Testere Balığı Nedir? Testere Köpekbalıklarının Testereleri Ne İşe Yarar?
Birbirinden ayrı iki grup olan testere balıkları ve testere köpekbalıkları, kıkırdaklı balıklar (Chondrichthyes) sınıfına ait 2 balık grubudurlar. Köpekbalıkları, testere balıkları, kimeralar (hayalet köpekbalıkları) ve vatozlar; kıkırdaklı balıklar filogenetik sınıfına aittir. Kıkırdaklı balıklar sınıfını ayırt etmemizi sağlayan en temel özellik, bu balıkların iskeletlerinin (isimden de anlaşılacağı gibi) kemikten değil, kıkırdaktan oluşmasıdır.
İnsanlar gibi çoğu omurgalı hayvanın iskeleti, kafatası gibi bölümler haricinde, embriyolojik dönemin en erken safhalarında tamamen kıkırdak yapılıdır. Yavru büyüdükçe, bu kıkırdak doku kireçlenir (kemikleşir) ve bu işlem sırasında iskeletin kalsiyum hidroksiapatit ve kolajen oranlarındaki değişiklik, esnekliği azaltıp, sertliği artırır ve kıkırdaktan kemiğe geçişi sağlar. Bunun sonucunda, bu tür omurgalı hayvanların yetişkin formlarının kulak ve burun gibi bazı istisnai organları haricinde, tamamı kemik yapılıdır. Kıkırdaklı balıklarda bu işlem, yalnızca dişlerde (dentin oluşturacak şekilde) gerçekleşir. Hatta bu yüzden köpekbalıklarının dişleri, iskeletin kalanına göre daha iyi korunur; çünkü iskeletin kalanı kıkırdaktır ve çabuk bozulabilir.
Testereli balıkların hepsine tek isim takıp "testere balığı" ya da "testere köpekbalığı" dememe sebebimiz, kıkırdaklı balıklar sınıfının farklı uçlarına yakın olmalarıdır. Testere balıkları vatozlara, testere köpekbalıkları ise köpekbalıklarına dahildir. Yani aslında, birbirinden yaklaşık 200 milyon yıl önce ayrılan köpekbalıklarından ve vatozlardan, birbiriyle neredeyse tıpatıp aynı gözüken 2 ayrı balık grubu evrimleşmiştir. Dahil oldukları vatozlar ve köpekbalıkları takımları birbirine hiç benzemezken bu 2 grup arasında, çok ufak ama dikkatli bakıldığında rahatlıkla ayırt edilebilecek farklılıklar vardır. Bu farkların azlığı, testere köpekbalıkları ve testere balıklarını, benzer ortamların farklı türleri nasıl neredeyse tamamen aynı şekle sokabileceğinin güzel birer örnek haline getirmektedir. Buna, yakınsak evrim adını vermekteyiz.
Testere Balıklarının Testeresi Ne İşe Yarar?
Testere balıklarına ve testere evrimine geçmeden önce söylemek gerekir ki balıklarda testere, sanıldığından daha yaygın ve avantajlıdır. Testerenin avantaj ve yaygınlığının en büyük delillerinden biri, yukarıda da söz ettiğimize ek olarak, 5 farklı soyda, birbirinden bağımsız olarak evrimleşmiş olmasıdır. Biyolojik bir özelliğin farklı soylarda, birbirinden bağımsız olarak kaç defa evrimleştiği o özelliğin evrimsel yararı hakkında sağlam bir fikir verir. Bu durum, testerenin seçilimdeki avantajlarını da merak ettiriyor.
Doğal seçilim, (avantajlı olmadığı sürece) gösterişli veya fiyakalı olanı seçmeye yönelmez (bunu yapan daha ziyade Cinsel Seçilim'dir). Doğal seçilimin önemsediği, o özelliğin ortamda ne derece faydası olduğudur. Birbirinden bağımsız 5 defa evrimleşmiş olan testereler de istisna değildir: Testerelerin cinsel seçilim tarafından pekiştirilerek evrimleştiğini düşünmek pek mümkün değil; çünkü testereler, türün her üyesinde birbirine oldukça benzerdir. Her bireyde neredeyse aynı şekilde bulunan bir özelliğin, cinsel seçilim için kriter olması pek mümkün değildir; çünkü zaten, muhtemel eşlerin hepsinde aynı olacaktır. Peki o zaman ne işe yarıyor bu testereler?
Kafalarının (veya burunlarının) uçlarında çıkıntıları olan, testere balığı ve testere köpekbalığı dışında balıkların hiçbiri, sahip oldukları çıkıntıları, avlarının yerini tespit etmek veya avı manipüle etmek eylemlerinin her ikisi için birden kullanamazlar. Bu tip balıklara, kılıçbalığı ve kaşık-ağızlı mersin balığı (Polyodon spathula) örnek verilebilir. Kılıçbalıkları, çıkıntılarını avı manipüle etmek için kullanırken, kaşık-ağızlı mersin balıkları, plankton sürülerini saptamak için kullanırlar. Ancak tek çıkıntıyla, bu yeteneklerin her ikisine de sahip olduğu bilinen 2 grup balık vardır: testere balıkları ve testere köpekbalıkları.
Belki bir aslan veya bir dinozor kadar korkutucu gözükmeyebilirler; ama aslında bu testereli balıklar, tam anlamıyla dehşet saçan birer ölüm makineleridir. Hayal edin: Deniz tabanında yüzen bir testere balığı (veya testere köpekbalığı), yavaş yavaş, vücudunu sabit tutup kuyruğunu kıvırarak boş görünen, karanlık, balıksız suda ilerliyor. Testeresi aynı bir anten gibi, hafif yukarıda, kafasını iki yana sallayarak sanki suyu tarıyor. Tıpkı bizim gibi, o da etrafta bir şeyler göremiyor, ama bizim aksimize o, hissedebiliyor. Testeresindeki elektroreseptörleri ile durmadan hassas ölçümler yapıyor ve çoktan belirlediği avını takip ediyor. Avı yön değiştirse ve hatta arkasına bile geçse, nereye gittiğinden haberdar; çünkü onu izlemek için gözlerini değil, elektroreseptörlerini kullanıyor. Yeterince yaklaşınca, aniden hızlanıyor ve zavallı kurbanı daha ne olduğunu anlamadan onlarca testere dişi darbesiyle paramparça ediliyor! Yine testeresiyle, balık parçalarını tabana yaklaştırıp aşağı bakan ağzına vakumluyor, sıradaki avı için gezinmeye devam ediyor. Muazzam düzeyde dehşet verici...
Aslında balıklar arasında ne avı manipüle etme (kesme, çevirme, sersemletme, vurma gibi eylemler gerçekleştirme), ne de elektroreseptörlerle yer saptama çok nadirdir. Örneğin, kıkırdaklı balıklar sınıfının, vatozlar gibi birçok üyesi, elektromanyetik alanı kullanarak avlarını saptayabilirler – ki suyun iletkenliği, ortam benzerliği ve genetik yatkınlıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, farklı canlılarda aynı yeteneklerin evrimleşmesi pek de şaşılacak bir şey değildir. Hatta köpekbalıklarının, okyanusların altından geçen elektrik kablolarını ısırmalarının sebebinin, yayılan elektromanyetik alanı hissetmeleri olduğu düşünülüyor. Yalnız hem avı manipüle edebilen hem de manyetik alanı avı saptamak için kullanan, üstelik bunları tek organla gerçekleştirdiği bilinen tek canlılar, testere köpekbalıkları ve testere balıklarıdır.
Testere balıklarının ve testere köpekbalıklarının elektroreseptörlerine Lorenzini Ampulleri denmektedir. Çoğunlukla kıkırdaklı balıkların (Chondrichthyes) sahip olduğu bu reseptörler, ufak gözenekler içinde elektrik yükü ölçebilen hücreler içerir ve ağız çevresinde yoğun bulunur. Testere balıklarında ise hem ağız çevresi hem de testerenin neredeyse tamamı bu reseptör gözenekleriyle doludur. Testere balıklarının diyetleri büyük oranda deniz tabanındaki kabuklulardan oluştuğu için, bu reseptörler, testerenin alt yüzünde, üst yüzüne nazaran sayıca çok daha yoğunlaşmıştır.[1] Bu elektroreseptörler o kadar hassastır ki bone başlıklı köpekbalıkları (Sphyrna tiburo), santimetre kare başına 1 nanovoltluk elektik alanlarını bile tespit edebilir. Santimetre kare başına 1 nanovolt, 16.000 kilometre uzunluğundaki bir telin iki ucuna iki pil bağlayacak olsanız elde edeceğiniz elektrik akım ile eş değerdir.[2] Benzer şekilde büyük beyaz köpekbalığı da 1 voltun milyonda biri kadar hassas ölçümler yapabilir.[3]
Testere Evrimi
Günümüzde kabul edilen diş evrimi teorisi, dişlerin, balık derisi pullarından evrimleştiğini söyler. Ancak testerelerin evrimsel süreci hakkında aşamalar belirleyebilecek düzeyde fosil veriye henüz sahip değiliz. Veri eksiliğinin yanı sıra, testerelerin hem deri pullarından hem de dişlerden farklı ve kendine özgü bir yapıya sahip olması da belirsizliği artırıyor. Örneğin, kıkırdaklı balıkların ağız dişleri yenilenirken, eski dişin arkasında hep bir grup yedek diş bulunur ve en öndeki diş düşünce, arkasından çabucak yedek diş çıkar (aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi); fakat testere balıklarının ve testere köpekbalıklarının testere dişleri yenilenirken böyle bir durum söz konusu değildir: Testere köpekbalıklarında düşen testere dişinin yerine yenisi ancak bir diş düştükten sonra üretilir, yedekte hazır bulunmaz; testere balıklarında ise testere dişi yenileme özelliği hiç görülmez.
