Tazmanya Canavarlarının Korkulu Rüyası Olan Bulaşıcı Kanser Nedir?
1806 yılında Hobart Town olarak bilinen küçük bir yerleşim yeri, o dönemde Ayı opossumu (İng: "Bear Opossum") olarak adlandırılan tuhaf bir yaratığın uğultularıyla yankılanıyordu. Akşam karanlığı çöktüğünde, George Harris yine aynı rahatsız edici sesleri duymaya başladı. Her gece aynı sorun tekrarlanıyordu; karanlık çöktüğünde bu gürültü dayanılmaz hale gelebiliyordu.
George Harris, Hobart'ın yeni kurulmuş olan bu sürgün kasabasında asistan haritacı olarak görev yapıyordu.[1] Bunun yanı sıra doğa bilimlerine büyük ilgi duyan bir doğa bilimciydi ve yerel halkın "şeytan" olarak adlandırdığı bu küçük, siyah hayvanları incelemeye karar vermişti. Tazmanya şeytanlarını yakalamak zor olmamıştı. Her biri küçük bir köpek büyüklüğündeydi. Ayak izleri sıklıkla Hobart'ın kumlu plajlarında görülüyordu. Harris, çiğ et parçalarıyla tuzaklar kurarak iki Tazmanya şeytanını yakalamış ve onları evine getirip boş bir tahta fıçıda tutmaya başlamıştı.
Harris, bir tahta fıçının yanına yaklaşıp kapağını kaldırdı. İçeride, erkek ve dişi şeytanlar birbirlerine öfkeyle çığlık atıyordu. Harris, onları birbirlerine alışmalarını umarak zincirle bağlamıştı. Fakat gündüzleri huzur içinde uyumalarına rağmen, karanlık çökünce kavga etmeye başlıyorlardı. Onları evcilleştirip evcil hayvan olarak besleme umudu hızla tükeniyordu.[2] Bu hayvanlar inanılmaz derecede vahşiydi. Görünüşe göre şeytanların tek iyi yanı, mahkumlar için taze et sağlamalarıydı. Harris, bu canlılardan tatmamıştı ama etlerinin tadının dana etine benzediğini duymuştu.
Harris, içinde bulundukları duruma duyduğu umutsuzlukla, şeytanlara bakakaldı. Ardından, bu yaratıklarla ilgili notlarını yazmaya devam etmek için masasının başına döndü. Ünlü doğa bilimci Joseph Banks'e, Londra'ya gönderilmek üzere uzun bir betimleme yazmaya kararlıydı. Harris, hayvanın ayrıntılı bir çizimini bile yapmış ve ona Didelphis ursine adını vermişti. Bu isim "ayı opossumu" anlamına geliyordu. Ancak sonraki bilim insanları, Tazmanya şeytanının ne bir ayı ne de bir opossum olduğunu belirleyecekti.
Avrupalı yerleşimciler, Tazmanya şeytanının küçük boyutuna rağmen ne kadar ürkütücü ve vahşi olabileceğini çabucak keşfettiler. Bu yaratıkların geceyi temsil eden kötü varlıklar olarak görülmesi, onların kötü şöhretini daha da artırdı. Tazmanya şeytanlarına verilen bilimsel isimler bile, Avrupalıların bu garip ve vahşi hayvana nasıl şaşkınlık ve korkuyla yaklaştıklarını gösteriyordu. Örneğin, Sarcophilus satanicus (Tr: "şeytani etsever") ve Diabolus ursinus (Tr: "şeytani ayı") gibi isimler verilmişti.
Tazmanya Şeytanının Kötü Şöhreti
Bazı yerleşimciler, onları "Beelzebub'un yavruları" olarak adlandırdı, zira bu yaratıklar, şeytan Beelzebub gibi geceyle ilişkilendirilen kötü varlıklar olarak kabul ediliyordu. Beelzebub, genellikle Hristiyan geleneğinde ve Batı mitolojisinde şeytan ya da bir iblis olarak bilinen bir varlıktır. İsminin kökeni, antik Filistin'deki Ekron şehrinin tanrısı Baal-Zebub'a dayanır. Beelzebub, "sineklerin efendisi" anlamına gelmektedir ve zamanla şeytani bir figür olarak tanımlanmıştır. Hristiyanlıkta Beelzebub, cehennemin baş iblislerinden biri olarak kabul edilir ve genellikle Şeytan'ın başka bir adı ya da ona yakın bir iblis olarak anılır.[3]
Tazmanya canavarları, yeni kurulan yerleşimlerin etrafında sıkça görülüyordu ve tavukları öldürerek halkın kinini kazanıyordu.[4] Bu da zaten kötü olan ününü daha da kötüleştiriyordu. Avustralya'nın yerli hayvanlarını genellikle savunan saygın doğa bilimci John Gould bile bu canlıya kötü bir itibar kazandırmada diğerlerine katıldı.[5] Tazmanya canavarı için şunları söylüyordu:[2]
Siyah rengi ve çirkin görünüşü ona Şeytan veya Yerli Şeytan gibi isimler kazandırdı. (Bu hayvan) doğası itibarıyla son derece vahşi ve evcilleştirilemez.
