Nobel Fizik Ödülü Alan Kadınların Sayısı Bir Elin Parmaklarını Geçmiyor! Peki Bu Kadınların Gelecek Nesillere Tavsiyeleri Neler?
Fizik alanında Nobel Ödülü almış 225 kişiden sadece beşi kadındır! Bu sayı, kadınların insan popülasyonunundaki oranı olan %50'ye kıyasla çok azdır. Bilim kadınlarının önündeki engelleri teşhir eden birkaç çalışmaya ve onların temsilini artırmaya yönelik birçok çabaya rağmen fizik, erkek egemen bir alan olmaya devam ediyor. Dünya genelindeki fizikçilerin sadece beşte biri kadın ve bu oran 2010'dan bu yana değişmedi. Nobel Fizik Ödüllü beş kadından üçü ise son on yılda ödülü almaya hak kazandı. Sadece birkaç yıl içinde bu üç kadının Nobel Fizik Ödülü kazanan bilim insanları kadrosuna girmesini görmekse fizikçi kadınlar için oldukça heyecan verici.
Nobel Ödüllü Kadınların Çalışmaları
Nobel Fizik Ödülü kazanma onuruna 21. yüzyılda ulaşan üç kadın fizikçi var: Donna Strickland (2018), Andrea Ghez (2020), ve Anne L'Huillier (2023). Waterloo Üniversitesinden fizikçi Strickland, lazerler ve gerilmiş darbe amplifikasyonu (İng: "chirped pulse amplification") olarak adlandırılan CPA yöntemi üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde Nobel Fizik Ödülü almaya hak kazandı. Kaliforniya Üniversitesinden astrofizikçi Ghez, özellikle Samanyolu'nun merkezine yakın olan yıldızları gözlemleyen çalışmaları sayesinde Nobel Fizik Ödülünü aldı. Lund Üniversitesinde fizikçi olan L'Huillier de lazerler üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde 2023 Nobel Fizik Ödülünü almaya hak kazandı.
Bu Kadınların Ortak Noktası Ne?
Bir alanda azınlık olmak hiçbir zaman kolay değildir. Nobel Fizik Ödüllü bu üç kadının elde ettiği gibi tarihsel öneme sahip bir kariyer elde edene kadar bir alana bağlı kalmak büyük bir başarıdır. Bu üç bilim insanı, Nobel Ödülünü kazanmalarından itibaren çeşitli röportajlarda araştırma süreçlerini aktardı ve gelecek nesillerin fizikçilerine tavsiyelerde bulundu. Bu anlatılanlarda bazı ortak noktalar göze çarpıyordu.
Akademi odaklı bir kariyer uzun bir süreçtir. Üç kadın da araştırmalarındaki ilk adımdan Nobel Komitesi tarafından tanınmalarına kadar olan sürecin üzerinde duruyor. L'Huillier bunun uzun bir yolculuk olduğunu ifade ediyor. Nobel Ödülü kazanmak ne kadar göz alıcı ve şöhretli gibi görünse de eğer bir ödülü hemen kazanma peşindeyseniz akademik bir kariyer doğru bir yol olmayabilir. Çünkü bir buluşun yayınlanmasından Nobel Ödülü kazanmaya kadar geçen süre ortalamada 28 yıl. Üstelik, hangi temel bilim konusunun Nobel Ödülü getireceğini veya önemli bir etki bırakacağını tahmin edemezsiniz. Kariyerinin başındaki bir fizikçinin yapabileceği en iyi şey farklı konular keşfetmek, yeni şeyler denemek, sorunun üzerine gitmek ve tutkulu olduğu bir şeyler bulmak olacaktır.
Ayrıca üç fizikçi de karşılaştıkları zorlukların üzerine eğildiklerine değindiler. Mesela Strickland, gerilmiş darbe amplikasyonu konulu araştırmasına başlamadan önce doktorasını tamamlayabileceğinden endişelenmeye başlamıştı. Ghez ise adını duyurmasını sağlayan projesini ilk sunduğunda projesi reddedilmişti. Üçünün de pes etmeyi düşündüğü noktalar oldu. Bu yüzden eğer reddedilirseniz veya başkaları başaramayacağınızı söylerse yılmayın. L'Huillier, bunu vurgulamak için "İlerleyeme devam edin, yürüdüğünüz yolda inatçı olmalısınız." diyor. Ghez ise başarısız deneylere hayal kırıklığı olarak değil fırsat olarak bakılmasını tavsiye ediyor.
