Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor?

Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor? Pixabay
14 dakika
1,300
Evrim Ağacı Akademi: Popülasyon ve Komünite Ekolojisi Yazı Dizisi

Bu yazı, Popülasyon ve Komünite Ekolojisi yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Popülasyon Demografisi ve Dinamikleri: Canlı Popülasyonları Nasıl Büyüyor, Nasıl Küçülüyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Popülasyon artışının basit düzeydeki iki modeli, popülasyon büyüklüğündeki değişim oranını tanımlamak için rastgele gerçekleşen olayları hesaba katmayan, deterministik denklemleri temel alır. Bu modellerden ilki olan üstel artış modeli, sayıları herhangi bir limite tabi olmaksızın artan teorik popülasyonları tanımlar. İkinci model olan lojistik büyüme modelinde ise popülasyon boyutu arttıkça yoğunlaşan üremeye bazı sınırlar getirilmektedir. Bu modellerin ikisi de doğal popülasyonları yeterli oranda tanımlamasa da belirli düzeylerde karşılaştırma yapmayı mümkün kılmaktadır.

Üstel Büyüme

Popülasyonların başlangıçtaki büyüme hızları üstel büyüme modeli çerçevesinde gerçekleşir. Bununla beraber popülasyonları sınırlayan etkiler de yok değildir. Örneğin Charles Darwin'in de doğal seçilim teorisi üzerinde çalışırken etkilendiği İngiliz din adamı Thomas Malthus'un 1798 tarihli kitabında, doğal kaynakları bol olan popülasyonların oldukça yüksek hızlarda büyüdüğü, ancak nüfus ile kaynak kullanımının da arttığı ve kaynakların tükenmesiyle popülasyon büyümesinin sınırlandığı ifade edilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Organizmalarda üstel büyümenin en iyi örneği büyük ölçüde ikiye bölünerek üreme yoluyla çoğalan prokaryotlarda, yani bakterilerde ve arkelerde görülür. Bu bölünme, birçok bakteri türü için yaklaşık bir saat sürer. Eğer bin adet bakteri, sonsuz miktarda besin içeren büyük bir şişeye yerleştirilirse, bakteri sayısı yalnızca 1 saat sonra binden iki bine kadar yükselecektir. Bir saat sonra ise iki bin bakteri de bölünecek, şişedeki bakteri sayısı dört bine ulaşacaktır. Üçüncü saatte şişede sekiz bin bakteri; 24 saat sonra ise 16 milyar bakteri olacaktır. Üstel büyüme de bu fenomeni konu alır; her bir üreme çağında üreyebilecek organizmaların sayısı, yani büyüme oranı katlanarak artmaktadır. Üstel büyüme, popülasyon büyüklüğü/sayısı (NN) bir düzleme oturtulduğunda "J" biçminde bir büyüme eğrisi ile ifade edilir.

Kaynakların sınırsız olduğu durumlarda popülasyonlar üstel büyüme gösterme eğilimindedir.
Kaynakların sınırsız olduğu durumlarda popülasyonlar üstel büyüme gösterme eğilimindedir.
Libre Texts

Bazı türler, yaşaması ve büyümesi bağlamında uygun ve yeni bir yaşam alanıyla buluştuğunda kısa bir süreliğine üstel büyüme gösterebilmektedir; ancak şişedeki bakteri gibi örnekler kaynak başta olmak üzere çeşitli limitlerin var olduğu gerçek dünyanın tam bir temsili değildir. Örneğin, deney sırasında şişede bulunan bakterilerin bir kısmı kesinlikle ölecek, dolayısıyla üreyemeyecektir. Artış hızı hesaplarında bu limit de göz önünde bulundurulmalıdır; bir popülasyonun artış hızı, büyük ölçüde bir döngü sırasında ölen organizmaların sayısı olan DD'nin doğum sayısından (BB) çıkarılmasıyla belirlenir ve doğum ve ölüm oranlarını tek bir faktörde (rr) buluşturan basit bir denklemle ifade edilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Popu¨lasyon Bu¨yu¨mesi=rN\Large \text{Popülasyon Büyümesi} = rN

Popülasyon büyüklüğünün arttığı durumlarda değişim oranı pozitiftir; dolayısıyla r değeri pozitiftir. Bu değerin negatif olması popülasyon boyutunun küçüldüğü; sıfır olması ise popülasyon boyutunun değişmediğini gösterir. Popülasyon boyutunun değişmediği durumlar "sıfır nüfus artışı" olarak adlandırılmaktadır.

Lojistik Büyüme

Üstel büyüme, ancak doğal kaynaklar sonsuz şekilde mevcutsa mümkün olmaktadır; gerçek dünya ise böylesi bir bolluktan çok uzaktır. Charles Darwin de bu gerçeği bireylerin kendi türdaşları veya diğer türlerle sınırlı kaynaklar için mücadele edeceğini öne süren "var olma mücadelesi" tanımında kabul etmektedir. Bu mücadele çerçevesinde, doğal seçilim bağlamında başarılı birey ve türlerin hayatta kalma, dolayısıyla kendilerini başarılı kılan özellikleri bir sonraki nesle aktarma olasılığı daha yüksektir. Popülasyon ekologları da bu sınırlı kaynak gerçeğini göz önünde bulundurarak lojistik büyüme modelini ortaya atmıştır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Taşıma Kapasitesi ve Lojistik Model

Az sayıda bireyin ve bol miktarda kaynağın bulunduğu ortamlarda üstel büyüme meydana gelebilir; ancak birey sayısı yeterince arttığında kaynaklar yine de tükenir ve büyüme hızı yavaşlar. Böyle bir senaryoda büyüme oranı sabitlenecek ve düzleşecektir. Belirli bir çevrenin kaynakları çerçevesinde taşıyabileceği maksimum popülasyon boyutuna, yani büyüme oranının sabitlendiği noktaya taşıma kapasitesi (KK) adı verilir. Gerçek popülasyonlarda, büyüyen bir popülasyon genellikle taşıma kapasitesini aşar ve ölüm oranı, doğum oranını aşarak popülasyon büyüklüğünün taşıma kapasitesine veya altına düşmesine neden olur. Bununla beraber çoğu popülasyon taşıma kapasitesini bire bir takip etmemekte; bu kapasitenin bir üstüne çıkarak, bir altına inerek dalgalanmaktadır.

Taşıma kapasitesi, lojistik büyüme hesaplarında kullanılan formüle düzenleyici değişken olarak dahil edilmektedir. "K−NK - N" ifadesi, belirli bir zamanda bir popülasyona eklenebilecek birey sayısını; K−NK\frac{K-N}{K}, taşıma kapasitesinin büyümeyi kaldıracak kısmını temsil eder. Böylece üstel büyüme modeli sınırlandırılır ve lojistik büyüme denklemi oluşturulur.

Popu¨lasyon Bu¨yu¨mesi=rN[K−NK]\Large \text{Popülasyon Büyümesi} = rN[\frac{K-N}{K}]

N neredeyse sıfır olduğunda parantez içindeki miktar, neredeyse 1'e (K/KK/K) eşit olmakta ve büyüme üstel bir nitelik kazanmaktadır. Nüfus büyüklüğü taşıma kapasitesine eşit olduğunda (N=KN = K) parantez içindeki miktar sıfıra eşit olmakta, dolayısıyla büyüme durmaktadır. Bu denklem grafiği (lojistik büyüme) S şeklinde bir eğri doğurur. Bu da popülasyon artışının üstel büyümeye kıyasla daha gerçekçi bir modelidir.

S şeklindeki bir eğri üç farklı bölümden oluşmaktadır. S harfinin alt kısmı üstel büyümeyi temsil eder; az birey ve bol kaynak vardır. Orta kısmı kaynak sınırlarının etkisini göstermeye başladığı, büyüme hızının düştüğü kısımdır. Üst kısımda ise popülasyon, çevrenin taşıma kapasitesine yaklaşmış ve popülasyon boyutunda değişiklikler azalmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynakların sınırlı olduğu durumlarda popülasyonlar lojistik büyüme gösterme eğilimindedir. Bu büyüme türünde kaynaklar azaldıkça popülasyonun büyüme hızı düşer; taşıma kapasitesine ulaştığında ise durur.
Kaynakların sınırlı olduğu durumlarda popülasyonlar lojistik büyüme gösterme eğilimindedir. Bu büyüme türünde kaynaklar azaldıkça popülasyonun büyüme hızı düşer; taşıma kapasitesine ulaştığında ise durur.
Libre Texts

Tür İçi (Intraspesifik) Rekabetin Rolü

Lojistik modelde bir popülasyonu oluşturan tüm bireylerin kaynaklara eşit düzeyde erişebileceği ve eşit hayatta kalma şansına sahip olduğu varsayılır. Bitkiler için önemli kaynaklar su, güneş ışığı, besin ve büyüyebilecek alan; hayvanlar için ise yiyecek, su, barınak, yuva alanı ve eşlerdir.

Gerçek dünya senaryolarında popülasyonu oluşturan bireyler arasındaki fenotipik varyasyonlar, bazı bireylerin çevrelerine başkaca bireylerden daha adapte olduğu anlamına gelir. Popülasyonu oluşturan bireyler arasında bu çerçevede gerçekleşen kaynak rekabeti ise tür içi veya intraspesifik rekabet adını almıştır. Tür içi rekabet, taşıma kapasitesinin çok altında popülasyona sahip çevrelerde yaşayan bireyleri etkilemeyebilir; zira böyle bir çevrede tüm bireyler adaptasyon farklarından bağımsız olarak kaynaklara erişebilecektir. Ancak popülasyon boyutu arttıkça rekabet de yoğunlaşır ve çevrede biriken atıklar vb. de çevrenin taşıma kapasitesini düşürerek bu rekabetin daha da kızışmasına sebep olabilir.

Lojistik Büyüme Örnekleri

Ekmek ve alkollü içecek imalatında kullanılan mikroskobik bir mantar olan maya, bir test tüpünde yetiştirildiğinde klasik S-şekilli eğri sergiler; yani popülasyon, büyümesi için gerekli besin maddelerini tükettikçe büyüme hızı yavaşlar. Bununla beraber gerçek dünyada bu idealize eğimin çeşitli varyasyonları gözlemlenmektedir. Örneğin koyunlar ve bayağı foklarda popülasyon boyutu taşıma kapasitesini kısa süreliğine aşmakta ve takibinde altına düşmekte; düzenli olarak dalgalanmaktadır. Bu dalgalanmaya rağmen popülasyon genelinde lojistik model takip edilebilmekte ve geçerliliğini korumaktadır.

İdeal koşullarda yetiştirilen maya, klasik S lojistik büyüme eğrisini sergiler. Buna karşın fokların doğal popülasyonu dalgalanma eğilimindedir.
İdeal koşullarda yetiştirilen maya, klasik S lojistik büyüme eğrisini sergiler. Buna karşın fokların doğal popülasyonu dalgalanma eğilimindedir.
M. Russell; Libre Texts

Popülasyon Dinamikleri ve Regülasyon

Lojistik popülasyon büyümesi modelleri, birçok doğal popülasyonlarda geçerli ve faydalı modellerdir; ancak yine de gerçek dünyadaki popülasyon dinamiklerini büyük ölçüde basite indirgerler, zira modellerde çevrenin taşıma kapasitesinin değişmediği örtük olarak varsayılmaktadır, ancak taşıma kapasitesi yıl içinde ve yıldan yıla çeşitli faktörlerden etkilenerek değişir. Örneğin bir bölgede bazı yazlar sıcak ve kurak, bazı yazlar soğuk ve yağışlı geçebilir ve ayrıca kış mevsiminin taşıma kapasitesi yaz mevsimine kıyasla çok daha düşüktür. Bunun yanında depremler, volkanlar ve doğal yangınlar gibi olaylar da bir çevreyi, dolayısıyla taşıma kapasitesini değiştirme gücüne sahiptir. Taşıma kapasitesini etkileyen bir başka unsur da popülasyonların genellikle izole bir şekilde var olmadığı gerçeğidir; tüm popülasyonlar çevreyi başkaca türlerle paylaşır ve benzer kaynaklar için bu türlerle rekabet ederler. Bu fenomene ise türler arası veya interspesifik rekabet adı verilmektedir. Tüm bu faktörler belirli bir popülasyonun nasıl büyüyeceğini öngörmek bağlamında önemlidir.

Tüm Reklamları Kapat

Popülasyon boyutu çeşitli şekillerde regüle edilmektedir. Bu faktörler, popülasyon yoğunluğunun büyüme hızı ve ölüm oranlarını etkilediği yoğunluğa bağımlı sınırlayıcı faktörler ve popülasyon boyutundan bağımsız olarak popülasyonda ölümlere sebep olan yoğunluktan bağımsız faktörler olarak iki başlıkta ele alınmaktadır. Yaban hayatı üzerine çalışan biyologlar, bu iki faktörü de göz önünde bulundurarak popülasyon yönetim kriterlerini belirlemekte; böylelikle soy tükenmesi ve aşırı nüfus olaylarını kontrol edebilmektedir.

Yoğunluğa Bağlı Sınırlayıcı Faktörler

Yoğunluğa bağlı faktörlerin çoğu doğası gereği biyolojiktir ve avlanma, türler arası ve tür içi rekabet ve parazitleri içerir. Ana hatlarıyla ele alındığında bir popülasyonun yoğunluğu, ölüm oranıyla doğru orantılıdır. Örneğin tür içi ve türler arası rekabetin yoğun olduğu durumlarda rekabete taraf türlerin üreme oranları genellikle daha düşük olacak ve buna bağlı olarak popülasyonlarının büyüme hızı düşecektir. Bir predatörün avladığı türlerin popülasyonun küçülmesi, predatörün besin kaynaklarının azalması anlamına gelir ve bu da predatör popülasyonlarında düşüşlere sebep olur. Yoğunluğa bağlı bir başka sınırlayıcı faktör de hastalıkların yayılma hızıdır; yoğun popülasyonlarda hastalıklar daha hızlı yayılarak ölüm oranlarını artırır.

Yoğunluğa bağlı düzenleme, Avustralya'da iki çalışma alanında yabani eşek popülasyonlarıyla yapılan doğal bir deneyde incelenmiştir.[1] Alanlardan birinde popülasyon, nüfus kontrol programlarıyla azaltılmış; diğerine ise herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Deneyin başlangıcında kontrol edilen ilk alanın popülasyonu, kontrol edilmeyen ikinci alanın popülasyonunun yarısı kadardır.

İkinci alanda 1986 ve 1987 yılları arasında popülasyon yoğunluğunda bir değişiklik görülmezken kontrol altında tutulan birinci alanda popülasyon yoğunluğu artmıştır. İki popülasyonun büyüme oranları arasındaki bu fark, bireylerin yavrulama oranlarıyla değil, ölüm oranlarıyla açıklanmaktadır; zira araştırmacılar, annelerin yavrulama oranlarının nüfus yoğunluğundan etkilenmediğini bulgulamıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Edebiyat Seti 2 (5 kitap)

Dogma

Lars Iyer

Kıyametin eli kulağında. Düşünememekten muzdarip filozoflar W. ve Lars ders vermek üzere “Amerika Birleşik Çöplükleri”ne gider. Bu gezi sırasında, hayatlarındaki tıkanmayı aşmak, düşüncede bir yol bulmak için ortaya dogma dedikleri bir öğreti atar ama anlamsızlıkta daha da kaybolurlar. Varlıklarını meşrulaştıracak tek bir düşünce arayışları yine bir yere varmaz. Bu da yetmezmiş gibi W.’nin korktuğu şey başına gelir ve çalıştığı üniversiteden kovulur. Lars ise evini istila eden sıçanları besleyerek insanlığa ihanet eder. Nietzsche’yi doğrularcasına, iki adam boşluğa yeterince bakınca boşluk da onlara diker gözünü.

Lars Iyer kapitalizm, din, Dogma, kozmik tavuk, dünyanın ve felsefenin sonu gibi karman çorman meseleleri kendine has sade tarzıyla didik didik ediyor. Mizahı elden bırakmayan bir felaket kitabı bu.

“Samuel Beckett’in Vladimir ve Estragon’undan bu yana karşılaştığımız en alışılmadık ve absürd ikili W. ile Lars yeniden sahnede… Godot’yu Beklerken gibi Dogma da varoluşun ve anlamın doğası üzerine kafa patlatıyor. Lars Iyer modern hayatın kaosunu ve boşluğunu komik bir üslupla anlatıyor. Çaresizlik hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı herhalde.”

Library Journal

Karşılaşmalar: Bir Benjamin Romanı

Jay Parini

“Hiçbir zaman tatmin edemediği Tarih Meleği tarafından öldürülmüştü hiç kuşkusuz. Onu öldüren en bariz şeyse genellikle alaycı bir şekilde tetikte bekleyip en sonunda her zaman sahnede belirerek daha önce gerçekleşmiş olan her şeyin, her çıtkırıldım adım ve irkilmenin, gözün her titreşiminin, kalpten hissedilmiş her çizginin ve rasgele her jestin yazarlığını üstelenen Zaman’dı.”

Walter Benjamin’in 1940 yılında Nazi Almanya’sının Fransa’yı işgalinin hemen ardından Paris’ten kaçışıyla başlayan Karşılaşmalar Benjamin’in tutkularıyla tuhaflıklarının peşine düşüp ölümünün matemini tutuyor.

Felsefe tartışmaları, Nazi işgali, savaş ve kaçış ekseninde ilerleyen, Bertolt Brecht, Gershom Scholem, Hannah Arendt gibi isimlerin de yer aldığı romanda, Benjamin arkadaşları ve ailesi, aşkları ve yalnızlığı, hayatı ve intiharı, gözünden sakındığı elyazması sayfalar vasıtasıyla yeniden ete kemiğe bürünürken hayat hikâyesi de yirminci yüzyılın ortasında dünyayı yakıp yıkan korkunç savaşın güçlü bir metaforuna dönüşüyor.

Kodes

Alain Guyard

Kodes’in başkarakteri Lazare Vilain, Fransız Rivierası’nın sağlam kavgacılarından, genelev fedailerinden, soyguncularından ve katillerinden, müptezellerinden ve müptelalarından oluşan ilk ve tek felsefe okulunu kurduğunu hayal eder. Onlarla her gün Kant’ı, Marx’ı, Sokrates’i, Sartre’ı, Schopenhauer’i, erdemi, cesareti, ölümü, aşkı tartışır. Onun için “hayat yeniden lezzetlenmiş, ciddiye alınmayacak bir oyun haline gelmiştir.” Ancak yanılır. Bu oyun hayatını altüst etmeye başlar ve önünü alamadığı bir karmaşanın içine sürüklenir; en kötüsü de karşı çıktığı şeyin kendisine dönüşecek olmasıdır.

Kodes Nîmes Hapishanesi’nde felsefe atölyeleri düzenlemesi için gelen teklifi hemen kabul eden bir felsefe hocasının, Lazare Vilain’in deri değiştirme hikâyesidir. Felsefeyi kodese taşımak onun için felsefeyi anayurduna geri götürmektir. Orada felsefe yalnızca “kentli entelektüelleri” ilgilendiren bir uğraş olmaktan çıkacaktır. Peki, Lazare Vilain’i harekete geçiren nedir?

“Seni canlandıran nedir, hocam? Seni, Lazare Vilain’i hayatta tutan? Bize neden bulaşıyorsun? Kimsin sen? Bunun bir eğlence olduğunu mu sanıyorsun? Hayatın bir oyun olduğunu falan… Hayır, hayat bir oyun değil… Bir savaş, bir sınıf savaşı ve benim kocam bu uğurda canını verdi (…) Sana bir şey söyleyeyim mi… Bir züppe gibi daldın bu işe; herhalde sefaletin en ön sıralarında oturmak tatlı geldi (…) Bir burjuvaya dönüşüyorsun, olan bu. Yasadışı bir burjuvasın, ama neticede bir burjuvasın.”

Spinoza Tayfası

Amsterdam, 1677 / Özgürlüğün İcadı

Maxime Rovere

Spinoza “hayatın geometrisini” nasıl resmetmiştir sorusunun peşinden giden bir roman.

Maxime Rovere’nin bütün yazınsal olanakları kullanarak günümüzde kaybolmuş bir evrenin “hakikatine” yaklaşma denemesi sayılabilecek romanı Spinoza Tayfası, modern akıl ve özgürlük mefhumlarının ortaya çıkışı kabul edilen 17. yüzyıl Avrupası’nda Benedictus Spinoza’nın evrenini şekillendiren gelişmeleri ve tartışmaları ayrıntılarıyla ele alırken, tarihin unutma eğiliminde olduğu fakat Spinoza’yı derinden etkileyen şahısların; anatomistlerin, şairlerin, aktivistlerin, Yahudi cemaatinin önde gelen isimlerinin filozofun yaşamında ve düşüncesinde oynadığı rolleri açığa çıkarıyor.

Rovere, mektuplardan elyazmalarına kapsamlı bir arşiv çalışmasının ürünü romanında Spinoza’nın gündelik yaşamının derinliklerine o denli dalıyor ki felsefi olanla olmayan arasında, biriyle ötekinin yaşamları, fikirleri arasında oluşturulmuş sınırları bulanıklaştırarak filozofun dünyasını anlamaya, hatta anlamanın ne demek olduğuna odaklanıyor.

Wittgenstein Jr.

Lars Iyer

Cambridge Üniversitesi öğrencileri tuhaf görünümlü yeni mantık hocalarının ünlü filozofa benzerliğine kayıtsız kalamazlar: Wittgenstein yeniden Cambridge’dedir. Bildiği, inandığı her şeyi alaşağı edecek gerçek düşüncenin peşinde, yaşarken rüya görmeden ve kendini kandırmadan düşünebilmek, akademinin görünmez prangalarından kurtulmak ve her şeye ulaşabildiğini sanan öğrencilerinin hiçbir şeye ulaşamadığını göstermek uğruna düşüncenin huzurunu bozan melankolik bir filozof.

Ve aşka, sekse, ilişkiye, mantığa, felsefeye, düşünceye ve ölüme dair her şeyi beraber yeniden keşfedecekleri biriyle karşı karşıya olduklarından bihaber on iki öğrenci. Hayatla yüzleşmeden önceki son dönemeçte, er ya da geç hissedecekleri daimi boşluktan nafile kaçışlarında, Wittgenstein’la birlikte saf düşünceyi bulmaya zorlayacaklar kendilerini. Yeni bir düşünce okuluna hayat veren hocalarının peşinde hakikati bulmayı, güzeli ve iyiyi yeniden hissedebilmeyi deneyecekler.

Wittgenstein Jr. soluk almadan bir çırpıda okuyabileceğiniz, içinde yaşadığımız kolektif fanteziyle sizi yüzleştirecek, özlemini duyduğumuz yeni başlangıcın sıradışı manifestosu.

“Dünyanın sonu böyle gelecek, diyor Wittgenstein. Bunun şaka olduğunu sanan bir grup geri zekâlının avam alkışları eşliğinde.”

Devamını Göster
₺650.00
Edebiyat Seti 2 (5 kitap)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Bununla beraber iki popülasyonun büyüme oranları arasındaki fark, ikinci alanda (yüksek popülasyon yoğunluğu içinde) yaşayan annelerin yüksek kaliteli besinlere erişiminin düşmesi, dolayısıyla annenin yeterli beslenememesi sebebiyle yavru ölüm oranlarının artması ile açıklanmaktadır. Yani ilk alanda yaşayan bireyler tüm kaynaklara rahatlıkla erişebilmekte, yavrularını besleyebilmektedir, ancak ikinci alanda yaşayan bireylerin kaynaklara erişimi sorunludur ve bu da annelerin, buna bağlı olarak da yavruların yeterli beslenememesine sebep olmaktadır.

Yüksek yoğunluklu ve düşük yoğunluklu popülasyonlar arasında yaşa bağlı ölüm oranları. Yüksek yoğunluklu popülasyonda yavru ölüm oranları, annelerin yüksek kaliteli besinlere erişimde yaşadığı sorunlar nedeniyle çok daha yüksektir.
Yüksek yoğunluklu ve düşük yoğunluklu popülasyonlar arasında yaşa bağlı ölüm oranları. Yüksek yoğunluklu popülasyonda yavru ölüm oranları, annelerin yüksek kaliteli besinlere erişimde yaşadığı sorunlar nedeniyle çok daha yüksektir.
Libre Texts

Yoğunluktan Bağımsız ve Yoğunluğa Bağlı Sınırlayıcı Faktörler Arasındaki İlişki

Hava durumu, kirlilik ve doğal afetler gibi birçok fiziksel faktör, popülasyonları yoğunluklarından bağımsız olarak etkiler ve ölüm oranlarını artırır. Örneğin bir geyik, bölgede ne kadar geyik olursa olsun, bir orman yangınına yakalanırsa ve kaçamazsa ölecektir. Yani bu geyiğin hayatta kalma şansı popülasyon yoğunluğundan bağımsızdır.

Bununla beraber gerçek dünyada popülasyon regülasyonu çok daha karmaşıktır ve yoğunluğa bağlı ve bağımsız faktörler birbirleriyle etkileşime girerek birbirlerini etkileyebilir. Örneğin doğal afet gibi yoğunluktan bağımsız bir faktör sonucunda ölüm oranları artan yoğun bir popülasyon, seyrek bir popülasyona kıyasla daha farklı bir şekilde toparlanacaktır. Mesela çetin bir kış geçiren yoğun bir geyik popülasyonu, ardında üreme çağında daha fazla geyik bırakır; dolayısıyla popülasyon, eski sayısına daha hızlı ulaşır.