Tazmanya canavarları o kadar efsaneleşecekti ki, 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Tazmanya şeytanı sürüleri tarafından tuzağa düşürülüp canlı canlı yenilen insanlara dair hikayeler anlatılmaya başlandı. Büyük köpeklerin Tazmanya şeytanı sürüleri tarafından parçalanıp yok edildiğine dair söylentiler de hızla yayıldı.
Tazmanya canavarları, dünyada ün kazandı. Karikatüristler tarafından çizilen versiyonlar, gerçek Tazmanya şeytanlarıyla neredeyse hiç benzerlik taşımıyordu. Ancak gerçekte, bu canlı ne korkutucu bir avcıydı ne de yerleşimcilerin düşündüğü kadar güçlüydü. Neyse ki, Tazmanya kaplanları ile aynı kaderi paylaşmadılar ve insanlar tarafından avlanıp zehirlenmelerine rağmen hayatta kalmayı başardılar. Nihayetinde Tazmanya'nın çok sevilen bir simgesi haline geldiler.
Tazmanya şeytanı, Dasyuridae adı verilen bir keseliler ailesine aittir. Tazmanya şeytanı, günümüzde yaşayan en büyük etçil keselidir, ancak eğer soyu tükenmemiş olsaydı, bu unvanı Tazmanya kaplanı alacaktı.
Büyük, geniş bir başı ve oldukça güçlü çeneleri olan bu yaratıklar, biraz köpeği andırır. Güçlü bir kokuya sahiptirler ve George Harris'in de bahsettiği gibi, özellikle beslenirken inanılmaz derecede yüksek sesle çığlık atabilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Tazmanya canavarı, temelde leşçidir. Bulabildiği her şeyi yer ve özellikle leşleri yemekten hoşlanır. Küçük boyutlarına rağmen, son derece güçlü bir ısırığı vardır. Çeneleri o kadar kuvvetlidir ki kalın kemikleri bile kırabilir ve dişleri öylesine keskindir ki avının kürk, kemik ve dişleri dahil her parçasını yiyebilir.
Her ne kadar temel olarak leşle besleniyor olsalar da Tazmanya canavarları küçük memeliler, kuşlar, sürüngenler, kurbağalar, böcekler ve hatta deniz omurgasızları gibi canlıları da avlarlar.
Geçmişte çiftçiler koyun leşleri üzerinde beslenirken görüldükleri için onların koyunları öldürdüğünü düşünüp onlardan hoşlanmazlardı.[6] Ancak gerçekte, sadece ölü koyunları ve sığırları yedikleri için, çiftlik arazilerini sineklerden ve kurtlardan temizleyerek dolaylı yoldan fayda sağlıyorlardı.
Bir asırdan fazla bir süre boyunca, Tazmanya canavarları tuzaklarla yakalandı ve zehirlendi. Uzun bir süre boyunca kimse onları korumak için çaba göstermedi. Ancak Haziran 1941'de, Tazmanya yasaları sonunda bu canlıları koruma altına aldı. Yavaş yavaş sayıları artmaya başladı. Ne yazık ki, Tazmanya canavarlarının varlığı bu kez korkunç yüz tümörleri oluşturan ölümcül bir hastalık nedeniyle yeniden ciddi bir tehdit altına girdi.
Tazmanya Canavarlarını Etkileyen Yüz Tümörü
Tazmanya canavarlarını tehdit eden en büyük tehlikelerden biri, Devil Facial Tumour Disease (DFTD) olarak bilinen agresif, viral olmayan, bulaşıcı bir parazitik kanserdir. Bulaşıcı kanserlerden muzdarip bir diğer canlı da köpeklerdir.[7] Bu hastalık, Tazmanya canavarlarının ağız çevresinde veya içinde küçük lezyonlar veya şişlikler şeklinde başlar ve hızla yüz, boyun ve bazen de vücudun diğer bölgelerinde büyük tümörlere dönüşür. Bu tümörler, hayvanların beslenmesini engeller ve etkilenen canlı genellikle açlıktan ölür. Kanser bir kez belirgin hale geldiğinde, neredeyse her zaman ölümle sonuçlanır.
