Libido Nedir? Cinsel İsteği Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Libido, bir kişinin cinsel faaliyete yönelik arzuları veya isteğidir. Libido; seks hormonları ve nörotransmiterler gibi biyolojik faktörlerden, kişilik ve stres gibi psikolojik faktörlerden ve iş yaşamı veya aile yaşamı gibi sosyal faktörlerden etkilenir.[1] "Libido" sözcüğü, Latincede "hoşlanmak" veya "arzu etmek" anlamına gelen libere kelimesinden türetilmiştir.
Psikolojik olarak, bir kişinin dürtüsü bastırılabilir veya süblimleştirilebilir. Örneğin bir kişi sekse yönelik bir arzu duyabilir, ancak bu arzuya göre hareket etme fırsatına sahip olmayabilir veya kişisel, ahlaki veya dini nedenlerle bu dürtüye göre hareket etmekten kaçınabilir. Tersine, bir kişi gerçek bir cinsel arzu duymaksızın da cinsel aktiviteye girebilir. Stres, hastalık, hamilelik ve diğerleri dahil olmak üzere birçok faktör insan cinsel dürtüsünü etkiler. 2001 yılında yapılan bir inceleme, erkeklerin ortalama olarak kadınlardan daha fazla seks arzusuna sahip olduğunu bulmuştur.[2]
Cinsel arzular ve libido, genellikle insanlarda yakın ilişkilerin oluşmasında ve sürdürülmesinde önemli bir faktördür. Cinsel istek eksikliği veya libido kaybı, ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Cinsel bir ilişkide herhangi bir partnerin cinsel arzularındaki değişiklikler, eğer devam ederse ve çözülmezse, ilişkide sorunlara neden olabilir. Bir partnerin sadakatsizliği, partnerin değişen cinsel arzularının mevcut ilişkide artık tatmin edilemeyeceğinin bir göstergesi olabilir. Sorunlar, eşler arasındaki cinsel arzuların eşitsizliğinden veya cinsel ihtiyaçlar ve tercihler açısından eşler arasındaki zayıf iletişimden kaynaklanabilir.[3]
Libidonun sağlıklı olduğu kabul edilen genel geçer bir seviye yoktur. Bazı insanlar her gün veya günde bir kereden fazla seks yapmak ister; diğerleri yılda bir kez veya hiç... Bununla birlikte, bir süre cinsel aktivite arzusu olmayan bir kişi, hipoaktif bir cinsel istek bozukluğu yaşıyor olabilir veya aseksüel olabilir. Aşırı derecede sık cinsel dürtüleri olan veya aniden artan cinsel dürtüsü olan bir kişiyse hiperseksüalite yaşıyor olabilir.
Psikolojik Perspektifler: Tarihsel Bağlamda Libido
Psikanalizin babası olarak kabul edilen Sigmund Freud, başlangıçta yaşam enerjisini cinsellikle ilişkili olarak tasarladı ve libido, bu tasarımın kalbinde yer alıyordu; ancak daha sonra teorisini sevgi, kendini koruma, zevk ifadelerini içerecek şekilde genişletti.
Freud'a göre libido, insan davranışlarını yönlendiren dürtü veya içgüdülerden gelen psişik enerjidir. Buna göre özellikle cinsel içgüdüleri tatmin etmek için birçok insan etkinliğinde kendini gösterir.
Freud'un öğrencisi ve yakın arkadaşı Carl Gustav Jung ise libidoyu cinsellikten arındırarak daha geniş bir anlamda psişik enerjinin toplamı olarak tanımlamıştır. Jung'un bu konudaki görüşleri Freud tarafından eleştirilmiş ve ikilinin arasındaki ilişkininin bozulmasına sebep olmuştur.
Nihayetinde libido, Freudyen anlamını korumuş ve günümüzde de hemen herkes tarafından "cinsel arzu" anlamında kullanılan bir kavram olmuştur.
Freudyen Perspektif
Sigmund Freud, libido kavramının psikanalitik tanımını 1905 yılında Cinsellik Teorisi Üzerine Üç Deneme'de (İng: Three Essay on the Theory of Sexuality) yapmıştır. Esasında Freud, libido kuramının, yani cinsel uyarılmanın bir temeli olduğu düşüncesinin, cinsel yaşamdaki psişik gösterileri anlamaya ve onlar üzerinde egemen olmaya yardım etmesi için kurulan anlayışlara uygun olduğunu düşünmüştür. Bu noktada libidoyu, cinsel uyarılma alanındaki süreçleri ve değişimleri ölçmeye olanak sağlayan, değişken bir kuvvet olarak tanımlamıştır.
Elbette Freud'un libido kuramı, kişiliğin üç unsuru olarak tanımladığı id, ego ve süperego ile direkt olarak ilişkiliydi. Freud, libidoyu, "id" olarak tanımladığı şeyde, yani psişenin bilinçsiz yapısında bulunan, "içgüdüsel enerji" olarak düşünmüştü. Bu libidinal dürtülerin, süperego tarafından temsil edilen uygar insan davranışlarıyla çatışabileceğine dikkat çekti. Bunun sonucunda karşılanmayan ve çoğunlukla bilinçsiz olan ihtiyaçların psişik enerjisi savunma mekanizmaları kullanılarak başka biçimlere dağıtılır. Bu, topluma uyum sağlama ve libidoyu kontrol etme ihtiyacıdır.
İd, Ego ve Süperegonun Libido ile İlişkisi Ne?
Daha önceki yazılarımızda id, ego ve süperego kavramlarından detaylıca bahsettiğimiz için bu başlıkta konunun daha iyi anlaşılması için yalnızca bu kavramların libido ile ilişkisinden bahsedeceğiz.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
İd
Freud'a göre id, tüm psişenin kaynağıdır ve kişiliğin doğuştan var olan tek bileşenidir. İd, basitçe istek ve arzuların kaynağı olarak tanımlanabilir. Haz ilkesi tarafından yönlendirilir ve tüm arzu, istek veya ihtiyaçların anında tatmin edilmesini ister. Neredeyse tamamen ilkel ve bilinçsiz olduğu için insanlar bu dürtülerin çoğunun farkında dahi değildir.
İd'in hemen tatmin edilmesini istediği arzu veya isteklerin gerçekleştirilmesi bazen büyük sorunlara yol açabilir. Bunu biraz düşünürseniz kolayca anlayabilirsiniz: Arzu ve isteklerimiz her zaman uygun değildir ve bunlara göre hareket etmek sosyal hayatı sıkıntıya sokabilecek sorunlara yol açabilir. Basit bir örnek, bir markette dolaşırken id'in libidinal arzuları size bir meyveyi alıp hemen yemenizi söyleyebilir.
Ego ve süperegonun gelişimi, id'in bu ilkel içgüdülerinin kontrol edilmesine ve sosyal olarak daha kabul edilebilir şekilde hareket edilmesini sağlayacaktır.
Ego
Ego, id'in libidinal enerjisini kullanmak ve bu dürtüleri kabul edilebilir şekilde ifade edilmesini sağlamakla görevli olan kişiliğin bilinçli parçasıdır. İd'in arzu ve istekleri ego tarafından gerçeklik ilkesine dayanarak sosyal olarak kabul edilebilir biçimde tatmin etmeye çalışılır. Bir önceki bölümdeki örneği düşünürsek, ego id'in bu ilkel arzusu bastırır. Bunun yerine meyveyi kasaya götürmeniz ve ödeme yapmanız gibi sosyal olarak kabul edilebilir eylemlere dönüştürür. Basitçe, ego, libidoyu sınırlar ve toplum kuralları çerçevesinde onu daha gerçekçi ve kabul edilebilir bir biçime dönüştürür.
Freud, id ve ego arasındaki ilişkiyi açıklamak için at ve sürücü benzetmesini yapmıştır. Bu durumda ego, atın üstün gücünü kontrol almak zorunda olan sürücü gibidir. Ancak id'in kontrol edilmediğinde nereye gitmek istiyorsa gidebilir.
