Kitap Analizi: Ginkgo - Zamanın Unuttuğu Ağaç
Kitap Hakkında:
- Kitap Başlığı: Ginkgo - Zamanın Unuttuğu Ağaç
- Yazar: Peter Crane
- Kitabevi: Ginko Bilim
- Çevirmen: Şule Ölez
- Sayfa Sayısı: 336
- Sayfa Boyutu: 17 x 22,5 cm2
- ISBN: 978-605-80231-6-1
- Piyasaya Çıkış Tarihi: Eylül 2020
- Fiyatı: 40 TL (Orijinal fiyatıdır. Satış sitelerinde indirimli olarak alabilirsiniz.)
- Satın Almak İçin: Amazon
Açıklama
Peter Crane, kitabında bir zaman ekseninde ginkgonun dünü, bugünü ve yarınını anlatıyor. Bunu yaparken de jeoloji, paleontoloji, tarih, botanik, bitki çeşitliliğini ve çevreyi koruma, sanat, halk kültürü, eczacılık gibi birçok konuda bilgiler veriyor. Kendisiyle yapılan bir röportajda bu kitabı neden yazdığını şöyle anlatıyor:
Bilim insanları çalışmalarını halkın verdiği vergiler ve bağışlar gibi desteklerle sürdürürler, bu nedenle öğrendiklerini halka aktarma sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. ...
Bunun yanı sıra bitkiler yaşamımızın gerçekten çok önemli bir parçası, onlarsız hayatta kalamayız, buna karşın onların kıymetini yeterince bilmiyoruz. ... Bitkilerin ne kadar önemli olduğunu insanlara devamlı hatırlatmak, bir botanikçi olarak benim görevim.
Tüm Reklamları Kapat
Tanıtım
Kitap 7 ana başlık altındaki 37 bölümden ve çok kapsamlı bir Notlar bölümünden oluşuyor. Çarpıcı görsellerle desteklenen kitabın içeriğinde geçen yaygın bitki adları ve Latince karşılıkları da ek bir liste halinde veriliyor.
Birinci kısımda ginkgo hakkında genel bir bilgi, yazarın kendi hayatından izlenimlerle paralel olarak ağaçların önemi, ginkgonun dünya kültürlerindeki yeri anlatılıyor.
Çocukken kızımızla birlikte yürüdüğümüz ginkgo korusuna veya oğlumuzun doğduğu sıralarda bahçemize dikilen siyah tupeloya duyduğum yakınlık, unutulmaz anılar yaşadığımız için “yuva” olarak gördüğüm dört duvara hissettiklerimden daha farklı değildi. Bu tür ilişkiler büyük olasılıkla evrimsel geçmişimizin derinliklerine uzanır. Bedenimiz, atalarımızın ağaçlar üzerinde geçen yaşamlarını yansıtır; gökdelenlerin olmadığı bir dünyada gökyüzüne ulaşanlar ağaçlardı, tıpkı dağlar gibi. Dünya’nın derinliklerine yayılanlar onların kökleriydi, tıpkı mağaralar gibi. (sf. 12)
İkinci kısımda ginkgonun ağaç fizyolojisi, enerji üretimi, besin ve su iletimi, çap artımı (enine büyümesi), üreme şekli (dişi ve erkek bireyler), tohum vermesi (Hirase'nin keşfettiği yüzen spermler) ve dayanıklı yapısının (Japonların chi-chi, Çinlilerin zhōng-rŭ adını verdiği sarkıtlar) yanı sıra biyoloji tarihinden bilgiler ve 18-19. yüzyılda Avrupalıların Uzak Doğu ile etkileşimleri hikayemsi bir dille anlatılıyor. Kitaptan öğrendiğim yeni terimlerden biri bu kısımda geçiyor: ksilotek.
