Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
13

Nasıl oluyor da bir amacı varmış gibi görünen özellikler evrim sürecinde oluşabiliyor?

Biyoloji neden bunu "amaçlılık" ile değil doğal seleksiyonla açıklıyor? Ör: Kamuflaj desenli balıklar. Not:Evrim teorisini kabul eden ve konuyla ilgili çok okuma yapmış biriyim, hatta ateistim, o yüzden "Tanrı öyle yaratmıştır" diyen biri değilim ama "diğer desenlere sahip olanlar elendi, bir tek bunlar kaldı" şeklindeki açıklama bana çok kaçamak bi cevap gibi geliyor.)
939 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap

Çünkü eskiden var olmayan bu özelliklerin doğal seçilim ile evrimleştiğini biliyoruz.

  • Yaptığımız laboratuvar deneylerinde ve saha gözlemlerinde, canlı özelliklerinin bulundukları ortama göre zaman içinde değiştiğini biliyoruz.
  • Bu değişimin o anki avantajlılar üzerinden ilerlediğini ve çevre değiştikçe eskiden avantajlı olanların dezavantajlıya düşebildiğini biliyoruz (dolayısıyla belli bir dönemde, geçici olarak avantajlı olmak objektif/ilahi/mutlak bir avantaj veya "evrensel bir seçilmişlik" değil).
  • Bugün kamufle olabilen canlıların, iklim değişimi veya insan hiç olmasaydı da olabilecek çevresel değişimlerle kamufle olamadıkları şartlarda kalabileceklerini ve buna göre değişeceklerini de biliyoruz.

Bunları bildiğimize göre, adaptif özelliklerin doğal seçilim ile açıklanmasından daha normal bir şey olamaz. Bunca veri, gözlem ve deneye rağmen bunun aksini iddia edenler, genelde cevabı aramaktan ziyade, kendi arzuladıkları cevabı dayanaksız bir şekilde kabul ettirmeye çalışanlar oluyor.

Hem "Böyle olmayanlar elenmiş" cevabı hiç de kaçamak bir cevap değil: Doğada, simülasyonlarda, laboratuvarda, fosillerde, genlerde, anatomide, fizyolojide, davranışlarda tekrar tekrar, direkt olarak gözlediğimiz şey bu. Belli bir şekilde söylenince kulağa fazla basit geliyor diye nasıl "kaçamak" olabilir? Buna "kaçamak cevap" diyorsanız, sözünü ettiğiniz, hiçbir şekilde gözlenmemiş alternatifler nasıl "kaçamak" olmuyor? Bu şekilde, tutarlı bir dünya görüşü ve evren izahatı inşa etmek mümkün değil.

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca genelde teleoloji ("teoloji" değil, "amaçlılık" anlamına gelen teleoloji) fikrinin neden hatalı olduğu da genelde yanlış anlaşılıyor: Amaçlılık açıklamasındaki (yani teleolojik izahtaki) problem, evrimleşen özelliklerin bir amacının olup olmaması falan değil. "Doğal seçilim" yerine "amaçlılık kuvveti" diye bir isim de koyabilirdik sonuçta...

Oradaki problem, "amaçlılık" açıklamasının şu ek iki varsayımdan biriyle (veya ikisiyle birden) gelmesi:

  • "Amaç" sözcüğü evrensel bir tabir değil de antropojenik ("insan kaynaklı") bir sözcük olduğu için, doğada bir "amaç" olduğu söylendiğinde, insan-benzeri bir "amacı belirleyen" ("Tanrı") olması,
  • Amacın (herhangi bir şekilde/nedenle) önceden belli olması ("teleoloji").

Bu varsayımların ilki, bizi asırlardır çözümsüz bir şekilde süregelen en tipik metafizik tartışmasına götürüyor: Tanrı var mı yok mu? Şu anda (özetle) pozisyonlar şunlar:

  • Bilimde (teizmden/ateizmden tamamen bağımsız olarak) boş hipotez gereği bu ek varsayımı reddediyoruz; çünkü basitçe, ispatlanmış veya bilimde karşılaştığımız herhangi bir sorunu nesnel olarak çözebilen bir varsayım değil (yani "işe yarar" veya "ihtiyaç duyulan" bir varsayım değil).
  • Teistler, (bilimden tamamen bağımsız olarak) o varsayımın kabul edilebilir, işlevsel ve bariz bir varsayım olduğuna inanıyor.
  • Ateistlerse bunun aksini iddia ediyor.

