Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi?

Pavlov'un Köpekleri, 2. Dünya Savaşı'nda Alman Tanklarını Bombalamakta Kullanıldı!

Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi? Today I Found Out
17 dakika
115,091
Podcast
20:19
Selçuk Kandemir
Seslendiren
64
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

Klasik koşullanma (veya tepkisel koşullanma), bilinçsiz veya otomatik olarak gerçekleşen bir öğrenme türüdür. Klasik koşullanma, doğal uyarıcılara verilen doğal bir tepkinin, yapay bir uyarıcı tarafından da uyarılır hale getirilmesini ifade eder. Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedildiği için Pavlovyen koşullanma olarak da bilinir. Davranışsal psikolojinin temelini oluşturduğu için genellikle psikoloji tarihindeki en önemli keşiflerden biri olarak kabul edilir.

Klasik koşullanmanın günümüzdeki en basit örneklerini reklamcılıkta görebiliriz. Örneğin, güzellik ürünleri satan firmalar, reklamlarında temiz ve pürüzsüz bir cilde sahip oyuncuları kullanır. Böylece reklamı izleyenler, ürünü "sağlıklı bir cilt" ile ilişkilendirir. Günlük hayatta klasik koşullanmanın bunun gibi birçok örneğini görmek mümkündür.

Tüm Reklamları Kapat

Evrimsel açıdansa klasik koşullanmanın faydalı olduğunu söylenebilir. Örneğin belirli bir gıdanın sizde yarattığı rahatsızlık durumu, o gıdayı bir hastalıkla ilişkilendirmenize ve gelecekte bu gıdayı tüketmemenize sebep olabilir. Günümüzde klasik koşullanma, uyuşturucu madde kullanımı gibi olumsuz davranışları değiştirmek veya modifiye etmek için terapötik bir teknik olarak da kullanılmaktadır.

Klasik koşullanmayı anlamak için, kaşifi Ivan Pavlov'u biraz daha yakından tanımakta fayda görüyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Ivan Pavlov Kimdir?

14 Eylül 1849 yılında Rusya'nın Ryazan kentinde dünyaya gelen Pavlov, 1860 yılında papazlığa hazırlanmak üzere Ryazan İlahiyat Yüksek Okulu’na başladı. Burada Rus ve dünya tarihi, edebiyat, mantık, doğabilimleri, dil ve felsefe gibi kendini geliştirebileceği dersler aldı ve eğitimini tamamladı. O dönemin önemli fizyologlarından olan Claude Bernard, Ivan Pavlov'un fizyoloji merakını artttırdı ve bu alana doğru ilerlemesinde büyük rol oynadı. Ivan Pavlov, refleksler üzerine çalışmalarını sürdürdü. 

Ivan Pavlov
Ivan Pavlov
ThoughtCo

Pavlov, disipline çok önem verirdi. Yanında çalıştırdığı asistanların yaptıkları işlere kendilerini adamaları konusunda çok hassastı. Deneyler sırasında kendisine yardım eden çalışanların eksiksiz ve hatasız çalışması gerektiğini açıkça belirtirdi. O dönemde Pavlov’un laboratuvarında çalışmak isteyen birçok kişi vardı.

Bu sıralarda, dinamiti icat eden ve sonradan meşhur "Nobel Ödülleri"ni bilim dünyasına kazandıracak olan Alfred Nobel, Pavlov’a laboratuvarını büyütmesine imkan verebilecek miktarda bağışta bulundu. Bağış için verilen paranın hepsi Pavlov'un kendi istediği türde bir laboratuvar inşa etmek için harcandı. İki katlı olan bir taş binada bodrum katında köpek kulübeleri, 1. katında 3 deney salonu, 2. katında da deney hayvanlarına cerrahi müdahalede bulunan ameliyathaneler ve hayvanların ameliyat sonrasında iyileşebilmeleri için bakım odaları vardı.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Pavlov'un Saint Petersburg'daki Laboratuvarı
Pavlov'un Saint Petersburg'daki Laboratuvarı
Saint-Petersburg

Pavlov, laboratuvarının 2. katından çok gurur duyuyordu; çünkü dünyadaki ilk özel ameliyat bölümü olan fizyoloji laboratuvarına sahipti. Pavlov, burada, ilk kez "bölünmüş mide" operasyonunu gerçekleştirdi.Bu olağanüstü metot, Pavlov ve asistanlarına midedeki sindirim sürecini ilk kez bütün detaylarıyla inceleme fırsatı vermişti.

Pavlov'un bilimsel çalışmalardaki ünü tüm dünyaya yayılmaya başlamıştı ve dünyanın çeşitli yerlerinden bilim insanları Pavlov'un harika bir başarıyla gerçekleştirdiği ameliyatların nasıl yapılacağını öğrenmek için laboratuvarını ziyarete geliyorlardı. Laboratuvarda çalışan asistanlardan biri, Pavlov'un kitabını yabancı dillere çevirmeye başladı. Bu sayede Rusça bilmeyen birçok kişi, Pavlov'un eserlerine kolayca ulaşabilecekti. Kendisinin yaptığı çalışmalar sonucunda yine Alfred Nobel'in vasiyeti üzerine başlatılan Nobel Ödülü'nün 3. yıl dönümünde fizyoloji veya tıp alanında 1904 yılında verilen Nobel Fizyoloji/Tıp Ödülü'ne aday gösterilerek, ödülü almaya hak kazandı.

Pavlov, ödül kabul konuşmasının ilk cümlesinde insanın en temel ve en güçlü içgüdüsünün "yiyecek bulmak" olduğunu söyleyerek, tüm dünya çapında adını ezberletecek çalışmalarından bahsetmeye başladı. Örneğin ona, sindirim sistemiyle ilgili çalışmalarından bile daha fazla ün kazandıracak olan "koşullu refleks" ve "koşulsuz refleks" kavramlarından bahsetti. Salondaki pek çok kişi bu sözleri ilk kez duyuyordu.

Pavlov, konuşmasıyla herkesi şaşırttı. Dinleyiciler onun sindirim sistemiyle ilgili keşifleri hakkında konuşmasını bekliyordu. Şartlı reflekslerin doğası ve işleyişi konusundaki buluşu, o dönemdeki sayısız fizyoloji araştırmasını öğrenme alanına yöneltti.

Pavlov'u kuşkusuz "Pavlov" yapan keşif, laboratuvarda mide üzerine bir çalışma yaparken, laboratuvardaki köpeklerinin daha et verilmeden önce, Pavlov'un veya öğrencilerinin ayak seslerini duyduklarında salya akıtmaya başlamış olmalarıdır. Bunu fark eden Pavlov, çalışmalarını bu yöne doğru geliştirmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Koşullanma deneylerine ilginç bir diğer bakış açısı... Aslında gerçekten hoş bir noktaya parmak basılıyor. Günlük yaşantımızda birçok şeye şartlanıyoruz; ancak bunlar bizim "normal davranışlarımız" olarak algılandığı için, onların klasik bir koşullanmadan ibaret olduğunun farkına varmıyoruz. Ancak aynı zamanda, diğer hayvan türlerinde gözlediğimiz klasik koşullanmanın sayısız örneğini, onların "ne kadar basit" davranışlar sergilediğine örnek olarak sunuyoruz. Halbuki kendi davranış kalıplarımızın büyük bir kısmı, aynı şartlanmalardan oluşuyor. Sadece bizimkisi çok daha kapsamlı ve çok daha iç içe geçmiş halde...
Koşullanma deneylerine ilginç bir diğer bakış açısı... Aslında gerçekten hoş bir noktaya parmak basılıyor. Günlük yaşantımızda birçok şeye şartlanıyoruz; ancak bunlar bizim "normal davranışlarımız" olarak algılandığı için, onların klasik bir koşullanmadan ibaret olduğunun farkına varmıyoruz. Ancak aynı zamanda, diğer hayvan türlerinde gözlediğimiz klasik koşullanmanın sayısız örneğini, onların "ne kadar basit" davranışlar sergilediğine örnek olarak sunuyoruz. Halbuki kendi davranış kalıplarımızın büyük bir kısmı, aynı şartlanmalardan oluşuyor. Sadece bizimkisi çok daha kapsamlı ve çok daha iç içe geçmiş halde...
My Science Academy

Meşhur "Pavlov'un Köpeği" Deneyi

Pavlov, öncelikle laboratuvarında barındırdığı köpekler üzerinde salgı bezlerini incelemiştir. Ardından bu köpekler üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, köpeğin doğal uyaranları (örneğin yemeği) dışında zil veya lamba gibi ilgisiz uyaranlara da tepki verip, salgı salgılama durumunu inceledi.

Pavlov'un Köpek Deneyi Düzeneği
Pavlov'un Köpek Deneyi Düzeneği
PsySci

Normal koşullar altında bir köpek et gördüğü zaman salgı bezlerinin çalışması doğal bir durum olduğundan, bu tepkiye şartsız tepki (veya koşulsuz refleks) denir. Bir organizmanın doğal dengesini şartsız refleksler sağlar. Bu durumda et de şartsız uyarandır, çünkü köpekte herhangi bir şartlandırma yapılmadan önce de salya üretimine sebep olmaktadır.

Ancak hayvanlar, sadece doğal uyaranlarına tepki vermezler. Örneğin eğer köpeğe et verilirken, bir yandan da zil sesi sunulacak olursa (yani bir zil çalınacak olursa), birkaç denemeden sonra köpek, zil sesi ile almakta olduğu yiyecek arasında da bir ilişki kuracaktır. Buna bağlı olarak köpek, zil sesini duyduğu anda, henüz yemek verilmese bile istemsiz olarak salya salgılamaya başlayacaktır. İşte bu durumda, "yemek yeme davranışı" ile normalde tamamen alakasız olan "zil sesi"ne bağlı olarak salgıların aktifleşmesine şartlı tepki (veya koşullu refleks) denir.

Bu kavramları biraz daha yakından tanıyalım:

Tüm Reklamları Kapat

Klasik Koşullanma Kavramları

Klasik koşullanma, öğrenme sürecini açıklamak için birkaç farklı kavramı kullanır. Aşağıdaki kavramları bilmek, Pavlov'un deneyini ve klasik koşullanma teorisini tam olarak anlamanıza yardımcı olacaktır.

  • Nötr Uyarıcı (İng: "Neutral Stimulus" veya kısaca "NS"): Başlangıçta kendi başına herhangi bir tepkiyi tetiklemeyen uyarandır. Pavlov’un deneyinde bu, zil sesidir.
  • Koşulsuz Uyarıcı (İng: "Unconditioned stimulus" veya kısaca "US"): Otomatik olarak bir tepkiye sebep olan doğal bir uyarıcıdır. Pavlov’un deneyinde bu, köpeğe verilen ettir.
  • Koşulsuz Tepki (İng: "Unconditioned response" veya kısaca "UR"): Koşulsuz bir uyaran tarafından tetiklendiğinde ortaya çıkan kasıtsız tepkidir. Bu tepki otomatik, yani doğal bir tepkidir. Pavlov’un deneyinde et verildiğinde köpeğin salya miktarının artması buna örnektir.
  • Koşullu Uyarıcı ("Conditioned stimulus" veya kısaca "CS"): Bir zamanlar nötr olan ancak koşulsuz uyarıcı ile eşleştirildikten sonra bir tepkiye sebep olan uyarıcıdır. Pavlov’un deneyinde et ile eşleştirilen zil sesi buna örnektir.
  • Koşullu Tepki (İng: "Conditioned response" veya kısaca "CR"): Koşullu uyarıcıya verilen öğrenilmiş tepkidir. Pavlov'un deneyinde köpeğin zil sesini duyduğunda salya üretmesi koşullu tepkiye örnektir.

Pavlov'un Köpek Deneylerini Detayları

Pavlov, deneyi şu şekilde tasarladı: Deney başlamadan önce köpeklerin dış ortamda salyalarını toplayabileceği bir düzenek hazırladı. Ardından doğal koşullarda bir köpeğin salgıladığı salya miktarını belirledi. 

Deney Düzeneği
Deney Düzeneği
Simply Psychology

Deney sırasında ise şartsız tepkinin oluşabilmesi için köpeğe et vermeden önce zil bir süre çalınmaya başlandı. Daha önce zil sesiyle birlikte et verilmediğinden dolayı herhangi bir salya mikarında artış gözlenmedi. Ardından Pavlov, köpeğe sadece et parçaları vermeye başladı. Aç halde olan köpeğin salya miktarında doğal olarak artış gözlemlendi.

Deneyin bir sonraki basamağında köpeğe hem et parçaları atıldı hem de zil sesi verildi. Buradaki amaç köpek için zil sesi ile et parçalarının eşleşmesiydi. Bu işlem ardı ardına devam ettirildi. Bir süre sonra et verilmesi kesilmişti ancak zil sesi hala çalıyordu. Bu durumda köpek sadece zil sesi duyuyordu ama önüne et verilmiyordu. Kurulan düzenekte sanki et veriyormuş gibi salya miktarındaki artış devam ediyordu. Bu deney sonucunda Pavlov; zil sesini duyan bir köpeğin salya salgılaması gerektiğini öğrendiği sonucuna varmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Seksin Doğası (Dr. Carin Bondar)

“Seks dostlukla mı ilgilidir? Aşkla mı? Tutkuyla mı? Üremeyle mi? Cevap, çok sayıda biyolojik ve ekolojik unsura bağlı olarak bunların hepsi ya da hiçbiri olabilir. Emin olabileceğimiz tek bir konu varsa o da seksin dünya üzerindeki her canlının varoluşu için elzem olduğudur. İnsanlar için seks rahatlama, eğlence, gıda ve yaşam demektir.”

