Orangutan (Pongo)
- Bilimsel Adı Pongo
- Halk Arasındaki Türkçe Adı Orangutan
- Halk Arasındaki İngilizce Adı Orangutan
- Aşağı Şube (Infraphylum) Gerçekçeneliler (Gnathostomata)
- Klad Teleostomi
- Klad Euteleostomi
- Klad Sarcopterygii
- Klad Dipnotetrapodomorpha
- Klad Tetrapodomorpha
- Klad Eotetrapodiformes
- Klad Elpistostegalia
- Klad Stegocephali
- Üst Sınıf (Superclass) Dört Bacaklılar (Tetrapoda)
- Klad Reptiliomorpha
- Klad Amniyot (Amniota)
- Klad Sinapsitler (Synapsida)
- Klad Eupelycosauria (Eupelycosauria)
- Klad Sphenacodontia (Sphenacodontia)
- Klad Sphenacodontoidea (Sphenacodontoidea)
- Klad Terapsitler (Therapsida)
- Klad Teriyodontlar (Theriodontia)
- Klad Eutheriodontia (Eutheriodontia)
- Klad Sinodontlar (Cynodontia)
- Klad Epicynodontia (Epicynodontia)
- Klad Eucynodontia (Eucynodontia)
- Klad Probainognatiyenler (Probainognathia)
- Klad Prozostrodontia (Prozostrodontia)
- Klad Mammaliamorpha (Mammaliamorpha)
- Klad Mammaliaformes (Mammaliaformes)
- Sınıf (Class) Memeliler (Mammalia)
- Üst Bölük (Superdivision) Theriimorpha (Theriimorpha)
- Alt Sınıf (Subclass) Theriiformes (Theriiformes)
- Üst Birlik (Superlegion) Trechnotheria (Trechnotheria)
- Birlik (Legion) Cladotheria (Cladotheria)
- Klad Tribosphenida (Tribosphenida)
- Alt Sınıf (Subclass) Doğuran Memeliler (Theria)
- Aşağı Sınıf (Infraclass) Eteneliler (Eutheria)
- Takım (Order) Primatlar (Primates)
- Alt Takım (Suborder) Kuru Burunlu Primatlar (Haplorhini)
- Aşağı Takım (Infraorder) Simiyenler (Simiiformes)
- Küçük Takım (Parvorder) Aşağı Burunlu Maymunlar (Catarrhini)
- Üst Aile (Superfamily) Kuyruksuz Maymunlar (Hominoidea)
- Aile (Family) İnsangiller (Hominidae)
- Cins (Genus) Orangutan (Pongo)
- Bu içerik, Evrim Ağacı'nın tür gözlemleri ve türlere dair bilgileri barındıran Yaşam Ağacı projesinin bir parçası olarak hazırlanmıştır.
- Gözlem Ekle
Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.
Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.
Orangutanlar, dünyanın ağaçta yaşayan en büyük memelileridir. Yetişkin orangutan erkeklerin ağırlığı 50 ila 90 kilogram ve boyları da 1.25 ila 1.5 metre arasındadır. Yetişkin orangutan dişiler ise 30 ila 50 kilogram arasında bir ağırlığa sahiptir ve yaklaşık 1 metredirler. Orangutanların oldukça uzun kolları vardır. Hayatlarının %90'ını tropik yağmur ormanlarındaki evlerinin ağaçlarında geçirdikleri için, bu uzun kolları ağaç yaşamı için çok uygundur. Orangutanlar, bu ağaçlar üzerinde sadece yaşamakla kalmazlar; aynı zamanda büyük ağaç yapraklarını, yağmurdan korunmak için şemsiye ve barınak olarak da kullanırlar. Bir orangutan doğada yaklaşık 35-40 yıl, esaret altındaysa 50 yıla kadar yaşayabilir.
Evrimsel Tarih ve Taksonomi
Orangutan soy hattı, 12-16 milyon yıl öncesine dayanan, göreli olarak daha eski bir büyük kuyruksuz maymun soyunu temsil etmektedir. Günümüzde kuyruksuz maymunlar olarak bilinen Hominoidea ailesi, 18 milyon yıl kadar önce Afrika'da evrimleşmiştir. Büyük kuyruksuz maymunlar olarak bilinen insanlar, şempanze ve bonobolar, orangutanlar ve goriller evrimleşene kadarki dönemde, hepsi Doğu Afrika'da yaşamış olan Proconsul, Rangwapithecus, Dendropithecus, Nacholapithecus, Equatorius, Afropithecus ve Kenyapithecus gibi birçok tür evrimleşip yok olmuştur. Erken Miyosen Dönem'de Afrika ve Avrupa arasında bulunan Tetis Denizi üzerindeki kara köprüleri, bu kıtalar arası kuyruksuz maymun geçişini sağlamıştır. İlk kuyruksuz maymunlara 17 milyon yıl kadar önce Avrupa'da rastlanmaktadır ve orangutanları da içeren büyük kuyruksuz maymunların ortak ataları 12 milyon yıl kadar önce evrimleşmiştir. İnsanlar hariç, Asya'da yaşayan tek kuyruksuz maymun orangutanlardır.
Orangutanlar filogenetik olarak insanlardan en uzak büyük kuyruksuz maymunlar olsalar da, yine de önemli benzerlikleri paylaşmaktadırlar: Eşit derecede büyük bir beyne sahiptirler, yüksek zeka, yavaş yaşamlar, avlanma, et yeme, teknoloji kullanımı, kültür ve dil kapasitesi gibi özellikleri ortaktır. Uzmanlar arasında orangutanların insanlara davranışsal ve zeka bakımından en çok benzer canlılar olduğu görüşü, orangutanların daha uzun dönem iki ayak üzerinde yürümeyi seçmesi (bipedalizm), oldukça hassas ve entelektüel davranışlar sergilemeleri ve insanlar gibi çok uzun bir gelişim süreci göstermeleri gibi verilere dayanmaktadır.
Evrimsel süreçte orangutanların yakın akrabalarıyla yollarının ne zaman ayrıldığı kesin olarak bilinmese de yapılan araştırmalar, 14 milyon yıl önce insana, şempanzeye, bonoboya ve gorillere gidecek olan soy hattından ayrıldıklarını göstermektedir. Bu ayrım öncesinde yaşamış orangutan-insan-şempanze ortak atasının kuyruksuz olduğu, geniş ve düz bir göğüs kafesi olduğu, iri bir bedeni bulunduğu, irice bir beyni olduğu ve dişilerinde azı dişlerinin körelmeye başladığı düşünülmektedir.
Orangutan genomunun birçok eşsiz özelliği de vardır. Orangutan genomunun yapısal evrimi, diğer büyük kuyruksuz maymunlardan çok daha yavaş ilerlemiştir. Bunun kanıtı, orangutan genomu boyunca daha az görülen yeniden düzenleme, daha az parçalı kopyalama ve daha düşük gen ailesi devir hızıdır.[1] Ne yazık ki orangutan popülasyonları arasındaki çeşitlilik miktarı, devam eden habitat kaybı ve popülasyon parçalanması da düşünülecek olursa sürdürülebilir olmayabilir. Her ne kadar diğer türlerden elde edilen evrimsel kanıtlar, popülasyon parçalanmasının çeşitlilik üretimini durdurmayacağını öngörse de, orangutan toplumlarında görülen yavaş üreme hızları ve ağaç üzerindeki yaşam tarzları, orangutan türlerini hızlı dramatik çevresel değişime karşı özellikle savunmasız bırakabilecektir.
Orangutanların günümüzde 3 alt türü olduğu düşünülmektedir. Bu farklı orangutan alt türlerinin birçok fiziksel özelliği, beslenme biçimi ve sosyal davranışı ortak olsa da "alt tür" olarak sınıflandırılabilecek kadar büyük farklılıkları da vardır.
- Pongo abelii: Sumatra adasına özgü olan, daha ufak yapılı doğada yalnızca 7.000-7.500 bireyden oluşan Sumatra orangutanıdır.
- Pongo pygmaeus: Borneo adasına özgü olan, daha iri yapılı, doğada yaklaşık 50.000 birey bulunan Borneo orangutanıdır.