Evrim İş Başında! Yünlü Mamutların Nesli Nasıl Tükendi?

Paleontologlar, tüylü mamutların neslinin yaklaşık 10 bin yıl önce, bu mamutları avlayabilen insanların Kuzey Anerika ve kuzey Avrasya bölgesine göç etmesiyle tükenmeye başladığını düşünmektedir. Doğu Sibirya Denizi'nde bulunan Wrangel Adası'nda bir mamut popülasyonu, MÖ 1700 gibi bir tarihe kadar insanlardan izole olarak hayatta kalabilmiştir. Sibirya ve kuzey bölgelerde buzlarda donmuş halde bulunan bedenler, bu hayvanlar hakkında bizlere çok şey söylemektedir.

İklim değişikliği ve insan avcılığı ile nesli tükenen bu hayvanlar hakkında 2008 yılında yapılan bir çalışma, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak 6 bin yıl önce mamutların yaşam alanının 480 milyon kilometrekareden yalnızca 500 bin kilometre kareye düştüğünü bulgulamıştır.[2] Yaşam alanlarındaki bu düşüşün ve iklim değişikliğinin yanında insanların mamutları avladığı da kanıtlarla belgelenmiş bir gerçektir; öyle ki bilim insanları, mamutların neslinin tükenmesinde rol oynayan bir başka faktörün de insan avcıların, 20 bin yıl önceki son buzul çağında, Bering Boğazı üzerinden Kuzey Amerika'ya göç etmesi olduğunu öne sürmektedir. 2012 tarihli bir başka çalışma da bu muhteşem hayvanların neslinin tükenmesinden tek başına hiçbir faktörün sorumlu olmadığı; birçok faktörün bir arada rol oynadığını savunmaktadır.[3]

Bir popülasyonun istikrarını belirleyen birbiriyle etkileşim halinde birçok faktör bulunur; bu da popülasyonları korumaya yönelik faaliyetleri son derece karmaşık kılmaktadır. Bununla beraber insanların da çevrelerini ve popülasyonları etkileyen bir faktör olduğunu da unutmamak gerekir. Nihayetinde bir tür olarak tarihimiz, ilkel av teknolojileriyle bile neslinin tükenmesine şöyle ya da böyle katkıda bulunduğumuz türlerle bezelidir.

(a) 1916 yılında yapılmış, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde bulunan mamut sürüsü duvar resmi; (b) Rusya'nın St. Petersburg kentinde, Zooloji Müzesi'nde bulunan dünyadaki tek doldurulmuş mamut; ve (c) 2007 yılında Sibirya'da keşfedilen Lyuba adlı bir aylık yavru mamut.
(a) 1916 yılında yapılmış, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde bulunan mamut sürüsü duvar resmi; (b) Rusya'nın St. Petersburg kentinde, Zooloji Müzesi'nde bulunan dünyadaki tek doldurulmuş mamut; ve (c) 2007 yılında Sibirya'da keşfedilen Lyuba adlı bir aylık yavru mamut.
(a) C. R. Knight; (b) "Tanapon"/Flickr; (c) M. Howry

Demografi Temelli Popülasyon Modelleri

Popülasyon ekologları, bir türün deneyimlediği popülasyon artışını doğrudan etkileyebilen; doğum oranları, ilk üreme yaşı, yavru sayısı ve hatta ölüm oranları gibi etmenlerin tıpkı anotomi ve davranışlara benzer şekilde evrimleşebileceğini öne sürmektedir. Buna dayanarak ekologlar, bir uçta K-seçimli türler, diğer uçta r-seçimli türler olmak üzere bir yaşam "stratejileri" spektrumu geliştirmiştir.