Sözünü ettiğim ikinci varsayım olan teleolojiyse, başka cevaplarda söz edildiği gibi (Tanrı'nın varlığından bağımsız olarak), kuantum mekaniği falan gibi daha derin sebeplerle belki olabilirdi. Mesela süperdeterminizm gibi yorumlar bu tür şeylere biraz kapı aralıyor; hani "Belki de şeylerin neye evrimleşmek zorunda olduğu Büyük Patlama anından itibaren bellidir." falan gibi senaryolar kurulabilir. Gerçi bu tür bir süperdeterminizmin "amaç" olduğunu söylemek de zor, çünkü süperdeterminizm; alternatifsiz, domino etkisiyle belirlenen, bilinçsiz bir gelecek öngörüyor. "Amaç" dediğimizdeyse o şeyin o şekilde olmasının bir "sebebi", mesela "tasarlanmışlığı" veya "yüce bir amaca hizmet etmesi" gibi, bizi genelde yukarıda sözünü ettiğim ilk varsayıma götüren faktörler de giriyor (zaten "amaç" sözcüğünün anlam-yüklü bir sözcük olması ve bu tartışmaları çıkmaza sokması da bundan). Ancak ne olursa olsun, hâlihazırda süperdeterminizm gibi yorumların doğru olduğunu gösteren ve/veya varsayılması hâlinde süperdeterminizmin alternatif hipoteze avantaj sağladığını gösteren hiçbir veri yok. Veri ve fayda yoksa, (felsefi kurcalamalar ve düşünsel eğlence haricinde) ciddiye almak için bir gerekçe de yok.

Tüm Reklamları Kapat

Bu varsayımların geçerliliği konusunda sabaha kadar kavgaya tutuşabilirsiniz; ancak her ikisi de hakkında hiçbir nesnel veri olmayan konular olduğu için, sonuca varamayacağınız neredeyse garanti edebilirim.

Ama yine de şunu da söyleyeyim: Sadece doğal seçilimi değil, var olan tüm doğa yasalarını süpergüçlerin kudretine bağlayabilirsiniz, bunda temelde bir sorun yok. Hatta bu, bugüne kadar hep yapıldı (Newton veya Mendel gibi bilim öncülerinin yaratıcıya bol bol atıf yaptığını duymuşsunuzdur). Sanki yokmuş gibi pazarlansa da, Evrenle ilgili tüm bilimsel bulguları şahsi inançları ve tanrıları merceğinden yorumlayan çok kişi var. Ancak bilim tarihi boyunca yapılan denemelerde, bu ekstra varsayımların hiçbir işe yaramadığı görüldü ve başarısız bir yöntem olduğu için, bilimin evrimi içinde, kendiliğinden yavaş yavaş elendi ve nihayetinde büyük oranda terk edildi. Bu konuyla ilgili olarak şuradaki cevabım ekstradan bilgiler ve alternatif yorumların sebep olduğu problemlere örnekler içeriyor, faydalı olabilir.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Severhan Şimşek
Öğrenci

Öncelikle doğal seçilim mekanizması nasıl çalışır onu anlamamız gerekmekte. Doğal seçilim dediğimiz mekanizma, popülasyon içerisindeki çeşitlilik sayesinde ortama en uygun olan canlının neslini devam ettirebilme olayına verilen isimdir. (Tam olarak doğru açıklayamamış olabilirim ancak böyle daha anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum) Örnekte verdiğiniz kamuflaj desenli balıklar seçilime çok güzel bir örnektir. Bu kamuflaj onların avcılardan saklanmalarına olanak sağlamaktadır. Şimdi size bunu güzel bir örnekle açıklayacağım.