- Pongo tapanuliensis: Kasım 2017'de keşfedilen Sumatra’daki Toba gölünün güneyinde yaşayan ve yaklaşık 800 bireyden oluşan Tapanuli orangutanıdır.
Ekolojik Dağılım ve Habitat
Afrika dışında yaşayan insan harici tek kuyruksuz maymun türü olan orangutanlar, Dünya'nın biyolojik olarak en çok çeşitliliğe sahip bölgelerinden olan Sumatra ve Borneo'daki tropikal ve bataklık ormanlarında yaşarlar. Genel olarak, Endonezya, dünyadaki vahşi orangutanların yaklaşık %80'inin evidir.
Akarsu vadilerinde yer alan ormanlık alanları ve meyvelerin bol olduğu taşkın yataklarını tercih ederler. Vakitlerinin çok büyük bir kısmını ağaç üzerinde geçirdikleri için tropikal yağmur ormanları, orangutanlar için ideal bir yaşam alanıdır.
Popülasyon ve Koruma Statüsü
Asya'nın tek kuyruksuz maymun türü olan orangutanların yaşam alanları, Asya'ya sonradan göçmüş bir diğer kuyruksuz maymun olan insan tarafından her geçen gün yok edilmekte ve bu durum, popülasyonlarını ciddi olarak etkilemektedir.
Orangutanların karşı karşıya kaldığı ana tehdit, yaşadıkları ormanlara palmiye ağaçlarının dikilmesidir. Diş macunundan pizzaya kadar birçok üründe kullanılan yenilebilir bir bitkisel yağ olan palmiye yağı arzının %85’inden fazlası Endonezya ve Malezya'da oluşmaktadır. Bunu karşılamak için bozulmamış yağmur ormanlarını kesmek yalnızca orangutanların yaşamını tehdit etmekle kalmayıp atmosfere çok fazla karbon salınmasına da sebep olmaktadır. Palmiye yağı dışında kereste malzemeleri için ağaç kesimi, orman yangınları nedeniyle orman habitatlarının kaybolması ve parçalanması, yasadışı avlanma ve yasadışı hayvan ticareti de orangutanların hayatını tehdit eden diğer unsurlardır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kimi zaman orangutanlar, ormanda ihtiyaç duydukları yiyeceği bulamadıklarında ormandan çıkarlar, tarım alanlarına girerler ve oradaki mahsulleri tüketirler. Büyük ve yavaş oldukları için avcılar için kolay bir hedef haline gelmektedirler. Bu durumda da yiyecek için veya misilleme olarak öldürülürler. Ortalama her sene yukarıdaki sebeplerden 2.000 ile 3.000 bin orangutanın öldürüldüğü bilinmektedir. Eğer bu şekilde devam ederse yaklaşık 50 yıl içinde orangutanlar nesilleri tükeneceği anlamına geliyor.
Bugün orangutanların son 20 yılda yaşam alanlarının %80'inden fazlasını kaybettiği ve 1997-98 yangınlarında vahşi nüfusun tahmini üçte biri öldüğü bilinmektedir. Borneo orangutanı Tehlike Altında ve Sumatra orangutanı ise Kritik Olarak Tehlike altındadır. Tapanuli orangutanı, tüm kuyruksuz maymunlar arasında en çok tehlike altında olanıdır.
Davranış ve Etoloji
Arboreal Yaşantı (Ağaç Yaşamı)
Zamanlarının neredeyse tamamını orman gölgeliklerinde geçiren orangutanlar, iri boyutlarına rağmen, ağaçlardaki yaşama mükemmel bir şekilde adapte olmuşlardır. Orangutanlar için, diğer arboreal memelilerde olduğu gibi, meyvelere ulaşmak ve çevredeki ince ağaç dalları arasındaki boşluklarda hareket etmek, bazı güvenlik risklerine ve enerji ihtiyacına yol açmaktadır.
