Sorunun cevabı aslında çok basit: Kütleçekimi aslen "iki cismin birbirini çekmesi" demek değil. Klasik Fizik ya da Newton Fiziği'ne göre bu böyle tanımlanır, evet. Bu yüzden okullarda hep bu basit versiyonu öğretilir. Ancak günümüzde Newton'un Kütleçekim Teorisi'ni büyük oranda ekarte etmiş ve bu teorinin kullanımını, sadece günlük yaşantımızdaki sıradan nesnelerle sınırlandırmış olan Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi sayesinde biliyoruz ki, kütleçekimi "cisimlerin birbirine kuvvet uygulaması" olayı değil. Kütleçekimi dediğimiz olay, uzay-zaman dokusunun kütleli cisimlerin etrafında bükülmesiyle ilgili.
Özellikle büyük kütleli cisimler, içerisinde bulundukları uzay-zaman dokusunu, tıpkı gergin bir çarşaf üzerine bırakılan ağır bir top gibi bükerler:
Yukarıdaki 3 boyutlu bükülmeyi anlamak zor olduğundan, şu şekilde 2 boyutta gösterimler yaygın:
Bu bükümün etki edebildiği bölgeden geçen her cisim, uzay-zamanın dokusundaki bu bozulmadan etkilenir. Buna kütleli-kütlesiz her cisim dahildir. Örneğin Ay'ın Dünya'nın yörüngesinde dönmesinin nedeni, aralarında bulunan çizgisel bir çekim kuvveti değildir. Dünya'nın uzay-zaman dokusunu bükmesinden ötürü oluşan çukur içerisinde Ay'ın dönüp durmasıdır.
Aynı şekilde, bu bükülmeden ışık da etkilenmektedir. Eğer ki ışığın geçtiği yolda büyük kütleli bir cisim varsa (bir karadelik gibi), bu cismin uzay-zaman dokusunu bükmesi, ışığın yolunu değiştirmek zorunda kalmasına neden olur. Çünkü ışık, kütlesinin var olup olmamasından bağımsız olarak uzay-zaman dokusu içerisinde ilerlemek zorundadır. Eğer ki bu doku bükülmüşse, ışık da onu takip etmek zorundadır:[1]
Dolayısıyla ışık, kütleçekiminden rahatlıkla etkilenebilir. Tabii kütlesiz bir cismin nasıl olup da enerjisinin olabildiği ayrı bir konu.
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı. Fotonlar Kütlesizse, Kütleçekiminden Neden Ve Nasıl Etkileniyorlar?. (2 Temmuz 2021). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı