Ksantoma Nedir? Ksantomlar Hastalık Belirtisi mi ve Tedavi Edilebilir mi?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
- Türkçe Adı Ksantoma
- İngilizce Adı Xanthoma
- Latince Adı Xanthoma
- OrphaNet
Ksantomlar, bir organ sistemi içinde lokalize lipit birikintileridir. Her ne kadar başlangıçta genellikle iyi huylu olsalar da, uzun vadede çoğu zaman genellikle sistemik hastalıkların önemli bir belirtisidirler. Altta yatan sistemik durumla ilişkili yüksek morbidite ve mortaliteden kaçınmak için derhal teşhis ve tedavi edilmelidir. Bu lezyonlar ilk olarak 1900'lerin başında, lipid metabolizması ile ilişkilerinin ortaya konması sonucunda tanımlanmıştır.[1]
Lipidler (yani yağlar), insanların temel besinlerinin arasında yer alan, tüm canlıların yapısında bulunan organik bileşiklerdir. Lipidler diyetle fazla alındığında, yağ dokusu içerisinde depolanırlar. Fazla alınan karbonhidrat ve proteinler de vücutta yağa dönüştürülerek depolanmaktadırlar. Deri altında ve organların çevresinde depolanan yağlar, canlıyı soğuktan ve darbelerden korur.
Kanda lipid profillerinin aşırı yükselmesine hiperlipidemi denilmektedir. Yağ, şeker ve sodyum içeriği yüksek ultra işlenmiş besinlerle beslenme ve beraberindeki hiperlipidemi tablosu damarlarda tıkanmalara ve koroner hastalıklar başta olmak üzere kronik hastalıklara neden olabilmektedir. Hiperlipidemiye bağlı gelişen ksantoma adı verilen deri lezyonları, hiperlipideminin ciltte görülebilen bir semptomudur.
Klinik bir konu olarak ksantomlar; genel tıp, pediatri, dermatoloji ve cerrahi dahil olmak üzere birçok disiplini aynı anda ilgilendirir. Patofizyolojileri ve nasıl yönetilecekleri, güncel literatürde büyük ilgi uyandırmıştır. Esasında ksantomlar insan vücudunun tüm anatomik bölgelerinde ve organ sistemlerinde görülebilirler, ancak deri ve deri altı dokusuna doğru bir eğilim gösterme eğilimindedirler. Bu lezyonların doğal seyri ve yayılma biçimleri, bunların varlığından sorumlu olan, altta yatan spesifik sistemik hastalıkla yakından ilişkilidir.
Belirti ve Semptomlar
Ksantomalar genellikle deride bulunan histiyosit adı verilen hücrelerde lipid birikimleri sonucu oluşur. Kanda normal lipid seviyeleri veya hiperlipidemi ile görülebilmektedir. Deri altında biriken yağa ksantoma adı verilirken göz kapağında biriken yağa ksantelazma denilmektedir. Yağların birikimi vücudun herhangi bir bölgesinde görülebilir. Renkleri sarı ve turuncu olabilmektedir. Ksantomaların tipik olarak görüldüğü bölgeler şunlardır:[2]
- Eklemler, dizler, dirsekler
- Ayaklar
- Eller
- Kalça
Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri
Ultra işlenmiş besinlerden zengin beslenme; aşırı alkol tüketimi; yetersiz fiziksel aktivite; obezite, diyabet gibi kronik hastalıklar hiperlipidemi ve ksantoma oluşum riskini arttırabilmektedir.
Hiperlipidemi, kanda yağların yükselmesi anlamına gelir. Hiperlipidemi, ksantoma oluşumu için bir risk faktörüdür; ancak hiperlipidemi veya hiperkolesterolemisi olan tüm hastalarda ksantom gelişmez.[3] Bununla birlikte, ksantomatöz lezyonların varlığı, bu metabolik durumların benzersiz ve önemli bir klinik göstergesi de olabilir.[4]
Hperlipidemi, lipid metabolizmasının primer bozukluğu şeklinde veya sekonder bozukluğa bağlı görülebilmektedir. Primer bozukluklar tek başına kolesterol yüksekliği, depo yağ çeşiti olan trigliserit yüksekliği veya iki durumun kombinasyonu şeklinde seyredebilmektedir. Sekonder bozukluklar ise diyabet, böbrek hastalıkları, tiroid hastalıkları, alkolizm, kronik karaciğer hastalıkları, protein yapı bozuklukları ve bazı ilaçların uzun süre kullanımları sonucu ortaya çıkabilmektedir. Beslenme alışkanlıklarına bağlı oluşabileceği gibi hiperlipideminin genetik formları da görülmektedir.
