Sevinç Gözyaşları: Mutluyken Neden Ağlıyoruz?
Üzgünken ağlamak çok normal ve oldukça yaygın. Muhtemelen siz de üzgün veya kızgın olduğunuz ya da hüsrana uğradığınız bir noktada ağladınız ya da birinin öfkeden ağlayışına tanık oldunuz. Fakat yine tecrübe etmiş olabileceğiniz, çok daha ilginç bir diğer ağlama çeşidi var: Sevinçten ağlamak!
Muhtemelen bunu birçok televizyon dizisi ve filminde çoktan gördünüz; ama eğer herhangi bir zorluğu ya da engeli neşeli ya da başarılı bir şekilde aştığınızı hissettiğinizde, siz de sevinç gözyaşları dökmüş olabilirsiniz. Ağlamayı özellikle istenmeyen duygularla bağdaştırıyorsanız; sevinç gözyaşları kafa karıştırıcı olabilir. Fakat bu tür gözyaşları da oldukça normaldir.
Sevinç gözyaşları yaşa ya da cinsiyete bağlı değildir. Yani, teoride, duyguları deneyimleyen herhangi biri sevinç gözyaşları dökebilir. Fakat bu neden meydana gelir? Hiç kimsenin kesin bir cevabı yok; ancak bilimsel araştırmalar, potansiyel birkaç açıklama sunuyor.
Sevinçten Ağlamayı Açıklayan Teoriler
Ağlamak, Şiddetli Duyguları Düzenlemeye Yardım Eder!
Çoğu insan üzüntüyü, öfkeyi ve hüsranı negatif olarak görür. Genellikle insanlar mutlu olmak ister ve muhtemelen mutluluğu negatif olarak gören birini bulmakta zorlanırsınız. Öyleyse, sevinç gözyaşlarının kaynağı nedir?
Mutluluk diğer duygularla ortak bir paydada buluşur: Pozitif veya negatif, bütün duygular oldukça yoğun olabilir.
2015 yılında yapılmış bir araştırmaya göre, duygularınızı o kadar yoğun yaşarsınız ki yönetilemez hale gelirler ve böylece sevinç gözyaşları ortaya çıkar. Bu duygular sizi alt etmeye başladığında, onlardan kurtulabilmek için ağlayabilir veya çığlık atabilirsiniz. (Belki de her ikisi de...)
Örneğin; üniversite kabul mektubunuzu yırtıp açtıktan sonra, çığlık atıp gözyaşlarına boğulmuş olabilirsiniz; hatta çığlığınız o kadar yüksek sesliydi ki, aileniz ciddi anlamda kendinizi incittiğinizi düşünmüş bile olabilir!
Dimorfsal Açıklama
Sevinç gözyaşları, dimorfsal açıklamanın güzel bir örneğidir. Burada, dimorf, "iki form" anlamına gelir. Bu ifadeler aynı kaynağa sahiptir; fakat farklı şekillerde ortaya çıkar.
İşte başka bir örnek: Onu yakalayıp, sıkma dürtüsü hissedecek kadar tatlı bir şey gördünüz mü (örneğin bir bebek ya da bir hayvan)? Belki bir yetişkinden küçük bir çocuğa duymuş olabileceğiniz bir cümle bile var: "Seni yiyebilirim!"
Tabii ki, o evcil hayvanı ya da bebeği sıkarak zarar vermek istemezsiniz. Yetişkinler, gerçekten de bebekleri yemek değil, onları tutmak ve kucaklamak istiyorlar. Dolayısıyla bu agresif duygu ifadesi biraz tuhaf görünebilir; ancak bunun basit bir açıklaması var: Duygular o kadar yoğun ki, onları nasıl idare edeceğinizi bilmiyorsunuz.
Denge Bulmak...
Duyguları yönetme zorluğu bazen olumsuz sonuçlar da doğurabilir. Duygu düzenlemesiyle istikrarlı olarak zor anlar yaşayan bazı kişilerde ruh hali değişimleri veya rastgele patlamalar olabilir.[2]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Öyleyse bir bakıma, bu sevinç gözyaşları duygusal sağlığınızı etkileyebilecek şiddetli duygulara biraz denge sağlayarak sizi korurlar. Başka bir deyişle, ağlamak nasıl sakinleşeceğinizi bilemeyecek kadar kendinizi aştığınızı hissettiğinizde yararlı olabilir.
Gözyaşları, Başkalarıyla İletişim Kurmanızda Yardımcı Olur!
Herhangi bir nedenden ağladığınızda sizi gören herkese (isteseniz de istemeseniz de) bir mesaj gönderirsiniz. Ağlama eylemi, duygularınızın sizi alt ettiğini başkalarının bilmesini sağlar. Ki bu da rahatlamaya ve desteğe ihtiyacımız olduğunu gösterir.
"Elbette," diye düşünebilirsiniz "üzgün ya da stresli hissedildiğinde kim rahatlatılmak istemez ki?"
