Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Ekim 2019 14 dk.

2019 Nobel Fizyoloji/Tıp Ödülü, hücrelerimizin oksijen düşüklüğü olarak bilinen hipoksiye nasıl tepki verdiğiyle ilgili araştırmaları nedeniyle Sir Peter Ratcliffe, Gregg Semenza ve William Kaelin'e verildi. Ekip, hücrelerin hipoksiye verdiği tepkinin moleküler mekanizmalarını açıklamayı başardılar.

O zaman soralım: Nefesinizi en fazla ne kadar tutabilirsiniz? 30 saniye? 1 dakika? 2 dakika? İsterseniz deneyin!

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İşte Bilim
İşte Bilim
3,047 UP
5 gün önce
Satürn o kadar hafiftir ki, dev bir okyanusa konulsaydı batmazdı.
Satürn esas olarak hidrojen ve helyum gibi hafif gazlardan oluşur. Yoğunluğu suyun yoğunluğundan daha azdır (yaklaşık 0.69 g/cm³). Elbette böyle bir okyanus evrende yok, ama bu, Satürn'ün ne kadar "kabarık" bir gezegen olduğunu gösteren eğlenceli bir fiziksel gerçektir.

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Leman Zeynep Bakkal
Yazar 16 Ekim 2023 3 dk.

Hayvan etinin tüketiminden kaçınılması yüzlerce yıldır etik, dini, çevresel ve sağlıkla ilgili nedenlerden dolayı savunulmaktadır. Vejetaryen beslenmenin metabolik sendrom, obezite, dislipidemi, diyabet ve kardiyovasküler hastalık risklerinin azalmasına yarar sağladığına dair kanıtlar bulunmaktadır.[1][2] Öte yandan vejetaryen beslenmenin malnütrisyona, anemiye, diş erozyonlarına ve osteopeniye yol açabileceğine dair kanıtlar da vardır.[3][4] Son araştırmalar, vejetaryen beslenmeyi benimsemenin ardındaki nedenler arasında genetik yatkınlıkların da olabileceğini göstermektedir.

Birleşik Krallık Biyobankasından alınan 500.000 kişiye ait veriler üzerinde yapılan bir araştırmada en az bir yıl boyunca vejetaryen diyete bağlı kalan insanlarda bu durumla ilişkili bir dizi gen keşfedilmiştir. Vejetaryenlikle güçlü bir şekilde bağlantılı olan, beyin fonksiyonunda ve enerji olarak kullanılacak yağların parçalanmasında rol oynayan üç gen bildirilmiştir.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Yazar 18 Mart 2024 6 dk.

Kozmik mikrodalga arkaplan ışınımı (CMB), evrenin yaklaşık 380.000 yıl yaşındaki halinden arta kalan ve günümüzde gökyüzünün her bölgesinden yaklaşık 2.73 K sıcaklıkta ölçtüğümüz bir mikrodalga ışınımıdır. Bu cümledeki en önemli ifade, yaklaşık 2.73 K ifadesi, çünkü bu ışınımın gökyüzündeki dağılımı incelediğimizde, mikrokelvin (0.001 K) düzeyinde sıcaklık dalgalanmaları olduğunu görüyoruz. Bu dalgalanmaların analizini de kuvvet tayfı ile yapıyoruz. Yani Hubble sabiti, evrenin yoğunluğu (baryonik madde yoğunluğu, karanlık madde yoğunluğu), evrenin geometrisi, evrenin yaşı gibi kozmolojik parametreler hakkında edindiğimiz bilgiler, CMB'deki sıcaklık dalgalanmalarının analizine dayanıyor.

Yukarıdaki CMB haritasından da görüldüğü üzere, CMB üzerinde bazı bölgeler diğerlerine göre daha soğukken bazıları da diğerlerine göre daha sıcaktır (mavi ve kırmızı bölgeler). Fakat ortalamaya baktığınızda 2.73 K'lik bir sıcaklık görülür, bu dalgalanmalar yalnızca mikrokelvin (0.001 K) düzeyindedir. Buna rağmen, bu görüntü evrenin dinamiği hakkında oldukça önemli bilgiler taşır.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Moderatör Uyarısı
Kural İhlali 1 moderatör tarafından eklendi
Olabildiğince spesifik bir takson seçin. Taksonun Halictus rubicundus olabileceği yönünde rapor aldık.
0
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ali Düzceli
Ali Düzceli
53K UP
Gözlemi Yapan 26 Mart 2023 Türkiye, İstanbul
Üsküdar
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 4 Haziran 2022 20 dk.

Martin-Bell Sendromu olarak da bilinen Frajil X Sendromu, öğrenme güçlükleri ve bilişsel bozulma dahil olmak üzere bir dizi gelişimsel soruna neden olan genetik bir durumdur. Genellikle bu rahatsızlıktan erkekler, kadınlardan daha şiddetli etkilenir.

Frajil X Sendromuna sahip bireylerin yaklaşık üçte biri, iletişimi ve sosyal etkileşimi etkileyen otizm spektrum bozukluğu özelliklerine sahiptir. Erkeklerin çoğunda hafif ila orta düzeyde zihinsel engel bulunurken etkilenen kadınların yaklaşık üçte biri zihinsel engellidir. Sendromdan etkilenen çocuklar genellikle 2 yaşına kadar konuşma ve dil gelişimini geciktirir. Ayrıca, yerinde duramama veya dürtüsel eylemler gibi hiperaktif davranışlara sahip olabilir.

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 10 saat önce 28:49
Uzun yaşamın sırrı renklerde mi? - Yapay zekaya aşık olan çocuğa ne oldu? Bilim insanları nasıl bir önlem alacak? - Masaj yaparak beynininizi yenileyebileceğinizi...
1
Moderatör Uyarısı
Soruyla Alakasız Cevap 1 moderatör tarafından eklendi
Soruya cevap içermemektedir.
0
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
185K UP
Yaklaşık 21 yıldır Bilim ve felsefe ile ilgilenir 15 Ekim 2023 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Demir tarafından sorulmuştur.

Öyle bilgiler ortaya çıkabilir ki bir çok felsefi anti argüman varlığını yitirip anlamsızlaşabilir. Ama 'ölü' felsefeler yine de yaşayabilir ne kadar 'ölü' olursa olsun. Mesela bugün kuantum fiziği determinizmi çoktan yıkması gerekirken insanların büyük çoğunluğunun bu 'ölü' felsefeye dayalı argümanlarda kaldığını, mutlak neden sonuç ilişkisine inanarak yaşadığını görüyoruz. Oysa bu felsefe kuantum mekaniği ile çoktan (bir asır önce) yıkıldı gitti. Durumun 'vahametini' bu örnek sanıyorum yeterince anlatmaya yeter. Yüzlerce yıl (üç şey olarak düşünün) 'madde', 'zaman' ve 'evren' ezeli ve ebedidir fikri de bigbang öncesi yüzlerce yıl felsefenin en güçlü ve belki de en doğru kabul edilen neredeyse kabul edilenlerce tartışmasız görülen bir argümandı. Ama bigbangın kanıtların ilk ortaya çıktığı dönemde bir 'şok dalgası' yaratan şekilde bu argüman da çöktü. Şuanda bakmayın siz bu kadar kolay 'alışılmış' bir teori olduğuna. Çünkü 'mutlakçılık' maddeye, neden sonuç ilişkisine temelinde mutlaklık atfeder. (Mantık mutlakçılığı da tutarlılık mutlakçılığına dayanır. Mantık mutlakçılığı temelini madde ve neden sonuç ilişkisine verilen mutlak anlamdan ortaya çıkararak kabul edilen birbirine zihinlerde doğrudan bağlantılı bir mutlakçılıktır. Çünkü mantık özünde deneyime dayanır. (Aksi durumda evreni aşkın bir evren üstü mantık kuralları bulunduğunu kabul etmeniz gerekir ki bu evreni aşkın bir bilinç yapısının varlığını doğrudan zaten kabulü sonucuna sizi götürür. Çünkü bu görüşe göre mantık evren ötesine de hakim bir olgu olmak durumunda. Yani evren yokken bile mantık var anlayışı.) Öngörü yapma yeteneğinin bütün alışılmış kuralları evrenin fizik kurallarına dayanan öngörü yapma imkanını tanımasının temelinde hayat bulur. Ama işte bu öngörü yapma imkanı kuantum fiziğinin ortaya koyduğu gibi mutlak olmaktan çıkmıştır) Mutlakçılığın felsefe tarihinde 'zaman mutlakçılığı' için yapılmış hali az önce bahsettiğimiz 'ezeli ve ebedi' madde, zaman ve evren görüşünü yaratıyordu. Ama zamanın mutlak olmadığı anlaşılınca bu felsefenin temeli çökmüş oldu ki bugün diğer kalan maddeye, neden sonuç ilişkisine atfedilen 'mutlakçılık' argümanı da görelilik ve kuantum fiziği ile çoktan çöktü. Görelilik ve Einstein'ın ünlü E=mc2 denklemi maddenin enerji olduğunu ve ondan türediğini ortaya koydu. Bu şu demek esasen madde diye bir şey yok madde algısı var demek. Maddenin özü salt enerjiden ibaret demek. Görelilik bunun yanında hareketi de zamanla birlikte göreli hale getirdi. Yani evrende birimsel referans çerçevesi dışında hareket de objektif olarak var mı yok bilinemiyor ve göreli. Hareket ancak bir referans çerçevesine göre tanımlanabiliyor. Bu ne demek mi. Sadece zaman değil onun yanında bir çok şey göreli demek. Evrende zaman eşittir hareket değildir. Hareket sadece zamansal değil uzamsallığın da dahil oldu bir tanımlama ve durumdur. O halde evrende uzamsal kesit (lokaliteye dayalı) de göreli hale gelir. Yani evrende lokal olarak uzaydaki konuma bağlı olarak gerçeklik de göreli hale gelir. Çünkü bu durumda uzamsal hareketin niteliği zaman gibi uzam algısını da değiştirir. Örneğin ışık için (ışığın gözünden) zaman durduğu gibi uzam algısı da değişir. Herşey ışık hızında ışığa doğru hareket etmeye ve akmaya başlar. (Kara delikler de uzam ve zaman yer değiştirir yani 'uzay zaman' bütünlüğü yer değiştirerek 'zaman uzay' bütünlüğüne dönüşür. Bu şu demek ki kara deliklerde zaman durur ama uzay kara deliğin içine doğru ışık hızında akar. Bu nasıl olabilir diyebilirsiniz ama uzayı 'su' benzeri bir yapıda dalgalarla işleyen bir doku olarak düşünün ki bugün bir çok fizikçi uzayın bir tür karanlık sıvı yapısında olabileceğini düşünür. Yani bu da şu demek ki bu sıvı yapıda sürekli dalgalanma hali vardır ve veri iletimi bu dalga yapısında olduğu için uzay zaman dokusunda olan bitenler (uzay zamandaki hareketler ve gerçekleşen diğer şeyler) evrende bir noktaya göre ışık hızında akabilir) Sonuç olarak sadece zaman değil uzam ve uzay da görelidir ki bu gerçekliğin mutlak olmadığı, göreli ve lokal olarak evrende ne durumda nasıl bir durumda olunduğuna bağlı olarak gerçeklik deneyiminin değişmesi demek. Yani örneğin tutarlılık, anlamlılık da evrende göreli bir durumdur. Burada deneyimlenen gerçekliğin (dış uyaranlara bağlı olarak) beyin tarafından işlenip yaratıldığına dair bulgulara girmiyorum bile.

Böyle bir tabloda mutlakçı yaklaşımların kendi 'taraftarları' ve 'savunucuları' dışında hiç bir anlamı kalmamıştır. Unutmayalım ki tarih 'yıkılmış krallıklarla' doludur. Fikrin ne kadar yaygın olduğunun hiç bir anlamı yoktur. Fikrin gücünü ve kalıcılığını bu yaygınlık belirlemez.

Sorunuz açısından da yazdıklarım umarım hangi fikir yada argümanların 'kulp'larına tutanacağınız, hangi 'kulp' ların çoktan kırılmış olduğuna size bir referans çerçevesi sağlar. Burada yukarıda özetlediğim tabloya göre fikir dünyamızı yeniden revize ettiğimizde 'elimizde' hangi argüman ve fikirlerin kaldığına bakacak olan yine insanın kendisidir.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
S. Buğra Baltacı
Yazar 12 Aralık 2019 37 dk.

Öğrenme ve bellek sinir sistemimizin en önemli özelliklerindendir. Öğrenme dünya ile ilgili bilgi edinme ve bellek edinilen bu bilginin kodlanma, depolanma ve daha sonra geri çağrılma süreçleridir. Bu süreçler olmaksızın sinir sistemimizin fonksiyonunun büyük ölçüde bozulacağı ve belleği etkileyen dramatik hastalıklardan görülebildiği gibi mental hayatımızın anlamsızlaşacağı açıktır. 