Elimizde üç farklı renkte fare olsun. Bunlardan birincisi mavi, ikincisi kırmızı, üçünsüsü ise yeşil renkli olsun. Orman ortamında bu farelerin avcılardan saklanabilmesi için en uygun olan rengin yeşil olacağı konusunda hemfikiriz herhalde. Çünkü ormanda yeşil renge sahip olmak daha fazla kamuflaj imkanı sunmaktadır.

İlk olarak mavi renkli fareyi ele alalım. Elimizdeki mavi renkli fare diğer avcılar tarafından kolaylıkla farkedildi ve avlandı. Dolayısıyla kendisindeki mavi renkli olmasını sağlayan genleri de yavrularına aktaramamış oldu.

Tüm Reklamları Kapat

İkinci olarak kırmızı renkli fareyi ele alalım. Ancak kırmızı renkli farenin de kaderi mavi renkli fareden farklı olmayacak ve dolayısıyla kırmızı renkli olmasını sağlayan genleri yavrularına aktaramayacaktır.

Şimdi üçüncü olarak yeşil renkli fareyi ele alalım. Bu fare yeşil renkli olduğu için düşmanlarından daha kolay saklanacak ve daha iyi kamufle olacaktır. Bu kamuflajı sayesinde daha uzun süre hayatta kalacak ve yavrularına yeşil renkli olmasını sağlayan genlerini aktarabilecektir. Bunun sonucunda popülasyonda yeşil renge sahip olan farelerin sayısında artış meydana gelecektir.

Bu ve benzeri birçok örneği doğada görmekteyiz. Örnekleri kaynaklar bölümünde belirteceğim. Ancak bazı zamanlarda türün en uyumlu olanları yanlış zamanda yanlış yerde bulundukları için ölebiliyorlar. Ya da tam tersi, en uyumsuz olan birey doğru zamanda doğru yerde bulunduğu için hayatına devam edebliliyor. Buna genetik sürüklenme deniliyor. Bu konu ile ilgili makaleyi kaynaklar kısmında belirteceğim.

180 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ç. Mert Bakırcı. (2011). Kamuflaj Örnekleri. Evrim Ağacı, sf: 1. | Arşiv Bağlantısı
  2. Ç. Mert Bakırcı. (2011). Genetik Sürüklenme. Evrim Ağacı, sf: 1. | Arşiv Bağlantısı
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
182K UP
Bilim ve felsefe okuru

İnsanların anlamadığı şu. Canlılıkta çeşitlilik oluşmasa yani örneğinizde bahsettiğiniz balıklardan doğal seçilimle elenmeyecek olan yapıdaki balık hiç ortaya çıkmasa doğal seçilim mekanizması ne olursa olsun sonuç değişmezdi. Peki o balıktaki avantaj sağlayan desen nasıl ortaya çıktı. İşte bu noktaya gelmeden doğal seçilim yada evrim konusunda insanların doğru düşündüğünü söylemek pek mümkün değil. Hatta bu noktaya gelmeden düşünülen şeylerin doğadaki canlı çeşitliliği karşısında çok basit olduğunu da söylemek gerek . Bize bu noktada da şunu diyecekler bu desen tesadüfen ortaya çıktı diyecekler. Peki tesadüf nedir. Herşeyi tesadüfe bırakırsak şuandaki dünyanın yaşının bile bu canlılıktaki çeşitliliği ortaya çıkarmaya yetmeyeceğini düşünüyorum. O zaman başka ve daha derinde mekanizmalar var ve bunlar daha keşfedilmedi. Canlılık ile çevrenin etkileşiminde çok daha başka mekanizmalar var. Bunların da kunatum fiziğine dayalı olması kaçınılmaz gibi. O ilk desenin ortaya çıkması kuantum fiziğine bağlı ve ilerde bu kesinlikle ortaya çıkacak diye tahmin ediyorum. Çevre ile canlılar etkileşim de ama bu sandığımız kadar basit değil çok daha derin bir bir etkileşim. bunu bilim mutlaka keşfedecek. İşte o zmaan sorunuza tam ve doğru bir cevap verebileceğiz. Kuantum biyoloji çağına herkes kendini hazırlasa iyi olur. Daha bilmediğimiz çok çok şey var. Ama insanlar bunun farkında değiller.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close