Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Emir Haliki
Emir Haliki
196K UP
Yazar 1 Aralık 2022 3 dk.

Mikrodalgalar hava durumlarını izlerken gördüğümüz durağan veya hareketli haritalardan, yemek pişirdiğimiz fırınlarımıza kadar, hatta evrenin erken dönemlerinden bize ulaşan sinyallere kadar, fark edilir bir şekilde günlük hayatımızdadır. Yaklaşık 12.24 cm dalga boyunda (yaklaşık 2.45 GHz frekans) elektromanyetik radyasyon yollayan mikrodalga fırınlar, yiyeceklerin içindeki su ve yağ moleküllerini titreştirirler. Mikrodalga mertebesindeki elektromanyetik radyasyon ile harekete zorlanan moleküller sıcaklığı arttırır ve yiyecek pişirilmiş olur.

Mikrodalgalar, radyo dalgaları bölgesinin yüksek frekans ucunda bulunan bir kısımdır ve kullanılan teknolojik yöntemler nedeniyle radyo dalgalarından ayrılırlar. Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi mikrodalgaların farklı dalga boyları farklı bilgiler sağlar. Mesela orta uzunluktakiler (C-bandı) bulut, toz, duman, kar ve yağmurdan etkilenmeden Dünya yüzeyini gösterirler. Küresel konumlama sistemi (GPS) için gerekli olan L-bandı ormanların gölgede kalan bölgesine de nüfuz ederek yağmur ormanlarının toprak nemini ölçebilir. Çoğu haberleşme uydusu C, X ve Ku-bantlarını yerdeki istasyonlara sinyal göndermede kullanmaktadır.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 14 saat önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Denizanası ve Mars

Normalde sönük ve bulunması zor olan Denizanası Bulutsusu, bu harika sahnede yakalandı. Teleskoptan alınan bu görüş alanında, Mu ve Eta olarak adlandırılan iki parlak sarımsı yıldız, soldaki Denizanası Bulutsusu’nun hemen altında ve üstünde yer almaktadır. Soğuk kırmızı devler, göksel ikizin dibinde yer alıyorlar. Denizanası Bulutsusu merkezin altında ve solunda, dokunaçları olan parlak bir emisyon yayı şeklinde görülüyor. Aslında kozmik denizanası, kabarcık şeklindeki süpernova kalıntısı olan IC 443‘ün bir parçasıdır. Bu kalıntı, patlayan büyük bir yıldızın genişleyen enkaz bulutudur. Bu patlamadan yayılan ışık, 30.000 yıldan fazla bir süre önce Dünya gezegenine ulaştı. Astrofizik sularındaki kuzeni, süpernova kalıntısı Yengeç Bulutsusu gibi, Denizanası Bulutsusu’nun da bir nötron yıldızı barındırdığı bilinmektedir. Nötron yıldızı, çökmüş yıldız çekirdeğinin kalıntısıdır. 30 Nisan’da oluşturulan teleskoptan alınan bu görselde, aynı zamanda Mars da görülüyor. Artık akşamların erken saatlerinde gökyüzünde gezinen Kızıl Gezegen, görüş alanının sağ tarafında sarımsı rengi ile parıldamakta. Elbette Denizanası Bulutsusu, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaklıktadır. Ancak Mars, şu anda Dünya’dan yaklaşık 18 ışık dakikası uzaklıktadır.

19 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Jason Guenzel
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ocak 2015 4 dk.

Evrimsel biyoloji dahilinde homoloji, atasal bir türün özelliklerinin torun türlerde de bulunması anlamına gelir. Aslında daha teknik tanımı, bunun tersinden yapılır: türlerdeki benzer karakterlerin, ortak atalardan miras alınması durumudur. Fakat atadan toruna doğru düşünmek daha kolaydır. Örneğin yarasalar ile kuşlar kanatlarını ortak bir atadan almamışlardır. Yarasalar ile kuşların ortak atası kabaca 296 milyon yıl önce yaşamıştır ve bu ortak ata, dinozorlardan bile önce yaşamış, kanatları olmayan, uçamayan bir ortak atadır. Dolayısıyla bu iki grubun kanat yapısı homolog değildir. Öte yandan kargalar ile serçelerin ortak atası 44.1 milyon yıl önce yaşamış bir başka atasal kuş türüdür. Onun da kanatları vardır; dolayısıyla torunlarına kendisininkine benzer (ancak tabii ki evrimsel süreçte farklılaşmış) kanatlar bırakmıştır. Dolayısıyla bu iki kanat yapısı, homolog organlardır.

Peki ya parmak sayısı? Neden çok sayıda canlıda 5 parmak bulunur? Neden 4 ya da 6 değil? Aslında ilk olarak şu "çok sayıda canlı" tanımlanmalıdır. Çok sayıda canlıda 5 parmak bulunuyor gibi gelmesi, canlılığa dair halk olarak çok az bilgiye sahip olmamızdır. Aslında 5-parmaklı uzuv yapısı çeneli omurgalı hayvanların sadece belirli bir alt grubunda görülür. Bu alt-grupta amfibiler (kurbalağalar, semenderler, vb.) ile amniyotlar (kuşlar, memeliler ve sürüngenler) bulunur. Bu alt-grupta toplamda 27400 civarında tür bulunmaktadır.. Bu, tüm ökaryotik (gelişmiş hücre yapısına sahip) türlerin %0.3 civarına eşittir. Tüm Hayvanlar Alemi'nin ise %0.4 civarına eşittir. Dolayısıyla "canlılığın çoğu" derken ne kast ettiğimiz iyi anlaşılmalıdır.

166
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 4 Ekim 2022 43 dk.

İskemik İnme, beynin bir bölgesinde ani bir kan dolaşımı kaybı ile karakterizedir ve buna karşılık gelen nörolojik fonksiyonun kaybına neden olur. İskemik inme tipik olarak beyne kan sağlayan bir arterin tıkanmasından kaynaklanır. Sonuç olarak, beyin hücreleri kandan mahrum kalır. Çoğu beyin hücresi ortalama 4.5 saat kansız kalırsa ölür.

İnme, dünya çapında en yaygın ikinci ölüm nedenidir. ABD'de her yıl yaklaşık 795.000 kişi felç geçirmekte ve yaklaşık 130.000 kişi bu sebepten ölmektedir. Tüm inmelerin üçte ikisinden fazlası 65 yaşından büyük kişilerde görülür. İnme kadınlarda erkeklerden daha yaygındır.

75
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Elif Karaer
Elif Karaer
1,744 UP
Üye 14 Mayıs 2024 1 Cevap
318 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Öztekin
Uyarlayan 3 gün önce 3 dk.

Düzenli egzersiz, yapabilen insanlar için hem fiziksel hem de mental olarak faydaları gerçekten de yadsınamayacak düzeyde ancak fiziksel kısıtlamalardan ötürü egzersiz yapamayan bazı insanlar da bulunmakta. Bu kişiler için de egzersizin metabolik etkilerini taklit edebilen LaKe molekülü geliştirildi. Molekül, herhangi bir fiziksel efor gerektirmeksizin egzersizin ve orucun metabolik etkilerini taklit etmekte.

Bu molekülün belirtilen metabolik etkilerinin yanı sıra Parkinson ve demans gibi bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılabileceği düşünülüyor. Tüm bu olası etkileri sayesinde bu molekülün keşfi ile birlikte yoğun egzersiz programlarına ya da oruç temelli diyetlere uyamayan kişilerde uygulanabilecek tedaviler için umut vadediyor.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Atacan Zeybek
Atacan Zeybek
59K UP
Ekleyen 18 Mayıs 2020 17 dk.

Şizofreni, zihinsel süreçleri etkileyen, patofizyolojisi hala tam olarak aydınlatılamamış önemli bir hastalıktır. Her ne kadar isim olarak literatüre 100 sene önce girmiş olsa da ayrıntılı olarak incelenmesi, teknolojiye bağlı olduğundan yakın geçmiş diyebileceğimiz bir dönemde, son 20-30 senede gerçekleşmiştir. Bu açıdan araştırmaların yoğun olarak gerçekleştiği, hastalığın etiyolojisine ve prognozuna dair bilgilerin sürekli değişip geliştiği bir alandır. Hastalığın birçok risk faktörünün olması, beynin farklı bölgelerini etkilemesi de kapsamlı bir teori oluşturulmasını zorlaştırmıştır.

Hastalığın semptomlarının hastalarda farklılık göstermesi ve semptomların farklı baskınlıklarda bulunmaları gözetilerek hastalık farklı alt gruplara ayrılmıştır. Bu konuda farklı ekoller bulunsa da DSM-IV'e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) göre hastalığın beş tane alt tipi vardır. Bunlar:

157
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Pedram Türkoğlu
Yazar 24 Eylül 2018 7 dk.