Dr. Carin Bondar

Biyolog ve başarılı bir doğa belgeseli programcısı Dr. Carin Bondar, hayvanlar âleminde gözlemlenen çeşitli cinsel davranışları ele aldığı bu çalışmasında primatlardan balinalara, çakallardan salyangozlara, ötücü kuşlardan yırtıcılara hayvanların üreme döngülerinde insanların cinsel yaşamını renksiz gösteren ve onunla şaşırtıcı paralellikler taşıyan pek çok detayı bulabileceğimiz ansiklopedik bir gezintiye çıkarıyor okuru.

Seksin Doğası doğada eşleşebilecek partner bulmak, başarıyla çiftleşebilmek ve sonucunda dünyaya gelecek yavruları büyütebilmek için ne mücadeleler verildiğini ve bize bugün garip gelen pek çok detayın aslında ne kadar doğal olduğunu görme fırsatı veriyor.

“Dostlarım, dışarıda acımasız bir dünya var. Hazırsanız acımasız olduğu kadar iç gıdıklayan, heyecan veren, korku uyandıran, mide bulandıran, aynı zamanda çekici ve akıl almaz bu dünyaya, Seksin Doğası’na giriş yapıyoruz.”

Bu kampanya, Kolektif Kitap tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.

Devamını Göster
₺180.00
Seksin Doğası (Dr. Carin Bondar)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Pavlov, köpekler ile ilgili yaptığı deney sonuçlarını temel tepkileri 3 şekilde tanımladı:

  • Çevreden gelen her uyaran harekete geçirme veya engellemeye sebep oluyordu.
  • Harekete geçirmeyle ve engellemeyle ilgili sinirlerle ilgili süreçler, beyinde bazı kurallara göre etkileşime giriyordu.
  • Sinir sistemlerinde, doğuştan gelen bireysel farklılıklar vardı.

Pavlov'un Köpekleri Ne Çeşit Köpeklerdi?

Pavlov'un köpeği deneyi tüm dünyada yaygın olarak bilinir; ancak bu büyük deneyin baş kahramanları hakkında pek bir bilgiye rastlamak mümkün değil gibidir.

Bunun nedeni, Pavlov'un köpek seçiminde herhangi bir çeşide odaklanmamış olmasıdır. Laboratuvarında her çeşitten köpek bulmak mümkündür ve birçoğu, birden fazla çeşidin kırması olan köpeklerdir. Aşağıda, bu köpeklerin neye benzediğini görebilirsiniz:

Pavlov'un Köpekleri
Pavlov'un Köpekleri
Smithsonian Magazine

Aşağıda bunlardan bir tanesinin Rusya'daki Pavlov Müzesi'nde korunmuş halini görebilirsiniz:

Pavlov'un köpeklerinden biri...
Pavlov'un köpeklerinden biri...
Rklawton

Klasik Koşullanma İlkeleri

Elbette klasik koşullanma sahası, Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı deneylerden sonra da devam etmiş ve yeni araştırma sahalarına kapı aralamıştır. Bu sırada birtakım yeni terminoloji de doğmuştur. Bunlardan bir kısmını incelemekte fayda görüyoruz:

  • "Sönme" veya "Deneysel Çözülme" (İng: "Extinction"): Koşullu ve koşulsuz uyarıcı arasındaki ilişkinin zayıflaması nedeniyle koşullu tepkinin azalmaya veya kaybolmaya başlamasını ifade eder. Örneğin, Pavlov'un deneyinde zil sesi çalınmasına rağmen et verilmemesi defalarca tekrar edildiğinde köpek bir süre sonra salya üretmeyecektir.
  • "Kendiliğinden Geri Gelme" (İng: "Spontaneous Recovery"): Öğrenilmiş bir tepkinin sönme veya yok olma döneminden sonra yeniden geri gelmesini ifade eder. Örneğin, Pavlov köpeği zil sesine karşı salya salgılaması için eğittikten sonra bu davranışı pekiştirmeyi bir süreliğine bıraksaydı ve belirli bir süre sonra tekrar uygulamaya devam etseydi, köpek de salya salgılamaya yeniden başlayabilirdi. Buradaki önemli nokta, geri gelmiş bir davranışın ilk günkü etkisine ulaşmamasıdır.
  • Uyarıcı Genellemesi (İng: "Stimulus Generalization"): Koşullu uyarıcıya benzer uyarıcılara tepki verme eğilimini ifade eder. Örneğin, zil sesine karşı salya salgılamaya şartlandırılmış bir köpek zile benzer seslere karşı da bu davranışı sürdürebilir. Başka bir örnek olarak, salıncaktan düştüğü için bu konuda korku geliştiren bir çocuk hamak gibi sallanan diğer nesnelere karşı da korku hissedebilir.
  • Ayırt Etme (İng: "Stimulus Discrimination"): Uyarıcı genellemesinin tam tersidir. Koşullu uyarıcıyı, koşulsuz uyarıcı ile ilişkili olmayan diğer uyarıcılardan ayırt etme yeteneğini ifade eder. Pavlov'un deneyine geri dönecek olursak, köpeğin zil sesi ile zile benzeyen diğer sesleri (örneğin korna sesi) ayırt etme yeteneğini içerir. Köpek bu uyarıcıları ayırt edebildiğinden yalnızca koşullu uyaran (zil sesi) sunulduğunda tepki verecektir.
  • Üst Düzey Koşullanma (İng: "Higher-Order Conditioning"): Daha önce nötr uyarıcı konumunda olan ancak klasik koşullanma ile nitelik kazanan uyarıcının, ikinci bir nötr uyarıcı için koşullu uyarıcı olarak kullanılmasını ifade eder. Örneğin, bir ürün reklamında sporcu kişiliğini kullanmak için bir futbolcunun yer alması, ürün ile futbol arasında bir ilişki geliştirilmesini amaçlayabilir. Daha spesifik bir örnek için, hamaktan düşen bir çocuğun daha sonra salıncaktan korkmaya başlaması ve ardından salıncağın olduğu parka karşı korku geliştirmesi söylenebilir.

Klasik Koşullanma Türleri

Normalde klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıdan önce sunulması gerekir. Ancak öğrenme sürecini farklı etkileyen üç tür klasik koşullanma vardır:

  • Gecikmeli Koşullanma (İng: "Delay Conditioning"): Koşullu uyarıcının sunulduğu ve ardından koşulsuz uyarıcının verildiği prosedürdür. En etkili koşullanma türü olarak bilinir ve Pavlov’un deneyi bunun en iyi örneğidir.
  • İz Koşullanma (İng: "Trace Conditioning"): Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasında belirli zamanın olduğu koşullanma türüdür. Gecikmeli koşullanma ile karıştırılmaması önemlidir. Gecikmeli koşullandırmada, koşulsuz uyarıcı koşullu uyarıcıyı hemen takip eder ve onunla birlikte sona erer. Yani bir örtüşme söz konusudur. İz koşullanmada ise koşullu ve koşulsuz uyarıcı birlikte sunulmaz ve örtüşmez.
  • Eş Zamanlı Koşullanma (İng: "Simultaneous Conditioning"): Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının aynı anda ortaya çıktığı ve kaybolduğu koşullanma türüdür. Diğer koşullanma türlerine göre daha etkisizdir.

Gerçek Dünyadan Klasik Koşullanma Örnekleri

Pavlov'un Anti-Tank Köpekleri ve 2. Dünya Savaşı

İkinci Dünya Savaşı sıralarında Pavlov’un deneyi, Almanların tankları karşısında zorlanan Sovyetler Birliği'nin dikkatini çekmeyi başardı. Sovyetler, köpeklerden oluşan bir ordu kurmak için köpek barınakları kurma kararı aldılar. Ne var ki bu köpeklere hiç de iyi davranılmadı.

Köpekleri şartlandırmak için bu barınaklarda günlerce aç bırakıldılar. Ardından barınağa tanklar getirildi. Araştırmacılar, köpeklerin tankların varlığı ile et parçalarını eşleştirmelerini sağladılar. Böylece köpekler, artık tankların olduğu yerde yemek olduğunu öğrenmişlerdi. Şartlanmış köpekleri savaş alanına getiren Sovyetler, aç köpeklerin üzerine bomba yerleştirdiler ve Alman tanklarının üzerine saldılar. Tanklarda yemek bulacağını zanneden köpekler tanklara yaklaştıklarında hepsini patlattılar ve Sovyetler, Almanlara karşı sıradışı bir şekilde önlem almış oldu.

