Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
11

Yerçekimi değil de "Kozmik Enerji Basıncı" olabilir mi?

Başta ön yargıyla yaklaştım ama bana saçma gelmedi. Kafama takılan sadece eğer havada madde varsa ve madde olmayan yerden maddeye enerji şarj oluyorsa havasız ortamda balona hava püskürttüğümüzde balonun püskürttüğümüz tarafa doğru hareket etmesi gerekmez mi?
12,293 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
11 Cevap

Aydın Bey'in argümanlarının ciddiye alınacak bir tarafı yok; çünkü bilimin özünü ıskalıyor: Biz bilimde Evren'de olan biten şeyleri gözleyip, onları izah eden teoriler geliştiriyoruz (önce hipotezler, sonra onları ispatlayıp da çürütemedikçe birleştirerek teoriler geliştiriyoruz). Bu teorileri "işkembeden uydurmak" veya "masa başından sallamak" eylemlerinden ayıran şey, teorilerin sadece bildiğimiz şeyleri açıklamakla kalmayıp, henüz bilmediğimiz bazı şeyleri de öngörmesi - ki o sayede onları da test ediyoruz ve gerçekten de doğrulayabilirsek, teorimizin isabetli olduğu konusunda kendimize olan güvenimiz artıyor.

"Oksijen yaşam için gerekli mi, yoksa bizi yavaş yavaş öldüren bir zehir mi?" sorusunu ele alalım. Oksijen gerçekten de canlılığın ezici çoğunluğu için vazgeçilmez; enerjimizi o sayede üretiyoruz! Ama aynı zamanda oksijen tüketen her canlı ölüyor. Bu, "Su içen her canlı ölüyor!" gibi bir geyik de değil, gerçekten de oksijen siyanobakteriler tarafından ilk üretildiğinde kitlesel bir yok oluşa neden olmuştu; çünkü çok "zehirli" bir madde. Ayrıca oksijenin vücudumuzda oksidanlar adı verilen, hücreler için yıkıcı olan moleküller de yarattığını biliyoruz. Ama buna rağmen, biyolojide oksijeni bir "zehir" olarak ele almıyoruz; çünkü canlılık modelimiz, "şey"leri iyi veya kötü diye kategorize etmeye göre değil, "şey"ler her ne ise ve her neye sebep oluyorlarsa o şekilde tanımlanmasına göre geliştirilmiş halde. Moleküler bir makina olan "canlılığın" oksijenle etkileşiminin farklı sonuçlarını analiz edip, modelimizle açıklayabiliyoruz.

Kütleçekimi de cisimlerin birbirlerine olan hareket eğilimini gözlememiz sonucu fark ettiğimiz bir olgu. Geleneksel olarak kütleçekimi, cisimlerin birbirini çekmesi olarak tarif edildi. Sonradan cisimlerin birbiriyle hiçbir alakası olmadığını, her cismin uzay-zaman dokusunu büktüğünü ve o büküm bölgesi içerisinde bulunan diğer cisimlerin de mecburen yön değiştirdiklerini öğrendik (Mikowski ve Einstein sayesinde). Daha doğrusu modelimiz, kütleçekimini bu şekilde tarif edecek şekilde güncellendi. Bu, öylesine müthiş sayıda öngörüye kapı araladı ki (kütleçekimsel merceklenmeden tutun da karadeliklerin dinamiklerine kadar, Büyük Patlama'nın arkasında bıraktığı izlere kadar, kütleçekim dalgalarına kadar), teoriyi çürütmenin belki 5000 farklı yolu vardı. Ama 5000'ini de test ettik (veya etmeye devam ediyoruz), teori yanlışlanmıyor. Tabii ki kuantum dünyayı açıklayamamak gibi kritik pürüzleri var; ama modern kütleçekim modelleri yerine bir şey koyacaksanız, sadece açıklanamayan şeyleri açıklamanız yetmez, halihazırda var olan modellerle açıklanan her şeyi de açıklamanız gerekir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu tür "gök itimi" modelleri, sadece halihazırda açıklanabilen şeylerin bir kısmını izah edebiliyor. Açıklanamayan hiçbir şeyi açıklayamıyor veya iki teoriyi birbirinden ayırt etmemizi sağlayacak bir deney önerisinde bulunamıyor. Daha fenası, günümüzde zaten kütleçekimin "çekim" ile alakası olmadığını biliyoruz! 3. sınıf haber siteleri tarafından popülerize edilen bu tip modeller, bu yalın gerçeği bile görmezden geliyor, halkı aldatıyor.

