Tazmanya'dan Bir Kaplan Geçti! Tazmanya Kaplanları Nasıl Canlılardı?
Tazmanya Kaplanlarının Nesli Nasıl Tükendi? Tazmanya Kaplanlarının Nesillerini Geri Döndürmek Mümkün mü?
Tazmanya kaplanı ya da Tazmanya kurdu olarak bilinen Thylacinus cynocephalus, sarı-kahverengimsi kısa tüyleri ve sırtından başlayıp kuyruğuna varan siyah çizgileri ile kendine özgü görüntüsüyle nesli tükenmiş endemik bir Avustralya türüdür. Bu endemik canlı türünün özellikleri nelerdi ve nesilleri nasıl tükendi? Bir göz atalım.
Yaşam Alanı ve Dağılımı
Avustralya’daki birçok memeli gibi keseli olan bu yırtıcı hayvan, bulunan kalıntılar ve yerli halk Aborjinler tarafından çizilen duvar resimlerinden anlaşıldığı üzere Avustralya ve Yeni Gine'de de yaşamıştı.[1] Ancak Avrupalılar bu canlıyı keşfettiğinde, 5000 sene önce adaya getirilen dingolar ile uzun süren rekabet süresince dingoların baskın gelmeleri sonucu yaklaşık 3500 yıl önce o bölgede nesilleri tükenmişti ve sadece Tazmanya adasında bulunuyorlardı.[2] Gececil bir canlı olduğu için gündüzleri orman ve çalılıklarda dinlenen Tazmanya kaplanları sulak açık arazilerde bulunan içi boş kütüklerde veya kaya çatlaklarında yaşamayı tercih ediyorlardı.
Taksonomik Tarihi ve Fiziksel Özellikleri
Tazmanya kaplanı ile ilk karşılaşma kaydı 1792 tarihinde bir keşif gezisi sırasında Avustralya faunasını açıklamalarıyla dikkat çekmiş biyolog Jacques Labillardière'ın günlüğünde belgelenmiştir. Türe dair ilk bilimsel açıklama ise ada yerleşiminden 5 sene sonra 1808 yılında George Prideaux Robert Harris tarafından yapılmıştır.[3] Harris Tazmanya kaplanını günümüzde içinde opossumların bulunduğu Didelphis cinsine yerleştirilmiş ve cynocephala tür adını vermiş, yani "köpek başlı opossum" olarak tanımlamıştır. Bunun ardından 1824’te Tazmanya kurdunun opossum olmadığı anlaşılmış ve kendi cinsi olan Thylacinus’a yerleştirilmiştir.
Tazmanya kaplanı, memelilerde yakınsak evrimin önemli örneklerinden sadece bir tanesidir. Canidae ailesi ile ortak atasından 160 milyon yıl önce ayrılan Tazmanya kurduna kurt denmesinin sebebi de kurtlara benzer anatomi ve özellikler evrimleştirmesidir. Kaplan olarak anılmasının sebebi ise sırtındaki çizgilerdir.[4]
Tazmanya kaplanı su opossumu (Chironectes minimus) ile birlikte her iki cinsiyetinde de kesesi olduğu bilinen iki canlıdan biridir. Kısa ve yumuşak tüylü olan Tazmanya kaplanının yüksekliği 60 cm yani aşağı yukarı bir Golden Retriever kadardı, kilosu 12 ila 30 arasında değişiyordu ve uzunluğu ise burundan kuyruğa 1,5 metre kadardı. Canlıların erkekleri dişilerinden biraz daha büyüktü. Sıçramak için kullanabildikleri sert kuyrukları ayağa kalktıklarında üçüncü bir ayak görevi görüyordu ve böylece kangurular gibi kısa mesafeli sıçramalar yapabiliyorlardı.
