Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Gökalp Selamet
Çeviren 2 Ocak 2023 25 dk.

İnsan çiftleşme sisteminin en iyi nasıl karakterize edileceği, yoğun ve kutuplaşmış bir tartışma konusudur:

Her iki yaklaşım için de çeşitli dayanak noktaları ve kaynaklar bulunduğu göz önüne alındığında, insanlarda çiftleşme modellerinin en iyi nasıl tanımlanacağı konusunda akademik camiada bir anlaşmazlık olduğu söylenebilir. Özellikle zor olan, türe özgü bir stratejinin, üzerinde anlaşmaya varılmış bir tanımını oluşturmaktır - ki yapılacak bu tanım, karşılaştırmalı çalışmalarda yaygın bir kullanıma sahip olacaktır.

144
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ahmet Kerem Algüzey
Yazar 30 Eylül 2021 22 dk.

Çevre ve doğanın korunması, insanlık için hayati öneme sahiptir. Hayatımızın hemen her yerinde kimyasalları ve kimyasallar sayesinde üretilmiş ürünleri kullanırız. Genellikle "kimyasal" sözcüğünü duyduğumuz zaman pek çoğumuzun aklına doğaya ve insan sağlığına zararlı bileşikler gelir. Ancak hayatta gördüğümüz her şey kimyasal moleküllerden oluştuğundan, esasında bu düşünce yapısı bizleri zararlı ve yararlı kimyasallar arasında doğru ayrımı yapmaktan uzaklaştırmaktadır (bu konuda algılarınızı daha isabetli hâle getirmek için buradaki yazımızı okumanızı öneririz).

Örneğin su, 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan oluşan bir kimyasaldır ve hayat için olmazsa olmaz bir bileşiktir. Ancak 2 hidrojene ek olarak 1 yerine 2 oksijen atomundan meydana gelen hidrojen peroksit, antiseptiklerde ve çamaşır suyu üretiminde kullanılan çok önemli bir ticari kimyasaldır ve tüketilmesi hâlinde hızlı bir şekilde zehirlenmeye neden olabilir. Sadece 1 adet oksijen atomu fazlalığı, suya kıyasla çok daha farklı özelliklere sahip bir kimyasal oluşumuna sebep olmaktadır. Su molekülü çevre, doğa ve yaşam için kilit öneme sahipken, hidrojen peroksit çevreye boşaltıldığında canlılığa kalıcı zararlar verebilir, temas hâlinde ciddi cilt yanıkları ve göz hasarına sebep olur. Hidrojen peroksit buna rağmen hayatımızın pek çok alanında sıklıkla kullandığımız, önlem alındığı takdirde zararları kolaylıkla engellenebilecek ve faydaya çevrilebilecek bir kimyasaldır. Bu noktada çevreye ve insan sağlığına görünür düzeyde zararları olan kimyasalların tehlikelerinin önlenmesi, azaltılması ya da alternatiflerinin bulunması konusunda "yeşil kimya" terimi karşımıza çıkmaktadır.

71
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 6 gün önce 4 dk.

Probiyotikler hayatımızın her alanında kendilerine yer buluyor. Sindirimimize yardımcı oluyor, bağırsak floramızı düzenliyor ve bize daha pek çok fayda sağlıyorlar. Bunların yanı sıra, tehdit altındaki mercan resiflerini kurtarmak için kullanılabiliyorlar. Haziranda Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlanan bir çalışmada bakteriyel bir probiyotik, Florida açıklarındaki doğal ortamda zaten taş mercan doku kaybı hastalığına yakalanmış mercan kolonilerindeki hastalığın yayılmasını yavaşlatmayı başardı.[1] Çalışma, yeni probiyotik tedavisinin mercan kolonilerine uygulanmasının daha fazla doku kaybını önlemeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

Taş Mercan Doku Kaybı Hastalığı ilk olarak 2014 yılında Florida'da ortaya çıktı. Aradan geçen 11 yıl içinde bu hastalık Karayipler'e hızla yayıldı. Bu gizemli hastalığın, en az 20 diğer ülke ve bölgede de tespit edildiği bildiriliyor.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 7 Kasım 2022 47 dk.

Malign Melanom olarak da adlandırılan Melanom, öncelikle melanin pigmentini üreten hücreler olan melanositleri etkileyen bir cilt kanseri türüdür. Ayrıca, gözün koroid tabakasında, leptomeninkslerde (pia veya araknoid mater) ve tırnak yataklarında da gelişebilir. Primer yeri bilinmeyen metastatik melanom sadece lenf nodlarında bulunabilir.

Melanomun birincil nedeni, cilt pigmenti melanin düzeyi düşük olanlarda ultraviyole ışığa maruz kalmaktır. Çok sayıda beni olanlar, etkilenmiş aile üyeleri öyküsü ve zayıf bağışıklık fonksiyonu olanlar daha büyük risk altındadır. Tanı, potansiyel olarak kanserli olma belirtileri gösteren herhangi bir cilt lezyonunun biyopsisi ve analizi ile konulur.