Hastalığın ortaya çıkmasından bu yana Tazmanya canavarı nüfusunun %50 oranında azaldığı tahmin edilmektedir. Hastalık, Tazmanya'nın %65'ine yayılmış olup en yoğun olarak adanın doğu kesiminde görülmektedir.
Bulaşıcı Kanser Nedir?
Bulaşıcı kanser, bir bireyden diğerine doğrudan kanser hücrelerinin geçişiyle yayılan nadir bir hastalıktır. Bu tür kanser, herhangi bir virüs veya bakteri gibi enfeksiyöz ajanlar aracılığıyla değil, doğrudan kanserli hücrelerin aktarılmasıyla bulaşır. Bulaşıcı kanserler genellikle aynı türde ya da birbirine yakın türler arasında yayılır. Hayvanlarda bazı bulaşıcı kanser türleri doğal olarak evrimleşmiştir, ancak insanlarda bu durum çok nadirdir.
Bulaşıcı kanserlerin yayılabilmesi için belirli koşulların bir araya gelmesi gerekir. İlk olarak, bireyler arasında genetik çeşitliliğin düşük olması, kanser hücrelerinin bir bireyden diğerine geçişini kolaylaştırır. Bu durum, kanser hücrelerinin yeni bir ev sahibinde bağışıklık sisteminden kaçmasına olanak tanır. İkinci olarak, kanser hücrelerinin transferi için etkili bir taşıma sistemi gereklidir. Bu taşıma, doğrudan fiziksel temas (örneğin, ısırma veya cinsel temas) yoluyla ya da çevresel faktörler aracılığıyla gerçekleşebilir. Son olarak kanser hücrelerinin başka bir bireye bulaşabilmesi için yeterli sayıda bulaşıcı hücrenin transfer edilmesi şarttır.[8] Bu koşullar bir araya geldiğinde bulaşıcı kanserler yayılma potansiyeli kazanır.
Bulaşıcı kanserler gerçek birer parazit gibi davranır. Parazitlerle benzer şekilde, DFTD hücreleri de ev sahibinin hayatta kalması için gerekli olan kaynaklara erişir ve bu kaynakları kullanarak büyür. Ancak bir parazitten farklı olarak, DFTD hücreleri ev sahibini hızla tüketir ve öldürür. Bu tip bir kansere, köpeklerde görülen Köpeklerde bulaşıcı venereal tümörü (İng:"Canine Transmissible Venereal Tumor") (CTVT) hastalığı da örnek olarak verilebilir. Bu tür hastalıklar, genellikle yoğun popülasyonlarda daha kolay yayılır; çünkü daha fazla potansiyel konakçı bulunur.
Bulaşıcı Kanserin Genetik ve Evrimsel Dinamikleri
DFTD'nin ilk gözlemleri 1996'da yapılmış, ancak bilimsel olarak belgelenmesi 2006'ya kadar sürmüştür. Yapılan araştırmalar, DFTD hücrelerinin tamamında belirli ortak kromozomal anormallikler bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgu, hastalığın etiyolojisinin viral veya parazitik bir enfeksiyondan kaynaklanmadığını, aksine bulaşıcı bir kanser olduğunu güçlü bir şekilde desteklemektedir.
Tipik olarak, kanser hücreleri farklı bireylerde rastgele genetik mutasyonlara sahiptir. Ancak DFTD vakalarında, tümör hücrelerinin tüm Tazmanya canavarlarında aynı genetik yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, DFTD'nin klonal bir hücre hattı üzerinden yayıldığını, yani hastalığın bir bireyde ortaya çıkan orijinal kanser hücrelerinin diğer bireylere bulaşarak yayıldığını göstermektedir. Hastalığın yayılma mekanizması, genellikle Tazmanya canavarlarının birbirini ısırması gibi fiziksel temaslar yoluyla, canlıdan canlıya doğrudan aktarılabilen kanser hücrelerinin transferi şeklinde gerçekleşmektedir.
Kanser hücrelerinin popülasyonları, eşeysiz üreyen tek hücreli organizmalarla aynı temel evrimsel süreçlere tabidir.[9] Bulaşıcı kanserler bir ev sahibi bireyden diğerine canlı kanser hücrelerinin fiziksel olarak transferi yoluyla yayılabilen klonal soy hatlarıdır.
