirseniz rekabet daha güçlü olacaktır. Bu büyük bir bedel... yani çok hücreliliğin evrimleşebilmesi için bu bedele değecek bir avantaj olmalı.

Avantajlardan biri, çok hücreli yapıların avcılara yem olmasının daha zor olması olabilir. Amsterdam Vrije Üniversitesinden Roberta Fisher'ın 2015'te ve Oxford'dan Stefania Kapsetaki'nin 2019'da yaptığı çalışmalar, bakteri ve alglerin mikroskobik avcılara karşı gruplaştıklarını gösteriyor.[4], [5] 2019'da Herron ve meslektaşları alglerdeki bu adaptif çok hücreliliğin atalarından miras kalmadığını gösterdiler, bu tamamen orijinal, evrimleşmiş bir adaptasyondu.[6]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Başka bir olası avantaj, çok hücrelilerin belirli koşullar altında daha hızlı hareket etmeleri ve daha kolay yiyecek bulmaları olabilir. Durum buysa, Cooper şöyle diyor:

Bu durum, canlılık ile doğurganlığı takas etmeye sebep olur, daha az üreme karşılığında daha yüksek hayatta kalma şansı elde edersiniz, çünkü kaynaklar için rekabet mevcuttur.

Bazı algler çevresel koşullara göre çok hücreli gruplardan tek hücreliliğe geçebiliyor. Hayvanların tek hücreli en yakın akrabaları olan Yakalı Kamçılılar bazen çok hücreli gibi görünecek şekilde hareket edebiliyor. Pasteur Enstitüsünden evrimsel biyolog Thibaut Brunet ve meslektaşları, Curaçao'da su kenarından topladıkları yakalı kamçılı (koanoflagellat) örneklerinde, bir şeyin gece saatlerinde hareketlendiğini söylüyor. Bu hareketli şey, fincana benzer bir şekilde birbirine yapışmış hücrelerden oluşan yeni bir tür yakalı kamçılıydı; kendisini içten dışa doğru çevirerek hareket ediyordu.[7] Brunet şöyle diyor:

Bu şeyin deforme olmasını izlemek büyüleyiciydi. Onu neredeyse bir hayvansı yapan bu karmaşık kolektif hareketi yapıyordu. Mikrobiyal alemden hayvanlar alemine geçişi görmek gibiydi.

Ancak çok hücreli canlıların hücreleri için sadece iki seçenek var: çok hücrelilik ya da ölüm. Cooper, şöyle diyor:

Bir şekilde başka yolları kalmıyor. Tek hücrelilikten çok hücreliliğe geçişte iş bölümünün çok etkili olduğu tahmin ediliyor.

Rekabetçi modellere göre bazı hücreler belirli bir görevi üstlendiğinde, komşularının üreme şansını artırmak için kendilerininkini feda ettiğinde, çok hücreli bir grup içinde bulunmak hayatta kalma şansınızı artırıyor. Çok hücreliliğin başarı sayılması için gerekli koşullar geçmişte sağlanmış olmalı, ama nasıl?

Ratcliff uzun soluklu evrimsel deneyini başlattığında bir teorisyenin düşük olasılıkla yaşanabilecek olaylara olan ilgisiyle bir biyologun sınırları zorlandığında bir organizmanın neler yapabileceğine duyduğu merakı birleştirdi. Aynı zamanda 30 yıl önce Richard Lenski'nin başlattığı ünlü evrimsel deneyleri de düşünüyordu: Lenski'nin laboratuvarında 1988'den beri 12 E. coli kolonisi yaşıyor. Yıllar içinde şaşırtıcı şekilde değiştiler. Örneğin Lenski ve meslektaşları, bir koloninin sitrat sindirme özelliği kazandığını fark ettiler. Daha önce bunu yapan bir E. coli görülmemişti.

Ratcliff bu kadar uzun süre beklerse Kar Tanesi Mayasına ne olacağını merak etti. Eninde sonunda büyük boyutlara ulaşacaklar mıydı? Bu farklılaşmaya yol açacak mıydı?

Tüm Reklamları Kapat

Kar Tanesi Mayası zaten çok hücreliliğe geçmişti, ancak Ratcliff' in tüm uğraşlarına rağmen kümeler, hala mikroskobik boyutlardaydı. Ratcliff yıllarca ilerleme kaydedemedi, sonunda bu engeli aştıklarında başarıyı Ratcliff'in Georgia Teknoloji Enstitüsündeki laboratuvarında çalışan doktora sonrası araştırmacı Ozan Bozdağ'a atfetti.

Oksijensiz Yaşam

Kritik meselenin, oksijen olduğu ortaya çıktı. Daha doğrusu, oksijen yokluğu.

Oksijen, canlılar için oldukça yararlı olabilir; çünkü hücrenin şekeri yıkarak muazzam büyüklükte enerjiye ulaşmasını sağlar. Oksijen yokluğunda, hücreler şekeri fermente etmek zorunda kalır ki bu çok daha az verimlidir. Ratcliff, mayaları başından beri oksijenle büyütüyordu. Bozdağ ise bazı kültürleri oksijensiz büyütmeyi teklif etti.

Tüm Reklamları Kapat

Bozdağ, deneylerine 3 grupla başladı. İki grup oksijeni kullanabilirken bir grup bir mutasyon nedeniyle oksijen kullanamıyordu. Her grup bir çalkalama makinesine koyulmuş birbirinin aynısı 5 tüpten oluşuyordu. Mayalar, gün boyunca dakikada 225 devirde çalkalandı. Bozdağ, günde bir kere 3 dakikalığına makineyi durdurup dinlenmelerine izin veriyor, sonrasında her tüpün dibine çöken mayalarla yeni bir kültür oluşturuyordu. Sonra tüpler tekrar makineye giriyordu. 2020 boyunca ve 2021'in başlarında her gün, Covid-19 pandemisi nedeniyle laboratuvarlar kapandığında bile Bozdağ oradaydı. Üniversitenin verdiği özel bir izinle mayaları seçmeye devam ediyordu.

Farklı koşullarda farklı şekillerde evrimleşen Kar Tanesi Mayası örnekleri. En üstteki ata hücre, altta soldan sağa oksijensiz, düşük seviyede oksijen ve yüksek seviyede oksijen içeren ortamlarda evrimleşmiş mayaları görüyorsunuz.
Farklı koşullarda farklı şekillerde evrimleşen Kar Tanesi Mayası örnekleri. En üstteki ata hücre, altta soldan sağa oksijensiz, düşük seviyede oksijen ve yüksek seviyede oksijen içeren ortamlarda evrimleşmiş mayaları görüyorsunuz.
Quanta Magazine

İlk 100 gün içinde 15 tüpün her birindeki kümeler boyutlarını ikiye katladı. Daha sonra oksijen kullanmayan iki tüpteki kümelerin tekrar büyümeye başladığı 250. güne kadar çoğunlukla büyüme göstermediler. Yaklaşık 350. günde Bozdağ bu iki tüpten birinde bir şey fark etti: Çıplak gözle görülebilen kümeler oluşmuştu:

Bir evrimsel biyolog olarak bunun şans eseri olduğunu, bir şekilde büyüdüklerini ancak uzun vadede küçük olanlara karşı şansları olmadığını düşündüm. O zamanlar, bundan Will'e bahsetmedim.

Ancak bir süre sonra, ikinci tüpte de kümeler oluştu. 400. gün civarında oksijen kullanamayan mutant tüplerden üçü daha kafileye katıldı. Kısa süre sonra 5 tüpte de hücrelerinin 20.000 katı büyüklüğe ulaşan devasa kümeler vardı. Bozdağ telefonuyla bu kümelerin fotoğraflarını çekmeye başladı, artık mikroskoba gerek kalmamıştı.

Oksijen varlığına güvenmek mayaların gelişmesini neden engelledi? Oksijen, hücrelere belli bir hızla difüze olur. Yani kümeler büyüdükçe içerideki hücrelere oksijen ulaşabilse bile çok yavaş ulaşıyordu. Bu deneyde daha büyük kümeler daha avantajlı olsa da, oksijen mayalar için o kadar cazipti ki oksijenden vazgeçmemek için kümelerin boyutunu sınırlandırmayı tercih ettiler. Oksijen kullanmak yerine fermantasyon yapan mutant kümeleri içinse daha fazla büyümemeleri için bir sebep yoktu.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Yeme İçme Kültürü (4 Kitap)

Beslenme Hakkında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar

Marcello Ticca

Sağlığımız için büyük önem taşıyan gıda ve beslenmeyle alakalı sayısız önyargı, klişe, yanlış inanış ve yalan mevcut. Köhnemiş yanlış bilgilerin yanı sıra özellikle günümüzde internet ve basın yoluyla hiçbir kontrole tabi tutulmadan, bilimsel kanıtlara dayanıp dayanmadığı önemsenmeden hızla dolaşıma giren haberler birçoğumuzu sağlığımızı tehlikeye sokabilecek tercihler yapmaya itiyor.

İtalya’nın önde gelen gıda ve beslenme uzmanlarından Marcello Ticca bu kitabında insanların zihninde kök salmış yanlış inanışların en yaygınlarını bilimsel zeminde inceleyip çürütürken temel besinlerimizin bileşenlerine, tavsiye edilen tüketim miktarlarına ve besinlerden en fazla faydayı sağlamak için yapılması gerekenlere dair pratik bilgi ve önerilerle bilinçli bir beslenme düzenini nasıl benimseyebileceğimizi anlatıyor.

“… beslenme konusundaki yanlış bilgilerin günümüzde de çok kolay doğduğu, kök saldığı ve yayıldığı bir gerçek. Yoksa ‘özellikle’ günümüzde mi demeliyiz? Çünkü 2000’lerde internetle beraber bazı haberlerin kurgulanıp ‘viral’ hale gelmesi, beslenme konusundaki ‘sahte haberlerin’ azalmak yerine çarpıcı şekilde çoğalmasına ve günbegün yenilerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Tek başına bu gözlem bile durumu değerlendirmenin ve son yirmi yılda hazırlanan en geçerli derlemeleri dahi güncelleştirmenin gerekliliğini ortaya koymaya yeter.”

Bira

Rick Kempen

Biranın öyle düşünmeden kafaya dikip susuzluğunuzu gidereceğiniz bir içki olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yapımında sadece su, tahıl, maya ve şerbetçiotu kullanılmasına rağmen sayısız türde üretilebilen bu halk içkisi insan medeniyetiyle neredeyse yaşıt, şaraptan ise bin yıl daha eski. Sanayi Devrimi’ne kadar tarihin her döneminde ve coğrafyasında kadınlar tarafından üretilen bira uzun yıllar halkların beslenme rejiminin önemli bir parçası olmuş. “Bu kitabın konusu da işte bu halk içeceği olan biradır.”

Elinizdeki kitap, otuz yılını bu içkiye adamış bir “bira militanının” biranın çevresini kuşatan alan olarak tanımladığı “Bira Diyarı”na yapacağınız yolculukta kullanışlı bir rehber niteliğinde. Bira yapımından biranın tarihteki yerine, bira türlerinden tadıma, ambalajından saklanmasına, hangi yemeklerle ne tür bira içilebileceğinden sağlıkla ilişkisine, bira ülkelerinden bira festivallerine ve dünyanın önemli tadım merkezlerine dek her şeyi bu kitapta bulabilirsiniz.

“Uygar şarapla avam bira karşılaştırmasına son vermenin zamanı geldi de geçiyor.”

“Rick Kempen birayı ilgilendiren her konunun önemli bir temsilcisi. Bol miktardaki bira bilgisini ustalıkla, hevesle ve mizahi bir dille genel okur için bir araya getiriyor.”

– Thérèse Boer

“Kalbi birayla dolu bir adam. Her ne kadar günümüzde küçük bira üreticilerinin yenilikçi biralarına övgü düzmek moda olsa da Rick iyi yapılmış geleneksel bir Pilsen’in kalitesini de sonuna kadar destekliyor.”

– Michel Ordeman

“Mizahi yanı kuvvetli bu kitap aynı zamanda bira dünyasını ciddiyetle inceliyor. Zevk alarak okudum.”