76
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 15 Kasım 2018 4 dk.

Su... Her zaman yaşam ile suyu iç içe düşünürüz. "Yaşamın koşulu" diye tanımladığımız kriterleri belirlerken en başta suyu sayarız. Halbuki "yaşamı" tam olarak tanımlayamadığımız için, su koşulunu şart koymanın da anlamı yoktur.

Bu durum, yaşam için oksijen kriterini şart koymakla benzerdir. Fakat yaklaşık (2.5 milyar yıl önce) Büyük Oksitlenme Olayı'na neden olan fotosentezin evrimini hatırlamamız lazım. Atmosferde oksijen oranının yükselmesi ile birlikte oksijensiz solunum yapan mikroorganizmaların çok büyük bir kısmı yok olmuştur bu süreç içerisinde. Çünkü oksijen, onlar için hücre membranına ve organellere zarar veren toksik bir moleküldü. Aynı şekilde günümüzde de oksijen metabolizması sonucu hücreye zarar veren serbest radikaller oluşabiliyor. Bu yüzden süperoksit dismutaz ve katalaz gibi enzimler sayesinde söz konusu radikaller metabolize edilebiliyor. Sonuç olarak bu canlılar arasından benzer enzimleri bulunan, sürece ayak uydurabilen, oksijene bir miktar toleranslı olanlar hayatta kaldı, seçildi ve çoğaldılar.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 18 Ekim 2020
Bu sarmal galaksiye neler oluyor? Ayrıntılar belirsiz kalsa da, daha küçük olan galaktik komşusu ile devam etmekte olan savaşla bir ilgisi var. Öne çıkan galaksi UGC 1810 olarak adlandırılsa da, çarpıştığı komşusu ile beraber Arp 273 olarak biliniyor. UGC 1810’un özellikle dıştaki mavi halkası olmak üzere genel şekli, muhtemelen şiddetli ve öfkeli kütle çekimsel etkileşimlerin bir sonucudur. Halkanın mavi rengi, sıcak ve mavi olan devasa yıldızlardan kaynaklanmaktadır. Bu yıldızlar sadece birkaç milyon yıl içinde oluşmuştur. İçteki galaksi daha yaşlı, daha kırmızı ve soğuk ipliksi yapıdaki tozla kaplı görünüyor. Ön planda UGC 1810 ile bir alakası olmayan birkaç parlak yıldız ve arka planda birkaç galaksi görülebiliyor. Arp 273, 300 milyon ışık yılı uzaklıkta Andromeda Takımyıldızı yönünde bulunuyor. Büyük olasılıkla, UGC 1810 önümüzdeki birkaç milyar yıl içinde kendi galaktik arkadaşını oburca yiyecek ve klasik sarmal bir yapıya bürünecek.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Sanat, Origami ve Matematik: Geometrik Bir Yolculuk
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, sanat, origami ve matematik arasındaki derin bağı keşfetmeyi amaçlamaktadır. Sanatın estetik ve yaratıcı yönü ile matematiğin analitik ve sistematik yapısını bir araya getirerek, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Altın oran, simetri, fraktallar ve mandala çizimi gibi konularla matematiğin sanattaki izlerini takip edeceğiz. Origami ile Platonik cisimleri katlayarak geometrik yapıları anlamlandıracağız. Düğüm teorisi ve yüzeyler üzerine çalışmalar yaparak matematiğin geometrik topoloji alanındaki konulara odaklanacağız.

Katılımcılarla birlikte, soyut matematiksel kavramları uygulamalı çalışmalarla deneyimleyerek teorik bilgileri sanatsal ve uygulamalı çalışmalarla pekiştireceğiz. Analitik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek isteyen herkes için ilham verici bir etkinlik!

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kaan Gümüşkaya
Çeviren 24 Mart 2020 3 dk.

Yüz milyonlarca insanı yok etme potansiyeline sahip ve durdurulamaz gibi görünen küresel salgınlardan biri olan Kara Veba, kurbanlarını ağrılı şişmiş lenf düğümleri, kararmış cilt ve diğer korkunç semptomlarla etkileyebilmesi sebebiyle bir zamanlar dünyadaki en korkulan hastalıktı.

17. yüzyılda Avrupa'da, veba kurbanı olma tehlikesi altında olan doktorlar, o zamanlardan beri insanın içinde uğursuzluk hissiyatı yaratan bir kostüme bürünmüşlerdi. Kendilerini tepeden tırnağa kapatmışlar ve kuş gagasına benzeyen bir maske takıyorlardı. Gagalı veba maskelerinin ardındaki sebep, aslında bu tehlikeli hastalığın doğası hakkında bir yanılgıydı.

