Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi?

Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi? How Stuff Works
siyanobakteri
4 dakika
2,199
Tarihi Geçmiş Haber

Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Dünya'da yaşamın evrimi sırasındaki muhtemelen en önemli olay, 2.4 milyar yıl önce gerçekleşti:[1] Bu, atmosferdeki ve okyanus yüzey sularındaki oksijen miktarının hızla arttığı ve gezegenimizde yeni bir yaşam evresi için zemin hazırlandığı bir zamandı. Erken dönem Dünya atmosferindeki oksijenin, "siyanobakteriler" adı verilen organizmalar tarafından üretildiği düşünülmektedir. Siyanobakteriler, karbondioksitten fotosentez yoluyla oksijen üreten bir bakteri sınıfa ait canlılardır ve bu özellikleri sayesinde Dünya üzerindeki yaşam formlarının çarpıcı bir şekilde değişmesine ve adeta yaşam çeşitliliğinin patlamasına neden olmuşlardır.

Siyanobakteriler, başlangıçta renklerinden ötürü sıklıkla "mavi-yeşil algler" olarak da anılsa, "alg" olmadıkları için günümüzde bu isimlendirme kabul görmemektedir. Bunun en önemli sebebi, basit tek hücreli canlılar olan siyanobakterilerin prokaryot, daha kompleks organizmalar olan alglerin ise ökaryot olmalarıdır. Ortak özellikleri ise, her ikisinin de güneşten gelen enerjiyi oksijene ve besin moleküllerine dönüştürmek için aynı fotosentetik reaksiyonları gerçekleştirmeleridir. İlk gerçek algler, diğer tek hücreli ökaryotlar gibi en az 1.4 milyar yıl önce ortaya çıkmış olsalar da, çeşit ve sayıca hızla çoğalmaları 800 milyon yıl daha gerektirmiştir ve bu uzun zaman diliminde, yaşam sahnesinin arka planında kalmışlardır.[2]

Avustralya Ulusal Üniversitesi'ndeki yerbilimcilerden olan Nur Gueneli, Jochen Brocks ve arkadaşları tarafından yapılan yeni bir çalışma, siyanobakterilerin erken dönem okyanuslarındaki önemini tekrar ortaya koyuyor ve gerçek alglerin besin zincirinin temeli hâline gelmesinin neden bu kadar uzun sürdüğüne yönelik yeni perspektifler sunuyor.[3]

Tüm Reklamları Kapat

Milyar Yaşında Biyobelirteçler

Evrim tarihi ile ilgili bilgilerimizin pek çoğu fosil kayıtlarından gelmektedir. Ne yazık ki, algler gibi yumuşak gövdeli organizmalar, arkalarında çok nadiren fosil kalıntıları bırakır; fakat araştırmacılar, içlerindeki bozunmaya dayanıklı bazı biyomolekülleri kurtarabilir ve inceleyebilirler. Bilim insanları, eski tortullar içinde bulunan ve "biyobelirteçler" olarak da adlandırılan bu moleküler fosilleri, toplandıkları yerde ne tür organizmaların bulunduğunu belirlemek için kullanabilirler.

Avustralya Ulusal Üniversitesi bilim insanlarından Nur Gueneli, Jochen Brocks ve meslektaşlarının bir araştırması, siyanobakterilerin ilkel okyanuslardaki önemini doğrulamakta ve gerçek alglerin besin zincirinin temeli olmasının neden bu kadar uzun sürdüğüne dair fikirler sunmaktadır.

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan çalışmada, Kuzeybatı Afrika'nın bir zamanlar okyanuslarla kaplı Moritanya bölgesinde yüzeyin 140 ila 200 metre altındaki 1,1 milyar yıllık tortullar incelendi. Araştırmacılar, ökaryotlara ait herhangi bir biyobelirteçe raslamazken, zamanında orada bulunan bir çok türde prokaryotlara ait biyobelirteçler buldular. Bunlar, gerçek algler değildi; fotosentetik bakterilere ait kanıtlardı: fotosentezin moleküler temelini oluşturan klorofil kalıntıları olan "porfirin"ler... Porfirin, içerisinde temelde karbon, nitrojen ve hidrojen barındıran ve halkasal bir bağ sisteminden oluşan moleküler bir yapıdır.[4]

Bilim insanları, akıllıca bir teknik kullanarak buldukları porfirinlerin kaynağının hangi organizma ait olduğunu belirleyebildiler. Azotun (N) "izotop" adı verilen iki atomik formu vardır ve bunlardan en yaygın olan 14N'ün atom ağırlığı 14 iken, nadir olan izotop 15N'in atom ağırlığı 15'tir. Klorofil yapımındaki enzimler tarafından 14N tercih edilse de çoğu enzim, fotosentetik organizma sınıfları arasında farklılık gösteren oranlarda, 15N'i de içerir. Dört azot atomu barındıran porfirin molekülündeki 14N/15N oranı, onun hangi organizma tarafından üretildiğini gösterebilmektedir. Bu da moleküler tarih incelemesi için harika bir yöntem oluşturur.