– Menno Olivier

Dolce Vegan: Kolay, Geleneksel ve Sağlıklı Vegan Tatlılar

Virginia Elena Patrone

Adil bir mutfak için “tatlı” bir başlangıç

“Bu kitaptaki tarifler size basit, sağlıklı vegan tatlıları evde üreteceğiniz malzemelerle nasıl yapacağınız konusunda yol gösterecek. Bu tariflerle madalyonun en tatlı yüzüyle işe başlayabilir ve bunu tatlı devrimi olarak adlandırabiliriz.”

Virginia Elena Patrone beden sağlığıyla toplum sağlığı arasındaki ilişkiden hareket ederek okurları hem kendi malzemelerinin üreticileri olmaya hem de “iyi tüketimin politikasına” katılmaya davet ediyor. Bunu yaparken malzemelerimizi evde nasıl üretebileceğimize, besinlerin bedenimize faydalarına, tüketiciler olarak tercihlerimizin önemine odaklanıyor.

Dolce Vegan’da yer alan yaklaşık 90 tatlı tarifi, “hayvansal ürün içermeyen sağlıklı malzemelerle ve sadece üç basit malzemeyle sonsuz sayıda lezzetler yaratabilen anneanne ve babaannelerimizin zamanından” esinleniyor.

Tütün
Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfiyle dünyanın tamamını etkisi altına alan bir bitkinin, tütünün toplumsal yaşam üzerindeki muazzam etkisinin izini sürüyor Berlinli yazar Detlef Bluhm. Edgar Allan Poe, Arthur Conan Doyle, Sigmund Freud, Walter Benjamin, Robert Musil, Albert Einstein, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Ernesto Che Guevara gibi pek çok önemli isim ise düşünceleri, eserleri, yaşamlarıyla eşlik ediyor tütünün kültürel tarihine.

“Divana uzanmış keyif çatıyorsunuz, kendinizi düşüncelerinizin akışına bırakıyor, içmeden sarhoş oluyorsunuz; tiksinmeden, Champagne şaraplarının şurup benzeri tadını ağzınızda hissetmeden, kahvenin verdiği sinirli yorgunluğu duymadan. Beyniniz hiç bilmediğiniz beceriler geliştiriyor, kafatasınızın ağırlığını hissetmiyorsunuz artık, hafif kanatlarla hayaller diyarına uçuyorsunuz, etrafta pır pır eden hezeyanlarınızı, muhteşem bir çayırda kızböceklerini kovalayan bir çocuk gibi hayal meyal algılıyorsunuz ve kendinizi olmak istediğiniz yerde, en ideal halinizle görüyorsunuz. En güzel umutlar geçiyor yanınızdan, artık yalnızca birer hayal değil bunlar, ete kemiğe bürünmüşler ve Taglioni gibi büyük bir zarafetle süzülüyorlar. Tütün tiryakileri, siz bu duyguyu bilirsiniz!”

Balzac

Devamını Göster
₺800.00
Yeme İçme Kültürü (4 Kitap)

Ancak kümelerdeki tek farklılık büyüklükleri değildi. Büyük kümeler mikroskopla incelendiğinde hücrelerin de değiştiği görülüyordu. Hücreler daha uzundu ve birbirinden kolayca ayrılan, jelatinin %1'i kadar kohezyona sahip ilk Kar Tanesi Mayasına göre çok daha fazla kenetlenmişlerdi. Ratcliff, bu konuda "Kırılgan bir maddeden ahşap sertliğinde bir maddeye evrimleştiler. En az 10.000 kat sertleştiler." yorumunu yaptı. Kar Tanesinin kolları birbirine öyle sarılmıştı ki çalkalanmalarda bağlar kopsa bile hücreler beraber yaşadıkları kardeşleriyle bir arada kaldı. Bu, biyofiziksel anlamda tek hücreli bir organizmanın daha büyük bir boyuta uyum sağlayacak şekilde evrimleşebileceği anlamına geliyordu.

