Evet, hatta bir simülasyonda yaşamadığımız neredeyse kesin. İzah edeyim:
Simülasyon Teorisi öylesine ileri sürülmüş, hiçbir mantıksal dayanağı olmayan, "Doğru olsa ne süper olurdu ya!" denerek geliştirilmiş bir argüman değil. Bir mantığı var:
- Medeniyetler, kendi geçmişlerinin veya alternatif gerçekliklerin hipergerçekçi simülasyonlarını yaratmaya ilgilidir (tıpkı insanların şu anda olduğu gibi).
- İnsanlar, simülasyonlar yaratmaya başladığından beri bu teknolojinin gerçekliği eksponansiyel olarak gelişmiştir. Eğer Tetris gibi oyunlardan başlayıp, sadece birkaç on yılda gerçekten ayırt edilemez simülasyonlar yarattıysak, bundan onlarca, yüzlerce yıl sonra yaratacağımız simülasyonlar bildiğimiz "gerçek hayat gibi" olacaktır ve içinde bilinçli varlıklar bile olacaktır.
- Bu simülasyonlar içindeki bilinçli varlıklar da kendi geçmişlerini ve alternatif gerçeklikleri simüle etmeye ilgi duyacaktır ve nihayetinde (tıpkı bizim başardığımız gibi) başaracaktır.
- Bu durumda simülasyon içinde simülasyon içinde simülasyon içinde... şeklinde giden sonsuz simülasyon olmalıdır.
- Bu sonsuz simülasyon silsilesi içinde "özel" bir yerde olmanın iki yolu, "ilk gerçek medeniyet" veya "son simüle edilmiş medeniyet" olmaktır. Bu ihtimal, sonsuz silsilenin içinde yok denecek kadar azdır.
- Dolayısıyla:
- Ya 1. öncül hatalı ve medeniyetler simülasyon yaratmaya ilgi duymuyorlar.
- Ya 2. öncül hatalı ve teknolojik gelişimin bir sınırı var (veya bilinç, simüle edilebilir bir yapı değil).
- Ya da biz simüle edilmiş bir medeniyet olmalıyız.
6a ve 6b inanılmaz düşük ihtimalli olduğu için, tek olasılık 6c gibi gözüküyor.
Ama bu hatalı. Bunu, basit bir gözlem yaparak görebiliriz: Bizim yapabildiğimiz ve içinde bizim gibi bilinçler olan hiper-gerçekçi medeniyet simülasyonlarımız henüz yok. Yani biz, o simülasyon içinde simülasyon silsilesinde ortada bir yerde olmadığımızı biliyoruz!
Bu durumda yukarıdaki 5 numaralı öncülü tekrardan masaya yatırmamız gerekiyor demektir! Bu gözlemi açıklamanın üç yolu var:
- Ya biz o sonsuz simülasyon silsilesi içindeki son (en son üretilen, en alt seviyeli) medeniyetiniz.
- Ya biz o sonsuz simülasyon silsilesini başlatacak ilk medeniyetiz - ve henüz 1 tane bile hipergerçekçi simülasyon yok (ama gelecekte olabilir).
- Ya da Simülasyon Teorisi başka bir nedenle hatalı ve mümkün değil.
Az önceki argümanda, bu son 3 olasılıktan ilk ikisini "yok denecek kadar düşük ihtimalli" diyerek elemiştik. Şimdi "Yok ya, aslında ihtimal yüksek olabilir." dersek, Simülasyon Teorisi'ni doğrulamak için hüsnükuruntu yapıyoruz demektir.
Bu durumda en olası ihtimal, 3 numaralı ihtimal: Simülasyon Teorisi başka bir nedenle hatalı ve biz bir simülasyon içinde değiliz.
Simülasyon Teorisi'ni kurtarmanın tek yolu, yukarıdaki 2 numaralı ihtimalin öyle veya böyle doğru olması; yani simülasyon silsilesini başlatacak medeniyetin biz olmamız. Bu, Simülasyon Teorisi'ni sıkıcı (ve tırıvırı) bir ihtimal haline getiriyor; ama yine de gelecekteki olasılığa açık kapı bırakıyor.
Bu arada, sonsuz simülasyon silsilesi konusunda, Evren'de sonsuz enerji olmamasından ötürü alt seviyeli simülasyonlarda olması gereken veri, çözünürlük ve işlem gücü kaybı gibi problemler de var. Yani simülasyon içine simülasyon içine sonsuz simülasyonlar koyduğunuzda, termodinamik yasaları gereği her bir seviyede bazı kayıplar olmak zorunda. Bu durumda birkaç seviyeden sonra, çok ciddi işlemci sorunları yaşanırdı ve "hipergerçekçi" demekte zorlanacağımız kadar çok hata gözlerdik. Bu da Simülasyon Teorisi'ni baya bir zora sokuyor.
Son olarak: "Ya sonsuz simülasyon silsilesi yoksa da 1 tane süper-medeniyet varsa ve biz de onun yarattığı simülasyonsak?" sorusu da tanrıya inanmaktan farksız bir pozisyon oluyor:
- Bir şeylerin nasıl ve neden bu şekilde olduğunu henüz açıklayamıyoruz ve bu nedenle kalıp bir "açıklama" uydurup, ona "Simülasyon" adını veriyoruz.
- Gerçek cevapları aramak yerine, soruları ve cevaplarını ötelemiş oluyoruz.
- Üstelik argüman çürütülemesin diye, aksi yöndeki her argümana "Ama o kadar zeki medeniyet tabii bizim bulmamıza engel olabilir." diyerek, argüman etrafına Cehalete Başvurma Safsatasından bir duvar örüyoruz.
Elbette Simülasyon Teorisi sonsuz olasılıklar denizinde doğru olabilir; doğru olma ihtimali objektif olarak %0 olmayan her şey doğru olabilir. Keza elbette bir tanrı yerine Simülasyon'a inanabilirsiniz; her şeye inanabilirsiniz. Ancak doğru olduğunu bilimsel ve objektif olarak gösterecek hiçbir işaret yok. Keza sizin (ve hatta yüz milyonlarca diğer insanla birlikte) bir şeye inanıyor olmanız, o şeyi gerçek yapmıyor. O nedenle de Simülasyon Teorisi'nin bu versiyonu bilimsel bir teori olarak değil; ancak modern bir inanç sistemi (ve kanıt noksanlığına rağmen çok ısrarlı bir şekilde savunulursa, bir dogma/kült) olarak görülebilir.