Kanser... Tıbbın dişli rakiplerinden bir tanesi. Öncelikle kanserin ne olduğunu açıklamaya çalışalım. Çünkü bu konu halk arasında sık sık yanlış anlaşılıyor. Kanser, en yalın anlamıyla kontrolsüz hücre bölünmesi demektir. Çeşitli mutasyonlar sonucu tümör baskılayıcı genler ve proto-onkogenler değişime uğrayarak, hücre siklusunda kontrol kaybına yol açar. Böylece hücre, apoptoz denilen kontrollü hücre ölümüne uğramadan sınırsız bir şekilde çoğalmaya başlar. Konu hakkındaki ayrıntılı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Kanser, bilimsel olarak malign neoplazm şeklinde tanımlanır. Malign, kötü huylu; benign ise iyi huylu demektir. Diğer yandan neoplazm ise yeni hücre oluşumu anlamına gelir. Benign (iyi huylu) tümörler, kanser sayılmazlar.

Hatalı yayılan bilgilerin aksine filler ve köpekbalıkları da kansere yakalanabilir. Filler, iri boyutları yüzünden daha fazla hücreye sahiptirler. Bu yüzden karşılıklı evrim sonucu p53 isimli tümör baskılayıcı genlerden daha fazla mevcuttur. İnsanlarda 1 kopya bulunurken, filler 20 kopya bulunur. Yine de hücre bölünmelerinde oluşan hataları tamamen indirgeyemez. Dolayısıyla kanser görülebilir.

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 4 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Biyoloji ve Toplum (İngilizce)
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Who can participate?

Everyone, provided that the participants are able to read and discuss fluently in English.

Scientific areas covered by the activity: History and philosophy of science, Biology, genetics, ecology, philosophy of cognitive science

Day 1: Introduction. Biology and ideology. Hereditarianism and modern genomics: the misuse of genetics for political purposes with historical examples from eugenics, and IQ testing movement.

Day 2: The conceptual underpinnings of behavioral genetics, its shortcomings, and how these shortcomings have carried over into modern behavioral genomics. Ecology and conservation biology.

Day 3: Aristotle, Darwin, and the Modern Synthesis: The nature of the Darwinian revolution from the perspective of Kuhn’s theory of science the concept of incommensurability, whether and when empirical evidence is useful in evaluating which paradigm is better.

The problems which, from Darwin onward, led to the so-called modern synthesis of evolutionary theory. Accepting the most basic claims of a paradigm does not mean that the normal science governed by that paradigm is free from disagreements and lively discussions. Disagreements and discussions about how heredity functions and how natural selection operates. Normal science is not a simple detour or a temporary state on the way to more exciting revolutionary science.

Day 5: Epistemic Anthropocentrism

Philosophical analysis of anthropocentrism as part of an effort to understand the biological origins of cognition. The epistemic dimension of anthropocentrism manifesting as a bias that frames nonhuman cognition through a human lens, disregarding the evolutionary contingency that gives rise to diverse cognitive functions and structures. Cognition as a multidimensional phenomenon emerging across the vast phylogenetic diversity of species through various forms of behavioral individuality. The case of Physarum exemplifies an organizational approach that challenges the homunculus view of cognition.

Day 6: Diachronic Emergence through Shifting Localities of Control

The problem of emergence has long divided philosophers of science. Jaegwon Kim’s influential critique argues that strong emergence is incompatible with the causal closure of the physical world, thereby pushing towards reductionism or epiphenomenalism. However, biological processes such as embryonic development and gene regulation demonstrate diachronic emergence through contextual dynamism. Unlike a fully deterministic system, where the microstate at t1 rigidly determines the macrostate at t2, biological systems exhibit shifting localities, where regulatory nodes dynamically hand off control across changing phases, with coarse-grained transitions between these phases.

Graduate students who would like to present and discuss their research questions with the facilitators will get an opportunity to do so on the afternoon sessions of the 3rd, 4th and 5th days. Graduate students who are interested in thus sharing their work and getting feedback should indicate this in their applications.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Barış Barış
Yazar 30 Ağustos 2022 7 dk.