Sovyetler'in Anti-Tank Köpekleri
Sovyetler'in Anti-Tank Köpekleri
Today I Found Out

Bu uygulamanın 2. Dünya Savaşı'nın seyrini ne kadar etkilediği oldukça tartışmalıdır. Sovyet kaynaklarına göre bu anti-tank köpekleri kullanılarak 300 civarında Alman tankı etkisiz hale getirilmiştir. Ancak bazı batılı kaynaklar, bunun Sovyetler Birliği propagandası olduğunu, söz konusu programın giderlerini haklı çıkarmak adına abartıldığını söylemektedir.

Buna rağmen ,köpeklerin patlayıcı olarak kullanılmasının başarılı olduğunu gösteren tekil durumlar gerçekten de bulunmaktadır. Örneğin Hlukhiv yakınlarındaki 160. tabur cephesinde 6 anti-tank köpeğinin 5 Alman tankını zedelediği; Stalingrad Havalimanı yakınlarındaysa yine köpekler kullanılarak 13 tankın etkisiz hale getirildiği bağımsız kaynaklarca da doğrulanmıştır. Kursk Savaşı sırasında ise aynı amaçla kullanılan 16 köpek, 12 Alman tankını etkisiz hale getirmiştir. Bunlar kritik başarılardır; çünkü örneğin Kursk Savaşı sırasında patlatılan tanklar, Sovyet savunma hattını yarmayı başarmış olan tanklardır ve daha fazla ilerlemelerine bu sayede engel olunmuştur.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Bunlara karşılık, 1941 yılından itibaren Almanlar Sovyetler'in bu taktiğinden haberdar oldukları için gerekli önlemleri almış ve savaş alanındaki askerlere, gördükleri tüm köpekleri vurmaları emredilmiştir. Çünkü tanklar üzerindeki makinalı tüfekler, köpekler gibi hızlı ve ufak hedefleri vurmakta zorlanmıştır ve etkili bir savunma olamamışlardır.

Dolayısıyla her halükarda olan, insanın savaş hırsı kıskacında kalan köpeklere olmuştur.

Küçük Albert Deneyi: İnsanlar da Köpekler Gibi Şartlandırılabilir mi?

Küçük Albert deneyi, davranışçılık kuramının önde gelen temsilcilerinden John B. Watson'un etik açıdan oldukça tartışmalı deneyidir. Watson ve Rayner, 9 aylık bir bebeği kullanarak bir çocuktaki korku tepkisini koşullandırmaya karar verdiler.

Deneyin başlangıcında bebek Albert'e beyaz bir sıçan, tavşan, köpek ve başının arkasındaki demir bir çubuğa çarpan çekiç dahil olmak üzere bir dizi uyarıcı gösterildi. Albert; sıçan, tavşan ve köpeğe karşı herhangi bir tepki göstermedi. Ancak çekiç sesi Albert'i korkuttuğu için bu, "koşulsuz uyarıcı" olarak kabul edildi. Bu durumda korku da "koşulsuz tepki"ydi.

Tüm Reklamları Kapat

Deneyin ilerleyen aşamalarında Albert'e bir sıçan getirildi. Çocuk, sıçanı sevmek için uzandığında çekiç ile demir çubuğa vurularak yüksek bir ses çıkarıldı. Bu işlem, Albert'e sıçanı getirdiklerinde korku dolu bir tepki verene kadar yedi hafta boyunca tekrar edildi. Nihayetinde Albert, artık sıçandan korkmaya başlamıştı. Bu durumda başlangıçta nötr olan sıçan, artık koşullu bir uyarıcı haline geldi ve korku da artık koşullu bir tepkiydi.

Watson, daha sonra Albert'in geliştirdiği korkunun yalnızca sıçan ile sınırlı olmadığını fark etti. Koşullu tepki olan korku, daha önce nötr olan tavşan, köpek ve diğer uyarıcılara kendiliğinden aktarılmıştı. Albert, artık beyaz renkli ve tüylü nesnelerden korkmaya başlamıştı. Böylece bir uyarıcı korkusu, benzer özelliklere sahip diğer uyarıcıların korkusuna genelleştirildi. Bu, az önce gördüğümüz "uyarıcı genellemesi"ne iyi bir örnektir.