Süperego
Süperego; ebeveyn ve toplumdan içselleştirilen ideal ve ahlakı içeren kişiliğin son parçasıdır. Başkalarıyla iletişim ve etkileşim yoluyla öğrendiğimiz "kötü" olarak görülen bilgileri barındırır. Bu davranışlar genellikle yasaktır ve gerçekleştirildiğinde cezalara, suçluluk ve pişmanlık gibi duygulara sebep olur. Basitçe süperego, vicdanın sesidir.
Süperego'nun temel işlevi, id'in libidinal arzularını, özellikle de saldırganlık ve cinsellikle ilişkili toplum tarafından hoş karşılanmayan dürtüleri kontrol etmektir. Aynı zamanda egonun gerçekçi hedefler yerine ahlaki hedeflere yöneltmeye çalışır. Egonun id'in libidinal arzularına boyun eğdiği durumlarda, süperego suçluluk duygusu yaratarak egoyu cezalandırabilir.
İd, Ego ve Süperego Etkileşimi
Birbiriyle rekabet eden kişiliğin bu üç unsuru arasında bir çatışmanın olması kaçınılmazdır. Ego, id’in libido tarafından yaratılan ilkel arzuları ile süperego tarafından idealist standartlar arasında arabuluculuk yapmalıdır.
İd'i çok gelişmiş kişiler libidonun talepleri doğrultusunda hareket edebilir. Çevrelerinden çok kendi arzularını önemseyen ve bu arzuları hemen tatmin etmeye çalışan kişiler olabilir. Süperegosu çok gelişmiş kişiler ise ahlaki değerlere, toplumun ve kültürün dayattığı kurallara aşırı bağımlı, basitçe "el alem ne der" düşüncesine sahip olabilir. Bu noktada egonun daha güçlü olması sorunları çözebilen, toplumsal sorunlara duyarlı, başarısızlıkların farkında olan ve ders almayı, telafi etmeyi bilen bir kişiliğin oluşmasını sağlayabilir. Freud’a göre sağlıklı bir kişiliğin anahtarı bu üç unsur arasındaki dengedir. Eğer ego, id ve süperego arasında iyi bir arabuluculuk yaparsa sağlıklı bir kişilik ortaya çıkacaktır.
Bir önceki bölümde bahsettiğimiz gibi kişilik unsurları arasında çıkan çatışmayı engellemek için karşılanmayan arzuların psişik enerjisi ego savunmaları ile başka biçimlere dağıtılabilir. Freud’a göre ego savunmalarının aşırı kullanımı onun "nevroz" olarak tanımladığı zihinsel sorunlara yol açabilir. Bu yüzden ona göre psikanalizin amacı, libidonun yarattığı bu bilinçdışı dürtüleri bilinç düzeyine getirmek ve hastanın ego savunmalarına olan bağımlılığını azalmaktır.
Analitik Psikoloji
İsviçreli psikiyatrist Carl Gustav Jung'a göreyse libido, cinsel arzuyla sınırlı olmayan, psişik enerjinin toplamıdır.[4], [5] Jung'un "Libido Kavramı" adlı eserinde belirttiği gibi:[6]
Libido, ahlaki veya başka türlü herhangi bir otorite tarafından kontrol edilmeyen bir arzu veya dürtüyü ifade eder. Libido, doğal durumundaki iştahtır. Genetik bakış açısından libidonun özünü oluşturan açlık, susuzluk, uyku ve seks gibi bedensel ihtiyaçlar ve duygusal durumlar veya duygulardır.
Dualite (karşıtlık), psişenin enerjisini (veya libidosunu) yaratır ve Jung'un kendisini sadece sembollerle ifade ettiğini ileri sürer:
Yaşam sürecinde kendini gösteren ve öznel olarak çabalama ve arzu olarak algılanan enerjidir.
Bu semboller, psikanaliz sürecinde libido içeriğini somutlaştıran, aksi takdirde herhangi bir kesin formdan yoksun "fantezi-imgeler" olarak tezahür edebilir. Genelde ruhsal bir özlem, hareket, yer değiştirme ve yapılanma olarak algılanan arzu, analiz yoluyla kavranabilen tanımlanabilir biçimlerde kendini gösterir.
Daha dar bir tanımla, libido, bireyin cinsel aktiviteye girme dürtüsüne de atıfta bulunur ve zıt anlamlısı, "mortido" veya "destrudo" olarak adlandırılan "yıkım gücü"dür.[7]
Libido, Psikoseksüel Gelişim ve Fiksasyon
Freud, libido kavramını çocuksu cinselliğe dayandırdı. Ona göre insanlar “çok biçimli sapık” (polymorphously perverse) olarak doğmuştur. Yani, herhangi sayıda nesnenin insanlar için zevk kaynağı olabileceğini ve bu yüzden libidonun bireylerde nesnesini değiştirerek geliştiğini iddia etmiştir. Ayrıca insanların gelişim aşamasında farklı ve belirli nesnelere sabitlendiklerini savunmuştur.
Freud, bu düşüncelerini Karl Abraham’ın çalışmalarına da dayanarak libidonun belirli bir alana odaklandığı düşüncesini içeren psikoseksüel gelişim teorisini oluşturdu. Freud’a göre tüm insanlar psikoseksüel gelişimin bir dizi evresinden geçmektedir. Her evreyi başarılı bir şekilde tamamlayan çocuk gelişimin bir sonraki evresine geçer ve sonunda sağlıklı bir yetişkine dönüşür.
Psikoseksüel gelişimin her evresi, libidonun belirli bir bölümü ile ilişkilidir. Bu bölgeler, zevk kaynağı olabildiği gibi çatışma kaynağı da olabilir. Bu evrelerden şu şekilde bahsedebiliriz:
- Oral evrede (0-1 yaş) hazzın birincil kaynağı ağızdır. Bu dönemde libido oral bölgeye odaklandığından bebekler emme, ısırma ve ağzına bir şeyler koyma gibi eylemler gerçekleştirirler.
- Anal evrede (1-3 yaş) haz anüsün içine sokmaktan değil, dışarı itmek ile sağlanır. Daha basit şekilde: kaka yapma. Bu aşamada libido anal bölgeye odaklandığından çocukların tuvalet eğitimini öğrenmesi ve mesaneyi kontrol edebilmesi büyük bir zevk ve gerginlik kaynağı olmaktadır.
- Fallik evre (3-6 yaş) ise hem erkek hem de kız çocuklarının penise takılı kaldığı dönemdir.
- Latent evre (6 yaş – ergenlik) cinsel enerjinin bastırıldığı ve libidonun uykuda olduğu dönemdir. Cinsel enerji hala mevcut olsa da çocuklar bunu akranları ile sosyal beceri ve ilişkiler geliştirerek diğer alanlara yöneltir.
- Genital evre (Ergenlik – Ölüm) ergenliğin başlamasıyla birlikte libidonun yeniden uyandığı ve aktif bir cinsel çekimin kendini gösterdiği dönemdir.
Freud'a göre kişi, bazı gelişim evrelerinin taleplerine yeterince uyum sağlayamayabilir ve libidinal enerjinin bu evrelerde sabitlenmesi ile sonuçlanabilir. Bu çatışma çözülene kadar kişi bu aşamada sıkışıp kalır. Freud, kişinin gelişim evrelerinin bir önceki aşamasında sabit kalmasını "fiksasyon" olarak adlandırmıştır. Örneğin oral evrede bir fiksasyon meydana gelirse yetişkinlikte libidinal enerji bu aşamaya odaklanmış olacaktır. Bu, kişide tırnak yeme, sigara içme ve diğer alışkanlıklar gibi sorunlara neden olabilir. Ayrıca kişi öpüşmek veya oral seksten cinsel ilişkiye kıyasla daha fazla zevk alabilir.
Freud bir önceki aşamada takılı kalan kişilerin yetişkinlikte belirli patolojik özellikler üretebileceğini düşünüyordu. Bu yüzden libidinal enerjinin serbest bırakılması ve saplantıların bilinçli farkındalığa getirilmesi gerekiyordu.
Eros ve Thanatos
Freud bu konudaki fikirlerini geliştirmeye devam ettikçe libidoyu cinsel dürtüler dışında hayatta kalma içgüdüleri gibi diğer motivasyonları da kapsayacak şekilde genişletti. Başlangıçta insan davranışlarının çoğunun yaşam içgüdülerinden kaynaklandığını düşünse de bunun tek başına insan davranışlarını açıklamada yeterli olmayacağını fark etti. 1920’de yazdığı Haz İlkesinin Ötesinde (“Beyond the Pleasure Principle”) adlı metinde tüm içgüdülerin yaşam içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü olmak üzere iki sınıftan birine girdiğini ifade etti. Bu kavramlar daha sonra Eros ve Thanatos olarak adlandırıldı.
Yaşam İçgüdüsü (Eros)
Bazen cinsel içgüdü olarak da adlandırılan yaşam içgüdüsünün yarattığı enerji libidodur. Yaşam içgüdüsü, genellikle cinsel dürtüler ile ilişkilendirilse de aynı zamanda açlık, susuzluk ve acıdan kaçınma gibi temel içgüdüleri de içerir. Hayatta kalma, zevk ve üreme ile ilgilenir.
Yaşam içgüdüsü veya Eros, bireyleri hayatlarını olumlu şekilde etkileyecek ve kendi yaşamlarını sürdüren eylemlerde bulunmaya zorlar. Cinsel dürtülerle kendini gösterir ve insanları yeni bir hayat yaratmaya teşvik eder.
Ölüm İçgüdüsü (Thanatos)
Freud, yaşam içgüdüsünün karşısına kendi kendini yok eden ölüm içgüdüsü koymuştur.
Ölüm içgüdüsü veya Thanatos, yaşam içgüdüsünün aksine yaşamı sürdürmeyi reddeder ve insanı ölüme doğru sürükler. Freud, ölüm içgüdüsünün insanların dışa dönük olarak başkalarına karşı gösterdiği saldırgan tutumlarda gösterdiğine inanıyordu. Ancak bu dürtü içe doğru da yönlendirilebilir ve kendine zarar verme veya intihar gibi eylemlerde kendini gösterebilirdi.
Freud, klinik gözlemlere dayanarak ölüm travmatik bir olay yaşayan insanların sıklıkla bu durumu tekrar yarattığını iddia etti. Örnek olarak kişinin kendisine zarar veren aynı tipte insanlara karşı ilgi duyması verilebilir. Kişi benzer hataları tekrar tekrar deneyimleyerek kendini yıkıma doğru sürüklemektedir. Freud’un kaydettiği bir başka örnek ise Birinci Dünya Savaşı'ndan dönen askerlerin deneyimlediği travmatik olayları rüya yoluyla tekrar etme eğiliminde olmasıdır.
Freud, bu gözlemlere dayanarak insanların yıkım veya ölüm arzusuna sahip olduğunu, ancak yaşam içgüdüsünün bunu büyük ölçüde dengelediği sonucuna varmıştır.
Modern Libido Tanımı
Freud'un çok kapsamlı düşüncelerine rağmen libido kavramı günümüzde genellikle cinsel dürtü, arzu veya isteğe atıfta bulunmak için kullanılmaktadır.
Libido, cinsiyetten bağımsız olarak hormon, öğrenilmiş davranışlar ve beyin fonksiyonu tarafından motive edilir. Hormonal değişiklik, stres veya zihinsel durum gibi farklı etkenlere göre libidoda dalgalanmalar meydana gelebilir.
Libidonun yüksek olması, cinselliğin arzulanmasına sebep olabilir ve kişiyi bu cinselliğin yaşanması için cinsel parter veya mastürbasyon arayışına yöneltebilir. Bu oldukça normal olsa da yaşam kalitesini olumsuz etkileyen aşırı yüksek libido, hormonal bir dengesizliğin veya nörolojik bir bozukluğun belirtisi olabilir. Tam tersi şekilde düşük libido, cinselliğe olan ilginin düşmesine ya da tamamen yok olmasına sebep olabilir. Bu da kişinin yakın ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Teşhis edildikten ve bu sorunun nedeni anlaşıldıktan sonra her iki libido problemi de tedavi edilebilir.