Dolayısıyla sadece bu vakada değil, "yeni bir teori" vakasıyla karşılaştığınızda, şunları sorun:

  • Şahıs, var olan modelleri akademik seviyede izah edebilecek kadar literatüre hakim mi? Bunun güzel bir testi, fizik profesörleri tarafından basit, doktora seviyesinde bir sınava tabi tutulması olur.
  • Şahısın ileri sürdüğü model, belli şeyleri mi açıklıyor, her şeyi mi açıklıyor? Evrendeki her şeyi bir bütün olarak açıklayabilen teoriler, genellikle uydurma teorilerdir.
  • Şahıs, geliştirdiği modeli akademik seviyede matematikle mi ifade ediyor, lise ve altı seviyede bir matematikle mi? Çoğu durumda büyük "fizik teorileri" türeten kişilerin matematiği, lise (ve belki 1. sınıf üniversite) matematiğinin ötesine geçemiyor.
  • Şahıs, modelini saygın, akademik bir fizik dergisinde yayınlamış mı? Unutmayın: Çığır açıcı modeller, jurnallerin gözü kapalı üzerine atlayacağı şeylerdir. Çünkü asırlar boyunca atıf almaya devam edecek makaleleri kendi dergilerinde yayınlamak isterler. Ama alay konusu olmamak ve saygınlıklarını korumak için de çok sık denetime tabi tutarlar. Her ay onlarca akademisyen bu zorlu testleri geçip çalışmalarını yayınlayabiliyor, unutmayın!
  • Şahıs, "bilim fedaisi" olduğunu iddia ediyor mu? Ediyorsa, uzak durun. Evet, bilim tarihinde bilim fedaileri var (keza doğruyu söylemesine rağmen görmezden gelinenler de var). Ama bunlar, milyonda 1 vakalar ve giderek azalıyor, çünkü artık insanların sesini duyurması çok daha kolay. Bir de unutmayın: Bilim insanları, çalıştığı gösterilebilen bir modeli dışlamaz. Neden dışlasınlar? Çalışıyorsa, çalışıyordur.

Devam edebilirim ama uzatmayayım. Şöyle bir döküman hazırlamıştık yıllar önce, ona da bakabilirsiniz.

Ben bu beyefendinin videolarını izledim (yukarıda maddelediğim her şeye uyuyor değil, onu da söyleyeyim; mesela görebildiğim kadarıyla henüz bir "fedailik" iddiası yok). Bilime herhangi anlamlı bir şey kattığını göremedim. Lafın açıldığı durumlarda konuştuğum profesyonel fizikçilerin hepsi de hemfikir. "Gök itiyor, çünkü kozmik enerji kütlenin açtığı boşluğu dolduruyor." demenin anlamlı olarak öngördüğü, test edilebilir hiçbir tarafı yok. Sadece kulağı kafanın etrafından dolaşıp tutmaya benziyor. Dahası, dediğim gibi, kütleçekiminin zaten "çekim" ile ilgisi olmadığını anlamıyor. Teknik olarak bir cismin bir kütleçekim kuyusuna düşmesi, kuyuya dönük olan tarafında "çekme", kuyudan uzak olan tarafında "itme" olarak tarif edilebilir. Bundan faydalanıyor, hepsi bu. Mesela şu videoyu izlerseniz, genel göreliliğin kütleçekim tarifinin klasik mekanikteki diğer birçok unsura benzetilebileceğini görebilirsiniz ("çekme", "itme", "suyun akışı", "yamaçtan yuvarlanma", "basınç altında kayma", vb.). Ama bunların hepsi metafordan ibaret. İşin özünü anlatan en iyi izah, şimdilik görelilik teorisi:

Eğer videolarda ve yazılarında göstermediği über bir tespiti varsa, akademiyi bildiğini iddia eden biri olarak, bunu akademik dergilerde yayınlaması gerekir, şahsi web sitesinde değil. Bilim, kitaplarla, videolarla, internet siteleriyle üretilmez. O nedenle Evrim Ağacı'nın hiçbir noktasında "yeni bilim" ürettiğimizi iddia etmiyoruz, edemeyiz de zaten. Biz, sadece bilimin o anki durumunu insanlara anlatmakla mükellefiz. Bilimle ilgili atıp tutan herkes şu kadarcık farkındalığa erişebilse, Türkiye'de çok ciddi atılımlar sağlardık.