Korku koşullanmasının oluşması için her zaman tekrarlara gerek yoktur. Bazen ilişkisel öğrenme veya uyarıcı genellemesi için tek bir travmatik deneyim yeterli olabilir. Örneğin, bir kişi bir kavşakta trafik kazası geçirip ağır yaralanmış olsun. Artık bu kişi, yalnızca bu kaza yaptığı kavşağa doğru değil herhangi bir kavşağa doğru hareket ederken korku veya gerginlik hissedebilir. Bu duygular bazen o kadar yoğun olabilir ki kişi artık araba kullanmak istemeyebilir. Uyarıcı genellemesi bu tür hayatı olumsuz etkileyen kaygı bozukluklarına sebep olabilir.

Bağımlılıklarda Klasik Koşullanma

Nikotin, alkol gibi bağımlılıkları olan kişilerin belirli insanlarla buluşma veya bar gibi belirli yerleri nikotin ile ilişkilendirdiği gözlemlenebilir. Bu ilişki, elbette klasik koşullanma üzerine kuruludur. Örneğin başlangıçta nikotin koşulsuz uyarıcıdır. Buna karşılık dopamin düzeylerindeki ani artışın verdiği haz ise koşulsuz tepkiyi ifade eder. Nikotin ile ilişkilendirilen diğer uyarıcılar koşullanma öğrenimi gerçekleşmeden önce nötr uyarıcılardır. Ancak defalarca tekrarlanan eşleştirilmelerin sonunda bunlar koşullu uyarıcılara dönüşüp koşullu tepkilere sebep olabilirler. Basitçe, nikotin veya alkol tüketiminin beraber gerçekleştirildiği kişiler veya yerler bu bağımlılıklarla ilişkilendirildiğinde koşullu tepkiler ortaya çıkarabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Bir kişi belirli bir süre nikotin almamışsa dopamin seviyeleri düşecektir. Yoksunluk belirtilerinin yaşanması durumunda nikotin kullanımı ile ilişkili hale gelen uyarıcıların varlığında sigara içme ihtiyacı hissetmeleri olası olacaktır. Bu yüzden, sigarayı bırakmaya çalışan kişinin sigara ile ilişkilendirilen uyarıcılardan kaçınması gerekir. Uyuşturucu tedavi programlarındaki bazı kanıtlar, uyuşturucuyu bırakmaya çalışan kişilerin uyuşturucu ile ilişkili durum ve ortamlardan kaçınmaya özen göstermelerinin yoksunluk hissi ile daha iyi başa çıkmaya fayda sağladığını göstermiştir.

Garcia Etkisi veya Olumsuz Tat Koşullanması

John Garcia ve Bob Koelling, olumsuz tat koşullanmasını ilk olarak fareler üzerinde gözlemlediler. Mide bulantısına sebep olan radyasyona maruz kalan farelere radyasyon ve suyu birlikte sunduklarında farelerin tatlı suya karşı isteksizlik geliştirdiğini fark ettiler. Elbette bu, koşullu davranışı ifade ediyordu.

Benzer şekilde başka bir çalışmada, araştırmacılar koyun leşlerine hasta eden fakat öldürmeyen bir zehir enjekte edip çakalların bunları yemesini beklediler. Elbette buradaki amaç çakallara zarar vermek değil, koyun yetiştiricilerinin koyunlarını kaybetmesini önlemekti. Deneyin sonunda gerçekten de çakalların koyunlara karşı isteksizlik gerçekleştirdiği görüldü. Öyle ki, bazı çakallar koyunların görüntülerinden bile tiksinti duyup kaçma isteği duymuştu.

Bu konudaki başka bir örnekte ise Afrika’da daha önce çiftçilerin sığırlarını katleden aslanlara, sığırları avlamamaları için sığır etinin tadını sevmemeye şartlandırılmışlardır. Sekiz aslana hazımsızlığa sebep olan bir madde ile işlenmiş sığır eti verildi. Bu işlem birkaç öğün tekrar edildikten sonra aslanlara bu defa işlenmemiş et verildi. Sekiz aslandan yedisi eti yemeyi reddetti.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

Görülebileceği gibi klasik koşullanma, hayvan davranışlarının en temel parçalarından biri olarak karşımıza çıkmakta ve gündelik yaşamda da yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin yukarıda yer vermediğimiz bariz bir diğer örnek, evcil köpeklere çeşitli komutların öğretilmesidir. Köpeğin komutu doğru bir şekilde yerine getirmesi sonrasında verilen ödül, köpeğin sözlü veya görsel komutla sonucunda belli bir davranışı sergilemesinin ödül ile ilişkilenmesini sağlar. Bir süre sonra, ortada ödül kalmasa bile köpek bu komutlara uymaya devam eder.