Ayrıca, köpekbalıklarındaki yedek dişleri incelerseniz, bizden çok farklı bir yenileme mekanizmaları olduğunu görürsünüz. Farklılıklar yalnızca yedek diş deposu bulundurmakla kalmaz; bizde yenilenen dişler alttan gelip düşen dişin yerine geçerken, köpekbalıklarında yeni dişler arkadan gelir ve öne ilerlerken 90° dönerler. Bu 90° dönme sürecinin aynısı, testere köpekbalıklarında da görülür; dişler ilk oluştuklarında geriye bakar pozisyondadırlar ama zamanla yanlara saçaklanan yapılarına kavuşurlar (aşağıdaki görsel).
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Testere dişlerinin farklı türlerde, farklı özellikler bakımından hem çene dişleriyle hem de deri pullarıyla bağlantısı olduğu kesindir. Elimizdeki verilerle vardığımız en sağlam sonuç; testere dişlerini deri pullarından, ağız dişleriyle benzer sonuca varacak evrimsel süreçlerle evrimleşmiş olmasıdır.[4]
Sonuç
Özetlemek gerekirse, testere köpekbalıkları ve testere balıkları ayrı canlı gruplarıdır; çünkü biri köpekbalığı, diğeri ise vatozdur. Burunlarındaki çıkıntılarla avı saptama ve manipüle etme (burada manipüleden kasıt, "kontroldür", yani çevirme veya kesme gibi) eylemlerinden her ikisini birden gerçekleştirebilen tek canlılardır. Ağız çevrelerindeki ve testerelerindeki hassas elektroreseptörler sayesinde gözlerinin göremeyeceği uzaklıktaki hareketleri sezebilirler. Testere dişlerinin ise pullardan evrimleştiği ve ağız dişine benzer evrimsel süreçlerden geçtiği düşünülür. Bu fizik ve biyoloji harikası canlıların nesillerinin doğal ortam tahribatı ve avlama yüzünden tehlikede olması gerçekten üzücüdür.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 14
- 9
- 6
- 4
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ B. E. Wueringer, et al. (2011). Sensory Systems In Sawfishes. 1. The Ampullae Of Lorenzini. Brain, Behavior and Evolution, sf: 139-149. doi: 10.1159/000329515. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Marks. The Superlative, Sensitive Shark. Alındığı Tarih: 30 Mart 2021. Alındığı Yer: PBS | Arşiv Bağlantısı
- ^ ReefQuest Centre for Shark Research. Electroreception. (29 Mart 2021). Alındığı Tarih: 29 Mart 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Welten, et al. (2015). Evolutionary Origins And Development Of Saw-Teeth On The Sawfish And Sawshark Rostrum (Elasmobranchii; Chondrichthyes). Royal Society Open Science, sf: 150189. doi: 10.1098/rsos.150189. | Arşiv Bağlantısı
- M. M. Smith, et al. (2015). Early Development Of Rostrum Saw-Teeth In A Fossil Ray Tests Classical Theories Of The Evolution Of Vertebrate Dentitions. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 20151628. doi: 10.1098/rspb.2015.1628. | Arşiv Bağlantısı
- B. E. Wueringer, et al. (2012). Electric Field Detection In Sawfish And Shovelnose Rays. PLOS ONE, sf: e41605. doi: 10.1371/journal.pone.0041605. | Arşiv Bağlantısı
- B. E. Wueringer, et al. (2012). The Function Of The Sawfish's Saw. Current Biology, sf: R150-R151. doi: 10.1016/j.cub.2012.01.055. | Arşiv Bağlantısı
- B. E. Wueringer, et al. (2011). Sensory Systems In Sawfishes. 1. The Ampullae Of Lorenzini. Brain, Behavior and Evolution, sf: 139-149. doi: 10.1159/000329515. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:52:44 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10309
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.