Libidoyu Etkileyen Faktörler
Libido, psikolojik ve fiziksel olmak üzere birçok faktörden etkilenebilir. Bu faktörlere bağlı olarak cinsel arzular bozulabilir veya azalabilir. Erkekler ve kadınlarda farklılık göstermek üzere belirli yaş dönemlerinde libidoda artış veya azalış meydana gelebilir.
Cinsiyet şartlandırılması da libidoyu güçlü bir şekilde etkiler. Örneğin seksin kirli olduğu veya kadınların seks gibi isteklerinin olmaması öğretilen kadınların yüksek bir libidoya sahip olma olasılıkları düşüktür.
Psikolojik Faktörler
Libidoda azalma; mahremiyet eksikliği, stres, dikkat dağınıklığı ve depresyon gibi birçok psikolojik faktörden kaynaklanabilir.
- Cinsel performans kaygısı, erken boşalma ve ağrılı seks, kişinin bu sorunların tekrarlanacağı korkusuyla cinsel ilişkiden kaçınmasına sebep olabilir.
- Zaman ve mahremiyet eksikliği libidonun azalmasına sebep olabilir. İş ve ev hayatının getirdiği sorumluluklar yakınlık ve cinsel ilişki için yeterli bir zaman bırakmayabilir.
- Partnerler arasındaki cinsel uyumsuzluk ve partnerlerin rahat olmadığı bir cinsel ilişki libidonun azalmasına sebep olabilir.
- Stres ve yorgunluk libidoyu etkileyebilir.
- Depresyon gibi zihinsel sağlık problemleri motivasyon eksikliğine, düşük enerjiye ve cinsel ilişkiye karşı isteksizliğe sebep olabilir.
- Cinsel istismar ve saldırı gibi geçmiş travmatik deneyimler cinsel arzuyu etkileyebilir.
Fiziksel Faktörler
Yaşam Tarzı
Çok zayıf olmak, obez olmak veya yetersiz beslenme, hormonlardaki bozulmalar yüzünden düşük libidoya sebep olabilir. Ayrıca sigara, uyuşturucu veya aşırı alkol tüketimi ve yeteri kadar fiziksel aktivite yapmamak libidoyu olumsuz etkileyebilir.
Adet Döngüsü
Kadınların cinsel istekleri adet döngüleri ile ilişkilidir. Regl döneminin ilk gününden östrojen seviyesi yavaş yavaş artış gösterir ve en yüksek seviyeye ovulasyon (yumurtlama) döneminde ulaşır. Bu yüzden birçok kadın ovulasyondan hemen önce yoğun bir cinsel istek duyar. Bazı araştırmalar erkeklerin libido düzeylerinin de kadın partnerlerinin adet döngüsü ile ilişkili olduğunu ileri sürer. Bu yüzden erkekler temelde cinsel kalıplarını partnerlerine uygun şekilde tasarlamıştır.
İlaçlar
Düşük libido doğum kontrol hapları, beta blokerler, SSRI ve diğer antidepresanlar gibi birçok ilaçtan kaynaklanabilir. Bazı araştırmalar hap gibi doğum kontrol yöntemlerinin seks hormon bağlayıcı gloubulin (SHBG) düzeylerini yükselterek kadınlarda düşük libidoya sebep olduğunu göstermektedir. Doğum kontrol yöntemlerinin terk edilmesinden sonra bile SHBG düzeylerinin yüksek kaldığı ve bu yüzden libido üzerinde etkisinin sürdüğü düşünülmektedir.
Sonuç
Özetle libido, bir kişinin cinsel dürtüsünü ve cinsel iştahını tanımlar. Bir kişinin fiziksel sağlığı, ruh hali, beyin işlevi ve hormonal işlevinden etkilenebilir. Libido kişiden kişiye farklılık gösterir ve "normal" bir cinsel dürtünün ne olduğu konusunda kesin bir tanım yoktur.