Ek olarak DFTD, şu anda iki farklı kanser soyundan oluşmaktadır: 1996'da keşfedilen DFT1 ve 2014'te keşfedilen DFT2. DFT1, Tazmanya'nın büyük bir kısmına yayılmışken, DFT2 daha küçük bir bölgede sınırlı kalmıştır. DFTD'nin iki farklı kanser soyundan oluştuğu gerçeği, Tazmanya canavarlarında birbirinden bağımsız iki bulaşıcı kanser türünün ortaya çıktığı anlamına gelir.
Tazmanya canavarları arasında DFTD hızla yayılmış olsa da bazı bireylerin bu hastalığa karşı bağışıklık geliştirdiğine dair kanıtlar bulunmaktadır.[10] Bu durum, Tazmanya canavarlarının DFTD'ye karşı hızlı bir şekilde evrimleştiğini ve uzun vadede hastalıkla yaşayabilir hale gelcekleri beklenmektedir. DFTD, bir parazit gibi evrimsel stratejiler geliştirerek yayılmasını sürdürmüş ve Tazmanya canavarları ile bu kanserin bir süre daha birlikte var olabileceği anlaşılmıştır.
DFTD'nin gerçekten bulaşıcı bir kanser olarak tanımlanabilmesi için bu kanser hücrelerinin yeni bir Tazmanya canavarında aynı şekilde kanser oluşturabilmesi gerekmektedir. Genetik analizler, DFTD hücrelerinin Tazmanya canavarlarının kendi doku hücrelerinden tamamen farklı olduğunu ve hastalığın bu farklı hücreler tarafından yayıldığını doğrulamıştır. Dahası DFTD hücreleri, tıpkı parazitlerin ev sahibi organizmaların bağışıklık sistemini alt etme yolları bulduğu gibi, ev sahibi canlının bağışıklık sisteminden kaçabilmek için çeşitli stratejiler geliştirmiştir.
Başlangıçta DFTD'nin Tazmanya canavarlarının yok olmasına yol açabileceği düşünülüyordu. Ancak, bazı canavarların bu hastalığa karşı direnç geliştirdiği gözlemlenmiş ve bu nedenle yok olma riski daha az olası hale gelmiştir. Sonuç olarak DFTD'nin parazit benzeri özellikleri ve evrimsel süreçleri, Tazmanya canavarları ile bu hastalığın uzun bir süre boyunca bir arada var olabileceğini göstermektedir. Bu da Tazmanya canavarlarının DFTD'ye karşı zamanla bir denge sağlayabileceği anlamına gelir.
DFTD'nin Bağışıklık Sisteminden Kaçış Mekanizmaları
Tazmanya şeytanında yüz tümörü hastalığı kanser hücrelerinin yayılabilmesinin en önemli nedenlerinden biri bu hücrelerin ev sahibinin bağışıklık sisteminden nasıl kaçabildiğidir. Normalde, bağışıklık sistemi vücuttaki yabancı hücreleri tanır ve yok eder. Ancak DFTD hücreleri bu sistemi atlatmanın yollarını bulmuştur.
DFTD kanser hücreleri, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan MHC (majör histokompatibilite kompleksi) moleküllerini yüzeylerinde bulundurmaz. Bu moleküller, hücrelerin yüzeyinde bulunarak bağışıklık hücrelerine "ben buradayım" mesajı verir ve saldırı başlatır. DFTD hücreleri, bu molekülleri yüzeylerinde bulundurmadığı için, bağışıklık sistemi bu hücreleri tespit edemez ve saldırmaz. Bu DFTD hücrelerinin Tazmanya canavarlarının bağışıklık sisteminden adeta "gizlenmesini" sağlar.
Normalde MHC moleküllerinin eksikliği, hücreleri doğal öldürücü (NK) hücreler için hedef haline getirir. Ancak, DFTD hücreleri NK hücrelerinden de kaçmayı başarır. Bu hücrelerin, NK hücrelerini etkisiz hale getiren bazı inhibitör moleküller ürettiği düşünülmektedir. Bu durum, DFTD hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçmasını ve hastalığın yayılmasını daha da kolaylaştırır.