Filmler ve televizyon yapımları, sık sık bilim insanlarını çevresine uyum gösteremeyen kişiler olarak yansıtırlar ama bu böyle değildir. Tüm bu kadınlar, kariyerlerinde birçok grup çalışması yapmışyır. Strickland bu konu hakkında şöyle söylüyor:
Bilim bir takım sporudur. Neyi bilmediğini bilmelisiniz ve eksik olan şey için yardım istemelisiniz.
Yardım istemekse genelde diğer araştırma gruplarıyla işbirliği doğurur. Ghez bu konuya şöyle değiniyor:
Bilim oldukça sosyal bir girişimdir.
Tüm yukardakilerin dışında, bu üç Nobel ödüllü fizikçi, şansın da başarıda bir unsur olduğuna değiniyor. Ne de olsa Dünya, zeki ve kendini işine adamış ama Nobel ödülü almamış fizikçilerle dolu.
Bu Kadınların Hemcinslerine Tavsiyeleri Neler?
Strickland, Ghez ve L'Huillier, sürekli bilim camiasında kadın olmanın getirdiği tecrübeler ve fizik alanında çeşitlilik ve eşitliğin önemiyle ilgili soruları cevaplıyor. Hepsi de çeşitliliğin önemine vurgu yapıyor.
Üç bilim insanı da kadın rol modellerin yaşamlarında ne kadar önemli olduğunu belirtiyor. Sonuçta, fizik alanında (veya herhangi bir alanda) bir kariyerinin mümkün olduğuna inanmak için bile o alanda size benzeyen insanlar görmeniz gerekir. Ayrıca bilim insanları, destekleyici bir çevrenin de önemli olduğundan bahsediyor. Sizi neşelendireceğinize inandığınız bir grup insanın varlığı, yılgın hissettiğiniz zamanlarda size yardımcı olabilir.
Bu üç bilim insanı, iş ve yaşam dengesini kurma üzerine olan deneyimlerine de değindiler. Bu dengeyi kurmak her zaman kolay olmamış. Strickland, doktora sonrası çalışmalarından sonra standart akademik kariyerini bırakarak kocasına yakın olmak ve bir aile kurmak için sahada çalışmaya başlamış. L'Huillier ise işini bırakarak Fransa'dan bir süre işsiz kaldığı İsveç'e taşınmış. Ghez, çocuk sahibi olmak için yıllarca beklemiş.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kadınlar, çeşitliliğin araştırmanın kendisini ne kadar zenginleştirdiğini de konuştular. Sonuçta farklı görüşlere açık bir takım daha üretkendir. Böyle bir grupla çalışmak da ayrı bir zevklidir. Fiziğin kadınları, bilimde kadınların oluşturduğu bir kültürün varlığının kariyerlerini ne kadar geliştirdiğine ve gelecek hakkında iyimser olduklarına da dikkat çektiler.
Eğer sadece son on yılda Nobel Fizik Ödülü kazanmış kadınların oranına bakarsak, on kişiden sadece üçünün kadın olduğunu görüyoruz. Yine de bu oran tüm zamanların oranına göre daha yüksek olduğundan durumun daha iyiye gittiği söylenebilir. Belki de Nobel komitesi değerlendirme süreçlerindeki olası cinsiyet eşitsizliklerini düzeltmeye çalışıyordur. Kadınların Nobel ödülüne aday gösterilmemesi veya değerlendirme sırasında yollarına çıkan klişelerin oynayabileceği roller, düzeltilmesi gereken sorunlara örnek verilebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 5
- 4
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- F. Nunes. You Can Count Female Physics Nobel Leatures On One Hand-Recent Winners Have Wisdom For Young Women In The Field. (1 Ekim 2024). Alındığı Tarih: 13 Ekim 2024. Alındığı Yer: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/12/2024 20:47:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18757
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.