Fosilleri
Tazmanya kaplanının 12 milyon ila 30 milyon zaman aralığından Victoria, Güney Avustralya, Batı Avustralya ve Queensland'den birçok fosili bulunmuştur. Bu fosillerden yola çıkarak uzmanlar bugüne kadar yaşamış en az 7 Thylacine türü olduğunu düşünüyorlar. Bundan 8 milyon yıl önce bunların sayısı tek türe kadar düşüyordu.[5]
Beslenme ve Üreme
Tamamen etçil olan Tazmanya kaplanı, güçsüz bir yapıda olan ancak 90 dereceye kadar açabildiği çenesi ile kanguru ve vombat gibi güçlü canlıları rahatlıkla avlayamıyordu.[6] Özellikle Avustralya gibi geniş bir alanda yiyecek bulması o kadar kolay değildi. Bu durum da dingolarla rekabetlerinde onlara dezavantaj kazandırmış olabilir. Tazmanya kaplanı tek veya çiftler halinde gece avlanırdı. Pusucu bir avcıydı ancak benzer özellikler geliştirdiği kurtlar gibi hızlı hareket edemiyordu. Tercih ettiği avlar arasında genellikle küçük keseliler ve kuşlar bulunmaktaydı, Avrupalılar adaya geldikten sonra buzağı, koyun ve tavuk gibi küçük çiftlik hayvanlarını da avladıkları bilinmektedir. 5 ila 9 yıl arası yaşam süreleri olan Tazmanya kaplanlarının (esaret altında bu süre uzayabilir) üreme dönemleri ve detayları ile ilgili fazla bilgi olmasa da kış ve ilkbahar arasında yılda bir kez 2 ila 4 yavru yaptıkları, doğumdan sonra da yavrunun 3 ay gibi bir süre annesinin kesesinde kaldığı düşünülmektedir.[7]
Davranışları
Tazmanya kaplanları ile ilgili doğada detaylı gözlem şansı bulunamamıştır ancak genelde gündüz gözlenen esaret altındaki bireyler çekingen ve insanlara karşı uysal canlılardı ve fazla saldırganlık göstermiyorlardı. Çok az miktarda saldırı kaydı vardı ancak ciddi sonuçlar doğurmamıştı. Zaten gececil canlılar oldukları için gündüz onları etkin görmek pek mümkün değildi. Esaret altında, Tazmanya kurtlarının hayvanat bahçesi personeli gibi potansiyel tehditleri görmezden geldiği ve sıcaklıktan bağımsız olarak güneşten korunmak istediği belgelenmiştir. Bu belgelere dayanarak güneş ışığının etkisiyle yarı kör olabilecekleri düşünülmektedir.[8] Gözlemlere paralel bir şekilde aynı zamanda sessiz hayvanlardı. Çıkardığı sesler arasında sinirlendiğinde alçak bir hırlama, başkalarıyla iletişim kurmak için sızlanma ve beslenirken öksürme ve havlama benzeri sesleri vardı.
Nesillerinin Tükenmesi
Yazının başında bahsettiğimiz gibi Avrupalılar tarafından keşfedildiğinde doğal sebeplerden dolayı zaten Avustralya ve Yeni Gine'de nesilleri tükenmişti. Tazmanya'nın kolonileşmesiyle birlikte adaya getirilen koyun sürülerine saldıran Tazmanya kaplanlarının kelle başına 1 sterlin ödül koyuldu, halkı teşvik etmek amacıyla koyulan bu ödül bir hayli işe yaradı ve canlılar tüfeklerle vurularak hızla öldürüldü ama nesillerinin tükenmesinde tek neden bu değildi. Diğer avcılarla rekabet konusunda pek iyi olmayan Tazmanya kaplanları adaya getirilen tilkilerle de avlanma yarışına girince besin bulmaları iyice zorlaştı. Bunun yanı sıra av köpekleri ve salgın hastalıklar da nesillerinin tükenme sürecini hızlandırdı. 1920'lerin sonunda vahşi doğada nesilleri iyice azaldı ve doğadaki son Tazmanya kaplanı 1930 yılında bir çiftçi tarafından vurularak öldürüldü.[9]
Türünün bilinen son ve aynı zamanda en uzun yaşamış olan üyesi Benjamin adıyla bilinen dişi bir Tazmanya kaplanıydı. Anneleriyle birlikte yakalanan ve Avustralya'daki Hobart Hayvanat Bahçesi'nde sergilenen üç yavrudan biriydi. Benjamin bu yavrulardan hayatta kalan son bireydi. Hayvanat bahçesi bekçisi, hayvanı gece için barınağına kilitlemeyi unuttuğu için hayvan soğuk bir zeminde 12 yıl 7 ay yaşadıktan sonra 1936 yılında donarak öldü. Ölümünün ardından 46 sene boyunca yaşadıklarına dair veri bulunamaması sonucu 1982 yılında İUCN nesli tükenen hayvanlar listesinde yerini aldı.
