Lanet Olası Kelimelerin Bilimi: Neden Küfür Ediyoruz @&!?
Bir kelimeyi küfür yapan nedir? Neden küfür ederiz? Küfür ettiğinizde beyninizde ne olur?
George Washington, küfürle ilgili, "Küfretmek veya küfürlü sözler kullanmak o kadar kaba ve alçakça bir harekettir ki, duyar ve karakter sahibi her insanın ondan nefret edip hor göreceği açıktır." derken; oyuncu Mel Brooks ise, "Beni kaba olmakla suçluyorlar. Bense bunun zırva olduğunu düşünüyorum." diyerek o kadar da yanlış bulmadığını belirtiyor.
George Washington gibi küfürsüzlüğe sadakatle bağlı olsanız da, Mel Brooks gibi çekinmeden küfredebilseniz de, insan iletişiminde küfrün yerini yok sayamazsınız. Şimdi kalıplara boyun eğmiş reaksiyoner düşüncelerimizi bir kenara bırakıp, laboratuvar önlüklerimizi giyelim ve bilimin tarafsızlığıyla şu "lanetli" kelimeleri biraz inceleyelim.
***
Uyarı: Aşağıdaki metin, orijinaline sadık kalarak, İngilizce küfürlerin dilimizdeki en yakın ve gerçekçi karşılıkları seçilerek hazırlanmıştır. Küfürlerin doğası gereği, küfürlerden hoşlanmayan okurlarımızı rahatsız edebilecek, cinsiyetçi ve agresif küfürler yer almaktadır. Lütfen bunun bilincinde olarak okumayı tercih ediniz.
***
Bir Kelimeyi Kötü Yapan Şey Nedir?
"Pis" Kelimeler
Bir kelimeyi küfür olarak sınıflandırabilmemiz için gücendirme etkisi olması gerekir. Küfürler genellikle kültürel sınırları aşarak, tabulaşmış konulara girilmesiyle ortaya çıkar. Bu son derece mantıklıdır; çünkü bahsedilen konuyla ilgili kelimelerin, sınırlandırmalardan ötürü kullanılmaması gerekir. Ayrıca bunlar genellikle ölüm, hastalıklar, dışkı gibi kimsenin hoşuna gitmeyen evrensel tabulardan oluşur. Türkçede "sikmek", İngilizcede "fuck", İtalyancada "fanculo", Rusçada "блядь" gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi, bu tabuların başında geleni sekstir.
Fakat bunların yanında, küfürler için tercih edilen temalar kültürler arasındaki farkları da yansıtabilir. Mesela Almanlar seks ve çıplaklık konusunda çok rahatlardır; bu yüzden de genelde küfür ederken bu konuları kullanmazlar. Çünkü söyledikleri kelimenin karşıdakini rahatsız etme ihtimali düşer. Dolayısıyla Almanlar "ficken" sözünden, Türklerin "sikmek" sözünden oldukları kadar rahatsız olmazlar. Almanların küfür tarzı daha gerçekçi ve çoğunlukla "Kacke!", "Mist!" ve dünyaca ünlü "Scheiße!" (Çok sık kullanıldığı için artık "Kahretsin!" gibi zararsız bir hal almıştır.) gibi kaka odaklı şeylerdir.
Bağlam
Küfür için tek kriter, konu değildir. Bağlamın da büyük bir rolü vardır. Seks bir tabu olabilir; fakat jinekolog ofisinde bunun çok da işe yarayacağı söylenemez. Seçtiğiniz kurbanı tıbbi terimlerle aşağılamaya çalıştığınızda kafası karışır ve "Az önce bana üreme organımın başı mı dedin?" gibi bir tepkiyle karşılaşabilirsiniz. Arkadaşlarınızın arasında gelişigüzel ve şakalaşarak küfür ediyor olabilirsiniz; fakat aynı kelimeleri bir iş görüşmesinde sarf ederseniz, son derece aşağılayıcı olacaktır.
Kutsallara Küfür
Asil ve kutsal şeylere edilen küfürler için ayrı bir kategori oluşturulabilir: kutsallara küfür. Mesela "tövbe" veya "cehennemin dibi" gibi kelimeler vaaz sırasında normal şeylerdir; fakat bunları sinirle bağırarak söylediğinizde, öfke ifadesi olabilir. Kızgın bir Quebec'li bir anda, "Criss de calice de tabarnak d’osti de sacrament!" diye sövebilir. "Mesih, kutsal ayin ordusunun tapınak kadehi!" olarak Türkçeye çevrilen bu cümle, bizim için çok bir şey ifade etmese de Kanada Fransızcasında dolu dolu küfür içerir.
#&@%!'ın Gücü
Tıpkı antibiyotikler gibi küfürler de çok kullanıldıkça gücünü yitirebilir. Kablo TV, Amerikan oturma odalarında Tony Soprano ve Al Swearengen'in bir araya getirebileceği kadar çok "lanet olası", "bok", "saksocu" ve "anasını siktiğim" kelimelerine yer verir. Peki bu kelimeler sizi sinirlendiriyor mu, yoksa çok mu fazla televizyon izliyorsunuz?
Televizyonda bu kadar küfür olması Amerikalıların konuşma şeklini mi yansıtıyor, yoksa televizyonda çok küfür olduğu için mi Amerikalılar bu şekilde konuşuyor, bunu söylemek zor. Ne olursa olsun, Amerikalılar bu kelimelere karşı aşılanmış gibiler, hatta belki de tamamen bağışıklık oluşturmuşlar. Tabular değiştiği için bunlarla birlikte küfürlerin de değişmesi gerekiyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu durumun tersini Türkçede görmek mümkün: Ülkemizdeki sanat eserlerinde küfürlü konuşmadan özenle kaçınılması, sokakta tanıklık edilenle taban tabana zıtlık içerisindedir. Yurtdışından getirilen filmlerin altyazılarında da, filmde söylenilen küfrün tam karşılığı verilmez; fazlasıyla yumuşatılır. Buna bağlı olarak, film sektörü ile halk arasında dilsel bir kopukluk yaratıldığı söylenebilir.
"Kahretsin" lafının eskisi kadar yakıcı olmadığı gibi, bazı tabular zamanla kaybolurken toplumsal değişimler yenilerini getirir. ABD'deki insan hakları hareketinden önce kişinin ırkını, inancını, cinsel yönelimini tanımlayan aşağılayıcı sıfatlar, ön yargılı olduğu düşünülmeden herkes tarafından kullanılıyordu. Günümüzde bu kelimeler kesinlikle tabu olarak kabul edilir; fakat bazı olumsuz sıfatlar dilden çıkarılamıyor.
Kullanan kişiye göre anlamı 180º değişen kelimelerden biri, siyahi insanlar için kullanılan "N ile başlayan" kelimedir: "nigger". Nigger sözcüğü, İngilizcede 150 yılı aşkın bir süredir ofansif bir sözcük olarak görülmektedir; ancak özellikle de son birkaç on yıl içerisinde kullanımından tamamen uzaklaşılmış, hatta "n ile başlayan kelime" olarak anılacak kadar tabulaştırılmıştır. Sözcük, siyah derili insanları aşağılamak, onların kölelik statüsüne işaret etmek ve faşist ırkçılığı olumlayan bir doğaya sahiptir. Günümüzde bir beyazın bir siyahi için bu sözcüğü kullanılması, dil yoluyla yaşanabilecek en güçlü gerilimleri tetikleyebilecek örneklerden birisidir; buna karşılık, ilginç bir şekilde, siyahiler arasında sözcüğün kullanımı normal karşılanmaktadır. Ancak siyahiler arasında da sözcüğün kullanımı giderek azalmaktadır.
"Top”, hatta "inek" kelimeleri, "daha az saldırgan" algılanan örneklerdendir. Ancak bunlar da ileride, son derece ofansif hale gelecek biçimde, kültürel bir evrime maruz kalabilir.
Neden Küfür Ederiz?
Mark Twain küfür için, "Bazı durumlarda küfür, inkâr etse de son derece inançlı birini bile rahatlatabilir." diyor.
1) Arınma
Küfretmek çoğu zaman duygusal bir tepkidir. Hayal kırıklığına uğradığımızda, şaşırdığımızda veya sinirlendiğimizde küfür bize duygusal olarak rahatlama imkânı sağlar. Deneylerin gösterdiğine göre küfretmek ayrıca vücudun acı toleransını da artırır. Birleşik Krallık’taki Keele Üniversitesi araştırmacıları bunu test etmek için bir deney düzenledi.[1] Bu deneye katılan gönüllülerden ellerini bir miktar buzlu suya sokmalarını ve dayanabildikleri kadar ellerini suyun içinde tutmalarını istediler.
Katılımcıların küfür ettikleri ve etmedikleri seferler karşılaştırıldığında, küfür ettikleri denemelerde ellerini suda ortalama 40 saniye daha uzun süre tutabildiklerini gördük. Buna ek olarak katılımcılar, küfür ettiklerinde daha az acı hissettiklerini söylediler.