Bu bağışıklık kaçış mekanizmaları, DFTD'nin neden bu kadar bulaşıcı ve ölümcül olduğunu açıklamaktadır. Parazitlere benzer şekilde davranan bu kanser hücreleri, Tazmanya canavarları arasında hızla yayılabilir ve bu türün sağlığı üzerinde büyük bir tehdit oluşturur. Ancak DFTD'nin sadece Tazmanya canavarları arasında bulaştığı ve diğer türlere geçmediği de bilinmektedir.
Koruma Çabaları ve Önlemler
Vahşi Tazmanya canavarı popülasyonları, DFTD yayılımını izlemek ve hastalığın yayılma hızını ve prevalansındaki değişiklikleri belirlemek amacıyla sürekli olarak izlenmektedir. Belirli bir bölgede canavarların tuzaklarla yakalanmakta, hastalığın varlığı kontrol edilmekte ve etkilenen hayvanların sayısının belirlenmektedir. Aynı bölgeler düzenli olarak ziyaret edilerek hastalığın zaman içindeki yayılımı izlenir.
Arazi çalışanları, hastalıklı Tazmanya canavarlarını yakalayıp popülasyondan çıkararak hastalığın yayılımını durdurmayı da denemektedir. Bu yöntemle, hasta bireylerin toplatılmasının hastalığın yayılmasını azaltacağı ve Tazmanya canavarlarının yetişkinliğe ulaşarak üremeye devam edebileceği umulmaktadır.[11]
Sigorta Popülasyonları ve Rehabilitasyon Çalışmaları
2005 yılından bu yana, hastalıksız "sigorta popülasyonları" (İng: "Insurance Population") oluşturmak için çalışmalar yapılmaktadır. Koruma çalışmalarında sigorta popülasyonu, nesli tükenme tehlikesi altındaki bitki veya hayvan türlerinin, vahşi doğada tamamen yok olma durumuna karşı güvence sağlamak amacıyla esaret altında tutulan bir üreme grubudur. Bu popülasyonlar, türlerin doğada ortadan kalkması durumunda bile nesillerinin tükenmemesini ve ileride yeniden doğaya salınmalarını sağlamak için oluşturulur.[12] Haziran 2012 itibarıyla bu sigorta popülasyonlarının toplamı 500 hayvana ulaşmıştır ve türün genetik çeşitliliğinin %98'i temsil edilmektedir. Bu Tazmanya canavarlarının çoğu Avustralya'daki hayvanat bahçeleri ve vahşi yaşam parklarında yaşamaktadır.
Kasım 2012'den itibaren, vahşi ve hastalıksız bir popülasyon oluşturma amacıyla Tazmanya canavarları Tazmanya'nın doğu kıyısındaki Maria Adası'na taşınmaya başlanmıştır.[13] Maria Adası'ndaki popülasyon başlangıçtaki 28 bireyden 90'a kadar büyümüş ve sağlıklı Tazmanya canavarlarının ana karaya geri taşınması planlanmaktadır. Fakat Maria Adası'na getirilen Tazmanya canavarları, adadaki kuş popülasyonlarına "felaket" niteliğinde bir zarar vermiştir. BirdLife Tasmania'ya göre, bu durum adada yaşayan kuş türleri üzerinde yıkıcı bir etkiye neden olmuş ve özellikle küçük penguenlerin tamamen yok olmasına yol açmıştır.[14] Hatta Tazmanya canavarları adaya getirildikten sonra normalde yerde yuva yapan bazı kuşların Tazmanya canavarlarından korunmak için ağaçlarda yuva yapmaya çalıştığı rapor edilmiştir.
Üreme Alışkanlıklarındaki Değişimler ve Ekolojik Etkiler
DFTD nedeniyle yaşam süresi azalan Tazmanya canavarları, daha genç yaşta üremeye başlamış ve birçoğu sadece bir kez üreme döngüsüne katılabilmiştir. Bu hastalığa yanıt olarak, Tazmanya canavarlarının üreme alışkanlıkları değişmiş; dişiler eskiden iki yaşında üremeye başlarken, artık bir yaşında üremeye başlamış ve kısa bir süre sonra DFTD'den ölmeleri yaygın bir durum haline gelmiştir. Bu erken üreme, popülasyonların hayatta kalma stratejisi olarak değerlendirilebilir.
Tazmanya canavarı sayılarındaki azalma, aynı zamanda ekolojik bir sorun yaratmıştır. Tazmanya canavarlarının orman ekosistemindeki varlığı, kırmızı tilkinin Tazmanya'da yerleşmesini engellemiştir. Ancak Tazmanya canavarı sayılarının azalmasıyla tilki popülasyonlarının artması ekosistem dengesi bozuldu.