Geçtiğimiz 50 yılda uygun deneysel modellerin oluşturulması ve moleküler biyoloji alanındaki gelişmelerin sinirbilime uygulanması ile birlikte öğrenme ve bellek süreçlerinin altında yatan moleküler mekanizmalar hakkında çok önemli ilerlemeler kaydedildi.

157
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Haziran 2011 12 dk.

Evrimsel biyolojinin gelişmesi ve interdisipliner olarak hemen her bilim dalında kullanılmaya başlanmasıyla birlikte artık kesin olarak biliyoruz ki insan da sıradan bir hayvan türüdür. Her canlı gibi, insan da diğer tüm canlılarla evrimsel bir geçmişi paylaşmaktadır.

Benzer şekilde kesin olarak bildiğimiz bir diğer nokta, insanın bu akıl almaz sayıdaki canlıların her biriyle akraba olduğu, ancak en yakın akrabasının Pan cinsi, yani şempanzeler ve bonobolar olduğudur. Ondan sonra sırasıyla goriller ve orangutanlar gelir.

142
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Atahan Germen
Atahan Germen
32K UP
Yazar 12 Eylül 17 dk.

Radyokarbon tarihleme veya daha çok bilinen adıyla karbon-14 yöntemi, arkeolojik çalışmalarda en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntem, elde edilen arkeolojik buluntunun ne kadar eski olduğunu hesaplamakta kullanılır. Şüphesiz bu amaçla kullanılan yöntemlerin de en meşhurudur.

1940'ların sonlarında Willard Libby tarafından geliştirilen ve 1960 yılında Nobel Kimya Ödülü ile taçlandırılan bu yöntem, tarihsel ve prehistorik olayların kronolojisinin oluşturulmasında devrim niteliğinde bir yenilik getirmiştir. Libby'nin bu yeniliği, C-14 izotopunun yarı ömrü ve radyoaktif bozunma prensiplerine dayanarak arkeolojik buluntuların, jeolojik katmanların ve çevresel örneklerin yaşının yüksek doğrulukla belirlenmesini sağlamaktadır.

110
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Ela Kursak
Seslendiren 7 Kasım 2022 15:28
Ela ile Eddie, bu bölümde Kromozom Nedir, onu öğreniyorlar!
40
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Söz
Emel Bayram
Emel Bayram
80K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır.
Kaynak: İnsan Olmak/Engin Geçtan
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 1 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
3
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 21 Ocak 2019
Bir elmayı Dünya boyutuna getirecek olursanız, elmanın içindeki atomlar, elmanın orijinal büyüklüğü kadar olacaktır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Evrim
Emre Evrim
47K UP
Üye 11 Ağustos 2021 1 Cevap
Sinyalleri nasıl karıştırmadan iletiliyor?
228 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Blog Yazısı
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Blog Yazarı 16 dk.

1980 yılında otobiyografisi In Joy Still Felt yayımlandığında, Isaac Asimov, ilk romanı Pebble in the Sky*ın (1950) basılmasından bu yana geçen otuz yıl içinde 200’den fazla kitap yayımlamıştı. Bunun yanı sıra, saymayı bile başaramayacak kadar çok hikaye ve deneme yayımladı. Bunlardan biri olan **The Prolific Writer**, ilk olarak The Writer dergisinin Ekim 1979 sayısında yer aldı ve bu kadar üretken olmanın getirdiği karışık nimetleri inceliyor. Üretken olmak için, uyarıyor, „tek bir amaca odaklanmış, durmaksızın çalışan bir insan“ olmak gerekiyor.

Asimov’un yayımladığı eserlerin listesini incelerken, yazılarının geniş yelpazesi dikkati çekiyor; matematik ve bilim üzerine onlarca kitaptan (Columbia Üniversitesi’nden kimya alanında doktora derecesine sahiptir) tarih incelemelerine ve İncil ve Shakespeare rehberlerine kadar. Ancak, isminin bu kadar tanınır hale gelmesinin nedeni, bilim kurgu eserleridir: **Foundation** üçlemesi, Arthur Clarke’ın **2001** ve Robert Heinlein’ın **Stranger in a Strange Land**’i ile birlikte, Amerikan bilim kurgu edebiyatının tartışmasız en önemli eserlerinden biridir.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close