Bu spektrumun K ucu, çevrelerinin taşıma kapasitesine yakın popülasyonlarda olma eğilimindedir ve genellikle büyük ancak sayıca az yavrular doğurmakta; bu yavruların her birine de fazlaca kaynak sunmaktadır. Spektrumun r ucunda bulunan türler ise istikrarsız ve değişimi öngörülemez ortamlara adaptedir; çok sayıda küçük yavru doğurur, yavrulara kaynak sunmaz ve herhangi bir özel ilgi göstermezler. Yavrular da doğduklarında görece hayatlarını sürdürebilecek donanıma sahip olurlar. Spektrumun K ucunda bulunan türlere örnek olarak filler; r ucunda bulunan türlere örnek olarak denizanası gibi deniz omurgasızları ve karahindiba gibi bitkiler verilebilir.

Bu iki "strateji" spektrumu, gerçek dünyada türlerin yaşam öykülerini anlamamıza yardımcı olabilir. Bununla beraber böylesi stratejiler birbirinden bağımsız olarak evrimleşebilir ve gruplar halinde evrimleşmesi şart değildir; yani spekstrumun K ucunda bulunan bir tür, tipik durumun aksine çok sayıda yavru doğurabilir veya r ucunda bulunan bir tür, yavrularıyla ilgilenebilir. Bu bağlamda her türün, spektrumda bulunduğu konumdan bağımsız olarak iki tan birine özgü özellikler barındırması da mümkün olmaktadır.

Özet

Sınırsız kaynak içeren bir çevrede bulunan popülasyonlar, her nesilde artan bir büyüme hızıyla genişler. Bu fenomen üstel büyüme olarak adlandırılmaktadır. Kaynaklar sınırlı olduğunda ise popülasyonlar lojistik büyüme sergiler ve çevrenin taşıma kapasitesine ulaştıklarında büyüme dengelenir.

Popülasyonlar, yoğunluğa bağlı ve yoğunluktan bağımsız çeşitli faktörlerle regüle edilmektedir. İlk üreme yaşı ve yavru sayısı gibi yaşam öyküsü özellikleri de anatomi ve davranış gibi popülasyon genelinde evrim geçirebilen özelliklerdir. r- ve K-seçim modelleri bu özelliklerin (ve özellik gruplarının) popülasyonları taşıma kapasitesinde sabitleyecek (K-seçim) veya hızlı popülasyon büyümesi ve çökmesine (r-seçim) sebep olabilecek adaptasyonların evrimleşebileceği temeli üzerine kuruludur. Türler de bu iki uç nokta arasında bir yerlere adapte olmakta ve hayatlarını buna göre sürdürmektedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Popülasyon ve Komünite Ekolojisi Yazı Dizisi

Bu yazı, Popülasyon ve Komünite Ekolojisi yazı dizisinin 2. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Popülasyon Demografisi ve Dinamikleri: Canlı Popülasyonları Nasıl Büyüyor, Nasıl Küçülüyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ D. Choquenot. (2006). Density-Dependent Growth, Body Condition, And Demography In Feral Donkeys: Testing The Food Hypothesis. Wiley, sf: 805-813. doi: 10.2307/1940583. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ D. Nogués-Bravo, et al. (2008). Climate Change, Humans, And The Extinction Of The Woolly Mammoth. PLOS Biology, sf: e79. doi: 10.1371/journal.pbio.0060079. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ G. M. MacDonald, et al. (2012). Pattern Of Extinction Of The Woolly Mammoth In Beringia. Nature Communications, sf: 1-8. doi: 10.1038/ncomms1881. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 15:04:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13655

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Alan
Astrobiyoloji
Alkol
Yaşanabilir Gezegen
Çekirdek
Tohum
Botanik
Nöron
Makina
Karanlık
Uydu
Aminoasit
Geometri
Sayı
Mantık Hatası
Beyin
Bilişsel
Hominid
Evren
Süt
Araştırma
Filogenetik
Homo Sapiens
İspat
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
L. Texts, et al. Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor?. (14 Ocak 2023). Alındığı Tarih: 29 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/13655
Texts, L., Karagözoğlu, M. (2023, January 14). Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor?. Evrim Ağacı. Retrieved March 29, 2024. from https://evrimagaci.org/s/13655
L. Texts, et al. “Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor?.” Edited by Mert Karagözoğlu. Evrim Ağacı, 14 Jan. 2023, https://evrimagaci.org/s/13655.
Texts, Libre. Karagözoğlu, Mert. “Popülasyon Artışı ve Regülasyonu: Canlıların Nüfusu Nasıl Kontrol Altında Tutuluyor?.” Edited by Mert Karagözoğlu. Evrim Ağacı, January 14, 2023. https://evrimagaci.org/s/13655.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close