Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz?

7 dakika
15,905
Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz? Pexels
Sinirli bir adam
Podcast
12:10
Ahmet Berke Candan
Seslendiren
22
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

Birçok sebepten ötürü öfke duyabiliriz. Düşünün ki arabamızla bir otobandayız, radyo açık, hava güneşli, her şey mükemmel. Ta ki… Başka bir sürücü gelip önümüze kırana kadar. Ne olacağını bilirsiniz: Sinirlenirsiniz, hele ki sinirlenmeye zaten müsait bir insansak, normal bir insandan çok daha hızlı ve çok daha fazla sinirleniriz. Kalbimiz daha hızlı kan pompalamaya başlar ve yüzümüz kızarır. Hatta bazılarımız bağırıp küfür edebilir ve hoş olmayan yüz ifadeleri takınabilirler. Kabul edin, böyle bir deneyimi, gerek otobanda gerek başka şartlar altında daha önceden hepimiz yaşadık veya tanık olduk.

Peki ya daha önce hiç sinirlendiğimizde vücudumuza ne olduğunu ve öfkemizin arkasındaki bilimi merak ettiniz mi?

Beynimizin Duygusal Merkezi

Beyin kabuğu (korteks) beynimizde mantık ve karar mekanizmasının bulunduğu yerdir, beynin dış kısmıdır ve loblara bölünmüştür. Korteksi, beynin "strateji merkezi" olarak da düşünebiliriz.

Tüm Reklamları Kapat

Beynimizin duygu merkezi ise limbik sistemdir. Beynin daha alt taraflarında bulunmaktadır ve daha eski, sürüngen atalarımızdan bize miras kalmıştır; bu nedenle "daha ilkel" olduğu düşünülmektedir (her ne kadar bu tür bir kategorizasyon sinirbilimciler tarafından artık pek kullanılmasa da). Genel olarak bir insan, yukarıda verdiğimiz örnekteki gibi öfkelenip, bağırıp çağırıyorsa beyninin düşünme kısmını (korteks) kullanmak yerine limbik sistemiyle hareket ediyor demektir.

Öfke, Beyinde Başlar!

Limbik sistemimizin içinde bilim insanlarının amigdala diye adlandırdıkları bir kısım vardır. Beynimizin bu bölümü doğal hayatta kalma içgüdülerimiz olan “Savaş ya da Kaç” tepkilerimizden sorumludur. Dış dünyadan gelen veriler amigdalaya gelir ve orada limbik veya korteks bölgelerinden hangisine gönderileceği belirlenir. Eğer gelen veriler yeterince duygusal bir yük tetiklerse amigdala, korteksi es geçebilir bu da verilerin limbik sistemimize gönderileceği ve beynimizin alt tarafını kullanarak tepki vereceğimiz anlamına gelir.

Freepik

Aşırı tetiklenme durumunda (kendisi yargılama, düşünme ve değerlendirmeyle pek ilgili olmadığından) amigdala, sonuçlara pek aldırış etmeden harekete geçer. Ve genelde pişmanlık duyacağımız şeyler yapmamıza sebep olur. Bu reaktif olay Amigdala Gaspı (İng: "Amygdala Hijacking") olarak bilinir.

Amigdala aynı zamanda duygusal hafıza ve duygusal tepkilerimizin oluşmasında etkilidir. Duygularımızla ilgili bilgileri işler ve sonrasında vücudumuzdaki belirli reaksiyonları tetikler. Bu reaksiyonlara örnek vermek gerekirse, sinirlendiğimizde beynimize sinyal gönderir ve beynimiz de katekolamin adı verilen bazı nörotransmitterlerin üretilmesini ve salınmasını emreder.

Tüm Reklamları Kapat

Adrenalin ve Noradrenalin

Öfkelendiğimizde bize güç ve enerji veren adrenalin ve noradrenalin hormonları salgılanmaya başlar. Vücudumuz, bizi birilerine saldırmaya veya birilerinden kaçmaya hazırlar. Bu yüzden savaşa girmeye hazır hissederiz. Hatta adrenalin, hissettiğimiz acıyı bile azaltabilir.