Tazmanya Kaplanlarının Türdiriltimi
Bilimin hızla gelişmesi ve türdiriltimi (İng: "De-exctintion") teknolojilerinin ilerlemesi sayesinde nesli tükenen canlıların neslini geri getirmek artık bir hayal veya bilim kurgu filminden ibaret değil; zor olsa da mümkün.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
2003 yılında Pirene dağ keçisi, türü diriltilen ilk hayvan olmuştur. Öte yandan türdiriltimi için uygun aday türler bir hayli fazladır; bu çalışmalar yünlü mamut, yolcu güvercini, dodo gibi türlerin yanı sıra Tazmanya kaplanı için de sürmektedir. Melbourne Üniversitesi'nde görev yapan Profesör Andrew Pask ve ekibi, ayrıca iddialı bir biyoteknoloji şirketi olan Colossal Biosciences bu konu üzerinde çalışıyorlar. 5 milyon dolarlık hayırsever bir bağış sayesinde kurulan Thylacine Entegre Genetik Restorasyon Araştırması (TIGRR) laboratuvarı sayesinde Tazmanya kaplanını geri getirmeyi planlıyorlar.[10], [11] Eksiksiz bir genom dizilimi oluşturan ekip, kök hücre oluşturmak gibi konular üzerinde çalışıyor ve Tazmanya kaplanınının neslini döndürmek için en azından 10 yıl gerektiğini ön görüyorlar. Eğer proje başarı ile sonuçlanırsa habitatları pek değişmeden kaldığı için bu canlıları Tazmanya ekosistemine dahil etmeyi planlıyorlar. Peki ya bu durum tam olarak nasıl gerçekleşecek?
Tazmanya kaplanlarının türdiriltimi, bazı zorlukların söz konusu olduğu bir projedir. Bu zorluklardan belki de en büyüğü, Tazmanya kaplanlarının keseli canlılar olmasıdır ki bu durum potansiyel bir türdiriltim senaryosunda yeni bir birey için uygun bir taşıyıcı annenin olmaması anlamına gelmektedir. Ancak bu zorluğu aşmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir ve yapay rahim teknolojileri de dahil olmak üzere birçok seçenek değerlendirilmektedir.[12]
Projenin ilk aşaması, Tazmanya kaplanlarının genom diziliminin eksiksiz olarak tamamlanmasıyla başarıyla sonuçlanmıştır. Bu aşamadan sonra, yeni bir birey oluşturmak için dunnartlar (Sminthopsis spp.) veya numbat (Myrmecobius fasciatus) gibi küçük etobur keseli hayvanlar kullanılacak ve bu hayvanların canlı hücreleri ve genomik şablonu, yeni bireyin genomu ve hücresinin oluşturulmasında temel bir rol oynayacaktır. Hücre oluşturulup gametik gelişim tamamlandıktan sonra (Tazmanya kaplanları için bu süre 42 gündür), oluşan canlı sağlıklı bir şekilde bakılmaya çalışılacaktır. Ancak bu oluşturulan canlının tam anlamıyla bir Tazmanya kaplanı olmayacağı, daha doğrusu olamayacağı unutulmamalıdır. Bu canlı, adeta bir Tazmanya kaplanı ile genomik şablonu kullanılan hayvanın bir melezi niteliğini taşıyacaktır.
Öte yandan Tazmanya kaplanlarının günümüzde yaşayan en yakın akrabasıyla bile genetik farklılıkları göz önüne alındığında, bazı bilim insanları bu projenin gerçekleşip gerçekleşemeyeceğinden emin olamamaktadır. Bahsettiğimiz üzere Tazmanya kaplanı, genomik bir referans olarak hizmet edecek ve Tazmanya kaplanı genomunu taşıyan canlı embriyolar oluşturulabilecek hücreleri temin etmek için yakın bir türe sahip değildir. Önerilen alıcı türlerin, Tazmanya kaplanı ile olan genetik benzerliğinin bir insanın marmoset ile olan genetik benzerliğine yaklaşık olarak eşdeğer olduğu ifade edilmektedir.[13]
Tazmanya Kaplanlarının Türdiriltimi Neden Gerçekleştirilmek İsteniyor?
