Neden Solucanlar? Bilim İnsanlarının Bu Solucan Merakı Nereden Geliyor?
4 senelik doktora programımda, son derece görülmeye değer olan bir İsveç fiyortundaki deniz araştırma istasyonunu birçok kez ziyaret ettim. Neden birçok kez diye sorarsanız, burada küçük, çamura gömülmüş turuncu-kahverengi bir solucan türü yaşıyordu.
Bu sıkıcı gibi gözüken solucan araştırmam, arkadaşlarım tarafından alay konusu olmuştu; çünkü "solucan" deyince akıllarına ilk gelen şey, normal, şişman, pembemsi renkli solucanlardı. Bundan dolayı neden bahçedeki toprağı eşeleyerek elde edebileceğim bir hayvan için İsveç fiyortlarının donmuş çamurlarında gezdiğim merak konusuydu.
Solucanlar, genelde küçük ve yumuşak vücut yapılarıyla bilinseler de aslında grupları içinde çok büyük çeşitliliğe sahiplerdir. Dünya'nın her yerinde, en az 1 solucan türü yaşamaktadır ve bazıları, inanılmaz dayanıklılık gerektiren, ekstrem koşullarda yaşarlar. Ortalama deniz suyundan 3 kat daha tuzlu göllerde, derin denizlerdeki hidrotermal bacalara kadar, her yerde! Bu aşamada "solucan" terimi, evrim ağacının bu geniş grubunun hepsini kapsayan bir şemsiye terim olarak kalmaktadır.
Bu çeşitlilik, farklı disiplinlerde araştırmalar yapan bilim insanlarını, farklı solucan türlerini incelemeye yönlendirmektedir. Örneğin benim fiyortta yaşayan Xenoturbella bocki türü solucanım, hayvan evrimini anlamak için çok önemli bir konuma sahip.
İlk bakışta solucanlar ve insanlar arasında çok az ortak noktası olduğunu düşünebilirsiniz; fakat birçok solucan türü, bilim insanlarına, biyolojik kökenlerimiz hakkında çokça bilgi vermektedir. Buna ek olarak solucanlar, insan sağlığı ve gelişimi için gerçekleştirilecek hücresel ve sistemsel araştırmalarda da büyük rol oynar.
Rejenerasyon (Yenilenme)
Eğer bizim kafamız koparsa, ne yazık ki yerine yeni bir kafa çıkmaz. Fakat eğer planarya olarak bilinen yassı solucanların kafasını kopartırsanız, sadece kafası kopan gövde yeni bir kafa üretmekle kalmaz, aynı zamanda gövdeden ayrılmış olan kafa da yeni bir gövde üretebilir. Bu bahtsız solucanları yüzlerce parçaya bölerseniz, yüzlerce yeni solucan elde edersiniz! Planaryalar, rejenerasyonun taçsız krallarıdır.
Sağlıklı bir yenilenmeyi başarmak için, yeni vücudu üretmek için gereken yönergeler ve malzemeler, yarattığınız yeni parçaların hepsinde bulunmalıdır. Bu yapı taşlarına neoblast adı verilir ve bu hücreler, yetişkin hücrelere dönüşebilme potansiyeli bulunan, solucanın vücudu boyunca yayılmış kök hücrelerdir.[1]
Planarya rejenerasyonu, sürpriz uygulamaları da beraberinde getirdi. Bilim insanları, hangi genlerin neoblastları esnek durumda tuttuğunu tespit edebilir ya da rejeneratif süreçte onları spesifik hücre tiplerine dönüşmeleri için yönlendirebilirler. Tabii ki bu araştırmayla insan kafası oluşturmak (rejenerasyonu) amaçlanmıyor; fakat bu, yara iyileşimi veya kanser araştırmalarında yeni bir tedavi yaklaşımını mümkün kılabilir.[2], [3]
Fosil Kaydı
Eğer talihsiz görünümlerine göre ödül verecek olsaydık, şüphesiz "Penis Solucanları" olarak adlandırılan Priapulida, açık ara farkla bu ödüle layık görülürdü. Bu görünümleri, onların yaşadıkları yumuşak tortuların içine girebilmelerini sağlayan, çok faydalı bir evrimsel adaptasyondur.