Peki bu hormonların vücudumuza diğer etkileri neler? Adrenalin ve noradrenalin kan basıncını artırır, nabzı yükseltir, ve soluk alış verişini hızlandırır. Kalp kaslarımız kasılır ve damarlarımız daralır. Terleme ve göz bebeğimizin büyümesi de bu etkilerin yanında yer alabilir. Kanımız bizi aksiyona hazırlamak için vücudumuzun tüm noktalarına kadar pompalanır. Öfkeli insanların yüzünün kızarması durumu bu yüzdendir.

Peki neden sinirleniriz? Öfkenin oluşmasında düşünmenin önemi çok fazladır. Diyelim ki arkadaşlarımızla parti veriyoruz ve 10 tane pizza sipariş ettik ama pizzacı bize sadece 5 tane pizza getirdi; üstelik bir de bize kaba davrandı. Beynimiz bunu değerlendirip, adaletsiz bir durum olarak tanımlarsa, (yani amigdalamız bu durumu korteksimize değil limbik sistemimize gönderirse) sinirleniriz. Adaletsizlik karşısında öfke, insan-harici maymunlarda da görülen bir tepkidir:

Aslında vücudumuzun öfkeye ve korkuya verdiği tepkiler de çok benzerdir. İki duygu durumunda da beynimizden salınan nörotransmitterler neredeyse aynıdır. Yani bir durum karşısında korkup kaçmamız veya saldırganlaşıp savaşmamız aslında benzer şeylerdir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Yine de bilim insanları aralarında bazı karakteristik, fizyolojik farklılıkların da olduğunu belirtmişlerdir. Mesela korku vücut sıcaklığımızı düşürürken öfke onu yükseltme eğilimindedir.

Freepik

Öfkeyi yönetmede birinci role sahip olan bölge, duygularımızı yönetmemizi sağlayan ve bize karar verme yeteneğini veren prefrontal kortekstir. Korteksi bize agresif davranmamamızı söyleyen bir "melek", amigdalayı da saldırmamızı emreden bir "şeytan" olarak düşünebiliriz. Eğer sinirli bir insanın beynine bakarsak amigdala ve korteks arasında yaşanan bir iyi-kötü savaşı gözlemleriz.

Bizi Neler Sinirlendirir?

Freepik

Araştırmalar, sinirlenmemizin 3 ana nedeni olabileceğini gösteriyor:

  1. Beklentilerimiz karşılanmayınca,
  2. Etrafımızdaki bazı şeyleri tehdit olarak gördüğümüzde,
  3. Diğer duygularımızı saklamak istediğimizde.

İnsanların terörist gruplara tepkisi üzerine yapılan bir ABD araştırması, bunlardan 2. maddeyi başarılı bir şekilde doğruluyor. Yapılan ankette insanların terörist olarak gösterilen bir gruba karşı öfkelenme durumları analiz edilmiş ve sonuçlar; katılımcıların en çok, ülkelerini tehdit ettikleri iddia edilen bu gruplara karşı öfkeyle dolu olduğunu göstemiştir.

Bir psikoloji terapisti ve Kızgın Beyni İyileştirmek kitabının yazarı olan Dr. Ronald Potter-Efron, öfkenin ortaya çıkması için çeşitli faktörleri listeliyor: Bunlar arasında hayal kırıklığı, stres, uyuşturucu kullanımı, kültürel etkiler ve hastalıklardan kaynaklanan bedensel işlev bozuklukları var.

Çoğu çalışma genlerin de öfkelenmekte önemli bir rolü olduğunu gösteriyor. Bonn Üniversitesi'nden Alman bilim insanları, öfkenin genetik kodlarını bile buldular! Araştırmaya göre DARPP-32 adlı gende meydana gelen küçük mutasyonlar, beynimizdeki katekolamin miktarlarını etkiliyor. Burada, DNA’mızdaki CC kodunun TC veya TT olmasından, çok basit bir mutasyondan bahsediyoruz. The Telegraph gazetesinin haberine göre, araştırmacılardan biri olan Martin Reuter, TC’ye veya TT’ye sahip olanların, bu mutasyona uğramayanlar kadar duygularını iyi yönetemediklerini söylüyor.

Tüm Reklamları Kapat

Daha Az Öfkelenmenin 5 Yolu

Soğukkanlılığımızı koruyabilmek söylendiği kadar kolay değil. Bazen "çıldırdığımız" durumlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Amigdala, bazen o kadar hızlı çalışıyor ki, korteksimiz vereceğimiz tepkinin uygun olup olmadığını kontrol edemiyor.