185 görüntülenme
20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Eftal Oturakçıibogil
Skeptik
Orijinal Soru: Türk Fizikçi Aydın Özoğlu'ndan "Yerçekimi Yoktur" iddiası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Merhaba,

Aydın Bey'in röportajındaki[1] iddialara bakalım.

1)Kendisinin küçükken yer çekimine inanmadığını söylüyor ilerleyen yıllarda buna kanaat getiriyor (neye dayanarak?) ve kozmik itim olduğunu söylüyor (Ayın bizi zemine itmediği ne malum?) ama elinde formülüze edilmiş bir şey olmadığını için 13 yıl formülüze etmeye çalışıyor.

Tüm Reklamları Kapat

2)Newton hareket kanunlarının bilim insanları tarafından mutlak doğru olarak kabul edildiğini söylüyor.

3)Işığın boşlukta hareket edemeyeceğini söylüyor. (Denizde dalga var ama su yok)

4)Sonlara doğru ise bilim insanlarının koltuklarından olmamak için kendisine inanmadıklarını belirtiyor.

Kendi argümanlarını bu temellere oturtmuş.

Tüm Reklamları Kapat

Ben de çıkıp Newton hatalıydı formül aslında

şeklindedir diyebilirim belki formül ilk bakışta mantıklı gelebilir ama önemli olan matematiksel ifadenin ne anlattığıdır. Yukarda verdiğim örnekte a=0 olsa bile cisimlere bir kuvvet uygulanır ki pek mantıklı değil.

Benzer şekilde , derim kim ne diyebilir ki? 13 yıl uğraşmaya gerek yok siz de 10 saniyede benim gibi formülüne görece yakın sonuçlar veren formüller üretebilirsiniz. Bunun üstesinden ne gelebilir?

Bilim ve bilim insanları tabiki! Yöntemleri ve içerdiği veriler açık bir şekilde belirtilmiş bir iddia denenir yanlışlanır veya heyecan verici yeniliklere kapı aralar.

Aydın Bey ise akademik camiada yayın yapmak yerine internette yayın yapmayı seçmiş ve tabiki ilgi çekici haber yapmak isteyen haberciler de bunu haberleştirmişler. Olması gereken Aydın Bey'in önce makalesini akademik camiada yayınlaması sonra duruma göre bunun haber olması. Etik olan budur.

Sitesine baktığınızda Aydın Bey'in birkaç fikri üzerine temellendirilmiş formüller var peki verileri nerde? Bu iddia bilimin hangi özelliklerinden test edilerek geçti? Örneğin Einstein Özel Göreliliği ortaya attığında ışığın büyük kütleli cisimler etrafında büküleceğini ön görüyordu ve bu gözlendi.[2]

Gerçekler bizim onla alakalı düşüncemiz her ne olursa olsun gerçektir. Ha Newton öyle demiş ha Aydın Bey böyle demiş. Bu yüzden bilim insanları da yeni verilerle teorilerini her zaman test ederler testlerden geçemeyen her teori yerini yeni verileri ve eski verileri açıklayabilen gelişmiş teoriye bırakır.

Newton hareket kanunları 300 yıl boyunca doğrulandı[3] daha sonrasında Merkür'ün perihelion problemi ve 3 gezegenin hikayesi gibi olaylarda çalışmadığı görüldü. Einstein çıktı hem Newton'nun açıkladığı hareket olaylarını hem de açıklayamadıklarını açıkladı.

Aydın Bey elektiriğin elektron hareketiyle olamayacağını söylüyor. Elektronun çok yavaş olduğunu söylüyor. Yavaş olduğu doğru ama zaten ilgi çekici olan yüklü parçacığın hareketi.[4][5][6] Elektrik dediğimiz şey yüklü parçacığın hareketinden sonra oluşan elektrik ve manyetik alan sayesinde var.

Tüm Reklamları Kapat

Aydın Bey ispat yükünü bizim omuzlarımıza atıyor akademiye de değil bildiğin bakkal Mehmetin, öğrenci Ayşenin. Bizim bunu çürütmek için bir emek vermemize gerek yok zaten izlenmesi gereken yol izlenmeyerek iddia ortaya atılmış. Peki şu anda söyledikleri yeterli mi? Hayır iddia ne kadar büyük olursa o kadar çok delile ihtiyaç duyar. Kendinden önceki bilim insanları (Newton, Einstein) nasıl bir yol izlediyse kendisi de aynen izlemelidir.