Fakat son derece mutlu olduğunuzda da biraz destek isteyebilirsiniz. Daha spesifik olarak, 2009 yılından bir araştırma, mutluluktan neşeye ve hatta sevgiye kadar yaşadığınız şiddetli duygular konusunda başkalarıyla bağ kurmak istediğinizi gösteriyor.[3]
Genel konuşmak gerekirse, insanlar sosyal varlıklardır. Bu sosyal doğa, kötü zamanlarda olduğu kadar iyi zamanlarda da yoğun deneyimleri paylaşma, dayanışma ve rahatlık arama arzusunda rol oynayabilir. Öyleyse sevinç gözyaşları "Lütfen bu güzel anı paylaşın." demenin bir yolu olabilir.
Yukarıda bahsedilen çalışmanın yazarları, gözyaşlarının mezuniyetleri düğünler ve balolar gibi belirli anlamlara sahip olayların büyüklüğünü veya önemini belirtebileceğini de işaret ediyor.
Ağlamak etrafınızdaki herkese, "Şu anda meydana gelen şey, benim için çok şey ifade ediyor." demektir. Böylece ağlamak, özellikle cümleleri bir araya getiremeyecek kadar zayıf düştüğünüzde, önemli bir sosyal işlev sunar.
Ağlamak Gerçekten de Sizi İyi Hissettirir!
Birçok insan mutluluktan da olsa ağlamaktan hoşlanmaz. Burnunuz akar, başınız ağrıyabilir ve tabii ki toplum içinde duygularınızın üstesinden gelebilecek kadar şanslı olduğunuzda yabancıların kaçınılmaz bakışları vardır.
Fakat aslında ağlamanın birçok faydası vardır.
Mutluluk Hormonları
Ağladığınız zaman, vücudunuz endorfin ve oksitosin salgılar. Bu hormonlar acınızı dindirebilir, ruh halinizi güçlendirebilir ve genel refahınızı arttırabilir.
Gözyaşı, çevrenizdeki kişilerin desteğini ve rahatını almanıza yardımcı olabileceğinden, ruh halinizi ve genel sağlığınızı iyileştiren bağlantı hissinizi arttırır. Üzüntüden veya öfkeden ağlamak bu duyguları dindirebilir ve içinde bulunduğunuz durumu daha az kasvetli yapabilir. Fakat mutlulukla ağladığınızda oksitosin, endorfin ve sosyal destek deneyimi büyütebilir ve sizi daha iyi bile hissettirebilir (ve belki daha az ağlatabilir).
Duygusal Gevşeme
Birçok mutlu anın rastgele ortaya çıkmadığını anlamak da önemlidir: Evlenmek, doğum yapmak, liseden veya üniversiteden mezun olmak, hedeflediğimiz meslek için işe alınmak – bu başarılar kolayca gelmez. Bu kilometre taşlarını başarabilmek için büyük ihtimalle bol zaman, sabır ve çaba ortaya koyarsınız.
Bu iş ne kadar tatmin edici olursa olsun, büyük olasılıkla biraz stres yarattı. Öyleyse ağlamak, bu uzun süreli stresten kurtulmak için nihai bir katarsis (duygusal boşalma/ duygusal gevşeme) veya kurtuluş olabilir.
Ayrıca Beyniniz Biraz Şaşkına Dönmüş Olabilir!
Sevinç gözyaşlarıyla ilgili başka bir teoriye göre, bu tip gözyaşları ortaya çıkar, çünkü beyniniz yoğun duyguları ayırt etmekle ilgili problem yaşar.[4]
Neşe, öfke ya da üzüntü gibi güçlü bir duyguyu yaşadığınızda, beyninizde amigdala olarak bilinen bir bölge bu duyguyu kaydeder ve beyninizin başka bir parçası olan hipotalamusa bir sinyal gönderir. Hipotalamus, sinir sisteminize sinyal göndererek duyguları düzenlemeye yardımcı olur. Fakat sinir sisteminize hangi duyguyu deneyimlediğinizi tam olarak söyleyemez; çünkü bunu bilmiyor. Onun bildiği tek şey, duygu o kadar şiddetli ki onu yönetmekte biraz sorun yaşayabilirsiniz.
Sinir sisteminizin önemli işlevlerinden biri strese yanıt vermenize yardımcı olmayı içerir. Bir tehditle karşılaştığınızda, sempatik sinir sisteminiz sizi savaşmaya ya da kaçmaya hazırlar. Tehdit azaldıktan sonra, sinir sisteminizin parasempatik dalı sakinleşmenize yardımcı olur. Sinir sisteminiz hipotalamustan "Hey, biraz bunaldık" diyen o sinyali aldığında, adım atması gerektiğini bilir. Bunu yapmanın kolay bir yolu şu: Hem mutlu hem de üzgün yoğun duyguları ifade etmenize ve onlardan kurtulmanıza yardımcı olan gözyaşları üretin.
Sonuç
Gözyaşları, yoğun duygulara verilen normal bir insan tepkisidir. Üzüntü karşısında ağlama olasılığınız daha yüksek olsa da, sevinç gözyaşları olağanüstü bir şey değildir. Aslına bakarsanız sevinç gözyaşları, aslında sizin zihinsel sağlığınıza oldukça yardımcı olmaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 14
- 12
- 8
- 4
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Healthline | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:09:52 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9608
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Healthline. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.