Ciddi öfke bozukluğuna sahip olan insanlar da yok değil. Örneğin Aralıklı Taşkınlık Rahatsızlığı (ATR), bunlardan bir tanesi. ATR’si olan insanlar ani öfke ve saldırganlık patlamaları yaşama eğilimindedirler.

Ama korkmayın. Arada sırada öfkelendiğiniz gerçeği, psikolojik hastalığınız olduğu anlamına gelmez. Hepimiz öfkeleniyoruz bu gayet normal; ama hâlâ çok sık öfkelendiğinizi düşünüyorsanız, kendinizi geliştirmenin ve sakin kalmanın bazı kolay yolları var.

Tüm Reklamları Kapat

  • Nefes alış verişinizi yavaşlatın: Katekolaminlerin tersini yapmaya çalıştığını unutmayın.
  • Meditasyon yapın: Sık sık yoga veya meditasyon yapmak, sakin kalmanıza yardımcı olabilir.
  • Yazın gitsin: Evet, 2008 yılında yapılan bir araştırma, sinirlendiğiniz şeyleri yazmanın sakinleşmenize yardımcı olduğunu gösteriyor. Belki sırf bunun için bir günlüğe bile başlayabilirsiniz.
  • Yeterince ve iyi uyuyun: Uykunun stresi azalttığını gösteren makaleler mevcut.

10’a Kadar Saymak Neden İşe Yaramıyor?

Diyelim ki öfkelendik ve 10’a kadar sayıp sakinleşmeye çalıştık. Sonrasında hâlâ sinirli olabilmemizin nedeni: Sinirlendiğimizde vücudumuza yayılan hormonların kanımızda hâlâ aktif halde dolaşmalarıdır.

Öfkelenen bir insanın sakinleşmesi ve beynin duygusal kısmının hakimiyetini mantıksal kısma geçmesi, ortalama 20 dakika sürebilir; ama siz yine de bu durumun farkında olup 20 dakikalığına inzivaya çekilebilirsiniz.

Ve eğer yanınızdaki biri “Amigdala Gaspı ” yaşarsa, tartışmadan veya kavga etmeden önce ona 20 dakika müsaade edin. Çünkü hormonlarının etkisindeyken kendisinin de pişman olacağı şeyler yapabilir veya sizi de “Amigdala Gaspı” yaşatacak noktaya getirebilir.

Öfke, Sağlıklı Değildir!

Öfkeyle kalp sağlığımız arasında büyük bir bağlantı bulunmaktadır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi adrenalin ve noradrenalin kan damarlarımızı daraltır ve kalbimizin daha sert pompalamasına sebep olur. Yani sık sık sinirlenen insanlar kronik yüksek tansiyon ve kalp ritim bozukluğu riski ile yaşarlar.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Tıbbi Mucizeler

