Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır?

Işık Mikroskobu, Flüoresan Mikroskop ve Elektron Mikroskobunun Farkları Nelerdir?

14 dakika
64,723
Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır? Express Computer
Evrim Ağacı Akademi: Hücre Yapısı ve Fonksiyonu Yazı Dizisi

Bu yazı, Hücre Yapısı ve Fonksiyonu yazı dizisinin 2 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Hücre Teorisi: Hücre Nedir? Canlılığın En Küçük Yapı Taşları Nasıl Keşfedildi?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Mikroskop, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük nesneleri incelemek için kullanılan bir laboratuvar ekipmanıdır. Bilim insanları, mikroskoplar yardımıyla çok küçük nesnelerin özelliklerini ve davranışlarını inceleyebilirler.

Mikroskopların kullanımı, hücresel ve daha küçük boyutlardaki yapıların incelenmesinin anahtar basamağıdır. Öyle ki "hücre" kavramı ilk kez Robert Hooke, 1665 yılında basit ışık mikroskobunu keşfettiğinde ve mantar dokusu parçalarının inceleyerek, dokuların küçük, oda benzeri yapılardan oluştuğunu gördüğünde ortaya atıldı. Hücre kavramının oluşması aşamasında bilim insanları için yeni bir kaynak olmasının yanında, mikroskopların kullanılmasıyla modern hücre teorisi de geliştirilmiştir. 1838 yılında Matthias Schleiden farklı bitki dokuları üzerinde, Teodor Schwann ise farklı hayvan dokuları üzerinde çalışmalar yapmış ve "tüm canlıların hücrelerden oluştuğu" gerçeğini fark etmiştir.

İlerleyen zamanlarda ise bu hücrelerin (abiyogenez haricinde) de novo olarak oluşmadığı, her hücrenin bölünme yolu ile kendisinden bir önceki hücreden köken aldığı görülmüştür. Mikroskobun icadı ile bilim insanları, normalde çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük boyutlarda gerçekleşen biyolojik süreçleri aydınlatmaya başlamıştır. Gelişen teknoloji ile bir çok yeni mikroskop çeşidi açığa çıkmıştır. Bu yazımızda sizlere bu farklı mikroskop türlerini tanıtmaya çalışacağız.

Tüm Reklamları Kapat

Işık Mikroskobu

Işık mikroskopları, temelde, bir ışık kaynağından gönderilen görünür dalga boylarındaki ışık demetlerinin, incelenmek istenen numuneden geçmesi ve mercekler tarafından büyütülen görüntünün kontrast, yoğunluk ve kalınlık farklarına göre gözlemci tarafından algılanmasına dayanır. Hem ışık mikroskobunda hem de diğer mikroskop çeşitlerinde elde edilen görüntünün kalitesi, temelde iki özellik tarafından belirlenir. Bunlardan ilki olan büyütme oranı (magnifikasyon), bir cismin orijinal boyutundan kaç kat büyük bir görüntü elde edildiğini belirtir. İkinci özellik olan çözünürlük (rezolüsyon), gözlenen cismin yapıları arasındaki uzaklık ve yoğunluk farkı gibi durumların, büyütülmüş görüntüde ne derece korunduğunu, kısaca görüntünün ne kadar net olduğunu belirtir.

Çözünürlük arttıkça, birbirine yakın iki nesne daha detaylı ve berrak şekilde görünecektir. Genellikle prokaryotik hücrelere gibi küçük hücreler üzerine çalışmak için yağa daldırılmış mercekler kullanıldığında büyütme oranı 1000 kat artar. Işık numuneye aşağıdan gelip gözlemcinin gözüne odaklandığından, numune ışık mikroskobu ile görüntülenebilir. Bu nedenle ışığın numuneden geçebilmesi için numune ince ya da yarı saydam olmalıdır.

Mikroskop görüntülerinde çözünürlüğü etkileyen iki etmen vardır: mikroskop ışığının dalga boyu (λ) ve merceğin ışığı toplama gücünü ifade eden sayısal açıklık (NA). Bu iki etmen kullanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda, ortalama bir ışık mikroskobunda çözünürlük sınırının yaklaşık 0,2 µm olduğu bulunur. 0,2 µm çözünürlük sınırı, numunede incelenen yapılardan aralarında 0,2 µm ve daha küçük mesafe bulunanların sanki tek bir yapıymış gibi görünmesi ve birbirinden ayırt edilememesi anlamına gelir.

Bir ışık mikroskobunda mercekler nesneden yansıyan ışığın doğrultusunu değiştirir. Yani mikroskop lamında yukarı ve sağa bakan bir numune, mikroskopla bakıldığında baş aşağı ve sola bakacak şekilde görünecektir. Benzer bir şekilde eğer lam mikroskoptan bakıldığında sola dönükse gerçek görüntüde sağa, aşağı bakıyorsa gerçek görüntüde yukarı baktığı söylenebilir. Mikroskoplar görüntüyü büyütmek için iki takım mercek kullandığından bu durum meydana gelmektedir. Işığın mercekler boyunca kırılmasından ötürü sistem ters bir görüntü oluşturur. (Dürbün ve diseksiyon mikroskobu da benzer bir şekilde çalışsa da son görüntüyü düzgün oluşturan ek bir büyütme sistemi bulundururlar.)

Tüm Reklamları Kapat

Işık mikroskopları genellikle üniversitelerin lisans laboratuvarlarında görüntüyü yaklaşık 400 kez büyütmek için kullanılır. Bu mikroskoplarda görünür ışığın merceklerden geçip kırılması gözlemciye numuneyi görme şansı verir. Işık mikroskopları yaşayan organizmaları görüntülemek için avantajlıdır ancak tekil hücreleri çoğu zaman gösteremezler. Yani bu mikroskoplar özel boyalar ile renklendirilmezlerse hücre bileşenlerini ayırt edemez. Ancak çoğu hücre renklendirme kullanıldığında ölecektir.

Parlak Alan Mikroskobu

Parlak alan mikroskobu, ışığın doğrudan numuneden geçmesi ve merceğe ulaşmasına dayanır. Elde edilen görüntünün kalitesi, incelenen numunede ne kadar yoğunluk ve faz farkı olduğuna bağlıdır. Ek optik araçlar ya da boyama teknikleri kullanılmadığı sürece, parlak alan mikroskobunda çoğu hücresel bölge transparan olarak görülür ve kalın örneklerde tabakalar arası farklar ayırt edilemez. Daha iyi gözlem yapabilmek ve faz farkını artırmak adına çoğu zaman incelenen doku veya hücreler, onlara özel boyalarla boyanır. Ayrıca numuneler alkol, asetik asit veya formaldehit gibi fiksatörler tarafından sabitlenerek incelenir. Bu nedenle bu mikroskop yöntemi canlı hücrelerin incelenmesinde kullanılamaz.

Parlak alan mikroskobunda mısır bitkisinin gövdesinin enine kesiti (x100)
Parlak alan mikroskobunda mısır bitkisinin gövdesinin enine kesiti (x100)
Wikimedia Commons

Karanlık Alan Mikroskobu

Karanlık alan mikroskobu, parlak alan mikroskobuna bir alternatif oluşturur. Numunelerin boyanmadan iyi çözünürlüklerde görüntülerinin elde edilebilmesi için kullanışlı ve ucuz bir yöntemdir. Bu yöntemde ışık doğrudan bir huzme olarak merceğe ulaşmaz. Bunun yerine dairesel, opak bir disk sayesinde sadece halkasal bir ışık demetinin geçmesine izin verilir. Bu şartlar altında merceğe doğrudan ışık ulaşmaz ve karanlık bir görüntü elde edilir. Ne zaman bir numune slaytı mikroskoba dahil edilirse, ışığın yönü saptırılır ve mercekte karanlık arka plana karşı parlak numune görüntüsü elde edilir. Bu yöntem, numune nispeten transparan olsa ve faz farkı az olsa bile işe yarar. Bu nedenle normal parlak alan ışık mikroskobu yerine, faz kontrast mikroskobunda olduğu gibi tercih edilebilir.

Diatomların karanlık alan mikroskobu görüntüleri (x100)
Diatomların karanlık alan mikroskobu görüntüleri (x100)
The Mushroom Log

Kontrast Mikroskobu

Kontrast mikroskopları, incelenmek istenen örnekten alınan ince kesitler şeklindeki numunelerin incelendiği faz-kontrast mikroskobu ve daha kalın kesitler şeklinde numunelerin incelendiği diferansiyel girişim-kontrast mikroskobu olarak ikiye ayrılabilir. Her iki mikroskop sisteminde de hücre yapıları arasındaki faz, yoğunluk ve kalınlık farklılıklarını gözlemcinin algılayabileceği, ışık yoğunluğundaki farklılıklara çeviren optik araçlar bulunur. Bu araçların başarılı bir şekilde çalışmalarının arkasında, ışığın ortamlardan geçerken kırılmaya, yansımaya ve yavaşlamaya uğramasının algılanması temeli yatar. Tekniğin kendisinin faz farklılıklarını açığa çıkarmasından dolayı numunelerin boyanmasına gerek yoktur; bu sayede canlı hücre dokuları ve kültürleriyle çalışmak mümkün olur.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Bir çok ışık mikroskobu türünde, sisteme ek dijital ya da optik araçlar sayesinde deneylerin işlevselliği artırılır. Örneğin video destekli diferansiyel girişim-kontrast mikroskoplarında, hücre içerisindeki organellerin mikrotübüller üzerinde hareketleri gözlemlenebilir. Bu sayede dinamik ve detaylı biyolojik süreçler de ışık mikroskoplarının yardımı ile incelenebilir.

Aynı numunelerin parlak alan mikroskobunda (üstte) ve faz kontrast mikroskobundaki (altta) görüntülerinin karşılaştırılması
Aynı numunelerin parlak alan mikroskobunda (üstte) ve faz kontrast mikroskobundaki (altta) görüntülerinin karşılaştırılması
Photometrics

Bunların yanında ışık mikroskoplarına yapılan tüm ek teknik geliştirmelere rağmen, görünür ışığın dalga boyu ve mikroskobun sayısal açıklığı, ışık mikroskoplarının kullanım alanlarını sınırlandırmaktadır. Örneğin, yukarıda da belirtildiği üzere ışık mikroskobunun çözünürlük sınırı 0,2 µm olduğundan, her ne kadar dinamik süreçlerin canlı olarak incelenmesini sağlasa da, diferansiyel girişim-kontrast mikroskoplarında mikrotübüller 0,2 µm'lik yığınlar halinde görülür. Işık mikroskoplarına ek olarak floresan mikroskoplar, numunelerin daha detaylı ve bazı yöntemlerde 3 boyutlu görüntülerini; elektron mikroskopları ise numunelerin çok daha yüksek boyutlardaki çözünürlüklerde görüntülerini verir.

Flüoresan Mikroskobu

Flüoresan mikroskoplarında klasik ışık mikroskobunda kullanılanın aksine, belirli bir flüoresan boyanın absorbe ettiği dalga boyundaki ışıklar kullanılır. Bu flüoresan boya hücrelerde nükleik asit, protein, hücre zarı ya da daha spesifik makromoleküllere bağlanan bir boyadır. Belirli bir dalga boyunda ışığı absorbe ettikten sonra bu boyalar, farklı bir dalga boyunda ışık yayarlar. Flüoresan mikroskoplarında mercek, bu yayılan dalga boyunu algılayacak şekilde ayarlanır ve bu sayede hücrelerin ya da incelenen başka numunelerin yaptığı flüoresan parlamaya bakılır.

Flüoresan boyama tekniği, antikor problama tekniği ile birleştirilerek hücrelerde belirli proteinlerin ya da diğer makromoleküllerin konumları çok spesifik olarak belirlenir. İmmunoblotlama yönteminde, konumu öğrenilmek istenilen makromoleküle özel olan antikorlar geliştirilir, ardından bu antikora bağlanan ve flüoresan bir "etiket" taşıyan ikinci bir antikor numunelere eklenir. Bu sayede hücre içinde renkli görünen kısımlar, incelenmek istenen makromolekülün konumunu gösterir. En klasik flüoresan boyama tekniği, yeşil floresan proteini olan GFP'nin rekombinasyon yöntemleri kullanılarak incelenmek istenen proteinin bir bölgesine insert edilmesidir.

Konfokal Mikroskop

Konfokal mikroskoplar, klasik flüoresan mikroskoplarının elektronik görüntüleme teknikleri ile birleştirilip hücrelerin ya da dokuların 3 boyutlu görüntülerinin elde edilmesinde kullanılan mikroskoplardır. Flüoresan boyaların, boyanın absorbe edeceği dalga boyunda lazer ışıklarının, ve boyanın yayacağı dalga boyunu algılayacak olan detektörlerin kullanımı floresan mikroskoplarda olduğu gibi konfokal mikroskopta da geçerlidir. Konfokal mikroskopta farklı olarak, numunenin belli bir derinliğinden yayılan ışığın geçebileceği, konumu belli bir derinliğe özel olan konfokal açıklık denen sistemler bulunur. Başka bir deyişle, bu mikroskoplar sadece numunenin belli bir derinliğinden gelen ışığı algılamak için özelleştirilebilirler. Farklı derinliklerden alınan görüntülerin bilgisayar ortamında işlenmesi ile de numunelerin 3 boyutlu görüntülerinin oluşturulması sağlanır.

Dendritik hücrelerin konfokal mikroskobunda görüntüsü
Dendritik hücrelerin konfokal mikroskobunda görüntüsü
British Society for Immunology

Diseksiyon Mikroskobu

Laboratuvarlarda kullanılan bir diğer mikroskop tipiyse diseksiyon mikroskoplarıdır. Bu mikroskoplar ışık mikroskoplarından daha düşük bir büyütme oranına sahiptir (nesnenin 20 ila 80 katı) ancak numunenin üç boyutlu bir görüntüsünü sağlayabilirler. Kesiti kalın nesneler birçok farklı bileşen odakta olacak biçimde gözlemlenebilir. Işık mikroskopları gibi çoğu modern diseksiyon mikroskobu da ayrıca binoküler; yani iki gözlü, dürbünlüdür. Bu da iki gözün her biri için farklı bir mercek sistemi olduğu anlamına gelir. Mercek sistemleri belirli bir mesafeyle birbirlerinden ayrıdırlar. Bu da görüntüyü el ile ayarlayabilmeyi kolaylaştırır ve görüntüye derinlik sağlar. Diseksiyon mikroskopları görüntüyü düzeltme işlevi yapan bir merceğe daha sahiptir ve bu şekilde çıplak göze görünen görüntü mikroskopta ters görünmez. Diseksiyon mikroskobu altındaki bir örneğin aydınlanması tipik olarak yukarıdan sağlanır, ancak bazen alttan da aydınlatılabilir.

Tüm Reklamları Kapat

(a) Işık mikroskobu, (b) Diseksiyon mikroskobu
(a) Işık mikroskobu, (b) Diseksiyon mikroskobu
Libre Texts

Elektron Mikroskobu

1931 yılında iki Alman bilim insanı, Ernst Ruska ve Max Knoll, görünür ışıktan daha iyi çözünürlük sağlayacak bir yöntem geliştirdiler. Bu yöntemde bilim insanları numuneden ışık yerine elektronların geçmesini ve bu şekilde görüntünün elde edilmesini sağladılar. Sonuç olarak transmisyon elektron mikroskobunun ilk örneği açığa çıkmış oldu. 1940-1950 yılları arasında ise Albert Claude, Keith Parter ve George Palade tarafından yapılan çalışmalar sayesinde elektron mikroskobu biyolojinin de kullanım alanı haline geldi.

Elektron mikroskobu, ışık mikroskobundan daha iyi çözünürlük sağlar; çünkü elektronların dalga boyu, 0,004 nm kadardır. Bu, görünür ışığın dalga boyundan yaklaşık 100.000 kat daha kısadır! Elektronların dalga boyunun getirdiği avantajın yanında, mikroskop lensinin sayısal açıklığı elektron mikroskobunda çözünürlüğü sınırlayan etmendir. Elektron dalga boyu, sayısal açıklık, ekipmanların elverişliliği ve incelenen numunelerin özellikleri gibi bir çok etmen sonucu bir elektron mikroskobunun yaklaşık çözünürlük sınırının 1-2 nm olduğu söylenir. Bu sınır, klasik ışık mikroskobunda olduğundan çok daha düşüktür.

Elektron mikroskobunda, bir elektron demeti elektron tabancası tarafından salınır. Ardından yoğunlaştırıcı mercekler elektron demetini tek ve ince bir ışın haline getirir. Bu sayede elektronların tek bir noktaya odaklanması sağlanır. Elektronların aşağı yönde hareket etmesi ve numuneye hedeflenmesi için, numunenin etrafında pozitif yüklü sistemler bulunur. Elektron mikroskobunda kullanılan numune, ışık mikroskobunda olduğundan çok daha ince kesitler halinde hazırlanmalıdır. Bu numuneden elektronlar doğrudan geçirilerek floresan yüzey üzerinde oluşan koyuluğun derecesine göre görseller oluşturulabilir ya da elektronlar numune yüzeyine çarpar, incelenen örneğin derinliğine ve yoğunluğuna göre farklı açılarda ve oranlarda saptırılır. Sapan elektronlar detektörler tarafından algılanır ve sonuçta, numunenin dijital bir görüntüsü elde edilmiş olur.

Tüm Reklamları Kapat

Bir hücrenin elektron mikroskobu altında gözlemlenmesi için hazırlanması hücrenin ölümüne sebep olacaktır. Bu nedenle canlı hücreler bu tip mikroskoplar altında gözlemlenemez. Ek olarak elektron ışını en iyi boşlukta hareket eder ki bu da canlı materyallerin incelenmesini imkânsız hale getirir. Bir taramalı elektron mikroskobunda, bir elektron demeti bir hücrenin yüzeyi boyunca ileri geri hareket ederek hücre yüzeyi özelliklerinin ayrıntılarını yansıma yoluyla gösterir.