Hiperlipidemili hastalarda, dolaşımdaki lipoproteinler vasküler endotelyal hücreler arasında nüfuz ederek dermis, deri altı dokular ve tendonlarda birikirler. Doku makrofajları tarafından fagositoz daha sonra bu birikintilerin lipid bileşenlerinin bu bölgelerden uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Bu mekanizmanın, ksantomlarda bulunan karakteristik "köpük hücrelerin" kaynağı olduğu bildirilmektedir.
Teşhis Yöntemleri
Sitoplazmalarında lipid birikmiş makrofajlardan oluşan köpüksü hücrelerin histopatolojik incelemelerde görülmesi ksantoma teşhisindeki ana bulgudur. Ksantomalar uzmanlar tarafından fiziki muayenede kolayca fark edilebilirler.[5]
Ksantomlu hastaların ilk klinik değerlendirmesinde hem bölgesel hem de sistemik hastalığa odaklanmalıdır. Lokorejyonel lezyonlar söz konusu olduğunda, ksantomun teşhisini yapmak için genellikle bir klinik muayene yeterlidir. Bu hastalarda radyografiler tipik olarak normaldir. Tendinöz ksantomlar için ultrason çalışması yapılabilir; ayrıca manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi ileri görüntüleme teknikleri, ayırıcı tanıları ekarte etmek ve cerrahi planlama için yardımcı olabilir. Ksantom tanısı konulduktan sonra, eş zamanlı olarak sistemik bir çalışma da yapılmalıdır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ailesel hiperkolesterolemi gibi morbid durumların erken teşhis edilmesi, tedavideki gecikmeleri önleyebilir. Bu nedenle, tedavi eden klinisyen tarafından yapılacak çalışma, plazma trigliseritleri, plazma kolesterolü, serum LDL ve yüksek yoğunluklu lipoproteinleri (HDL) içeren laboratuvar araştırmalarını içermelidir. Bu testler, tercihen açlık koşullarında ve yerel laboratuvar tarafından öngörülen diğer toplama ve işleme standartlarına göre yapılmalıdır.[6] Diffüz düzlem ksantomlar veya palmar kırışık ksantomlar gibi spesifik klinik sunum paternleri, bu tür bulgularla ilişkili bilinen patognomonik durumlar için araştırmayı garanti etmelidir. Metabolik sendrom için yapılan çalışmanın bir parçası olarak, belirtildiği gibi kan şekeri ve hemoglobin A1c de yapılabilir.
Ayırıcı Tanı
Literatürde olağandışı sterol birikintileri tarafından üretilen nadir ksantom vakaları bildirilmiştir. Bunlara, serebrotendinöz ksantomatozis (kolestanol birikimi) ve beta-sitosterolemi de dahildir.[7] Bu hastalarda ayrıca aterosklerotik yük insidansı daha yüksektir; bu nedenle hem lokal hem de sistemik hastalığın dikkatli yönetimi esastır.[8]
Tedaviler veya İdare Yöntemleri
Ksantomaların tedavisi primer hastalığın tedavisi şeklindedir. Erken tedavi ile hiperlipidemi düzeltilir ve deri lezyonları geriye çekilir. Medikal tedavi yeterli olmazsa cerrahi veya lazer gibi farklı yöntemler uygulanabilir.
Lipid bozuklukları tedavisinde farmakolojik ajanlar kadar farmakolojik olmayan tedavi yöntemlerinin de önemi büyüktür. Diyetin düzenlenmesi hiperlipidemi tedavisinin önemli bir parçasıdır. Hiperlipidemi tedavisinde birinci basamak beslenme tedavisinin adımları şunlardır:
- Kolesterolün diyetle günlük alımı 300 mg ile sınırlandırılır.
- Doymuş yağ alımı toplam enerjinin %10'uyla, toplam yağ alımı ise %30'uyla sınırlandırılır.
Bu yöntemlerle istenilen hedeflere ulaşılamazsa ikinci basamağa geçilir. İkinci basamaktaki adımlar şunlardır:
- Kolesterolün diyetle günlük alımı 200 mg ile sınırlandırılır.
- Doymuş yağ alımı toplam enerjinin %7'siyle sınırlandırılır.
Trigliseritleri yüksek olan hastaların diyetlerinde basit şeker alımı da diyetisyen yardımıyla kısıtlanmalıdır. Eğer hastada obezite mevcutsa, obezitenin tedavisi ile hastanın lipid değerleri düzeltilebilir. Şiddetli hiperlipidemide yaşam tarzı değişiklikleri ve farmakolojik tedavi esastır. Kardiyovasküler risklerin azaltılması amacıyla sigaradan uzak durulmalı, gerekliyse diyetisyen eşliğinde ağırlık kaybı sağlanmalıdır. Kişiye özel egzersiz planlanarak fiziksel olarak aktif kalınmalıdır.[9]
Aşil tendonu gibi lezyon eksizyonundan sonra yara iyileşmesinin zor olabileceği alanlarda, dikkatli yumuşak doku yönetimi uygulamak ve yara kapatma tekniklerini optimize etmek (olası flep kullanımı dahil) zorunludur.[10] Tıbbi yönetimde birincil amaç, hastanın lipid profilini optimize etmektir. HMG-CoA redüktaz inhibitörleri bu konuda oldukça başarılı olmuştur ve bir yandan potansiyel olarak ksantomatöz lezyonların boyutunu azaltırken diğer yandan hiperlipidemiyi kontrol etme gibi ikili bir yarara da sahiptir.[11]
İlginç bir şekilde, karaciğer nakli ve plazmaferez sonrasında daha küçük ksantomların spontan rezolüsyonuna ilişkin raporlar da bulunmaktadır. Bu bulgular, sistemik hastalığı kontrol etmenin birincil hedef olarak önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu metabolik hastalıkların tedavisinde daha yeni tedavi seçenekleri ortaya çıkmıştır. Örneğin proprotein konvertaz subtilisin/kexin tip 9 genine karşı monoklonal antikorların, ailesel hiperkolesterolemide etkili ajanlar olduğu bulunmuştur.[4] Ksantoma disseminatum'un 2-klorodeoksiadenozin ile tedavisi, son zamanlarda çeşitli raporlarda oldukça etkili olarak açıklanan bir başka umut verici ajandır.[12]
Komplikasyonlar
Ksantomların yönetimindeki yan etkiler genellikle sistemik tedavi ile ilişkilidir. Örneğin, HMG CoA redüktaz inhibitör tedavisinin kullanımı iyi bilinen bir yan etki profiline sahiptir. Bu yan etkiler, daha yaygın olarak bildirilen statin ile ilişkili kas semptomlarından (hastaların %10'una kadar olan hafif miyalji dahil), rabdomiyoliz ve nekrotizan otoimmün miyopati gibi daha nadir fakat daha çok korkulan komplikasyonlara kadar uzanır.[13]
Bu nedenle, ksantomlu hastalar için sistemik tedavi, bu tür ilaçların olumsuz etkilerini tanıyabilen ve yönetebilen bir sağlayıcı tarafından başlatılmalı ve yakından yönetilmelidir. Ksantomatöz lezyonların eksizyonundan kaynaklanan cerrahi komplikasyonlar da iyi tanımlanmıştır. Tendinöz ksantomlar, gecikmiş yara iyileşmesi açısından yüksek risk altında olduğu iyi bilinen bölgelerde gelişme eğiliminde olduğundan, yara komplikasyonlarını ve lokal nüksü önlemek için dikkatli cerrahi planlama şarttır.
Müddet Tahminleri (Prognoz)
Ksantomlu hastalarda elde edilen klinik sonuç, çeşitli faktörlere bağlıdır. En önemlisi, altta yatan sistemik hastalığın uygun şekilde yönetilmesidir. Bu hastalarda, homozigot ailesel hipokolesterolemi gibi altta yatan bazı sistemik hastalıklar, erken ve yüksek ölüm oranlarına sahip olabilir. Diğer hastalar, hayatta kalma oranlarında önemli gelişmeler sağlayabilen yaşam tarzı değişiklikleri ve sistemik tedavilerle yönetilebilir. Lokal hastalık açısından, daha küçük ksantom lezyonlarının çoğu ya boyut olarak küçülebilir ya da etkili sistemik tedavi ile tamamen düzelebilir. Boyutları veya anatomik yerleşimleri nedeniyle semptomatik olan lokal lezyonlarda, dikkatli cerrahi planlama ile eksizyon sonrası nüks en aza indirilebilir. Kısmi rezeksiyon veya kitle küçültme, bu lezyonlarda çok yüksek nüks oranı ile ilişkilendirilmiştir.[6]
Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)
Ksantomlar herhangi bir yaşta ortaya çıkabilse de, tipik olarak ailesel hiperkolesterolemi gibi predispozan sistemik durumları olan hastaların ikinci on yılında ortaya çıkma eğilimindedirler.[4] Ailesel hiperkolesterolemili geriatrik hastaların yaklaşık %75'inde tendinöz ksantoma olduğu gösterilmiştir.[14] İsviçre'deki bir oftalmoloji bölümünde yapılan ve göz kapaklarında oluşan 5504 iyi huylu kutanöz neoplazmasının geniş bir retrospektif çalışmasında, yaklaşık %6'sının ksantolazma olduğu bulunmuştur.[15] Ksantomlar sıklıkla çeşitli sistemik hastalıklarla ilişkili olduğundan, bu lezyonların prevalansı doğal olarak bu durumların prevalansı ile bağlantılıdır.
Önlem Yöntemleri
Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını edinmek ve düzenli egzersiz yapmak hiperlipidemi ve ksantoma oluşumunda önleyici olabilir. Kırmızı et tüketiminin azaltılması; beyaz etin derisiz ve yağsız kısımlarının tercih edilmesi; sosis, sucuk ve salam gibi işlenmiş ürünlerden uzak durulması; omega-3 gibi sağlığı iyileştirici yağların diyette arttırılması; haftada 2-3 kere balık tüketilmesi; basit şekerler yerine tam tahıllı karbonhidrat kaynaklarının seçilmesi; her gün taze sebze ve meyve tüketilmesi; liften zengin kurubaklagillerin düzenli olarak diyete dahil edilmesi; kızartma yerine haşlama, ızgara ve fırın gibi sağlıklı pişirme yöntemlerinin tercih edilmesi ve mümkün oldukça yemeklerin evde pişirilmesi hiperlipideminin önlenmesindeki beslenme tarzı değişiklikleridir.
Etimoloji
Ksantom, Yunancada "sarı" anlamına gelen "xanthos" kelimesinden gelmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ J. McFarland, et al. (1904). Histologic Studies Of Xanthoma. The Journal of Medical Research, sf: 69. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. SEREL, et al. (2003). Ksantomlar: Eksizyon Gerçekten Gerekli Mi?. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, sf: 1. doi: 10.1501/Tipfak_0000000046. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Ö. YILMAZ. (2019). Hiperlipidemi Ve Beslenme. Türkiye Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi, sf: 72-82. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c H. Mabuchi. (2017). Half A Century Tales Of Familial Hypercholesterolemia (Fh) In Japan. Journal of Atherosclerosis and Thrombosis, sf: 189-207. doi: 10.5551/jat.RV16008. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. S. Karadağ, et al. (2021). Tuberous Xanthoma: A Case Report. Galenos Yayinevi, sf: 36-38. doi: 10.4274/dermatoz.galenos.2021.70188. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. Bell, et al. (2021). Xanthoma. StatPearls Publishing. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. B. Myrie, et al. (1993). Sitosterolemia. GeneReviews. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D. Cruz, et al. (1988). Dermal, Subcutaneous, And Tendon Xanthomas: Diagnostic Markers For Specific Lipoprotein Disorders. Journal of the American Academy of Dermatology, sf: 95-111. doi: 10.1016/S0190-9622(88)70157-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. D. ÇAKMAK, et al. (2018). Eruptif Ksantomla Ortaya Çıkan Tip 2 Diabetes Mellitus Ve Obeziteli Bir Ağır Hipertrigliseridemi Olgusu. Türkiye Diyabet ve Obezite Dergisi, sf: 125-128. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. J. Fahey, et al. (1973). Xanthoma Of The Achilles Tendon. Seven Cases With Familial Hyperbetalipoproteinemia. The Journal of bone and joint surgery. American volume. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Lind, et al. (2004). Autosomal Recessive Hypercholesterolaemia: Normalization Of Plasma Ldl Cholesterol By Ezetimibe In Combination With Statin Treatment. Wiley, sf: 406-412. doi: 10.1111/j.1365-2796.2004.01401.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Tuan, et al. (2019). Xanthoma Disseminatum Effectively Treated With 2-Chlorodeoxyadenosin (Cladribine): A Chinese Case Series And Mini Review Of The Literature. European Journal of Dermatology, sf: 538-539. doi: 10.1684/ejd.2019.3629. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. D. Thompson, et al. (2016). Statin-Associated Side Effects. Journal of the American College of Cardiology, sf: 2395-2410. doi: 10.1016/j.jacc.2016.02.071. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. G. Tsouli, et al. (2005). Pathogenesis, Detection And Treatment Of Achilles Tendon Xanthomas. Wiley, sf: 236-244. doi: 10.1111/j.1365-2362.2005.01484.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Deprez, et al. (2009). Clinicopathological Features Of Eyelid Skin Tumors. A Retrospective Study Of 5504 Cases And Review Of Literature. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 256-262. doi: 10.1097/dad.0b013e3181961861. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 15:26:57 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12147
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.