Eğer 66 Milyon Yıl Önce Bir Asteroit Çarpmamış Olsaydı, Dinozorlar Günümüzde Halen Hüküm Sürüyor Olabilirdi!
Dinozorları Yok Eden Asteroit Çarpmasından Önce Dinozorların Sayısının Zaten Azalmakta Olduğu Fikri Çürütüldü!
Bu haber 3 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bath Üniversitesi ile Doğa Tarihi Müzesi araştırmacılarının dinozor çeşitliliğini inceleyen yeni bir çalışması; dinozorların, 66 milyon yıl önce sonlarını getiren bir asteroitin çarpmasından önce sayılarında herhangi bir düşüş olmadığını gösteriyor. Öyle ki araştırmacılara göre çarpışma gerçekleşmemiş olsaydı, dinozorlar Dünya'yı hükmetmeye devam etmiş olabilirdi.
Dinozorlar, asteroit çarpmasının gerçekleştiği Geç Kretase dönemi sırasında her kıtada bulunup çoğu kara ekosisteminin hâkimi olarak dünya ve çevresine yayılmıştı. Ancak dinozorların yok oldukları sırada sayılarında bir düşüş yaşayıp yaşamadıkları konusu paleobiyologlar arasında hâlâ tartışmaya açıktır.
İstatiksel Modelleme
Bu soruyu cevaplayabilmek adına araştırma ekibi, bir grup farklı dinozorun familya ağacı verisi toplayıp ana dinozor gruplarının her birinin o zaman aralığında yeni tür üretip üretemediğini hesaplamak için istatiksel modelleme metodunu kullandı.
Royal Society Open Science dergisinde yayımlanan bu çalışma, önceden yapılmış olan bazı çalışmaların aksine dinozor sayısının asteroit çarpmasından önce düşüşe geçmediğini keşfetti.[1] Aynı zamanda çalışmanın yazarlarına göre bu çarpışma olmasaydı, dinozorlar gezegendeki kara hayvanları arasındaki hakimiyetini devam ettirmiş olabilirdi.
Çalışmanın baş yazarı Joe Bonsor, doktorasını Bath Üniversitesinin Milner Evrim Merkezi (Milner Centre for Evolution) ile Doğa Tarihi Müzesi'nde yapmaktadır. Bonsor şöyle diyor:
Önceki çalışmalar, dinozor sayısı Kretase döneminin sonlarına doğru düşüşte olduğu için nesillerinin tükeneceği sonucunu ortaya çıkarmaya yönelik çeşitli yöntemler kullanmıştı. Ancak veri kümesini daha yeni dinozor familya ağaçları ile daha geniş bir dinozor cinsi grubunu kapsayacak şekilde genişletirseniz, sonuçların hepsi değil sadece yarısı bu bahsi geçen sonuca ulaşıyor.
Örnekleme Önyargısı
Fosil kayıtlarındaki eksikliklerin nedeniyle dinozorların çeşitliliğini değerlendirmek oldukça zorlaşıyor. Bunlar; hangi kemiklerin fosil olarak muhafaza edildiği, fosillerin kayanın içinden çıkarmanın ne kadar mümkün olduğu ve paleontologların fosilleri aradığı yerler gibi etkenlerden kaynaklanıyor olabilir.
Araştırmacılar bu örnekleme önyargılarını aşabilmek için istatistiksel yöntemler kullanarak sadece familyaya ait türlerin sayısını saymak yerine dinozor familyasının türleşme oranlarına baktı. Bonsor şöyle diyor:
Makalemizin ana noktası, sadece birkaç ağaca bakıp bir karara atlamamasında yatıyor. Fosil kayıtlarındaki bu büyük, kaçınılmaz önyargılar ile veri eksikliği, çoğu zaman türlerin sayısında bir düşüş gösterebilse de, bu, o dönemin gerçekliğinin doğru bir yansıması olmayabilir.
Şu anki verilerimiz, bu düşüşün olmadığını gösteriyor. Hatta hadrozor ile otçul boynuzlu dinozorlar o zamanlarda oldukça büyük bir popülasyona sahipti. Yok olmalarına neden olan bu olay gerçekleşmeseydi 66 milyon yıl önce nesilleri tükenirdi kanısına varabilecek bir delil dahi bulunmamaktadır.
Asteroitin çarptığı zaman memeliler de yaşıyor olsa da memelilerin dinozorların kapladığı alanları doldurup gezegenin hakimiyetini ellerine almaları dinozor neslinin tükenmesi sayesinde gerçekleşmiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 5
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: ScienceDaily | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Bonsor, et al. (2020). Dinosaur Diversification Rates Were Not In Decline Prior To The K-Pg Boundary. Royal Society Open Science, sf: 201195. doi: 10.1098/rsos.201195. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:29:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9974
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in ScienceDaily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.