Soldaki görsel ışık mikroskobu ile gözlemlenmiş salmonella bakterisini göstermektedir. Sağdaki görsel ise taramalı elektron mikroskobuyla insan hücrelerini istila eden Salmonella bakterisini (kırmızı) göstermektedir.
Soldaki görsel ışık mikroskobu ile gözlemlenmiş salmonella bakterisini göstermektedir. Sağdaki görsel ise taramalı elektron mikroskobuyla insan hücrelerini istila eden Salmonella bakterisini (kırmızı) göstermektedir.
Libre Texts

Bu teknikte hücreler ve diğer yapılar genellikle altın gibi bir metalle kaplanmaktadır. Bir transmisyon elektron mikroskobunda, elektron ışını hücre içinden geçer ve böylece hücre içi yapılar detaylı olarak görülebilir. Tahmin edebileceğiniz gibi, elektron mikroskopları ışık mikroskoplarından önemli ölçüde daha büyük ve pahalıdır.

Transmisyon Elektron Mikroskobu (TEM)

Transmisyon elektron mikroskobu, yöntem olarak olmasa da, elde edilen görüntülerin verdiği bilgiler açısından ışık mikroskobuna benzerdir. Transmisyon elektron mikroskobu ile hücre içi yapılar incelenebilir, proteinlerin şekilleri açığa çıkarılabilir, virüs ya da organeller gibi kompakt yapıların yüzeysel görüntüleri elde edilebilir ve hücre zarının yapısı incelenebilir.

Parlak alan ışık mikroskobunda hücrelerin çeşitli renklerdeki boyalarla boyanmasının aksine TEM'de hücreler, ağır metal tuzları ile muamele edilir. Yüksek derecede odaklanmış ve hızlandırılmış elektron demetleri numuneye gönderilir. Numunenin farklı derinliklerinden ve fazlarından sapan elektronlar farklı motiflerin oluşmasına yol açar. Bu motifler, numunenin yüksek çözünürlükte görüntüsünü verir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Darwin’in Kayıp Dünyası: Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi

Martin Brasier

Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.

Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”

Anthony Hallam

“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”

Lynn Margulis

Darwin’le Akşam Yemeği:

Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?

Jonathan Silvertown

“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”

Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.

Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.

“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak​;​ zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”

“Jonathan Silvertown yemeğin ne kadar eski olduğunu; tarihte ilk kimin neyi yediğini ve insanların neden yiyeceklerin peşine düştüğünü iyi biliyor.”

— Leslie Nemo, Scientific American

Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü

Jim Baggott

Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?

İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.

“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım. Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”

Novasen – Yaklaşan Hiperzekâ Çağı

James Lovelock

Bryan Appleyard ile birlikte

Gaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz yılın sonunda Antropesen’in bittiğini ve Novasen adını verdiği yeni bir çağın başlamak üzere olduğunu iddia ediyor. Bu yeni çağda, şu anki yapay zekâ sistemlerinden yeni bir elektronik yaşam biçimi ortaya çıkacak: bizden on bin kat daha hızlı düşünen, kendi kendisini iyileştirme ve kopyalama becerisine sahip siborglar. Lovelock’a göre bu hiperzeki varlıklar, kıyamet senaryolarının aksine, gezegenimize en az bizim kadar bağlı olacak ve Dünya’yı soğutma, Gaia’daki organik yaşamı koruma projesinde bizimle birlikte çalışacak. Bu yeni çağla evrende düşünen tek varlık, kozmosu anlayan tek varlık olma statümüzü kaybedeceğiz. Belki de Novasen, zekânın tüm evreni kaplayacak bir şey haline gelişinin başlangıcı olacak, yani kozmosun enformasyona dönüşmesinin.

“Antroposen’in başlamasından kısa süre sonra hızlanmanın gücüyle kendisinden geçen yarışçı çocuklara döndük. Üç yüz yıldır hız pedalına basıyoruz, şimdi de insan yapımı elektronik, mekanik ve biyolojik şeylerin Dünya sistemini kendi başlarına yönetebileceği çağa yaklaşıyoruz.”

KİTAP ÜZERİNE

“Hiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç.”

Tim Radford, Nature

“Novasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü.”

Stephen Cave, Financial Times

“Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü.”

Sunday Times

“Dünya’ya bakışımızı değiştiren biliminsanı.”