Konuya Arsel Berkat Acar'ın şu sunusunda[7] yaptığı gibi yaklaşmak doğru olacaktır.

Carl Sagan, Şüphecilik Kiti
Carl Sagan, Şüphecilik Kiti

Sonuç olarak niyetini bilemem ama yaptıkları klasik bir sahtebilimcinin (astrolog, aşı karşıtı vs) yaptığından fazla bir şey değil. Ciddiye alınacak bir tarafı yok.

607 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Aydın Özoğlu. Aydın Özoğlu-Röportaj. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: aydinozoglu | Arşiv Bağlantısı
  2. Ankara Üniversitesi. Eddington Deneyi. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri | Arşiv Bağlantısı
  3. BilimNeDiyor Youtube kanalı. Celal Şengör-Newton Yanıldı. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  4. Çağrı Mert Bakırcı. Elektrik Nasıl Çalışır?. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  5. Veritasium. Misconception About Electricity. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  6. Çağrı Mert Bakırcı. Işık Hızı. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  7. Arsel Berkat Acar. Modern Çağda Şüpheciliğin Önemi. Alındığı Tarih: 27 Ocak 2023. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör
Orijinal Soru: Bu iddiaların doğruluğu nedir?

Öncelikle ben bu işte top-notch bir noktada değilim ancak boş da değilim. Anladığım kadarıyla çok çok kısa bir şekilde özetlemeye çalışarak cevaplamaya çalışacağım. Eğer cevabımda bir hata olursa lütfen alıntı yapıp hatayı ve nedenini belirtiniz.

Büyük Patlama Teorisinin Reddedilmesi:

"Yerçekimsel çekim temelli bir Büyük Patlama yoktu" iddiası Büyük Patlama teorisini destekleyen geniş çaplı kanıtlarla çelişmektedir. Büyük Patlama sadece yerçekimi çekimine dayanmaz; kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu, evrenin genişlemesi (Hubble Yasası) ve hafif elementlerin bolluğu gibi gözlemlerle de desteklenir. Bu gözlemler Büyük Patlama modeli tarafından tutarlı bir şekilde açıklanır.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Kozmik Enerji Basıncı:

Metin standart kozmoloji modeline alternatif olarak "kozmik enerji basıncı" kavramından bahsediyor ancak bu kavram ana akım fizik tarafından tanınmamaktadır. Terim net bir şekilde tanımlanmamış ve bilinen fizik teorilerine dayanmamaktadır.

Fiziksel Büyüklüklerin Yanlış Yorumlanması:

Tüm Reklamları Kapat

gibi verilen denklemler çeşitli sabitler ve büyüklükleri matematiksel veya fiziksel olarak tutarlı olmayan bir şekilde karıştırmaktadır. Örneğin ve diğer üstel terimlerin kullanımı keyfi görünmekte ve bilinen fiziksel yasalar veya birimlerle uyumlu değildir...

Kara Delikler Hakkında Yanlış İddialar:

Kara deliklerin "devasa boşluklar, dolan" olduğunu iddia ediyor ki bu doğru değildir. Kara delikler yerçekiminin o kadar güçlü olduğu uzay bölgeleridir ki... Yani şu platformdaki uzayla en alakasız insan bile biliyordur bunu o yüzden burayı detaylandırmayacağım. Boşluk değil aksine son derece yoğun kütle konsantrasyonlarıdır.

Matematiksel İfadelerdeki Hatalar:

Son matematiksel ifade hatalıdır. Bu terimlerin eşitlenmesi için fiziksel veya matematiksel bir gerekçe yoktur ve enerji, kütle veya kozmolojik sabitlerin standart formülasyonuna uymaz.

Kozmolojik ilkelerin spekülatif ve bilim dışı bir yorumunu temsil etmektedir. Evrenin kökenleri ve dinamikleri hakkındaki yerleşik anlayıştan önemli ölçüde sapmaktadır. Geçerli alternatif modelleri keşfetmek veya ana akım kozmoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz hakemli bilimsel literatürü veya iyi bilinen kaynakları gözden geçirmeniz şiddetle tavsiye edilir... En uygun bu dille anlatabilirim herhalde.