Modern tıp tarihine genel bir bakış sunan heyecan verici bir kitap. Alanında bir temel eser.
Tıp Tarihinden Yaşamı Değiştiren 100 Gelişme
Dr. Rosalyn S. Yalow, Nobel Tıp Ödülü sahibi
“En temel bilimsel kuralların yeniden tartışıldığı günümüzde, bilimi kutlama amacını taşıyan bir kitap okumak insanın yüreğine su serpiyor. Tıbbi Mucizeler bilimsel anlayışın hayatlarımızı nasıl değiştirdiğini gözler önüne seren oldukça etkileyici bir araştırma. Ayrıca kısa, eğlenceli ve bilgilendirici biyografiler kaleme alma konusunda da çok iyi bir örnek kitap.”
Peter Rothberg, The Nation
“..Olağanüstü bir kitap. Fazlasıyla kolay okunur, bilgilendirici, açık fikirli ve düşündürücü.”
William T. Golden, “American Museum of Natural History” Onursal Başkanı
“Tıbbi Mucizeler, tıptaki gelişmeleri yanyana dizen basit derlemelerden biri olmaktan çok, sağlık, hastalık, tedavi ve hekim kavramlarını sosyal, kültürel ve insani boyutlarıyla ortaya koyan, bugünü daha iyi anlamak için kurgulanmış, sizi düşünmeye itekliyen bir belgesel çalışma.”
Journal of the American Medical Association (JAMA)
Bugün belki farkında olmasak da, torunların düğününü görmek sadece 200 yıl önce bile bir mucizeydi. Bugün ise tıp biliminde yaşanan sürekli gelişim sayesinde biraz şans yeterli.
Tıbbi Mucizeler bilimin insan yaşamı üstünde yarattığı tartışılmaz değişimin ve adım adım bugüne gelişimizin öyküsünü sunuyor. Bizi Hipokrat, Galen, Antonie van Leewenhoek, Gregor Mendel, Lady Mary Wortley Montagu, Louis Pasteur, Florence Nightingale, Oswald Theodore Avery, Harold Varmus gibi insanlık üzerinde etkileri hâlâ hissedilen önemli isimlerle tanıştırırken, modern tıbba yaptıkları mucizevi katkıları ortaya çıkartırken onları motive eden sebepleri araştırıyor. Doktor-hasta ilişkisi, hastalık teorileri, aşı, kök hücreler, immünoloji, genetik tanı ve tedavi gibi önemli buluşlara ışık tutarken bu buluşların altında yatan sanat ve bilimi de mercek altına alıyor.
Kitaptan…
Çiçekten korunma için lezyonlardan alınan kurutlarla yapılan variolasyon yöntemi Avrupa’ya İstanbul’da İngiliz Elçisi olan Lord Montague’nin eşi Lady Mary W. Montague aracılığıyla İstanbul’da gözlediği uygulamalar sonucu getirildi.
El yıkamanın önemini meslektaşlarına bir türlü anlatamayan Semmelweis 1865’te bir akıl hastanesinde hayatını kaybetmiştir. Şimdi ise Viyana’da onun adını taşıyan bir hastane bulunmaktadır.
Galen tıbbında kalbin odacıklarının 3 tane olduğu zannediliyordu, anatomik diseksiyon başlamış olmasına rağmen bu sanının çürümesi 1300 yıl sonunda olabildi. Yüzyıllar boyunca kimse odacıkları saymayı akıl etmedi.

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺230.00
Tıbbi Mucizeler
  • Dış Sitelerde Paylaş

Dahası kanımızda glikoz ve yağ asitleri zenginleşir. Artan yağ asitleri seviyeleri atardamarlarımızda plak oluşumuna neden olabilir. Bu yağ birikimi yüzünden atardamar duvarlarımız kalınlaşır ve damarlarımız daralır. Bu da atardamarlarımızın tamamen tıkanmasına neden olabilir.

Freepik

Kızgın Olabilirsiniz; ama Saldırgan Olamazsınız!

Gördüğünüz üzere öfke dolu duygularınızı azaltmak sağlığınız için çok önemli. Bu o kadar kolay olmasa da yardım alabileceğiniz terapiler ve teknikler var. Bunları yaparken sakin kalacak, huzurlu olacak ve daha mutlu olacaksınız.

Ve bazı durumlarda öfkenizin kendinizi ifade etmek için en doğru duygu olduğunu ama öfkelendiğinizde de bunu agresifleşmeden yapmanız gerektiğini unutmayın. Yoksa başınız derde girebilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
90
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 60
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 22
  • Muhteşem! 15
  • Bilim Budur! 7
  • İnanılmaz 6
  • Umut Verici! 6
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • Grrr... *@$# 3
  • Güldürdü 1
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Science Class | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:32:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9329

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Cinsel Yönelim
Işık
Vegan
2019-Ncov
Bakteriler
Editör Seçkisi
Kafatası
Retrovirüs
İklim
Solunum
Sars Mers
Argüman
Orman
Yer
Bilim İnsanları
Nasa
Adaptasyon
Sinir
Canlı Cansız
Hayatta Kalma
Ana Bulaşma Mekanizması
Zaman
Bilinç
Deprem
Hastalık Kontrolü
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
S. Kara, et al. Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz?. (16 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9329
Kara, S., Güler, U., Bakırcı, Ç. M. (2020, September 16). Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz?. Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9329
S. Kara, et al. “Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 16 Sep. 2020, https://evrimagaci.org/s/9329.
Kara, Sezgin. Güler, Uygar. Bakırcı, Çağrı Mert. “Öfkenizin Arkasındaki Bilim: Öfkeliyken 10'a Kadar Saymak Neden İşe Yaramaz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, September 16, 2020. https://evrimagaci.org/s/9329.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close