2) Aşağılama, Taciz ve Dışlama
İnsanların başkalarını aşağılamak için tek yolları küfür değildir. Söz gelişi, "Çirkin bir insansın." da aynı görevi görebilir; fakat küfürler bu çitayı biraz daha yükseltir. Ayrıca öfke yoğunluğunu da artırırlar. Mesela sevmediğiniz komşunuza "sütü bozuk şerefsiz" yerine, daha kısa olarak "sikik" derseniz, sizin için daha rahatlatıcı olacaktır.
Lütfen unutmayın, eğer sizi duyamayacak insanlara (TV'deki atletlere, trafikteki taşıtlara vs.) küfür ediyorsanız, bir önceki kategoriye aitsinizdir.
3) Grup Dayanışması
Arkadaşlar arasında küfretmenin önemli bir sosyal işlevi vardır. Aynı sözcükleri kullanmak ve sosyal tabulara karşı durmak, insanların bağlarını güçlendirir. Arkadaşların birbirlerini aşağılama ritüelleri aslında taciz edici değil, aynı gruba ait olduklarının bir işaretidir. Bu bağlamda "sik kafalı" , "bok suratlı" , "kaltak" , "göt" gibi kelimeler, sevgi göstergesi olabilir. İnsanlar aynı cinsiyette ve akran gruplarında, rahat bir atmosfer olduğunda daha rahat küfretme eğilimindedir. İnsanlar en az küfrü genellikle işler gerçekten gerilmeye başladığında ederler.
4) Tarz ve Vurgu
Bir stand-up sanatçısından da duyabileceğiniz gibi, küfürler güçlü araçlardır. İyi yerleştirilmiş küfür, bakır olan komediyi altına dönüştüren bir bileşen olabilir. Küfürle verildiğinden daha iyi verilemeyen vurguyu, küfür yerine eski, basit tabirlerle vermeye çalışan kişiler genellikle ürkek ve çekingen ruhlara sahiptir. Küfür, aksi takdirde sıradan gelebilecek cümlelere önem ve aciliyet katar.
Küfür Neden İlgimizi Çeker?
Beyninize göre küfürler, kelime bile sayılamaz. Çoğu zaman yoğunlaşmış duygu yumaklarıdır. Hatta beynimizde, sıradan kelimelerden farklı bir yerde bulunurlar! Resmî dil, Broca ve Wernicke alanında bulunurken; küfürler, duyguları ve dürtüleri kontrol eden karmaşık sinirsel ağ olan limbik sistemde işlenir. Bu yüzden şiddetli afazi geçiren biri, tüm konuşma yeteneğini kaybetmiş olsa da "hmm" , "evet", "hayır" , "kahretsin" , "sıçtık" gibi kelimeleri kullanmaya devam edebilir.[2] Hatta bu kelimeleri uygun bağlamda kullanmaya da devam edebilir; fakat araştırmacılar bir sayfadan okumasını istediği zaman bunu yapamaz.
Benzer şekilde, Tourette Sendromu da çoğunlukla küfür içerikli tiklerle ilişkilendirilir; halbuki Tourette sendromluların sadece %10-14 civarında kontrolsüz küfür etme davranışı görülür (buna coprolalia denir) ve sendromun tanı kriterleri arasında kontrolsüz küfür etme bulunmaz. Nörologlar, Tourette Sendromu'nda görülen bu küfür etme eğilimi artışının (ama herkeste görülmemesinin), spesifik Tourette Sendromu vakalarında beynin öfke ve siniri kontrol eden amigdala bölgesinin hasar almasından kaynaklandığını düşünmektedir. Sözel bir öfke dışavurumu olan küfür, amigdalanın hasar alması sonucu kontrolsüz bir şekilde çıkıyor olabilir.
Aslında bu nörolojik görüş, tarihte küfrü her ortadan kaldırma girişiminin neden başarısız olduğunu açıklıyor. Duygularla bağlantılı olan kelimeleri engellemek, duyguların kendisini engellemek kadar imkansızdır. İnsan doğasını bilenler, bu lanet şeyin asla yok olmayacağını anlayacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 46
- 22
- 16
- 14
- 11
- 6
- 5
- 5
- 4
- 1
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Babbel Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Stephens, et al. Swearing As A Response To Pain. (9 Ağustos 2009). Alındığı Tarih: 3 Aralık 2020. Alındığı Yer: pubmed | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. V. L. Sidtis. Expletives: Neurolinguistic And Neurobehavioral Perspectives On Swearing. (1 Aralık 1999). Alındığı Tarih: 3 Aralık 2020. Alındığı Yer: ResearchGate | Arşiv Bağlantısı
- N. Wolchover. Why Does Tourette's Make People Curse Uncontrollably?. (12 Temmuz 2011). Alındığı Tarih: 6 Aralık 2020. Alındığı Yer: NBC News | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:15:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9656
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.