Kaynaklar

  1. princeton. Galaxies, The Expanding Universe, And The Big Bang. Alındığı Tarih: 23 Ağustos 2024. Alındığı Yer: princeton | Arşiv Bağlantısı
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Özgür Odabaşı
Araştırmacı

Nerden başlayacağımı bilmiyorum:)

Bilimde genel geçer kurallar tanımları farklılaşabilir genişleyebilir hatta kökten değişebilir. Bu değişimler bizi gerçeğe bir adım daha yaklaştırır.

Bence Aydın Bey kesinlikle 'gök itimi' tarzı spekülatif açıklama yapmıyor. Gayet bilgili biri olduğu aşikar ancak açıklamaları-nasıl desem- biraz farklı bir açıdan bakmış gibi. Kozmik enerji basıncının ne olduğunu şahsen tam olarak anlayamadım. Demek istediği ya da benim anladığım şu: aslında maddenin olmadığı, bu maddeyi var eden şeyin kendi deyimi ile dolu olan uzayın preslenmesi ile var olduğu.

Tüm Reklamları Kapat

Kütleçekim kanunu "şu an bildiğimiz kadarıyla" bellidir. Belirsiz olan durumları var tabi ki. Mesela kütlecekiminin uzay zaman dokusundan kaynaklandığı biliniyor. Ancak hala nedeni tam olarak bilinmiyor. Burada kütlecekim teorisi ile kuantum fiziğini birbirine bağlayan 'graviton' adlı bir alandan ya da parçacıktan bahsediliyor. Eğer bu parçacık keşfedilebilirse- ki şahsi düşüncem pek olası değil- 4 temel kuvvetin de kuantum mekaniği ile açıklanabilir olacağı öngörülüyor. Şimdi Aydın Bey'in söylediği bazı argümanlara değinmek isterim.

-Hocamızın dediği elektrik iletimi elektronların hızından bağımsız olarak ışık hızında elektromanyetik dalga ile iletilir.

-Antenden yayılan bir dalganın taşıyıcısı olması gerektiğini söylüyor. Aynı şekilde antenden yayılan radyo dalgaları ses ya da deniz dalgası gibi bir taşıyıcı maddeye ihtiyaç duymaz, ışık hızında ilerler ve taşıyıcısı uzay zaman dokusunun kendisidir. Elektromanyetik spektrumunda frekans aralığı 300 gigahertz ile 30 hertz, dalga boyu olarak 1 milimetre ile 10,000 kilometre arasında tanımlanmıştır.

- Newton kütleçekim teorisini elma tarlasında gezerken kafasına elma düştükten sonra bulmadı:) Bunu kim uydurdu bilmiyorum ama sadece şu soruyu sordu: "Bir elma neden sağa sola ya da yukarı doğru düşmez, aşağı dikey yönlü düşer?"

Tüm Reklamları Kapat

-Hocamız boşluk dediğimiz şey aslında dolu diyor. Doğrudur uzay zaman dokusu dediğimiz şey 'kuantum köpüğü' denilen alanlardan oluştuğu düşünülüyor. Zaten bu boşluk denilen şeyin "hiçlik" olmadığını biliyoruz. Ne olduğu şu anki bildiklerimizle tam olarak açıklanamıyor. Karanlık madde ve karanlık enerji vardır ama ne olduğu bazı teoriler olmasına rağmen açıklanabilmiş değil.

-Madde dediğimiz şey boş, boşluk dediğimiz şey dolu diyor hocamız. Aslında madde, atom dediğimiz şey bir tür yoğunlaşmış enerjidir. Bir atomu oluşturan parçacıkların büyük bir kısmının zayıf ve güçlü nükleer kuvvetten ufak bir kısmı da higgs alanından oluştuğu düşünülüyor. Bence hocamızın anlattığı kozmik enerji basıncı dediği şey maddeye kütle kazandıran higgs alanıyla bir bağlantısı var.

-Hocamız antimadde uydurma bir tanımdır diyor. Antimaddenin varlığı gözlemlerle doğrulanmış bir şey.

Hocamızı biraz acele dinleyip yazdım yanlışım varsa kusura bakmayın:)

350 görüntülenme
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Mert Kaçar
Araştırmacıyım

Anlattığı şey bence doğru değil şu yüzden ağır nesnelerin çekim kuvveti vardır. Dediklerine göre yukarı çıktıkça basıncın artması lazım ama öyle olmuyor tam tersi dünyanın çekirdeğine yaklaştıkça çekim artıyor. Suda derine indiğin zaman basınç ve çekim artıyor profösorün dediği gibi olsa aşşa indikçe azalması gerekir.

201 görüntülenme
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close