Orangutanlar, yaşadıkları ormanların yapısı gereği ince ve esnek yapıdaki ağaçlar üzerinde ulaşım sağlamak zorundadırlar. Bu durum, belli başlı hareket kabiliyetleri gerektirmektedir. Afrikalı akrabaları olan şempanzelerde görülmeyen ve onlarla ortak atalarından ayrıldıktan sonra türe özgü evrimleştiği düşünülen bir yöntemle ağaçlar-arası hareketlerini sürdürürler. Bu hareketler ise, Sumatra orangutanları (Pongo abelii) üzerinde yapılan gözlemlere göre, ağaçların yumuşaklığından ve esnekliğinden faydalanmaları ve bu dalları eğerek iki ağaç arasında köprü oluşturmalarıdır.
Sosyal Yapılanma
1970'lerde başlayan orangutan davranışsal ekolojisine ilişkin uzun vadeli araştırmalar orangutanların yarı-soliter olarak tanımlandıklarını ve en az daha çok sürü halinde yaşayan goriller ve şempanzeler kadar karmaşık bir sosyal sisteme sahip olduklarını göstermiştir. Orangutanların sosyal yapısı temelde üçe ayrılabilir: yetişkin erkekler, yetişkin dişiler ve onlara bağlı yaşayan yavruları ve bağımsız yaşayan ergin olmayan bireyler (orta çocukluk dönemindeki dişi ve erkekler). Orangutanların sosyal yapılarını anlatmak için kullanılan semi-soliter ifadesi, bu türün üyelerinin, belirli dönemler (örn. çiftleşme), anne-çocuk ilişkileri ve yetişkin dişi-dişi etkileşimleri hariç zamanlarının çoğunu yalnız geçirdiklerine işaret eder. Örneğin, Borneo orangutanları (Pongo pygmaeus pygmaeus) üzerinde yapılan gözlemlere göre eşleşme dönemindeki erkek orangutanlar, her ne kadar zamanlarının %22’sini diğer orangutanlarla geçiriyorsa da, eşleşme hali ortadan kalktığı zaman en az sosyal bireylerdir.
Erkeklerin, sosyalleşmeye ayırdıkları zamanlarının %90’ını cinsel partnerleriyle geçirdikleri bilinmektedir. Erkek orangutanların birbirlerine karşı toleransları oldukça düşüktür. Aynı sahada yapılan 6.800 saatlik gözleme göre, erkekler arası karşılaşma sayısı sadece 4’tür ve bunların hepsi agresif davranışlar içermiştir. Dişilere bakıldığında ise onların da soliter bir yaşam sürdüğü, ama karşılaşmalarında sosyal girişimlerde bulundukları gözlemlenmiştir.
Tüm primatların sosyal organizasyonu, yiyeceklerin mevcudiyetinden güçlü bir şekilde etkilenir. İklim değişikliklerinin ağaçların düzensiz meyve vermelerine yol açması orangutanları büyük kütlelerini sürdürmek için yeterli yiyecek bulmak için daha geniş alanlara yayılmaya zorlamış ve yalnız bir yaşam tarzını zorunlu kılmıştır.
Anne ve Yavru İlişkisi
Orangutanların gebelikleri yaklaşık sekiz buçuk ay sürer. Genellikle her doğumda 1 yavru dünyaya gelir. Dişiler ağaçlarda 30 metreden daha yüksek olan yuvalarında doğururlar. Bu yuvalar, hamilelikte kilo alımına uyum sağlamak ve yenidoğanın bir çatlaktan kaymasını önlemek için dikkatlice inşa edilir.
Orangutanlar, tüm kuyruksuz maymunlar arasında en uzun bebek gelişim dönemine sahip olan türdür. Genç bir orangutanın hayatta kalabilmesi için öğrenmesi gereken çok şey vardır. Genellikle bu gelişim dönemi bebeklik (0-3 yaş), ilk çocukluk (3-7 yaş) orta çocukluk (7-10 yaş) olarak üç aşamaya ayrılır.
