Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Mehmet Ali Döke
Çeviren 19 Ekim 2016 12 dk.

Canlılar doğaları gereği rekabetçidir; fakat işbirliği de yaygındır. Genler, genomlarda işbirliği yaparlar; hücreler, dokularda işbirliği yaparlar; bireyler, toplumlarda işbirliği yaparlar. İçlerinde toplu eylemin bireyler arasındaki işbirliğinden doğduğu hayvan toplumları yüksek düzeyde toplumsal karmaşıklık sergilerler. Bu gibi toplumlar yalnızca böcekler, memeliler ve kuşlar arasında yaygın olmayıp amip gibi basit türlerde bile görülürler (Görsel 1).

Hayvan toplumları yapı bakımından üreme yetisine sahip tek bir dişinin yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca kısır işçi tarafından desteklendiği tümtoplumsal (ösosyal) böcek kolonilerinden bir veya daha çok üreyen birey ile az sayıda üremeyen bireyden oluşan ve işbirliği yaparak üreyen omurgalı topluluklarına kadar değişiklik gösterirler. Toplu halde yaşayan türlerin çeşitliliği göz önüne alındığında neden bazı türler karmaşık toplumlar oluşturur da onlarla yakın akraba olan diğer türler oluşturmazlar? Bu toplumlar içinde neden bazı bireyler üremeye yatkınken diğerleri kendi üreme çabalarını erteleyip başkalarının yavrularını yetiştirmeye yardımcı olurlar? Bu ve başka soruların yanıtlarını belirlemek, toplulukların nasıl ve neden oluştuklarını ve topluluklar içerisinde bireylerin davranışsal rollerinin nasıl belirlendiğini düşünmeyi gerektirir. 

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
1 gün önce
Kuzey Amerika kıtasının alt kısmı şu anda Dünya'nın erimiş mantosuna doğru damla damla akıyor. Texas Üniversitesi araştırmacıları, tomografi modellemesi yoluyla kratonik incelme adı verilen bu jeolojik olayı ilk kez gerçek zamanlı olarak gözlemlediklerini ortaya koydu. Farallon Levhası olarak bilinen okyanusal tektonik levha, 200 milyon yıldır Kuzey Amerika'nın altına dalarken manto malzemesini kratonun altını eriten bir yola yönlendiriyor. Bu keşif, bilim insanlarının kıtaların nasıl oluştuğunu, parçalandığını ve evrimleştiğini daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Mayıs 2019 48 dk.

Uyku, birçok hayvan türünde ortak olarak paylaşılan bir özelliktir. 2012 itibariyle Türkiye’de doğan bebeklerin ömür uzunluğu beklentisi ortalamada 75 yıl civarıdır. Bu kadar yaşayacak insanların ortalamada 25 yıllarını gözleri ve algıları kapalı bir şekilde, uyku halinde geçireceklerini düşünürsek, uykunun türümüz için ne kadar önemli olduğunu fark etmek mümkündür. Sadece türümüz için de değil… Neredeyse beynin ilk evrimleştiği zamanlardan beri çeşitli uyku formları da canlılara eşlik etmiştir. Bu durumda, eğer ki evrimsel tarihimizi aydınlatmak, beyinlerimizin nasıl çalıştığını anlamak ve kendimizi daha iyi tanımak için uykunun nasıl evrimleştiğini ve neden var olduğunu anlamamız gerekmektedir. Günümüzde uykunun hem evrimine, hem de canlılardaki işlevine yönelik çok kapsamlı ve çok yönlü birçok araştırma yürütülmektedir. Bu yazıda, güncel uyku araştırmalardan bazı örnekler ve sonuçlar sunarak sizlere sadece uykuyu, evrimini ve hayatımızdaki yerini anlatmakla kalmayacağız; aynı zamanda uykuyla yakından ilişkilendirilen birçok ilginç konuyu (örneğin rüyaları, uyku sırasındaki düşme hissinin neden yaşandığını, vb.) en temel düzeyde ve basit bir dille anlatmaya çalışacağız. Umarım faydalı olacaktır.

Eğer ki uykuyu anlamak istiyorsak, öncelikle onu tanımlamamız gerekmektedir. Ancak biz insanlar da dâhil olmak üzere binlerce farklı hayvan türünün her gün saatlerce yaptığı bu davranışı tanımlamanın çok da kolay olmadığı görülecektir. Merriam-Webster sözlüğü uykuyu “gözlerinizin ve bilincinizin kapalı olduğu doğal dinlenme hali” olarak tanımlamaktadır. Bu daha ziyade halka yönelik ve bilimselliğe pek de ağırlık vermeyen bir tanımdır. Türk Dil Kurumu ise bu olguyu “Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımın özellikle “her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı” kısmının aslında bir yanılgı ve hata olduğunu yazının ilerleyen kısımlarında göreceğiz. Bu hatadan biraz daha arındırılmış ve biraz daha bilimsel bir tanım, Macmillian tarafından basılan Öğrenciler İçin Sözlük’te bulunabilir: “Uyku, bilinç düzeyinin değiştiği, duyusal aktivitenin ve neredeyse tüm istemli kasların baskılandığı doğal olarak kendini tekrar eden bir durumdur.”

349
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ekim 2018 15 dk.

Beynimizi çok kapsamlı ve gelişmiş bir bilgisayar olarak düşünmeye meyilliyizdir. Çünkü tıpkı bir bilgisayar gibi, etraftan gelen verileri toplar, belli bir merkezde işler ve genler ile çevrenin belirlediği bir altyapı çerçevesinde bu uyaranlara uygun bir cevap üretir. Örneğin ateşe dokunmaktan uzak durur, yemek arar, üremeye çalışır, su peşinde gideriz. Bu yaklaşım öyle yaygındır ki, New Scientist dergisinin 18 Ekim 2018 tarihli bir yazısının başlığı şöyle der: "Beyniniz, 100 milyar mini-bilgisayarın bir arada çalışması gibidir!"