Cooper, bu durumun ilginç olduğunu belirtti çünkü teoride daha büyük boyut farklılaşmayı beraberinde getirmeliydi. 14 yıl önce evrimsel biyolog J. T. Bonner çok hücreli bir organizmanın vücudu büyüdükçe organizmadaki hücre tipi sayısının arttığını gözlemledi. Daha büyük boyutların daha karmaşık bir yapı gerektirdiği hipotezini öne sürdü.[8] Yani, organizmalar büyüdükçe karşılamaları gereken ihtiyaçları artıyordu. Cooper, "Bu, iş bölümü yapmak için iyi bir sebep olabilir." deiyor, ancak durumun her zaman böyle gelişmeyebileceğini de ekliyor.

Daha büyük boyutların nasıl değişikliklere neden olduğunu görüyorsunuz. Her hücre bölünmesiyle daha da büyüyen bir Kar Tanesi Mayası grubu hayal edin. Dış taraftaki hücreler besinlere ve dış dünyanın tehlikelerine daha yakınken içeride kalan hücreler için durum farklı. İçeridekiler için besin daha az ve basınç daha fazla. Peki ya içerideki hücreler dışarıdakilerden farklı davranmaya başlarsa? Daha azla daha çok iş yapmak için metabolizmalarını düzenleyebilirler. Ratcliff'in laboratuvarındaki hücrelerin yaptığı gibi basınca dayanmak için daha güçlü hücre duvarları inşa edebilirler. Mayalar besinleri içeridekilere taşıyacak dallanmış kanallar geliştirerek ilkel bir dolaşım sistemi kurabilirler. Büyük bir kümenin birbirinden uzak hücrelerinde farklı davranışlar ve farklı özellikler gözlenebilir.

Daha iri kar tanesi, çok hücreli yaşama daha fazla bağlandıkça, parçalanarak bölünüyorlar. Yani onların yavruları da çok hücreli oluyor, tek hücreli değil!
Daha iri kar tanesi, çok hücreli yaşama daha fazla bağlandıkça, parçalanarak bölünüyorlar. Yani onların yavruları da çok hücreli oluyor, tek hücreli değil!

O halde, her bir küme oluştuğunda bu sürecin tekrarlandığını, iç ve dışarıdaki hücrelerin aynı tepkileri verip aynı farklılaşmaları gösterdiğini hayal edin. Böylece bir tek hücrelinin nasıl değiştiğini anlatan hikayeyi görmeye başlıyorsunuz, hayatta kalmak için yaptığı her değişiklik bedeninde açıkça görülüyor.

Çok Hücrelilikten Farklılaşmaya

Şimdiye kadar, hem çok hücreliliğe hem de farklılaşma göstermeye evrimleşen bir canlıyı laboratuvarlarda gözlemleyemedik. Elimizdeki en yakın örnek, Ratcliff ve meslektaşlarının 2012'de yayınladığı makalede bahsettikleri Kar Tanesinin dallarının birleşme yerlerindeki hücrelerin kendilerini öldürmeleri olabilir. Bu ölümlerle kar tanesinin bazı dalları kopuyor ve yeni kümeler oluşturuyorlardı. Araştırmacılar, bunun bir tür farklılışma sayılabileceğini düşündü çünkü hayatlarından vazgeçen bu hücreler geride kalan maya grubuna fayda sağlıyorlardı. Bu fenomeni modellemek için Ratcliff'le birlikte çalışan Libby, şöyle diyor:

Besin tükenmeden önce kümeleri bölüyorsa hücre ölümleri yararlı olabilir.

Max Planck Evrimsel Biyoloji Enstitüsünden Paul Rauney ve meslektaşlarının psödomonas bakterilerinin, hücrelerin aynı ortak amaca hizmet ederken farklı biçimler alabildiği çok hücreli gruplar oluşturabildiğini göstermişti.[9] Bu vakalarda farklılaşmayı görmek ilham verici olabilir. Libby, şöyle anlatıyor:

Dürüst olmak gerekirse bu sonuçlar tartışılabilir çünkü ilkel çok hücreli davranışları tek hücreli davranışlarına çok benzerdir. Bu bir tesadüf değil, çok hücrelilik bir yerden evrimleşmek zorundaydı.