Bu davranış, ardında çok değerli bir miras da bıraktı: Bu hayvanların atalarına ait olan gömülü solucan fosilleri, Kambriyen Dönemi'ne ait en önemli fosil örneklerinden bazılarını içeriyor.[3] Büyük hayvanların gruplarının ilk izleri 540 milyon yıl öncesine ait bu jeolojik döneme aittir. Eldeki kanıtlar, bu fosillerin, Priapulid tarzı solucanların yaşadıkları yumuşak tabakalara kendilerini gömerken bıraktıkları izler olduğunu gösteriyor.
Bu eski ataları nedeniyle, Priapulidleri "yaşayan fosiller" olarak tanımlayabiliriz. Onların gelişimlerini belirleyen genetik unsurları inceleyerek, günümüzde var olan solucanların antik atalarınınfarklı hücre tiplerini ve organlarını inceleme fırsatı veriyor. Buna örnek olarak, bilim insanları, modern Priapulidlerin bağırsaklarının nasıl geliştiğini inceleyerek, yüzlerce milyon yıl önce hayvanların bağırsaklarının gelişimsel sürecinin nasıl olduğunu ve nasıl şekillendiğini anlayabilirler. Sonrasında da farklı hayvanların bağırsaklarının, çevrelerine ve beslenme şekillerine bağlı olarak zaman içinde nasıl geliştiğini ve evrimleştiğini anlayabilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Gözler Nereden Geliyor?
Charles Darwin'e göre bile gözlerin evrimi kavramsal bir problem idi: Bu kadar karmaşık bir yapı, doğal seçilim ile nasıl ortaya çıktı?
Solucan ve sülüklerle ortak atası bulunan Platynereis dumerilii denilen bir halkalı solucan (annelid), bunun nasıl olduğunu anlamamız yardımcı oluyor. Platynereis, Priapulidlere benzer şekilde yavaş evrim geçiriyor ve çok eski atalarımızdaki özellikleri bulmamız için bize bir pencere açmış oluyor.[4]
Hayvanlar alemindeki en basit göze sahip canlılar, Platynereis larvalarıdır. Bu larvaların gözleri, ışığı algılayabilen bir fotoreseptörden ve bir pigment hücresinden oluşan iki hücreli bir yapıdan ibarettir. Ancak larva beyninde, omurgalıların gözünde de bulunan ek bir fotoreseptör türü de vardır. Bu, fotoreseptör türlerinin her ikisinin de atasal bir türde bir arada bulunduğunu göstermektedir.[5] Bilim insanları, Platynereis'in bu hücreleri nasıl kullandığını araştırarak, hangi hücre türlerinin ve hücre devrelerinin omurgalı gözünü oluşturma sürecine dahil olduğunu tahmin etmeye çalışabilirler.
Solucanların dünyası, bahçenizdeki topraklardan çok daha ötesine uzanır. Muhtemelen dünyada yaşayan milyonlarca farklı tür solucan var. Bu yazıda ana hatları verilen örnekler, bu çeşitliliğin sadece küçük bir temsilidir ve bu bile, bu canlılarla ilgili araştırmaların ne kadar geniş bir yelpazeye yayılabileceğini göstermektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 20
- 11
- 11
- 9
- 8
- 4
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. C. Rink. (2013). Stem Cell Systems And Regeneration In Planaria. Development Genes and Evolution, sf: 67-84. doi: 10.1007/s00427-012-0426-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. V. Roten, et al. (2018). A Carcinogenic Trigger To Study The Function Of Tumor Suppressor Genes Inschmidtea Mediterranea. The Company of Biologists, sf: dmm032573. doi: 10.1242/dmm.032573. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b G. Kesidis, et al. (2019). Caught In The Act: Priapulid Burrowers In Early Cambrian Substrates. Proceedings of the Royal Society B, sf: 20182505. doi: 10.1098/rspb.2018.2505. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. R. Schwab. (2018). The Evolution Of Eyes: Major Steps. The Keeler Lecture 2017: Centenary Of Keeler Ltd. Eye, sf: 302-313. doi: 10.1038/eye.2017.226. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Marris. (2004). Marine Worm Sports Two Kinds Of 'Eyes'. Nature News. doi: 10.1038/news041025-18. | Arşiv Bağlantısı
- Emma Marris. Marine Worm Sports Two Kinds Of 'Eyes'. (9 Mart 2021). Alındığı Tarih: 9 Mart 2021. Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- D. Wenemoser, et al. (2012). A Molecular Wound Response Program Associated With Regeneration Initiation In Planarians. Genes & Development, sf: 988-1002. doi: 10.1101/gad.187377.112. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 15:14:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10252
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.