Bu belirgin örneklere rağmen bazı psikologlar, klasik koşullanmanın bazı davranışların açıklanmasında kullanılmasını indirgeyici ve mekanik bir yaklaşım olduğunu ileri sürmektedirler. Yine de klasik koşullanma, modern bilimde halen büyük bir hayranlık uyandıran bir konudur ve modern psikolojideki geçerliliğini korumaktadır.

Gerçek dünyada insanlar, Küçük Albert Deneyi gibi ekstrem örnekler haricinde, aslında tam olarak Pavlov'un köpekleri gibi tepki vermezler. Bununla birlikte, klasik koşullandırma için çok sayıda gerçek dünya uygulaması vardır. Örneğin bu teknikler, insanların fobiler veya kaygı sorunları ile başa çıkmalarına yardımcı olmak için de yararlıdır: Terapistler, kaygı uyandıran bir uyarana yönelik tepkiyi zayıflatmak için, o uyaranla birlikte kaygı yerine gevşemeyi getirici bazı koşullandırma teknikleri kullanabilirler.

Öğretmenler de öğrencilerin kaygı veya korkularının üstesinden gelmelerine yardımcı olmak ve olumlu bir sınıf ortamı yaratmak için klasik koşullamayı uygulayabilirler. Bir grubun önünde performans sergilemek gibi öğrencilerde kaygı uyandırabilen bir durumu, eğlenceli ve hoş bir hâle getirerek, öğrencilerin "sahne performansı" ile daha pozitif duyguları eşleştirmesi sağlanabilir. Bu sayede çocuklar, endişeli ve gergin hissetmek yerine daha rahat ve sakin kalmayı öğreneceklerdir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
121
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • İnanılmaz 46
  • Tebrikler! 27
  • Üzücü! 15
  • Bilim Budur! 13
  • Merak Uyandırıcı! 13
  • Korkutucu! 9
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Muhteşem! 6
  • Umut Verici! 4
  • Grrr... *@$# 4
  • Güldürdü 2
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Sıkça Sorulan Sorular

Klasik koşullanmayı Ivan Pavlov keşfetti. Pavlov, fizyoloji alanına ilgiliydi ve hatta bu alanda yaptığı öncü çalışmalarla Nobel Ödülü de dahil sayısız ödül aldı.

Edimsel (operant) koşullanma, istemli hareketlerin ödül veya cezayla ilişkilendirildiği bir öğrenme yöntemidir. Klasik koşullanma ise istemsiz hareketler ve fizyolojik nöral tepkilerle ilgilidir.

Örtük bellek, çaba sarf etmeden hatırlayabileceğiniz şeyleri kapsar. Klasik koşullanma, bu tür bir otomatik hafızadan faydalanarak doğal uyaranlarla ilişki kurmanızı sağlar. Bu ilişkilendirme, bilinçsiz bir şekilde yapılır.

Davranışsal terapiler, klasik koşullanmadan faydalanarak negatif davranışları azaltmayı hedefler. Bu tür terapiler, insanların çevrelerinden öğrendiği varsayımına dayanır. Bilişsel Davranışçı Terapi ve Maruziyet Terapisi buna örnektir.

Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/03/2024 05:22:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7423

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Bellek
Genel Görelilik
Maske Takmak
İklim Değişikliği
Bilim İnsanları
Kök Hücre
Antibiyotik
Mers
Araştırmacılar
Nükleer Enerji
Evrim Ağacı
Böcek Bilimi
Çekirdek
Siyah
Avcı
Temel
Gıda Güvenliği
Uterus
Çevre
Amerika Birleşik Devletleri
Çiçek
Film
Karar Verme
Kuş
Demir
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. E. Bakırcı, et al. Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi?. (5 Ekim 2022). Alındığı Tarih: 19 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7423
Bakırcı, Ç. E., Bakırcı, Ç. M., Kocabey, . (2022, October 05). Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi?. Evrim Ağacı. Retrieved March 19, 2024. from https://evrimagaci.org/s/7423
Ç. E. Bakırcı, et al. “Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 05 Oct. 2022, https://evrimagaci.org/s/7423.
Bakırcı, Çınar Ege. Bakırcı, Çağrı Mert. Kocabey, . “Klasik Koşullanma Nedir? Pavlov'un Köpek Deneyleri Psikolojiyi Nasıl Değiştirdi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, October 05, 2022. https://evrimagaci.org/s/7423.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close