Orangutanlar 7-8 yaşına gelene kadar anneleriyle birlikte kalırlar. Bebekler annelerine o kadar bağlıdırlar ki kendi başlarına hayatta kalmak için gerekli becerileri geliştirene kadar annenin vücuduna yapışık yaşarlar. Bebek orangutanlar 2-4 yaşına gelene kadar annelerinin vücudunda ağaçtan ağaca taşınır ve hatta bu yaştan sonra bile ağaçların arası çok geniş ise annenin vücudunu bir köprü olarak kullanmaya devam ederler. Birlikte geçirdikleri bu uzun süreyi anneden her şeyi öğrenerek geçirirler. Bu uzun öğrenme eğrisi nedeniyle orangutanlar her 7-9 yılda bir yavru doğururlar ve bu da herhangi bir kara memelisinin en uzun doğum aralığıdır.
Bir orangutan, annesinin yanından tamamen ayrıldıktan sonra bir yuva kurma sürecine başlar. Ev aralıklarının büyüklüğü, alandan alana ve cinsiyetler arasında farklılık gösterir. Ev seçimlerinin, orman verimliliğinden ve meyve mevcudiyetinden güçlü bir şekilde etkilendiği görülmektedir.
Dişi orangutanlar 10 ila 15 yaşları arasında cinsel olgunluğa erişirler, ancak en az 15 yaşına kadar yavruları olmaz. Şempanzelerin aksine, dişiler yumurtlamayı bildiren göze çarpan pembe şişliğe sahip değildir ve genellikle bir eşleşmeden sonra hamile kalırlar.
Sosyal Öğrenme
Orangutan, her ne kadar semi-soliter bir tür olsa da anne-yavru arasındaki bağ, çeşitli yetenekleri gözlemleyerek kazanmalarına yol açar. Yetişkinlik çağına ulaşmamış yavrular annelerine fazlasıyla bağlı yaşarlar ve annelerinin davranış örüntülerini takip ederek gelişimlerine devam ederler. Orangutanlar, gözleme dayalı sosyal öğrenmenin gözlemlendiği diğer türlerde olduğu gibi (örn. şempanze, bazı kuş türleri), temel yetenekleri başkalarından öğrenirler. Bu tarz bir öğrenme, temel olarak gerekliliklerin ortaya çıktığı durumlarda ve öğrenmenin oluşumuna yol açacak yetenekler söz konusu olduğunda gerçekleşir. Sosyal öğrenme yetişkin olmayan bireylerin, yetişkinleri (örn. anne) yakından ve dikkat vererek izlemeriyle (İng: "peering") meydana gelir.
Sahada, iki farklı popülasyonda yapılan araştırmalarda bu olgu gözlemlenmiştir. Suaq ve Tuanan’da yapılan gözlemlere göre erişkin olmayan, annelerine bağlı olarak yaşayan orangutanlar, temelde iki yeti için diğerlerini gözlemler. Bunlar ise hangi yiyeceklerin yenebilir olduğu ve toplanacağı ve yuva/yatacak yer yapımıdır. Her ikisi de gözlem gerektiren sosyal öğrenmeye gereklilik duyabilecek yetilerdir. Yetişkin olmayan orangutanlar bu iki yetiyi edinirken annelerinin ne yaptığını dikkatlice takip eder ve belirli bir süre gözlemlerler. Sahadaki gözlemlere göre yavru orangutanlar tarafından incelenen bir davranışın, o orangutanlar tarafından, sosyal öğrenme öncesine göre, daha fazla pratiğe döküldüğü anlaşılmıştır. Bu da bize gözlemleme davranışının, sadece bir inceleme olmadığını, aksine, tam anlamıyla bir öğrenme ve anneyi referans alma davranışı olduğunu göstermektedir. Örneğin; annesinin yiyecek toplama davranışını inceleyen orangutanlar daha sonrasında, aynı grup içerisindeki farklılıklara ve ekolojik çeşitliliğe rağmen, kendi annelerinin yiyecek repertuarlarını devam ettirmişlerdir. Dahası, yuva yapma davranışı da orangutanlar için önemlidir. Her akşam baştan yeni yuva yapan orangutanlar için önemli bir yeti olan yuva yapımı da anneden çocuğa dikey olarak aktarılır.