Gelecek deneylerin büyük Kar Tanesi Mayalarının dokularında farklılaşma olduğunu gösterip gösteremeyeceğini bilmiyoruz. Ancak araştırmacılar mayayı evrimleştirmeye devam ettiği sürece birçok ilginç şey yaşanabilir.

Bozdağ, Ratcliff'e mayaların büyük boyutlara evrimleştiğini söylediğinde Ratcliff'in "Dostum, bu deneyi 20, 30 yıl daha sürdürmelisin!" dediğini hatırlıyor. Yıllar süren başarısızlıklardan sonra Ratcliff, mayaların büyük boyutlara ulaşabilmesine, daha doğrusu vücut gibi bir yapı oluşturmalarına çok şaşırmıştı. Ratcliff, sözlerini şöyle bitiriyor:

Bu sistemin 1.000 kadar hücreyi doyurmaya yeteceğinden emin değildim. Onları evrimleştirmeye ve neler yapabileceklerini görmeye devam etmeliyiz. Bu hücreleri onlarca yıl, on binlerce nesil boyunca elimizden geldiğince ilerletip neler olacağını görmeliyiz.

Bunları yapmazsak fırsatı değerlendirmediğimiz için hep pişmanlık duyacağım. Yeni oluşan bir çok hücreliyi daha karmaşık yapılar oluşturmaya itmek, nereye kadar gidebileceğini görmek hayatta bir kez ele geçecek bir fırsat.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
47
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 21
  • İnanılmaz 18
  • Bilim Budur! 13
  • Merak Uyandırıcı! 12
  • Muhteşem! 11
  • Umut Verici! 10
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Güldürdü 2
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • ^ G. O. Bozdag, et al. (2021). De Novo Evolution Of Macroscopic Multicellularity. bioRxiv, sf: 2021.08.03.454982. doi: 10.1101/2021.08.03.454982. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ W. C. Ratcliff, et al. (2012). Experimental Evolution Of Multicellularity. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 1595-1600. doi: 10.1073/pnas.1115323109. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ W. C. Ratcliff, et al. (2015). Origins Of Multicellular Evolvability In Snowflake Yeast. Nature Communications, sf: 1-9. doi: 10.1038/ncomms7102. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ DataDryad. Dryad Data -- Multicellular Group Formation In Response To Predators In The Alga Chlorella Vulgaris. Alındığı Tarih: 19 Ekim 2021. Alındığı Yer: DataDryad doi: 10.5061/dryad.c5902. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ S. E. Kapsetaki, et al. (2019). The Costs And Benefits Of Multicellular Group Formation In Algae*. Evolution, sf: 1296-1308. doi: 10.1111/evo.13712. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ M. D. Herron, et al. (2019). De Novo Origins Of Multicellularity In Response To Predation. Scientific Reports, sf: 1-9. doi: 10.1038/s41598-019-39558-8. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ T. Brunet, et al. (2019). Light-Regulated Collective Contractility In A Multicellular Choanoflagellate. Science, sf: 326-334. doi: 10.1126/science.aay2346. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ J. T. Bonner. (2004). Perspective: The Size-Complexity Rule. Evolution, sf: 1883-1890. doi: 10.1111/j.0014-3820.2004.tb00476.x. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ K. Hammerschmidt, et al. (2014). Life Cycles, Fitness Decoupling And The Evolution Of Multicellularity. Nature, sf: 75-79. doi: 10.1038/nature13884. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 08/10/2025 03:28:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11069

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
V. Greenwood, et al. Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor!. (22 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 8 Ekim 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11069
Greenwood, V., Alparslan, E., Bakırcı, Ç. M. (2021, October 22). Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor!. Evrim Ağacı. Retrieved October 08, 2025. from https://evrimagaci.org/s/11069
V. Greenwood, et al. “Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Eda Alparslan, Evrim Ağacı, 22 Oct. 2021, https://evrimagaci.org/s/11069.
Greenwood, Veronique. Alparslan, Eda. Bakırcı, Çağrı Mert. “Tek Hücreli Canlılar, Sadece 2 Yıl İçinde Çok Hücreli Yaşam Formlarına Evrimleşebiliyor!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, October 22, 2021. https://evrimagaci.org/s/11069.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close