Bilimsel Gelişmeler ve Gelecek Yönelimler
2009 yılında, DFTD hastalığını taramak için bir kan testi geliştirilmiştir. 2010 yılının başlarında, Tazmanya'nın kuzeybatısındaki bazı Tazmanya canavarlarının kanser hücrelerini yabancı olarak tanıyacak kadar genetik farklılığı olduğu keşfedilmiştir. Bu canavarlar, hastalığa karşı bir direnç geliştirmiştir. Ayrıca oosit bankacılığı, Tazmanya canavarlarının korunması çabalarında faydalı olabilir; çünkü dondurulmuş oositlerin hayatta kalma oranı %70'tir.
Bunun yanında DFTD için aşı geliştirme girişimleri de mevcuttur. Hobart'taki Tazmanya Üniversitesi'nden Andrew Flies ve ekibi, AstraZeneca ve Johnson & Johnson'ın COVID-19 aşılarından ilham alarak, Tazmanya canavarlarını DFTD'den koruyacak bir aşı üzerinde çalışmaktadır. Bu aşı, adenovirüs adı verilen ve genetik olarak değiştirilmiş bir virüs aracılığıyla canavar hücrelerine taşınmakta, hücrelerin tümör hücrelerinde bulunan, ancak sağlıklı hücrelerde olmayan proteinler üretmesini sağlamaktadır. Bu proteinler, bağışıklık sistemini tümör hücrelerini tanıyıp saldırmaya teşvik etmektedir. Aşı, 1996'da ortaya çıkan ve Tazmanya genelinde yayılan DFT1 üzerine odaklanmaktadır.[15]
Ek olarak genetik mühendislik ve türdiriltimi teknolojileri gibi teknolojiler de Tazmanya canavarlarının daha sağlıklı bir popülasyon bütünlüğüyle daha sağlıklı bir ekosistemde yaşamasını sağlayabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ E. R. Pretyman. Harris, George Prideaux Robert (1775–1810). (1 Ocak 1966). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Australia Dictionary of Biography | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b K. Murray. Topsy-Turvy World: How Australian Animals Puzzled Early Explorers.
- ^ T. E. O. E. Britannica. Beelzebub | Demonic Lord, Prince Of Darkness, Fallen Angel. (22 Ağustos 2024). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
- ^ WWF- Australia. 8 Interesting Facts About Tasmanian Devils | Wwf-Australia | 8 Interesting Facts About Tasmanian Devils | Wwf Australia. Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: WWF- Australia | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Schultz. See Australian Fauna In These Audubon-Esque Illustrations. (6 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Atlas Obscura | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Australian Museum. Tasmanian Devil. Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: The Australian Museum | Arşiv Bağlantısı
- ^ Transmissible Cancer Group. Canine Transmissible Venereal Tumour (Ctvt) | Transmissible Cancer Group. Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Transmissible Cancer Group | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Tissot, et al. (2022). Transmissible Cancer Evolution: The Under-Estimated Role Of Environmental Factors In The “Perfect Storm” Theory. Pathogens, sf: 241. doi: 10.3390/pathogens11020241. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. N. Leathlobhair, et al. (2022). Population Genetics Of Clonally Transmissible Cancers. Nature Ecology & Evolution, sf: 1077-1089. doi: 10.1038/s41559-022-01790-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. M. Woods, et al. (2020). A Devil Of A Transmissible Cancer. Tropical Medicine and Infectious Disease, sf: 50. doi: 10.3390/tropicalmed5020050. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Lachish, et al. (2010). Evaluation Of Selective Culling Of Infected Individuals To Control Tasmanian Devil Facial Tumor Disease. Wiley, sf: 841-851. doi: 10.1111/j.1523-1739.2009.01429.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Wild Hope. Insurance Population. (15 Mart 2024). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Wild Hope | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. P. Scoleri, et al. (2020). Conservation Trade-Offs: Island Introduction Of A Threatened Predator Suppresses Invasive Mesopredators But Eliminates A Seabird Colony. Elsevier BV, sf: 108635. doi: 10.1016/j.biocon.2020.108635. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Lu. Tasmanian Devils Wipe Out Thousands Of Penguins On Tiny Australian Island. (21 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 31 Ağustos 2024. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Conroy. (2023). Tasmanian Devil Cancer Vaccine Approved For Testing. Springer Science and Business Media LLC, sf: 233-234. doi: 10.1038/d41586-023-02124-4. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:18:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18498
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.