Buna karşılık bazı psikolog ve sinirbilimciler (ve kimi zaman bilgisayar bilimciler de), beynimizin bir bilgisayar olamayacağını, bunun aşırı basite indirgenmiş ve düpedüz yanıltıcı bir metafor olduğunu söylemekte. Bu yazının okurlarının, beynin bilgisayar metaforuna alışık olduğunu tahmin ettiğimizden, tersten başlayalım ve beynin neden bir bilgisayar olmadığı iddiasını anlamak için, Kaliforniya'daki Amerikan Davranışsal Araştırma ve Teknoloji Enstitüsü'nden psikolog Dr. Robert Epstein'in şu sözlerine kulak verelim (makalesinin tamamına Türkçe olarak buradan erişebilirsiniz):

151
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Fatma Yaşın Tekizoğlu
Yazar 14 Haziran 2020 8 dk.

Dünya tarihi, insanların birbirine acımasız davranışlar sergilediği olaylarla doludur. Sadece son yüzyıla baktığımızda bile insanların gaz odalarında yakıldığı, akıl almaz işkenceler nedeniyle hayatlarını kaybettiği, kimyasal silahlara maruz bırakıldığı ya da cinsel şiddete uğradığı pek çok olay örneği görebiliriz. Bunlar ve benzeri acımasız eylemleri gerçekleştiren kişilerin genellikle yaptıklarından zevk aldıklarına ilişkin kanıtlar bulmak da zor değildir. Peki, insanlar nasıl bu kadar kolayca, hatta keyif alarak başkalarına zarar verebilirler?

Kötülük psikolojisine ilişkin yapılan çalışmalar bu konuya birçok farklı açıklama getirecektir. Bu noktada, mağdurları insanlıktan çıkarma eğiliminin, şiddeti kolaylaştıran hatta bundan keyif alınmasını sağlayabilen psikolojik mekanizmalar arasında en çok vurgulananlardan biri olduğunu söyleyebiliriz (Haslam, Loughnan, Reynolds ve Wilson, 2007). İnsanlıktan çıkarma (İng: "dehumanization"), en genel ifadeyle insanların diğerlerini insana özgü statünün altında ya da dışında algılanmasıdır (Haslam, 2006).

85
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Ocak 2017 1 dk.

"Robot" sözcüğü ilk olarak Çek yazar Karel Čapek'in 1920 yılında kaleme aldığı Rossum'un Evrensel Robotları (kısaca R.U.R.) isimli tiyatro oyunda geçmektedir. Her ne kadar Karel oyunun yazarıysa da, kelimenin gerçek mucidi daha az bilinen kardeşi Josef Čapek'tir. Sözcüğün Çekçesi olan "roboti" ya da "robota" "köle işçi" anlamına gelmektedir. Aslında Karel öncelikle "laboři", yani "işçi" sözcüğünü kullanmak istemiştir; ancak bu sözcük hoşuna gitmemiştir.

Oyunda "köle işçiler", yani "robotlar", hücre içi plazmanın kimyasal yollarla değiştirilmesiyle elde edilen, basitleştirilmiş insanlardır. Bu özelliğiyle ilk robotlar, aynı zamanda ilk "insansı robotlar"dır (android). Oyunda bunun nasıl yapıldığına dair teknolojik detaylara girilmediyse de, insanlardan ayırt edilemeyecek kadar benzer yapılar olduğundan bahsedilmektedir. Bu robotların üretim amacı, tamamen duygulardan arındırılmış ve kitlesel üretim araçları yaratmaktır. 

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 4 gün önce 54:34
Akın Karahasan kimdir, ne yapar? Su ayıları nedir, ne yapar? Akademideki sorunlar - Neden bilim iletişimi? Bu muazzam sohbet şimdi kulaklarınızda!
5
Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Yılbaşı gecesi gibi günlerde insanların en yeni anılarını paylaşmak için sosyal medyaya akın edecektir. Ancak yeni bir araştırma, dondurucu soğuklar veya yoğun kar yağışı gibi sert hava koşullarının ve aşırı sıcakların da insanları sosyal medyada daha aktif olmaya itebildiğini ortaya koyuyor.

Psychological Science dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar sosyal medya kullanımının meteorolojik koşullara göre nasıl değiştiğini incelediler. Araştırma, çevresel koşulların sosyal medyadaki davranışları nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlamamızı sağlıyor.[1] Çalışmanın yazarlarından ve Laureate Beyin Araştırma Enstitüsü'nde hesaplamalı davranış bilimci olan Nick Obradovich, şöyle anlatıyor:

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Mürekkeple çarpışılan toplumsal anlaşmazlıklar kanlı iç savaşlarla sonuçlanmazdı.
Kaynak: Medya ve Demokrasi
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Moderatör Uyarısı
Yetersiz Kaynak 1 moderatör tarafından eklendi
Güvenilir bir kaynak belirtilmemiş.
8
Söz
Kağan Köseoğlu
Alıntıyı Ekleyen 26 Haziran 2022
Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “Burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp, çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara “Sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz” diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Sizden Gelenler
Esra Yıldız
Esra Yıldız
20K UP
Üye
Okuduğum içeriklerin bilimselliğine güvenmek ve bu güveni vermek eşsiz bi' duygu. Her kalıptan sıyrılarak bilim ışığında yol aldığınız için sonsuz teşekkürler. Nice on yıllara...
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close