Tüm Reklamları Kapat

Pembe değil, Yeşil!

Gueneli'nin makalesindeki çarpıcı fotoğraf, antik tortulların parlak pembe olduklarını gösterdi. Buna bağlı olarak haber siteleri, "Dünya'nın en eski rengi pembeydi!" şeklinde manşetler bile attılar; fakat bu çok da doğru sayılmaz!

Bitkilerde fotosentezden sorumlu klorofil pigmentindeki porfirin, kimyasal görevini gerçekleştirmek üzere "magnezyum" atomu içerir - ki kendisine yeşil rengi veren de bu atomlardır. Yani yaprakların ve alglerin yeşil görünmesini sağlayan şey budur. Bahsi geçen tortullardaki pembe örneklerde ise, porfirinin, magnezyum yerine "nikel" atomuna sahip olduğu bulundu. Büyük olasılıkla, tortullarda milyarlarca yıldan fazla bir süre boyunca yaşlanan moleküllerde nikel, magnezyumun yerini aldı.[5] Bu, fosilleşme sürecinde yaşanan bir çeşit atomik yer değiştirmedir; yoksa klorofilin orijinal rengi pembe değil, tıpkı bugün yaşayan bitkilerde olduğu gibi, yeşildi.

Bakterilerden Alglere Doğru...

Araştırmacıların vardığı ana sonuç, 1.1 milyar yıl önce büyük olasılıkla çoğunluğu siyanobakterilerden oluşan fotosentetik bakterilerin, okyanustaki besin zincirinin temeli haline geldiğidir. Bakteriler küçük olduğundan, su kütlesi boyunca yavaşça batarlar ve bu sırada diğer canlılar tarafından tüketildikleri için, içerdikleri değerli besinlerin çok azı okyanusun dibine ulaşır.

Okyanusta besin dağılımı dipten yüzeye doğru sürüklenmeye bağlıdır.[6] Bu durum, okyanus kütlesinin çoğunluğunun besin açısından fakir kalması ve daha büyük organizmalardan oluşan bir topluluğun gelişiminin kısıtlanmasıyla sonuçlanır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Ayrıca besin kıt olduğunda, siyanobakteriler ökaryotik alglerden daha iyi hayatta kalırlar; ancak bu durumda da, çok hücreli ya da daha büyük hücreli fotosentetik organizmaların evrimi daha da kısıtlanmış olur.

Peki yaklaşık 650 milyon yıl önce siyanobakterilerin hakim olduğu bir okyanustan gerçek alglerin hakim olduğu bir okyanusa geçişe ne sebep oldu? PNAS dergisindeki makalenin yazarlarından biri olan jeobiyolog Jochen Brocks tarafından daha önceden yazılan bir inceleme makalesinde, bu değişimin, okyanusların 50 milyon yıldan fazla bir süre donduğu dünya çapında bir buzullaşmanın sona ermesinden yalnızca 4 milyon yıl sonra meydana geldiğine dikkat çekiliyor. Muhtemelen yükselen karbondioksit seviyelerinin sera etkisi yaratmasıyla Dünya ısındığı için buzullar eridi, okyanusların sıcaklığı hızla yükseldi ve kalan birçok siyanobakteri öldü. Ek olarak, buzulların erimesi okyanuslarda çok miktarda besini sürüklemiş ve rekabet dezavantajını tersine çevirerek alglerin çoğalmasını ve evrimleşmesini sağlayacak ortamı oluşturmuştur.

Sonunda da daha büyük ve besin zincirinin temeline hızla yerleşen alglerin gelişi, daha büyük ve kompleks ökaryotik canlıların evrimi ve yayılması için zemin hazırlamış oldu.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 6
  • Bilim Budur! 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 4
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Muhteşem! 3
  • İnanılmaz 3
  • Umut Verici! 2
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Indiana University | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/07/2024 02:45:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11180

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Elektrik
Bakteriler
Madde
Mucize
Doğal
Bebek
Sosyal
Eczacılık
Abd
Darwin
Kanat
Hayvan
İhtiyoloji
Mitler
Süt
Metabolizma
Küresel Isınma
Hindistan
Uzay
Hominid
Fizyoloji
Türkiye
Sars-Cov-2
Yaşamın Başlangıcı
Biyoteknoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
P. L. Foster, et al. Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi?. (29 Kasım 2021). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11180
Foster, P. L., Köse, S. B., Bakırcı, Ç. M. (2021, November 29). Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved July 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11180
P. L. Foster, et al. “Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 29 Nov. 2021, https://evrimagaci.org/s/11180.
Foster, Patricia L.. Köse, Seda Baykal. Bakırcı, Çağrı Mert. “Siyanobakterilerin Yükselişi: Antik Okyanuslar, Mavi Değil de Pembe Renkte Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 29, 2021. https://evrimagaci.org/s/11180.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close