Bununla birlikte, yüksek libido veya düşük libido sizi rahatsız ediyorsa veya ilişkilere veya cinsel işleve müdahale ediyorsa, sağlık uzmanınızla konuşun. Sebebin psikolojik, fiziksel, patolojik veya farmasötik olmasına bağlı olarak yardımcı olabilecek tedaviler olabilir.
Ayrıca evet, cinsel istek hassas bir konu olabilir. İster libidonuz aşırı yüksekmiş gibi hissedin, ister seks için hiç iştahınız olmasın, sorun hakkında düşünmekten rahatsızlık duyabilirsiniz. Dolayısıyla eşinizle veya sağlık uzmanınızla bunun hakkında konuşmayı istemeyebilirsiniz.
Ancak unutmayın: Hem eşiniz hem de sağlık hizmeti sağlayıcınız size yardım etmekten başka bir şey istemez. Çözüm her zaman basit olmasa da, sorunla yüzleşirseniz ve aranıza mahcubiyet ya da utancın girmesine izin vermezseniz, genellikle yardımcı olabilecek bir tedavi vardır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 11
- 7
- 7
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ H. E. Fisher, et al. (2006). Romantic Love: A Mammalian Brain System For Mate Choice. Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 2173-2186. doi: 10.1098/rstb.2006.1938. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. F. Baumeister, et al. (2004). Is There A Gender Difference In Strength Of Sex Drive? Theoretical Views, Conceptual Distinctions, And A Review Of Relevant Evidence. SAGE Publications, sf: 242-273. doi: 10.1207/S15327957PSPR0503_5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Mayo Clinic. Low Sex Drive In Women - Symptoms And Causes. Alındığı Tarih: 9 Kasım 2022. Alındığı Yer: Mayo Clinic | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Gay. (2006). Freud. ISBN: 9781904435532.
- ^ F. Luton. Libido – Jung’s Concept And Libido Intentionality And Purpose. Alındığı Tarih: 9 Kasım 2022. Alındığı Yer: Frith Luton | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. G. Jung. (2014). Collected Works Of C.g. Jung, Volume 5. ISBN: 9781400850945. Yayınevi: Princeton University Press.
- ^ E. Berne. A Layman's Guide To Psychiatry And Psychoanalysis. ISBN: 9780345309228.
- S. Freud. (1993). Cinsiyet Üzerine. ISBN: 975-468-022. Yayınevi: Say Yayınları.
- S. Freud. (1995). Psikanaliz Ve Uygulama. ISBN: 975-468-033-7. Yayınevi: Say Yayınları.
- S. Freud. (2016). Haz İlkesinin Ötesinde. ISBN: 9789753423007. Yayınevi: Metis Yayıncılık.
- N. Abel‐Hirsch. (2017). The Life Instinct. The International Journal of Psychoanalysis, sf: 1055-1071. doi: 10.1111/j.1745-8315.2010.00304.x. | Arşiv Bağlantısı
- GoodTherapy.. Libido. (8 Kasım 2015). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: GoodTherapy | Arşiv Bağlantısı
- K. Cherry. What Is The Libido In Psychology?. (17 Şubat 2022). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- K. Cherry. What Are Freud's Stages Of Psychosexual Development?. (27 Temmuz 2022). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- S. Mcleod. Freud's 5 Stages Of Psychosexual Development. (5 Şubat 2008). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Simply Psychology | Arşiv Bağlantısı
- G. Kassel. What Are The Psychosexual Stages Of Development?. (20 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Healthline | Arşiv Bağlantısı
- K. Cherry. Freud's Theories Of Life And Death Instincts. (28 Mart 2022). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- Encyclopedia. Life Instinct (Eros). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Encyclopedia | Arşiv Bağlantısı
- Encylopedia. Libido. (11 Mayıs 2018). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Encylopedia | Arşiv Bağlantısı
- New World Encyclopedia. Libido - New World Encyclopedia. Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: New World Encyclopedia | Arşiv Bağlantısı
- Exploring Your Mind. Sigmund Freud: Libido Is About More Than Just Sex. (22 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Exploring Your Mind | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:07:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12188
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.