Bulunan bir diğer ilişki ise "peering" davranışından sonra, önceye kıyasla, keşfetme davranışının (gözlemlenen davranışın bireyin kendisi tarafından yanlışlar içerecek şekilde denenmesi) artmasıdır. Anneden öğrenmenin gerçekleşmesi ve keşfetme eğiliminin artmasıyla beraber annenin repertuarındaki yiyeceklerin sabitliği, ileri öğrenme süreçlerini engeller. Dahası, ilerleyen yaşlarda erişkin olmayan orangutan yavruları anneleri yerine yeni girdiler verebilecek olan diğer yetişkinleri gözlemleyip onlardan öğrenmeye başlarlar. Bu konuda ise cinsiyete bağlı bir eğilim söz konusudur. Anneye bağlılık dönemi içerisinde dişilerin annelerinden öğrenme sıklığı erkeklere göre çok daha fazladır. Olgunluğa erişmemiş erkek bireyler, annelerinden sonra en çok, gruplarına sonradan dahil olmuş yabancıları ve diğer yetişkin erkek bireyleri gözlemleyerek onlardan öğrenirler. Dişiler ise ya anneleri ya da komşu gruplardaki dişilerden öğrenir. Erişkin olmayan dişilerin yiyecek repertuarları, erkeklerinkine kıyasla, annelerininki ile çok fazla örtüşür. Bu da bize orangutanların ekolojik olarak en anlamlı ve önemli bireylerden öğrenmeye meylettiklerini gösterir. Erkek yavruların bu davranışları, yeni bir alana taşındıkları zaman işlerine yarayacak bir strateji olabilir.
Alet Kullanımı
Orangutanlarda alet kullanımı, diğer türlerde de görülebileceği gibi, büyük ölçüde sosyal öğrenme ile şekillenmektedir. Orangutanlarda alet kullanımı bir çeşit paradoks olarak adlandırılmaktadır. Bunun sebebi ise orangutanların da şempanzelere benzer şekilde meyvecil ve hepçil bir diyetleri olması ve her iki türün de yiyecek repetuarlarının çok zengin olmasıdır. Bu gibi benzerlikler paylaşmalarına rağmen orangutanlar “kompleks” alet kullanımında şempanzelerin gerisindedir.
van Schaik ve arkadaşlarının öne sürdüğü Sosyo-Ekolojik Teori’ye göre alet kullanımı, primatların ekstraktif yiyecek toplamasını (örn. bitkilerden tohumlarını çıkarıp onları tüketmek) gerektiren ve el yeteneklerini kullanarak çevredeki objeleri manipüle etmelerine yol açan bir çevrede var olduklarında gerçekleşir. Alet üretimi için bir diğer önkoşul ise inovasyon yeteneği, yani zeka, olarak öne sürülür. Bunu takiben sosyal tolerans da bu inovasyonların aktarılmasında önemli rol oynar, bu da alışılmış alet kullanımına ve maddi kültüre yol açar. Son olarak da insanlardaki öğretme davranışı ise kümülatif kültürel evrime yön verir. Tüm bunlar, genel olarak primat davranışlarını ve evrimini açıklamakta bir noktada yeterli olsa da orangutanlarda görülen çeşit bakımından ve sayıca az olan alet kullanım davranışını açıklamakta yetersiz kalmaktadır.
Bu noktada, van Schaik ve diğerleri, "karasallık" (İng: "terrestiality") etkisinin de önemli bir rol oynayabileceğini öne sürer. Bunu öne sürmelerindeki temel sebep şempanzelere kıyasla orangutanların arboreal (Tür: "ağaçta yaşayan") canlılar olmasıdır. Orangutanların günlerinin sadece %0.1'i gibi az bir zamanını yerde geçirmektedirler. Şempanzelerde ise bu oran çok daha fazladır. Yerde yaşamanın, sadece inovasyonu etkileyeceğini değil aynı zamanda alet kullanımının sosyal ilişkisel boyutunu da etkileyebileceği öne sürülmektedir. Karasal olarak yaşayan canlılarda, alet kullanımı gibi, sosyal olarak öğrenilebilecek yeteneklerin daha kolay aktarılabileceği düşünülmektedir. Bu da sosyal öğrenme konusunda öğrendiklerimizle ilintili olarak değerlendirilmelidir.
