Birçoğumuz iyi söylenmiş bir söze hayranlık duyarız. Kimi zaman söylenenler barizdir; ancak öyle isabetli ve dilbaz bir şekilde ifade edilmiştir ki, malum olan bile bizi düşünmeye iter. Kimi zamansa büyük düşünürlerin, bilim insanlarının, sanatçıların veya filozofların sözleri, daha önce fark etmediğimiz perspektiflere kapı aralar. Kimi zamansa sadece motive olmak veya kendimizi doğru yöne itmek için bu alıntılara ve edebi sözlere başvururuz.
Sebebiniz her ne olursa olsun, sizler için bu Sözler sayfasını derlemek istedik. Amacımız sadece geniş bir edebi söz ve alıntı arşivi yaratmak değil; aynı zamanda güvenilir, kaynaklı ve özenle seçilmiş bir sözler arşivi oluşturmak. Sonuçta kişisel gelişimde kullanılan her motivasyonel alıntı Einstein'a atfedilir; ancak bunların yarısından azı gerçekten Einstein tarafından söylenmiştir.
Bizler, bu arşivimizde, verebildiğimiz her noktada sözlerin kaynaklarına da yer vererek gerçeğin peşinden gidecek, bunu yaparken de bizden önce gelen devlerin hayat görüşleri, düşünce dünyaları ve ağızlarından (veya kalemlerinden) dökülenlerden ilham almaya çalışacağız.
Ayrıca seçkimizi yaratırken sadece sözün edebi değerine değil, anlamına ve bağlamına da önem vermeye çalıştık. Bu nedenle kişilerin görüşlerini doğru yansıtmadığına inandığımız veya bağlamından ayrı alındığında çarpıtılmaya müsait olduğunu düşündüğümüz sözlere yer vermedik. Benzer şekilde, bariz şekilde hatalı olan kavramları ve ideolojileri savunan sözlere de seçkimizde yer vermedik. Hedeflerimizle uygun olarak, olabildiğince bilim, teknoloji, sanat, felsefe ve insanlık üzerine eğilen sözlere yer vermeye çalıştık.
Umuyoruz faydalı ve ufuk açıcı olacaktır.
Uyarı: Seçkideki sözler veya söz sahipleri, Evrim Ağacı'nın görüşlerini veya savunduklarını yansıtmayabilir.
Durur ve dikkat kesilir: Nedir yanıltan onu?
Nedir bu kulaklarından hiç gitmeyen uğultu?
Nedir ya gazabı, onu yere çalanın?
Bir vakit zincirlerle vurulmuş insanın
İç dünyası hep zincir şakırtılarıyla dolu!
Oğlum bütün gün acı çekti, minicik gözleriyle bakıp susuyor, bir şey söylemek istiyor ama yapamıyor. Tanrı babamız ve göklerin kraliçesi! Acıdan ayakta duramıyordum, yatağın yanında dikiliyorum sonra düşüyorum.. Söylesene, dedeciğim, küçük olan biri ölmeden önce neden acı çekmek zorunda? Büyük biri, mujik yada kadın acı çekince günahları bağışlanır, ama küçük olanın günahı olmaz ki? Neden?
Palyatif toplum hakikati olmayan bir toplumdur, aynının cehennemidir.
Fizikteki en derin gerçeklerden biri şudur: Bir şeyin gerçek olma olasılığı, onun ne kadar güzel olduğuna bağlıdır.
Zorunlu değilse savaş cinayettir.
Arkeologların hocker diye isimlendirdikleri cenin pozisyonu ölü bedene en fazla reva görülen uygulamadır. Ölen bedeni kazılan toprağa, kolları ve bacakları içeri çekilmiş cenin gibi yerleştirmek sanının anlatının en can alıcı noktasıdır. Anne karnında cenin formunda gelinen dünyayı, aynı formda terk etmenin kendisi bizatihi anlamlı görünür. Bu ayrıca bir rahim gibi toprağa kazılan çukura yerleştirilen bedenin yeni bir doğuma doğru uğurlanması olarak okunabilir. Ölüm ve doğum arasındaki diyalektiğe bir vurgu vardır adeta. Gelinen ve gidilen yer, aynı bedensel formla yapılan yolculuklar.
Dindirilmemiş, dindirilemez bir şey var içimde; yükseltmek istiyor sesini...
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.