Independent

Sayılar ve Türümüze Katkıları

Sayı Sayma ve Kültürlerin Gelişimi

Caleb Everett

İnsan kültürleri şaşırtıcı derecede kısa bir süre öncesine kadar sayı mefhumuna sahip değildi. Sayıların icadıyla gelen sözel ve sembolik temsiller, insan yaşantısında köklü bir dönüşüme yol açtı. Çocukluğunu Amazonlardaki yerli kabileler arasında geçiren dilbilimci antropolog Caleb Everett ödüllü çalışması Sayılar ve Türümüze Katkıları’nda bu dönüşümün kapsamını ortaya koyuyor, farklı kültürlerin sayılarla ilişkisini ve sayıların insan zihnini, davranış ve kültürleri nasıl şekillendirdiğini incelikle ele alıyor.

Bilişsel bilimler, dilbilim, antropoloji, nörobiyoloji ve fizyoloji gibi farklı alanlardan pek çok araştırmayla zenginleşen bu anlatıda arkaik sayı sistemleri, yerli kabilelerin farklı sayma uygulamaları, insanlarla diğer hayvanların sayısal becerileri ve bu becerilerin nörobiyolojik kökenleri de ufuk açıcı örneklerle açıklanıyor.

Sayılar, İspanyolca, İtalyanca ve Çinceye çevrilmiş. 2018’de dilbilim dalında Amerikan Yayıncılar Birliği Prose Ödülü’ne layık görülmüş. 2017’de ABD Smithsonian Enstitüsü tarafından yeryüzünün işleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olan on bilim kitabı arasında gösterilmiştir.

“Everett’in çok farklı alanlardan çarpıcı çalışmalarla desteklediği güçlü bir savı var: Sayılar ne doğaldır ne de insan doğasına içkindir; insan zihninin yarattığı bilişsel bir icattır ve nicelikleri anlayıp ayırt etme şeklimizi ebediyen değiştirmiştir. Sayıların tarım ve tarıma dayalı kalabalık toplumların gelişiminde hayati rol oynadığına ilişkin savı da bir o kadar ikna edici.”

Amir Alexander, Wall Street Journal

“Everett binlerce yıllık insan evrimini irdeleme serüveninde Amazon ormanlarından Avustralya çöllerine yolculuk ederken insan kültürlerinin çeşitliliğini daha derinden anlama çabasını asla elden bırakmıyor, soluk kesici bir anlatıyla türümüzün en önemli bilişsel ve dilsel başarısını ele alıyor: sayı saymak ve niceliksel kavramları kullanarak muazzam çeşitlilikteki kültürel faaliyetleri zenginleştirip geliştirmek.”

Bernd Heine, University of Cologne

“Bu disiplinlerarası incelemede antropolog Caleb Everett sayı sistemlerinin evrimiyle ortaya çıkan sayısız olanak ve yeniliğe ışık tutuyor.”

Rachel E. Gross, Smithsonian

“Harika… Cesur ve derinlikli… Everett ele aldığı araştırmaların çeşitliliğiyle evrensel ve ikna edici bir anlatı sunuyor. Bilişsel deneylerin inceliklerini anlatırken de kabilelerin ritüellerini ve dilbilgisine ilişkin teknik detayları anlatırken de konuya aynı şekilde hâkim. Çocukluk yıllarını misyoner eğitimci ebeveynleriyle Amazon ormanlarında geçirmesinin avantajıyla keskin kavrayışlar sunuyor (babası ünlü dilbilimci David Everett). Sayılar ufuk açan, yer yer de okuyucuyu şaşkına çeviren bir çalışma. Dilin kültürel bir icat olarak türümüzü şekillendirmekteki hayati işlevini ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.”

Vyvyan Evans, New Scientist

Sıradışı Beyinlerden Öğrenebileceklerimiz // Eric R. Kandel

Beynin fiziksel yapısı dünyayla ilişkilenmemizi nasıl etkiliyor? Beynimiz milyarlarca sinir hücresinin gönderdiği sinyallerle bilincimizi, duygularımızı, dili ve sanatı nasıl kodluyor? Olağanüstü karmaşıklıktaki bu ağ, biz olgunlaştıkça gelişen fakat yaşamımız boyunca sürekliliğini şaşırtıcı ölçüde koruyan benlik duygumuzu nasıl oluşturuyor?

Beyin biliminin öncülerinden Nobel ödüllü Eric R. Kandel bilinci ve benlik farkındalığını oluşturan karmaşık sinir ağlarında ortaya çıkan aksaklıkların otizm, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, Alzheimer, Parkinson ve travma sonrası stres bozukluğuna nasıl dönüşebildiğini açıklıyor. Beyin biliminin bilişsel psikolojiyle, beynin de zihinle ilişkisini göstererek hem ortak insanlık deneyiminin sosyallik, benlik, hafıza, karar alma, yaratıcılık gibi pek çok yönünü var eden hem de kaygı, stres, bağımlılık gibi pek çok sorunun altında yatan mekanizmalara ve insan zihninin işleyişine ışık tutuyor.

Kandel, alanın meraklılarına psikiyatrik araştırma, tanı ve tedavi yaklaşımlarının tartışılacak pek çok yönüne de tanıklık etme fırsatı vererek beyin bilimini inşa eden keşif ve araştırmaların tarih boyunca kat ettikleri yolları, aksayan zihinsel süreçlerin biyolojik kökenlerini ve güncel tedavi yaklaşımlarını sistemli ve anlaşılır bir dille aktarıyor.

Tuhafı Aşma Zamanı

Kuantum Fiziğine Farklı Bir Bakış

Philip Ball

“Kuantum mekaniği ‘tuhaf’ görünebilir ama mantıksız değildir. Sadece yeni ve aşina olmadığımız bir mantık devrededir. Kavrayabilirseniz, yani kuantum mekaniğinin işte bu şekilde işlediğini kabul edebilirseniz, o zaman kuantum dünyası tuhaf görünmekten çıkıp farklı gelenek ve görenekleriyle, kendi güzel iç tutarlılığıyla bambaşka bir yer olur çıkar.”

Tuhafı Aşma Zamanı analojiler, metaforlar, imgelerle dolu kuantum anlatılarından farklı olarak, burada ve şimdi hakkındaki peşin hükümlerimizi sarsan, uzay ve zamanla dalaşan, dile dökemediğimiz, mantığımızı hiçe sayan kuantum dünyasının neden “tuhaf” olduğunu değil, neden bizim dünyamızın ona benzemediğini anlatıyor.

Kuantum kuramının nasıl işlediğini, hakkındaki klişeleri, yanlış yorumları, deneyimlediğimiz dünyanın sezgi karşıtı ilkelerini nasıl yarattığını, bizim gerçeklik, bilgi ve dille kurduğumuz ilişkilerin sınırlarını neden, nasıl zorladığını tartışarak bu kuramla birlikte bugüne kadar bildiğimiz bazı şeylerin artık neden geçerli olmadığını gösteriyor.

“Ball’un son derece kolay anlaşılır metni, günümüzde kuantum mekaniğinin temellerinin teoride nasıl ele alındığını tüm detaylarıyla gösteriyor. Tuhafı Aşma Zamanı’nın bu alanda okuduğum en iyi kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Margaret Wertheim, Washington Post

“Kuantum fiziği hakkında yazılmış son yılların en özgün ve ilgi çekici kitabı.”

Brian Clegg, Physics World

Devamını Göster
₺1,400.00
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Chlamydomonas monoica'nın chloroplast yapısını gösteren TEM görüntüsü
Chlamydomonas monoica'nın chloroplast yapısını gösteren TEM görüntüsü
University of Puget Sound

Pozitif Boyama

Bu yöntem 1950'lilerin sonundan beri, hücresel yapılar ve virüsler gibi biyolojik numuneleri incelemek için kullanılmaktadır. Pozitif boyamada numune, ağır metal tuzları ile boyanır. Uranil asetat ve kurşun sitrat günümüzde en yaygın kullanılan tuzlardır. Proteinlere, nükleik asitlere, lipitlere ya da başka makromoleküllere spesifik olan başka tuzlar da kullanılabilir. Sonuç olarak numune elektron bombardımanına tutulduğunda, mikroskop çıktısında yoğun boyalı bölgeler koyu görünür.

Negatif Boyama

Negatif boyama tekniğinde, pozitif boyamanın aksine numunenin kendisi değil arka planı metal tuzları ile boyanır ve koyu arka plana karşı parlak renkli numune görüntüsü elde edilir. Bu yöntem virüsler, bakteriler, saflaştırılmış organeller gibi kompakt yapıların incelenmesi ve şekillerinin belirlenmesi için kullanışlıdır.

Metal Gölgelendirme ile Boyama

Bu yöntemde genelde metal olarak gaz fazına geçmiş platin kullanılır. Platin incelenen numuneye belli bir açıdan püskürtülür. Sonuçta numunenin bir yüzü diğer yüzlerinden daha ağır olmuş olur. Elektron bombardımanının ardından oluşan görüntü incelendiğinde platin püskürtülmüş yüzün daha koyu olduğu görülür ve bu da incelenen görselde bir gölge efektinin açığa çıkmasını sağlar. Sonuç olarak bu yöntem, numunenin 3 boyutlu yapısının anlaşılmasında yardımcı olur.

Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM)

Taramalı elektron mikroskobu, transmisyon elektron mikroskobunun aksine hücrelerin ya da diğer biyolojik numunelerin iç yapılarını değil, yüzeylerini ve 3 boyutlu şekillerini incelemeye yardımcı olur. Biyolojik yapıların incelenmesinin yanında malzeme biliminde, yarı iletken maddelerin çalışılmasında, mikroçip montajında, toprak ve kayaç araştırmaları gibi birçok konuda kullanılır.

Polen tanelerinin SEM görüntüsü
Polen tanelerinin SEM görüntüsü
Wikipedia

Taramalı elektron mikroskobunda elektronlar doğrudan numunenin içerisinden geçmez. bunun yerine numunenin farklı derinliklerinden ve farklı yoğunluklardaki bölgelerinden saptırılır. Bir seferde sadece çok küçük bir nokta elektron lazerine maruz kalır ve tüm numune adım adım ilerleyen, otomatik bir işlemle "taranır". Bu nedenle yöntemin adı taramalı elektron mikroskobudur.

Bu Alanda Bir Kariyer: Sitoteknologluk

"Pap Smear" tıbbi testini duydunuz mu? Rahim kanseri teşhisi için kullanılan bu testte, bir doktor hastanın serviksinden örnek hücre alır ve sitoteknoloğun hücreyi renklendirerek rahim ağzı kanserine ya da mikrobiyal bir enfeksiyona işaret edebilecek herhangi bir belirtiyi incelediği tıbbi laboratuvara yollar.

Işık mikroskobu ile görüntülenen bu rahim serviks hücreleri Pap smear testinden elde edilmiştir. Sol tarafta normal serviks hücrelerini görebilirsiniz. Sağdaki hücreler ise insan papilloma virüsü ile enfekte olmuştur.
Işık mikroskobu ile görüntülenen bu rahim serviks hücreleri Pap smear testinden elde edilmiştir. Sol tarafta normal serviks hücrelerini görebilirsiniz. Sağdaki hücreler ise insan papilloma virüsü ile enfekte olmuştur.
Libre Texts

Sitoteknologlar hücreyi mikroskobik incelemelerle ya da başka laboratuvar testleriyle inceleyen profesyonellerdir. Hücresel değişimlerin normal sınırlar içerisinde olup olmadığını belirlemede uzmanlaşmışlardır. Sadece servikal hücrelere odaklanmazlar, bütün organlardan alınmış numunelerle çalışabilirler. Anormal bir durum fark ettiklerinde klinik bir teşhis yapabilen patologlara danışmaktadırlar. Sitoteknologlar insanların hayatının kurtarılmasında önemli bir rol oynar. Anormallikler erken teşhis edildiğinde bir hastanın tedavisi erken başlayabilir, ki bu tedavinin başarı şansını arttırmaktadır.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
49
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 22
  • Bilim Budur! 17
  • Tebrikler! 11
  • İnanılmaz 8
  • Merak Uyandırıcı! 8
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Umut Verici! 2
  • Üzücü! 2
  • Güldürdü 1
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
  • Korkutucu! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • G. M. Cooper. (2000). The Cell. ISBN: 9780878931064. Yayınevi: Sinauer Associates.
  • Scientifica. A Guide To Phase Contrast. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 1 Ocak 2021. Alındığı Yer: Scientifica | Arşiv Bağlantısı
  • Nanoscience Instruments. Scanning Electron Microscopy. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 1 Ocak 2021. Alındığı Yer: Nanoscience Instruments | Arşiv Bağlantısı
  • L. Shaber. The History Of The Electron Microscope. (9 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2021. Alındığı Yer: Thermo Fisher | Arşiv Bağlantısı
  • Atascientific. The Applications And Practical Uses Of Scanning Electron Microscopes. (2 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2021. Alındığı Yer: Atascientific | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/05/2025 08:38:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9830

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Y. Akın, et al. Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır?. (7 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 3 Mayıs 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9830
Akın, Y., Bakırcı, Ç. M. (2021, January 07). Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır?. Evrim Ağacı. Retrieved May 03, 2025. from https://evrimagaci.org/s/9830
Y. Akın, et al. “Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 07 Jan. 2021, https://evrimagaci.org/s/9830.
Akın, Yasemin. Bakırcı, Çağrı Mert. “Mikroskop Nedir? Mikroskoplarların Genel Özellikleri Nelerdir? Hangi Mikroskop, Hangi Deneyde Kullanılır?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, January 07, 2021. https://evrimagaci.org/s/9830.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close