Evrimsel süreçte kesinlikle her gün doymak yoktu. Her gün 2-3 öğün yemek hiç yoktu. Tarıma geçiş sonrası çok kişi yi ucuza doyurmanın sonuçları olarak insan işgücü kullanımı nedenli bir beslenme alışkanlığı değişimi oluştu zamanla. Ve bir çok otör e göre insanlığın içine düştüğü en büyük hata idi buğday a tutsak beslenme ve yaşama. Fabrika ayarlarımızdan uzaklaşmanın en büyük ve ilk aşaması olarak görülmekte. Bugün kronik ve dejeneratif hastaliklarda un seker sedanter yasam gibi ucuz ve konforlu yasam sekillerinin izlerini görüyoruz.
Açlık, evrimsel süreç açısından biyolojik bir ihtiyaç. Yemek nasıl bir ihtiyaç ise, aç kalınan süre de IHTİYAÇ metabolizma için.
Bu yoruma bağlı olarak aç kalsak daha iyi olur anlamında bir ihtiyaç değil.
Sindirim ve rejenerasyon iki ayrı süreç. Ve aynı anda yapilamiyorlar. Sindirim güneş batımıyla bitmiş, besin alımı sona ermiş olmalı ki, artık yenilenme süreci başlasın. Tamir edilecek dokularin onarimi, kanserli hücrelerin temizliği vs. Sorunlu hale gelmiş hücreler, diğer hücrelerce sindirilerek yedek parça olarak kullanılırlar. OTOFAJI denir. Ve bu önemli sistem de yoğun olarak aç iken çalışır. Sorunlu hücrelerin yeni hücreler ile değişmesi bir nevi fortifiye gibi eskimiş parçaların yenisi ile değişerek üst modele geçiş gibidir. Vücuda bunu yapmasına musade edecek süre verilmediğinde, eski hücrelerin kullanımı devam eder. Özellikle sigara şeker gibi zehirlerin temizlenmesi için harcanan kapasite, hücre yenilenmesini geri plana ittiği için 20 yıl sonra oluşması muhtemel sorunları erkene taşır. Bir de enerji üreten organeller mitekondrilerin de yenilenmesi aç süreçte olur. Bu da MITOFAJI. Görevini yerine getiremeyecek duruma gelmiş mitekindriler de sindirilir ve yenileri üretilir bu süreçte.
Diyabet ve kanserlerin hızlı artışı (hızlı kelimesi fazla iyi niyetli oldu ama olsun), yanlış kaynaklardan ve yoğun fazla beslenmenin sorgulanır hale gelmesini sağladı.
Normalde akşam 7 sonrasından sabaha kadar olan açlık bizim yenilenme sürecimiz için yeterli görülmekte. Modern dediğimiz yaşamda bunu pek göremediğimiz için aralıklı oruç daha bir önemli görülmeye başlandı.
Aslında yanlış kaynağı vücuda almaktansa ac kalmak çok doğru olacaktır. Öğün atlamanın faydaları konusu bütün otorlerin konsensüs olarak birleştiği bir konu. Orucun sadece hücresel düzeyde değil, daha bir çok konuda uzunfaydaları var. Çünkü fabrika ayarları buna uyumlu. Biz o kadar uzaklastik ki Homosapiens in yaşam biçiminden, aç kalmayı kötü bir şey zanneder olduk.
Nicola Tesla, henüz biyokimya hatta biyolojik bilimsel verilerin olmadığı dönemde bile bu konuyu kendince çözmüş inanılmaz şekilde. Az yemenin az metabolik atık üreteceğini ve bunun da uzun yaşamı sağlayacağını düşünerek ileri yaşlara kadar yaşamıştır. Kişilerin elektromanyetik alanlarının rezonansinin olası sonuçlarının önemini bilerek davranan bir dehanin bu korelasyonu düşünebilmesi şaşırtıcı değil sanırım.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (26 Nisan 2020). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı