Kör İnsanlar Ne Görürler? Bilim ve Teknoloji, Körlere Görüş Yetisini (Geri) Verebilir mi?
Görme yetisine sahip insanlarla, kör insanların dış dünyayı deneyimleyiş şekillerinin aynı olup olmadığı yaygın bir merak konusudur. Ancak “Kör insanlar ne görür?” sorusunun tek bir cevabı yoktur. Çünkü körlüğün çeşitli dereceleri vardır. Ayrıca görme eylemini asıl gerçekleştiren ve bunu veriye dönüştüren organ beynimiz olduğundan, bir insanın doğuştan mı yoksa sonradan mı görüş yetisini kaybettiği de önemlidir.
Kör İnsanlar Aslında Ne Görüyorlar?
Doğuştan Körlük
Hayatı boyunca çevrelerini hiç görsel olarak algılamamış insanlar, göremezler. Doğuştan kör olan Samuel, kör insanların siyahlık gördüğü algısının yanlış olduğunu, deneyimlerini karşılaştırabilecekleri bir şey olmadığını söylüyor. “Yalnızca hiçlik.” diyor.
Eğer körlüğün "her şeyi siyah olarak algılamak" olduğunu sanıyorsanız, bu büyük bir yanılgıdır. Örneğin siz, iki gözünüzü yumduğunuzda körlüğü deneyimlediğinizi sanabilirsiniz; ancak gözlerinizi yumduğunuzda, "görme" fonksiyonunuzu yitirmezsiniz; sadece gözünüzün önüne göz kapaklarınız gelir ve dışarıdan gelen ışığı kısmen bloke ederler. Bu nedenle, dışarıdaki ışığın şiddetine bağlı olarak siyah, pembe, kırmızı renklerde görebilirsiniz. Ancak önemli olan budur: Halen görebiliyorsunuz!
Körler, siyah görmezler; çünkü bir şeyin "siyah" olduğunu anlamak için, onu görebilmeniz gerekir. Siyah, görünür dalga boyundaki bütün renklerin soğurulması sonucunda gördüğümüz "renktir" ve ışığı veya noksanlığını algılayamayan biri, kırmızıyı bilemeyeceği gibi, siyahı da bilemezler. Körler, siyah görmezler; çünkü hiçbir şey göremezler.
Görebilen biri, bunu şöyle düşünebilir: İki gözünüzü birden kapatmak yerine, bir gözünüzü kapatın ve diğer gözünüzle bir şeye odaklanın. Kapalı gözünüz ne görüyor? Hiçbir şey! Bu ilginçtir; çünkü bir gözünüz çalıştığı için, beyin ikinci gözden gelen ve hiçbir işe yaramayan bilgiyi görmezden gelir, sadece tek göze odaklanır. Bu da, her iki gözünüzü de kapatarak beyninizi mecburen "siyah" olarak da olsa görmeye zorlamak yerine, bir gözünüzle gerçekten "hiçbir şey görememenize" neden olur. İşte körlük deneyimi, az çok böyle bir şeydir. Kör bir insanla görüşünüzü karşılaştırmak için bir diğer yol da, dirseğinizle ne gördüğünüzü düşünmektir. Bunların her ikisi de size gerçek bir körlük deneyimi yaşatamaz; ancak en azından daha isabetli bir fikir verebilir.
Sonradan Gelişen Tamamen Körlük
Görme yetilerini kaybeden insanların farklı deneyimleri olur. Bu kişiler, renk algısına sahiplerdir; ancak gözleri (veya beyinleri veya her ikisi de) bu veriyi artık işleyememektedir. Buna bağlı olarak, sonradan gelişen tam körlüğe sahip bireylerin bazıları bunu, bir mağaranın içinde olduğu gibi tamamen karanlık görmeye benzetir. Bazı insanlar ise "kıvılcımlar" adını verdikleri ışık parçacıkları görebilir ya da tanımlayabildikleri şekilleri, rastgele biçimleri, renkleri, ışık parlamalarını gerçekçi halüsinasyonlar olarak deneyimleyebilirler. Bu “görüş”ler, Charles Bonnet Sendromu'nun (CBS) belirtilerindendir. CBS, geçici veya kalıcı olabilir. Bir akıl hastalığı değildir ve beyindeki herhangi bir hasarla ilintisi yoktur.
Tam körlüğe ek olarak, bir de fonksiyonel körlük vardır. Fonksiyonel körlüğün tanımları ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. Birleşik Devletler'de daha iyi olan gözün gözlükle birlikte görüşünün 20/200'den kötü olması durumu, fonksiyonel körlük olarak kabul edilir. 20/200 gibi görüş becerisi sayıları şu anlama gelir: Normal görüşe sahip bireylerin ikinci sayı kadar uzaktan (bu örnekte 200 feet, yani 60 metre uzaktan) gördükleri detayları, birinci sayı kadar uzaktan (bu örnekte 20 feet, yani 6 metre uzaktan) görebilmek demektir. İlk sayı, ikinci sayıdan küçükse, görüşünüz sorunlu demektir. Dünya Sağlık Örgütü görüş keskinliğinin 3/60'dan kötü olması durumunu körlük olarak tanımlar. Fonksiyonel körlüğü olan insanların ne gördükleri, körlüklerin şiddetine ve görme bozukluklarına bağlıdır.
Yasal Körlük
Bir insan, büyük boyutlardaki eşyaları ve insanları görme kabiliyetine sahip olabilir; ancak bunlar odak dışıdır. Yasal olarak kör olan bir insan renkleri görebilir veya belirli bir uzaklıkta odaklı olarak da görebilir. Diğer vakalarda renk keskinliği tamamen kaybedilebilir ya da görüş tamamen bulanıklaşabilir. Yasal körlükte deneyimler epey farklılaşabilir. 20/400'lük bir görüşe sahip olan Joey, şöyle diyor:
Sürekli neon benekler görüyorum ve bunlar, hep hareket halinde. Sürekli renk değiştiriyor.
Işık Algısı
Işık algısını kaybetmemiş bir insan, net şekiller görüntüleyemez; ancak ışıkların açık mı kapalı mı olduğunu söyleyebilirler.
Tünel Görüşü
Bu kişiler görüş, nispeten normal olabilir ama yalnızca belli bir alan içerisindedir. Tünel görüşü olan bir insan 10 derecelik bir koninin dışında nesneleri göremez.
Kör İnsanlar Rüyalarında Görürler mi?
Kör olarak doğmuş bir insan rüya "görür" (rüya "deneyimler" demek daha doğru olur); ancak görüntüler görmez. Rüyalar; sesler, dokunsal bilgi, kokular, tatlar ve hisler içerebilir. Diğer yandan, eğer bir insan görme yetisini sonradan kaybettiyse, rüyalar görüntü içerebilir. Görme bozukluğu (yasal körlük) olan insanlar rüyalarında görebilirler.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Nesnelerin rüyalardaki görüntüsü, körlük türüne ve görme geçmişine göre değişir. Çoğunlukla rüyalardaki görüş kişinin hayatı boyunca sahip olduğu görüş aralığıyla karşılaştırılabilir. Örneğin renk körlüğü olan biri, birden bire rüyalarında yeni renkler görmeye başlamayacaktır. Görme yetisini zamanla kaybetmiş olan bir insan, mükemmel bir netlikte de rüya görebilir, mevcut görüşünün netliğinde de.
Görme yetisine sahip, kontakt lens kullanan insanlar da yaklaşık olarak bu şekilde rüya görürler. Bir rüya mükemmel bir netlikte olabilir de olmayabilir de. Bütün bunlar, zamanla edinilen deneyimlere bağlıdır. Kör olan ama Charles Bonnet Sendromu'ndan ötürü ışık parlamalarını ve renkleri algılayabilen bir insan bu deneyimleri rüyalarına dahil edebilir.
İlginç bir şekilde, REM uykusunda görülen hızlı göz hareketi, bazı kör insanlarda rüyalarında görüntü görmeseler bile gözlemlenmektedir. Hızlı göz hareketinin görülmemesi durumu daha çok doğuştan kör veya küçük yaşta görme yetisini kaybetmiş insanlarda gözlemlenir.