Bir yıl sonra 9 Eylül 1908 tarihi için düştüğü kayıt, tam döllenme zamanını yakalamak için gösterilen çabayı anlatır bize: “Enstitü’ye erkenden gittim, herkes ginkgo konusunda heyecanlı; spermler yüzerek çıkmak üzere ve bunu yılda yalnızca bir-iki gün yapıyorlar. Spermlerin çıkışını yakalamak o kadar kolay bir iş değil, 100 tohumdan en iyi ihtimalle beş tanesinde görebilirsiniz, bazen yalnızca bir tane bile görebildiğinize şükredersiniz. Bütün gün boyunca onlarla uğraşıp üç tanesini gördüm, birkaç tane de polen tüpünde henüz olgunlaşmamış olan vardı. Onları yüzerken izlemek çok eğlenceli, sarmal kirpikleri çok güçlü sallanıyor.” Marie Stopes sonraki iki günü “neredeyse tümüyle ginkgo spermleri avlayarak” geçirir. (sf. 67, Marie Stopes'un günlüğünden bir alıntı)
Üçüncü kısımda fosil ginkgo türleri ile ginkgonun kökenleri, akrabaları ve tarih öncesinde Kuzey ve Güney Yarımküre'deki yayılışı inceleniyor.
Ana doğu-batı otoyolu I-94’ten çıktığımızda görüntü hiç de cesaret verici değildi. Yol, kuzeye doğru dümdüz tarım arazilerinin içinden uzanıyordu. Araştırma yapılabilecek ne yol yarması vardı ne de kayalık çorak arazi, her yerde sadece ayçiçeği tarlaları görünüyordu; nihayet buluşma noktasında, birinin tek başına yol kenarına doğru eğilmiş, alçak ama çevresinden keskin hatlarla ayrılmış sarı-kahverengi kil taşı yığınlarının arasında bir şeylere baktığını gördük. Arabayı kenara çektiğimizde sıcak bir şekilde bizi karşıladı; gösterdiği ilk fosil, sert kil taşı üzerinde hiç parçalanmadan mükemmel bir biçimde duran, kusursuz korunmuş bir ginkgo yaprağıydı. (sf. 115-116)
Dördüncü kısımda ginkgonun hayatta kalabileceği iklim koşulları, tarih öncesindeki iklim değişiklikleriyle birlikte yer değiştirmesi, azalması ve yok olma eşiğine gelmesi ve ginkgo ile ilgili genetik çalışmalar inceleniyor.
Doğa örüntülerle doludur, bazıları hiç beklenmedik olsa da bu örüntüler yalnızca tarihe bakarak açıklanabilir; öğrencilerime söylemekten hiç bıkmadığım gibi, bugün bir şeyin −bir bitki, bir kişi, bir ekosistem, bir kurum, bir ülke ne olursa olsun− nasıl olduğunu anlamak istiyorsanız onun tarihini anlamanız gerekir. Bu söz çok klişe gibi görünebilir ama içinde bulunduğumuz yer ve zamanla meşgul olurken geçmiş kolaylıkla unutulur. (sf. 147)
Beşinci kısımda anıt ginkgolar, ginkgonun Uzak Doğu'da -özellikle Çin'de ve Japonya'da- insanların hayatına girmesi, korunması ve yayılması, oradan 1700'lü yıllarda Avrupa'ya götürülmesi, ginkgoya dair ilk yazılı referanslar ve ginkgo ile ilgili etimolojik bilgiler veriliyor.
Batığın çevresindeki sekiz yüz metreyi aşkın alanda da gemiyle, ne taşıdığı ve nereye gittiğiyle ilgili kalan son kanıtlar dip tarama ağlarıyla tarandı. Geminin kalasları inceleme, restorasyon ve sergileme amacıyla deniz yatağından çıkarıldı, kazının son aşamalarında da küçük objeler kepçe ve sifon kullanılarak deniz yatağındaki çamurdan toplandı. Batıktan çıkarılan bitkiler arasında tek ama kuşkuya yer bırakmayacak kesinlikte bir ginkgo tohumu vardı. (sf. 173)
Altıncı kısımda ginkgonun Avrupa ve ABD'deki park ve bahçelere girişi, bir şehir ağacı olarak kullanımı, fındıksı meyve yapısı (dikkat, ginkgoda bu yapı -işlevi aynı olsa da- meyve değil, tohumun parçasıdır) ve yiyecek olarak ve eczacılık ve tıpta kullanımı anlatılıyor. Bu kısımda geçen espalier, topofitik etki ve yörecil de bu kitap sayesinde öğrendiğim terimlerdendi.