Kuşkusuz, bir canlının neslini geri getirme çabalarının arkasında egzotik hayallerden daha mantıklı sebeplerin olması gerekmektedir. Aksi takdirde milyonlarca dolar, emek ve zaman harcayarak daha önce var olmamış bir canlının, Tazmanya kaplanının ekolojik rolünü dolduracak şekilde yeniden yaratılması niçin istensin?
Oluşturulacak canlının yeniden yabanileştirme yoluyla, doğal yaşam alanına entegre edilmesi ve doğaya bırakılmasının ekosistemi düzelteceği veya onaracağı düşünülmektedir. Üst seviye bir avcı olan Tazmanya kaplanı gibi bir canlının yok olması, ekosistemi istikrarsız hale getirmiş olabilir. Böyle bir durumda nesli tükenen hayvanın avı olan tür fazla yüksek bir nüfusa ulaşır, ekolojik dengeyi bozar ve istikrarsızlık ile çöküşün kısır bir döngüsüne yol açar.
Ancak projenin zorlukları ve aynı amaca yönelik daha gerçekçi yöntemlerin olduğu da bilim insanları tarafından dile getirilmektedir. Ayrıca türdiriltimi çabaları, biyomühendislik teknolojilerini geliştirmek için çok üst düzey bir potansiyeli taşısa da bu tür çabaların koruma çalışmalarına ne kadar katkıda bulunabileceği ve soyu tükenmiş bir canlının etik bir şekilde geri getirilip getirilemeyeceği hala belirsizdir.
Sonuç
Avustralya için önemli bir değer olan Tazmanya kaplanlarını günümüzde görsel mecralarda görmek mümkün. Tazmanya'nın simgesi olan bu hayvanı klonlama çalışmaları başarı ile sonuçlanırsa Yeni Dünya'ya uzun süre sonra nasıl uyum sağlayacağı çok heyecan verici bir konu olabilir. Nesli tükenmiş canlıların hikayesini anlamak, nesli tükenmekte olanlar için çok geç olmadan harekete geçmenin başlangıç noktası olabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 5
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ National Museum of Australia. Mummified Thylacine Has National Message. (16 Haziran 2004). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: National Museum of Australia | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Letnic, et al. (2012). Could Direct Killing By Larger Dingoes Have Caused The Extinction Of The Thylacine From Mainland Australia?. PLOS One. doi: 10.1371/journal.pone.0034877. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Linnean Society of London. Transactions Of The Linnean Society Of London. Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Biodiversity Heritage Library | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Y. Feigin, et al. (2017). Genome Of The Tasmanian Tiger Provides Insights Into The Evolution And Demography Of An Extinct Marsupial Carnivore. Nature Ecology & Evolution. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Australian Museum. Thylacine. Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Australian Museum | Arşiv Bağlantısı
- ^ Monash University. Shrinking Tasmanian Tigers: Resizing An Australian Icon. Alındığı Tarih: 19 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Phys | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. R. Guiler. (1985). Thylacine : The Tragedy Of The Tasmanian Tiger. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ T. Flannery, et al. (1993). Australia's Vanishing Mammals. sf: 192.
- ^ The Thylacine Museum. History -Persection-. Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: The Thylacine Museum | Arşiv Bağlantısı
- ^ The University of Melbourne. No Longer Science Fiction: $5M Gift Brings De-Extinction Of The Thylacine One Step Closer. (1 Mart 2022). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: The University of Melbourne | Arşiv Bağlantısı
- ^ Science News. Scientists Propose Nine Steps To De-Extinction Of Tasmanian Tiger. Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2022. Alındığı Yer: Science News | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Quaglia. Efforts To Resurrect The Extinct Tasmanian Tiger Get A Boost. (16 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 28 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Warne. The Controversial Quest To Bring Back The Tasmanian Tiger. (20 Haziran 2023). Alındığı Tarih: 28 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Premium | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 13:31:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12176
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.