Tutuklu İkilemi veya Mahkum İkilemi (İng: "Prisonner's Dilemma) Oyun Teorisi'nin en popüler alt başlıklarından biridir. Bu problem, tarafların, kendi çıkarlarını maksimize etme güdüsünün onları nasıl bir çıkmaza sokacağı konusunda bize çok şey öğreten bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır.

İkilem, ilk olarak bir düşünce kuruluşu olan Rand Corporetion bünyesinde geliştirilmiştir. Daha sonra Albert Tucker tarafından son haline getirilmiştir.

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Yusuf Kaba
Yusuf Kaba
36K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Hakikat yoktur, yalnızca yorumlar vardır.
Kaynak: Nietzschenin yayınlanmamış not defterlerinden (Nietzsche, Nachgelassene Fragmante)
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Ece Müker
Ece Müker
512K UP
6 gün önce
Georgia Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırma, Okefenokee Bataklığı, Jekyll Adası ve Yawkey Vahşi Yaşam Merkezi’ndeki Amerikan timsahlarında yüksek seviyede cıva tespit etti. Özellikle Okefenokee’deki timsahların cıva oranı diğer bölgelere kıyasla sekiz kat daha fazla çıktı. Cıva, timsahların yaşına ve beslenme şekline bağlı olarak birikirken, anne timsahlar bu toksini yavrularına da yumurta yoluyla aktarabiliyor. Bu durum sadece timsahlar için değil, bölgede yaşayan diğer hayvanlar ve hatta insan sağlığı için de risk oluşturuyor. Araştırmacılar, cıvanın kaynağı ve ekosistemdeki etkileri üzerine daha fazla çalışılması gerektiğini vurguluyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kaan Akgören
Kaan Akgören
50K UP
Yazar 10 Mayıs 2022 54 dk.

Bitki ve hayvan hücrelerinde, endokrin bezler tarafından salgılanan hormonlar, hedef hücrelere ve dokulara giderek temel vücut fonksiyonlarını kontrol eden vücudun haberci kimyasallarıdır. Hormonlar, vücut fonksiyonlarının ve süreçlerinin farklı yönlerine etki ederler. Bunlardan bazıları şunlardır:

Her hormonun vücutta kendine özel reseptörleri bulunur. Belli bir hormon vücudun tüm hücrelerine ulaşmak ile birlikte, sadece bazı hücrelerin o hormon için reseptörleri bulunmaktadır. Böylelikle bir hormona karşı tepki sadece o hormona özel reseptörler içeren hedef hücreler tarafından verilirken, diğer hücreler etkilenmezler.

103
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk Seslendiren 3 gün önce 41:05
LGS geçti, şimdi sıra YKS'de! Son bir haftada öğreniler ne yapmalı, aileler ne yapmamalı? Sınav sırasında gelen stres nasıl bertaraf edilir? Peki ya sınavdan...
1
Blog Yazısı
7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orhan Aydın
İnceleyen10 16 saat önce
Yedi edebiyat tutkununun bu güzel yolculuğunu içtenlikle kutluyorum. Zincir öykü tekniği, her birimizin hayata farklı açılardan bakmasına rağmen bir araya geldiğimizde nasıl bir uyum yakalayabildiğimizi gösteriyor. Bu birliktelik, farklılıklar içinde nasıl bir bütün oluşturabileceğimizi ve edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyor. Yolunuz açık olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mehmet Mert Demir
İnceleyen10 2 gün önce
Kan Dökülecek, hırsın ve nefretin insanı nasıl çürütebileceğini yalın ama sert bir dille anlatıyor. Daniel Plainview, başta sadece zeki bir iş insanı gibi görünse de zamanla güvenmeyen, yalnızlıktan beslenen, öfkesini herkese yönelten birine dönüşüyor. Paraya ve güce saplantılı; fakat kazandıkça daha da yalnızlaşıyor.

Yönetmen Paul Thomas Anderson, karakteri yargılamadan ama büyük bir soğukkanlılıkla gözlemliyor. Uzun planlar, rahatsız edici müzikler ve sessizliklerle karakterin iç dünyasını izleyiciye hissettiriyor.

Eli Sunday ile olan çatışma, Daniel’ın sadece parayla değil, inanç gibi değerlerle de savaştığını gösteriyor. Film, bir başarı değil, bir çöküş hikâyesi. Sonunda kazananın olmadığı bir film.
10.0/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : There Will Be Blood
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Gerçeği aramak, arzulananı aramak değildir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
131
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close