Sokak ağaçlarının yaşamları “pis, acımasız ve kısadır”; aynı türlerin bir parkta geçirmesi beklenen altmış yıla veya doğal ormanlarında yaşayabileceği yüzlerce yıla kıyasla sokak ağaçları ortalama olarak yalnızca yedi ile on üç yıl boyunca hayatta kalır. (sf. 218)
Yedinci ve son kısımda ise ginkgonun yarını üzerinden biyoçeşitliliğin hassas yapısı, türleri koruma çalışmalarından örnekler, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ile ilgili bilgiler ve ağaçların önemi ile korunmalarının gerekliliği anlatılıyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
[Wollemi çamına ait] Tüm popülasyon, birbirine çok yakın üç bölgede bulunan sadece 110 bireyden oluşuyordu. Yanlış yerde kontrolsüz bir yangının çıkması veya yürüyüş yapmak için bölgeye gelen bir kişinin botlarından bir patojenin bulaşması gibi “kötü bir şans” popülasyonun sonu olabilirdi. Bu tür tesadüfi olayların bir felakete dönüşebilecek olması, New South Wales yetkililerinin hızlı bir şekilde koruma önlemi alması gerektiği anlamına geliyordu. (sf. 234)
Bu zaman ölçekleri –saatler, günler ve hatta birkaç yıl– ile ginkgonun yaşam öyküsünün zaman ölçeği arasında dağlar kadar fark vardır. Yüzlerce, binlerce, milyonlarca, on milyonlarca, yüz milyonlarca yıl: Bu süreleri kavramak bizim için kolay değildir ancak belki de insanlığı ve dünyadaki gerçek yerimizi bu ölçek üzerinden düşünmemiz daha uygun olacaktır. Bu süreler bizi durdurup düşündürmelidir. Ağaçlar günümüzdeki çevre değişikliğinin hızını daha doğru belirlememize yardım eder: Dünya’nın temposuyla daha uyumlu olmamızı sağlarlar. Bizi yavaşlatırlar, bize sabretmenin erdemini öğretirler, bizden önce gidenleri ve bizden sonra gelecekleri, diğer bir deyişle atalarımızdan bize kalan ve bizim torunlarımıza bırakacağımız mirası düşünmemiz gerektiğini hatırlatırlar. Günümüzde sık sık tekrarlanan daha çok, daha iyi, daha hızlı ifadelerinin hepsi iyi hoştur ama üzerinde kafa yormadan bu yolda ilerlemek, felakete davetiye çıkarmaktan farksız değildir. Dünyamıza ve içindeki her şeye sadece şimdiyi düşünmek egemen olduğunda, ağaçlar, özellikle de bizi gezegenimizin derin tarihine bağlayan ginkgo gibi ağaçlar, bizi, kaybettiğimiz her şeyi daha sık ve daha dikkatle düşünmeye davet eder. (sf. 250)
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Ginko Bilim. Ginkgo - Zamanın Unuttuğu Ağaç. (25 Mart 2021). Alındığı Tarih: 25 Mart 2021. Alındığı Yer: Ginko Bilim | Arşiv Bağlantısı
- Amy Snelling. Interview: Botanist Peter Crane On Conservation And 'Committing Ourselves To Do The Work'. (20 Mart 2019). Alındığı Tarih: 25 Mart 2021. Alındığı Yer: TimeOut Shangai | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:17:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10298
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.