Bir başka etkisi ise ağaç yaşamının, orangutanların ve o şekilde bir hayat tarzı sürdüren benzer canlıların da ellerini kullanmalarına izin vermeyerek nesneleri manipüle etmelerine (örn. şekil verme, yön değiştirme gibi) olanak tanımaması da alet kullanımının sıklığına ve çeşitliliğine önemli bir engel teşkil edebilmektedir.
Son olarak, bahsettiğimiz üzere anne-yavru ikili ilişkileri içerisinde birtakım yetenekler anneden yavruya aktarılır. Bu durum, alet kullanımını da içerir. İnsanı diğer kuyruksuz maymun türlerinden ayıran önemli faktörlerden biri ise diğer primat türlerinde, sosyal öğrenme süreçlerinde, anne-evlat ilişkisinin her ikisinin ortak-dikkatlerini öğrenilen objeye yöneltmesiyle kurulmamasıdır. Bazı kuyruksuz maymun türlerinde annelerin bilişsel olarak bunu yapmaya yeterli oldukları hatta bazı durumlarda dikkati nesne üzerine çekmek için nesnenin yerini değiştirdikleri ve bazen de bazı sesli çağrılar yaptıkları görülmüştür. Fakat, Suaq’da orangutanlar üzerinde yapılan 10.000 saatlik 13 yıl süren çalışmaya göre anne-yavru ilişkisi içinde sosyal öğrenme sırasında, yavrunun dikkatini çekme davranışı sadece çok az sayıda gözlemlenmiştir. İnsanlar yavrularını aktif olarak keşfetmeye yönlendirirken orangutan ebeveynleri daha çok pasif kalırlar bu konuda. Bu durum esaret altındaki diğer türlerde de orangutanlara benzer şekilde saptanmıştır.
Diyet ve Metabolizma
Orangutanların diyetinin yaklaşık %90'ı meyvelerden oluşur. Diyetleri ağaç kabuğu, yapraklar, çiçekler, çeşitli böcekler ve en önemlisi 300'ün üzerinde meyveden oluşur. Yağmur ormanlarında yiyecek genellikle kıttır ve bu nedenle orangutanlar çoğu primatın aksine çok bağımsızdır. Yiyeceklerin bol olduğu zamanlarda orangutanlar sosyalleşme ve küçük gruplar halinde toplanma fırsatını kullanabilirler.
Orangutanın diyetinin çoğunu meyveler oluştursa da diğer besin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Meyvelerden şeker ve yağ, yapraklardan karbonhidrat ve fındıklardan protein karışımı alırlar. Günlerinin yaklaşık altı saatini yiyecek toplayarak ve yemek yiyerek geçirirler. Su ihtiyaçlarının çoğunu ise yedikleri sulu meyvelerden karşılarlar, aynı zamanda nehirlerden ve akarsulardan da su içerler. Anne orangutanlar bazen yavrularının ağızlarından içmesine izin verir.
Zihinlerinde ormanın detaylı bir haritası vardır ve birçok ağaç türünün meyve verme döngüleri hakkında bilgi sahibidirler. Aynı zamanda mevsimsel değişiklikleri takip edebilir ve meyve veren ağaçları bulmak için diğer hayvanlardan gelen davranışsal işaretleri belirleyebilir. Bu, rastgele meyve ağaçları aramak ve meyveleri bir süre olgunlaşmayacak belirli bir meyve ağacına gitmek için değerli enerjinin boşa harcanmasını önler. Anne orangutanlar bebeklerine hangi besini, hangi besini nerede, hangi ağaçta ve hangi mevsimde bulabileceklerini öğretirler.
Orangutanların beslenmesinin çok büyük bir kısmını meyve oluşturduğu için tropikal bitkilerin önemli çoğaltıcıları olarakta bilinirler. Birçok meyve fidesi orangutanların sindirim sisteminden geçtikten sonra filizlenir. Bu nedenle orangutanlar, yağmur ormanları ortamlarında tohum dağıtıcılar olarak hayati bir ekolojik role sahiptirler.