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen7 15 saat önce
Onur'un kendini kanıtlamak için varoş mahallesi Nemlizade sokağının muhtarlığını gasbetmesini işliyor. Açıkçası filme dönüşünce tarzını pek de bozmuş diyemem. Senaryo bütünlüğü açısından da fena olmamış. Daha çok şey sunuyor. Ve, klişe bir şey üzerinden, metnin geneline baktığımızda çok güzel bir siyasi eleştiri oluyor. Bu anlamda, protagonistin zaferi de, OKB milletimiz için çok anlamlı hale geliyor. Bırakabilmek ve huzuru seçmek. İnsanların her ne kadar doğru da olsa bir yere gelmiş insan görünce kıskançlıklarından çıldırdıklarını da gösteriyor. Bence filmle ilgili her şey çok güzel.
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Beste Zorlu
Beste Zorlu
150K UP
Uyarlayan 2 gün önce 3 dk.

Doğada canlı gruplarının avcılarına karşı geliştirdiği farklı savunma mekanizmaları mevcuttur; kamuflaj, mimikri, çeşitli özelleşmiş yapılar ve zehir bu savunma başında gelir. Bu mekanizmaların arasında doğası sebebiyle en çok çalışılan ve merak uyandıran başlık zehirdir.[1][2]

Özellikle bazı canlı grupları zehirleri nedeniyle "en çok korkulan", "en tehlikeli" gibi isimlerle anılır olmuştur. Bazı böcekler, örümcekler, kurbağalar, yılanlar, kaplumbağalar zehirlidir ve her biri yaşadığı habitatın coğrafyasına göre farklı kimyasal içerikli zehirlere sahiptir. Bu başlıklar içerisinde yılanların zehirleri en tehlikelilerden biri olarak kabul görür.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
1.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : 200% Wolf
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Alkan Özkaraslanoğlu
İnceleyen10 29 Ocak
İşte sinema dediğimiz şey tam olarak bu. Öncelikle film gelmiş geçmiş en başarılı sembolizm kullanımlarından birisini yapıyor kesinlikle. Sahnede parlayan ışıkları karakterlerin hayatını yansıttığı yorumlarını bile yapabilirsiniz. Bu sembolizm yorumları o kadar geniş ki, bunun için bir kitap bile yazılabilir. Oyunculuklara zaten hiçbir lafımız yok, her biri bir diğerine bağlanan diyalogları karakterler çok ama çok iyi kullanıyor. Kamera açıları bile size bir anlatım sunuyor. İstediğiniz filmi izleyebilirsiniz ancak bu filmin o ayin sahnesinde size yaşattığı duyguları hiçbir yerde bulamazsınız. Kısacası Eyes Wide Shut benzersiz bir film, eşi benzerini bulamayacağınız, teknik açıdan kusursuz ve tam manasıyla sembolizmle bütünleşmiş bir yapım. Ömrümüz boyunca asla ama asla böyle bir filmi bir daha izleyemeyeceğiz.
Çünkü böyle bir zamanda Kubrick gibi bir yönetmenin çıkıpta böyle cüretkar ve sansürsüz bir yapım yapması imkansız. Zeka ve yönetmenlik gibi engeller bir yana, stüdyolar böyle bir filmin çekilmesine bir daha izin vermez. Ayrıca Tom Cruise ve Nicole Kidman'ın ayrılma nedenlerinden birisi Kubrick'in film boyunca çifte yaptığı baskı ve onları filmdeki rolleri gereği uzaklaştırmasıdır.
9.7/10
(21 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Eyes Wide Shut
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Poyraz Sinangil
Blog Yazarı 5 dk.

Pterosaurlar, dinozorlarla beraber Mesozoic Çağda yaşamış uçan sürüngenlerdi. Tıpkı dinozorlar ve timsahgiller gibi archosaur dediğimiz bir sürüngen grubundan evrimleştiler. Mesozoic zaman boyunca süren evrimleri sonucu bir sürü farklı tür ortaya çıktı. Bazı türler bir yarasa kadar küçüktü. Ancak bazıları küçük bir uçak boyunda olabiliyordu. Genelde popüler kültür kaynaklarında ve halk arasında uçan dinozorlar olarak bilinse de onlar dinozor değillerdi. Mesozoic zaman sonunda kretase yok oluşu yaşandı. Fakat pterosaurlar akrabası olan timsahlar ve dinozorlar (kuşlar) gibi sağ kalamadı. Onlar tamamen gezegenden silindi. Milyonlarca yıl sonra biz insanlar onların fosillerini buluyor ve nasıl hayvanlar olduklarını anlamaya çalışıyoruz. Bu sayede halk da onları bilim insanları sayesinde öğrenmiş oluyor. Hal böyle olunca da bu hayvanlar pek çok filmde boy gösterdi. Bunların şüphesiz en meşhuru ise Jurassic Park serisiydi.

Film serisinde ilk uçan sürüngen The Lost World filminin en sonunda gözüktü. Filmin yapım aşamasında Geosternbergia olması planlanan canlı daha sonrasında Pteranodon olarak değiştirildi. Pteranodon görünüş olarak en ikonik uçan sürüngenlerden biridir. Bu yüzden de medyada en çok tanınan tür de kendisidir. Jurassic serisinde de en çok görülen pterosaur cinsi odur. Peki film onu nasıl yansıttı?

21
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close