Görme ve Görsel Algı
Görme olayı, cisimden gelen ışının korneadan ve ardından göz bebeğinden geçmesi ile merceğe ulaşan ışınlar mercekte kırılması ve camsı cisim (göz yuvarlağı içindeki jelsi sıvı) adını verdiğimiz kısımdan geçerek sarı benekte bulunan reseptörler tarafından alınması sonucu oluşur. Işınlar retinaya ters düşer, dolayısıyla da görüntü terstir. Her iki gözden çıkan optik sinirler beyin korteksindeki optik kiyazmada birleşir ve sol tarafla ilgili görüntüler beynin korteksinin sağ yanına sağ tarafla ilgili bilgilerse sol yanına iletilir, cismin düz ve renkli görüntüsü oluşur. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Işığı Görsel Olmayan Şekilde Algılamak
Görüntüler üreten bir görme biçimi olmasa da bazı tamamen kör insanlar ışığı görsel olmayan bir şekilde algılayabilirler. 1923'te Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olan Clyde Keeler’in yönettiği bir araştırma projesinde, bu konuda kanıtlar toplanmıştır.
Keeler, bir mutasyondan dolayı gözlerinde retinal fotoreseptör olmayan fareler yetiştirmiştir. Fareler, görmek için gerekli olan çubuk ve koni hücrelerine sahip olmasalar da göz bebekleri ışığa tepki vermiştir ve gece gündüz döngüsüyle kurulan sirkadiyen ritimlerini sürdürmüşlerdir. Seksen yıl sonra bilim insanları, insan ve farelerin gözlerinde "ışığa duyarlı retinal ganglion hücreleri" (ipRGCs) isimli özel hücreleri keşfettiler.
Işığa duyarlı retinal ganglion hücreleri, retinanın kendisine değil, retinadan beyine sinyaller yollayan sinirlerde bulunurlar. Hücreler, görüşe katkı sağlamasa da ışığı fark edebilirler. Bundan dolayı eğer yalnızca bir göz bile ışık alırsa (görebilen yada göremeyen), teorik olarak karanlık ve aydınlık ayrımı yapılabilir.
Körlüğe Karşı Geliştirilen Yetenekler ve Kolaylaştırıcı Uygulamalar
İnsanlar birçok nedenle görme yetisini kaybedebilirler. Görme yitisini yetirenler veya görme zorluğu çekenler için, onların hayatını kolaylaştırabilmek için geliştirilmiş bazı cihazlar ve uygulamalar vardır. Ayrıca biyolojik esneklik de körlükle mücadelede bir araç olarak kullanılabilmektedir.
1. İnsan Ekolokasyonu
Körlük birçok, beyin bölgesinin yeniden düzenlenmesine neden olabilmektedir; ancak bu değişikliklerin altında yatan mekanizma ve doğası hala belirsizdir.[1]Buna bağlı olarak kör bireyler, farklı duyu organlarını kullanarak körlükten kaynaklı duyusal ve bilişsel eksiklikleri tamamlayabilirler. Bunun en sıra dışı örneklerinden biri, yarasa, balina ve yunus gibi diğer memeli hayvanlarda da görülen ekolokasyon becerisidir.
İnsan ekolokasyonu bireyin cismin konumunu cisimden gelen yankı ile tespit etmesi şeklinde bir kabiliyettir. Kişi ses dalgalarını ağzı ile, ayak sesleri ile ya da beyaz baston (görme engelliler için üretilmiş baston, özellikle geceleri daha iyi fark edilebilmelerini sağlar) ile oluşturup yankı yardımı ile cismin konumu ve şeklini saptayabilir.
Bu tür duyusal değişimleri pekiştirmek (duyusal ikame), nöroplastisite sayesinde mümkün olmaktadır. Nöroplastisite, beynin çeşitli duyusal deneyimlere yanıt olarak kendini yeniden düzenleme yeteneğidir. Nöroplastisite, hem bu yapıyı hem de işlevi değiştirme ve uyarlama yeteneğini ifade eden kapsayıcı bir terim olarak ele alınabilir. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
2. Braille Alfabesi ve Yenilenebilir Braille Ekranı
Braille alfabesi, görme engelli kişilerin kullandığı bir yazı sistemidir. Elektronik bir cihaz olan yenilenebilir Braille ekranı (Braille terminali) ise görme engelli bireylerin bilgisayar kullanabilmesini sağlamak için geliştirilmiş bilgisayar ekranı metin çıktısının okunmasını sağlayan bir cihazdır.
3. Ekran Okuyucular
Ekran okuyucular, ciddi görme bozukluğu olan ya da kör kişilere oldukça yardımcı olan yazılımlardır. Bunlardan birkaçını sıralayacak olursak:
- Non-Visual Desktop Access (NVDA): Ücretsiz ve açık kaynaklı bir yazılım olan NVDA, Windows kapasitesi açısından en iyi ekran okuyuculardan biri kabul edilir.
- Job Access with Speech (JAWS): Windows PC platformu için tasarlanmıştır, yoğun bellek kullanır. En popüler ekran okuyucudur.
- Apple Voice-Over: Kurulum gerektirmeyen VoiceOver, Apple ürününe dahil ve ücretsizdir.
- Orca: Ücretsiz olan Orca, Linux işletim sistemini kullanır.
4. BrainPort
Beyin-bilgisayar arayüzleri, insan beyni ile bilgisayarlı bir ortam arasında doğrudan bağlantı sağlamayı amaçlar. BrainPort, bilgisayar ortamından insan beynine doğrudan bir bağlantıyı destekleyen ve bunu cerrahi işlem gerektirmeyen bir şekilde yapan bir beyin bilgisayar arayüzüdür.
Dilin elektrotaktil uyarımı (cilt üzerine duyusal sinirleri uyarmak için elektrik akımı uygulanması) ile beyne anlamlı bilgiler sunar. Dil yüzeyinde bulunan doğal mekanik alıcılar ve serbest sinir uçları ekranın içeriğini okuyabilir, bilgiyi kodlayabilir ve ardından beyne dokunsal görüntü olarak aktarabilir. Bu elektrotaktil görüntü sayesinde kişi bir çok görsel algılama ve tanıma görevini çözebilir.
Dr. Paul Bach-y-Rita tarafından yönetilen 35 yıllık bir araştırmanın sonucu olan BrainPort beyin esnekliği (plastisite) ve duyusal ikamenin bir kombinasyonudur. Duyusal ikame bir duyusal uyarı tipinin özelliklerinin başka bir duyusal uyarı tipinin uyaranlarına dönüştürülmesidir. Duyusal ikame cihazları (İng: "Sensory Substitution Devices" veya kısaca "SSD") ise bu uyarı dönüşümlerinin gerçekleşmesini sağlayan cihazlardır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Siyah bir renk midir?
- Doğuştan körler ne görür?
- Doğuştan Kör bireyler rüyalarında kafalarında kurabilecekleri kalıpları görebilir mi?
- 49
- 21
- 14
- 10
- 9
- 7
- 6
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: ThoughtCo | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Thaler, et al. (2011). Neural Correlates Of Natural Human Echolocation In Early And Late Blind Echolocation Experts. PLOS One. | Arşiv Bağlantısı
- J. Oldman. 10 Free Screen Readers For Blind Or Visually Impaired Users. Alındığı Tarih: 16 Nisan 2021. Alındığı Yer: Usability Geek | Arşiv Bağlantısı
- L. Watson. What Is A Screen Reader?. Alındığı Tarih: 16 Nisan 2021. Alındığı Yer: nomensa | Arşiv Bağlantısı
- Y. Danilov, et al. (2006). Brainport: An Alternative Input To The Brain. Journal of Integrative Neuroscience, sf: 537-50. doi: 10.1142/S0219635205000914. | Arşiv Bağlantısı
- E. S. Amit. (2021). Neuroplasticity In The Blind And Sensory Substitution For Vision. ResearchGate. doi: 10.13140/2.1.2640.2247. | Arşiv Bağlantısı
- G. Thompson. Screenreader Comparisons. (30 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2021. Alındığı Yer: Perkins eLearning | Arşiv Bağlantısı
- P. B. y Rita. (1996). Nonsynaptic Diffusion Neurotransmission And Brain Plasticity. Sage Publications. doi: 10.1177/107385849600200511. | Arşiv Bağlantısı
- C. Poirier, et al. (2007). What Neuroimaging Tells Us About Sensory Substitution. Science Direct. doi: 10.1016/j.neubiorev.2007.05.010. | Arşiv Bağlantısı
- P. Voss, et al. (2017). Dynamic Brains And The Changing Rules Of Neuroplasticity: Implications For Learning And Recovery. NCBI. doi: 10.3389/fpsyg.2017.01657. | Arşiv Bağlantısı
- K. A. Kaczmarek, et al. (1991). Electrotactile And Vibrotactile Displays For Sensory Substitution Systems. PubMed. doi: 10.1109/10.68204. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:57:10 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9696
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.