Etimoloji
"Orangutan" adı, Malayca "kişi/insan" anlamına gelen orang ve "orman" anlamına gelen hutan kelimelerinden türetilmiştir. Orangutan Malayca ve Endonezya dillerinde "ormanın adamı" anlamına gelir.
Gözlem Bilgileri
Fotoğraflar, James Brooks tarafından saha araştırması esnasında çekilmiştir. Kendisi Kyoto Üniversitesi’nde "Groupmindedness: An evolutionary comparison of humans' phylogenetically and socially closest species" üzerine doktora çalışmasına devam etmektedir.
Uyarı: Bu içerikteki görseller, aksi belirtilmedikçe, James Brooks tarafından, Evrim Ağacı'nın "Yaşam Ağacı" projesinde kullanılmak üzere paylaşılmıştır. Fotoğrafların izinsiz olarak kopyalanması, dağıtılması ve kullanılması kesinlikle yasaktır. Tüm hakları saklıdır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 6
- 4
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- ^ D. P. Locke, et al. (2011). Comparative And Demographic Analysis Of Orang-Utan Genomes. Nature, sf: 529-533. doi: 10.1038/nature09687. | Arşiv Bağlantısı
- B. M. F. Galdikas. (1985). Orangutan Sociality At Tanjung Puting. American Journal of Primatology, sf: 101-119. doi: 10.1002/ajp.1350090204. | Arşiv Bağlantısı
- A. V. Jaeggi, et al. (2010). Social Learning Of Diet And Foraging Skills By Wild Immature Bornean Orangutans: Implications For Culture. American Journal of Primatology, sf: 62-71. doi: 10.1002/ajp.20752. | Arşiv Bağlantısı
- E. J. Meulman, et al. (2013). Orangutan Tool Use And The Evolution Of Technology. Cambridge University Press, sf: 176-202. doi: 10.1017/CBO9780511894800.012. | Arşiv Bağlantısı
- C. Schuppli, et al. (2016). Observational Social Learning And Socially Induced Practice Of Routine Skills In Immature Wild Orang-Utans. Animal Behaviour, sf: 87-98. doi: 10.1016/j.anbehav.2016.06.014. | Arşiv Bağlantısı
- C. Schuppli, et al. (2021). The Ontogeny Of Exploratory Object Manipulation Behaviour In Wild Orangutans. Evolutionary Human Sciences, sf: 1-32. doi: 10.1017/ehs.2021.34. | Arşiv Bağlantısı
- S. K. S. Thorpe, et al. (2006). Orangutan Positional Behavior And The Nature Of Arboreal Locomotion In Hominoidea. American Journal of Physical Anthropology, sf: 384-401. doi: 10.1002/ajpa.20422. | Arşiv Bağlantısı
- S. K. S. Thorpe, et al. (2009). Orangutans Employ Unique Strategies To Control Branch Flexibility. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 12646-12651. doi: 10.1073/pnas.0811537106. | Arşiv Bağlantısı
- B. Ehmann, et al. (2021). Immature Wild Orangutans Acquire Relevant Ecological Knowledge Through Sex-Specific Attentional Biases During Social Learning. PLOS Biology, sf: e3001173. doi: 10.1371/journal.pbio.3001173. | Arşiv Bağlantısı
- Orangutan Conservancy. Orangutans - Orangutan Conservancy. (30 Kasım 2021). Alındığı Tarih: 3 Ocak 2022. Alındığı Yer: Orangutan Conservancy | Arşiv Bağlantısı
- Orang Utan Republik Foundation. Life History. Alındığı Tarih: 3 Ocak 2022. Alındığı Yer: Orang Utan Republik Foundation | Arşiv Bağlantısı
- R. Dawkins, et al. (2016). The Ancestor's Tale: A Pilgrimage To The Dawn Of Evolution. ISBN: 9780544859937. Yayınevi: Mariner Books.
- A. Russon. (2009). Orangutans. Current Biology, sf: R925-R927. doi: 10.1016/j.cub.2009.08.009. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 14:09:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11305
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.