Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor?

15 dakika
91,364
Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor? Weedmaps
Tüm Reklamları Kapat

Kenevir bitkisinde (Cannabis sativa veya Cannabis indica) bulunan 489 bileşiğin 70’i kannabinoid denilen psikoaktif bileşiklerdir. Bu kannabinoidlerden en etkili ve en yoğun miktarda bulunanları delta 9-tetrahidrokanabional (THC) ve kanabidiyol (CBD) isimli iki moleküldür.[1] THC'nin anksiyete yaratıcı etkileri olduğu bilinirken, CBD anksiyete giderici etki göstermektedir.[2] Kannabinoidlerin etkisini inceleyen çoğu çalışmada sentetik kannabinoidler veya kenevirin temel etken maddesi sayıldığı için THC kullanılmaktadır. Bu, çalışmaların bulgularını kenevir tüketicilerinin günlük kullanımına uyarlarken bu da göz önünde bulundurulması gereken bir faktördür.

Kannabinoidler vücudumuzun içsel kannabinoid sinyal sisteminin parçaları olan ve çoğunlukla nöronların hücre zarlarında bulunan CB1 reseptörlerine bağlanarak etkilerini gösterirler (CB2 reseptörlerine de bağlanırlar; fakat bunlar daha çok bağışıklık sisteminde bulunduğu için, konumuzla alakasızdır). Bu reseptörler normalde n-arakidonoil-etanolamin (anandamid) ve 2-arakidonoil-gliserol gibi endokannabinoidler tarafından etkinleştirilir. THC de bu moleküllerle yakın bir kimyasal yapıya sahip olduğu için, benzer şekilde CB1 reseptörlerine bağlanarak hücre içindeki bazı kimyasal reaksiyonları tetikler. Bu reaksiyonlar sonucunda GABAerjik internöronlarda (ve az da olsa glutamaterjik nöronlarda) bazı nörotransmitterlerin salınımı inhibe eder.[1], [3] Buna bağlı olarak, kenevir tüketimiyle ilişkilendirilen etkiler ortaya çıkar.

THC'nin Hayvan Modelleri Üzerinde Bilinen Bazı Etkileri

CB1 reseptörleri beyinde en çok hipokampüs, amigdala, serebellum, prefrontal korteks ve striatum bölgelerinde bulunur. THC’nin doza bağlı toksisiteye ve bu reseptörlerinin yoğun olduğu beyin bölgelerinde akut yapısal değişimlere sebep olduğu bu alandaki erken dönemli hayvan çalışmalarında ortaya çıkmış bir bulgudur.[4]

Tüm Reklamları Kapat

Kannabinoid reseptörlerin bulundukları her bölgedeki görevleri kesin olarak bilinmese de hipokampüste hafıza fonksiyonunda ve bazal gangliada (striatum) istemli motor kontrolde görev aldıkları deneysel olarak gösterilmiştir. Bu reseptörler yine striatuma bağlı dopaminerjik ödül devrelerinde de görev alırlar ve kenevir tüketimi dolayısıyla gelişen madde bağımlılıkları dahil, karar verme mekanizmalarında ortaya çıkan davranışsal bozukluklar kannabinoidlerin bu fonksiyonlarına bağlanmıştır.[1]

Bazı hayvan çalışmaları, THC gibi CB1 reseptörü agonistlerinin (bu reseptörlere bağlanıp onları etkinleştiren moleküller) hipokampüste yapısal değişikliklere ve nöron ölümüne sebep olduğunu gösterse de, başka çalışmalar THC’nin güçlü antioksidan etkisi olduğunu ve genel olarak kannabinoid agonistlerinin nöronları koruyucu etkileri olduğunu göstermiştir. Hatta bunlar, ilaç geliştirme çalışmalarında kullanılmaktadır.[1] Bir başka çalışmada da kronik düşük dozlu kannabinoid uygulamasının, yaşlanmayla ortaya çıkan nörojenezde azalma, bilişsel fonksiyon kaybı ve enflamasyon gibi etkilere karşı nöronları koruduğu rapor edilmiştir.[2]

Hücre kültüründe yapılan bazı çalışmalar THC’ye maruz kalan beyin hücrelerinde hücre ölümü oranlarının arttığını rapor etmiştir. Hatta sıçan beyinlerindeki tümörlere uygulanan THC enjeksiyonlarının bariz bir şekilde kontrolsüz hücre bölünmesini önlediği görülmüş ve THC’nin kanser tedavisinde kullanımı tartışılmıştır. Ayrıca THC’nin iskemi hastalığı ve glutamat toksisitesine karşı nöronları koruduğu da tespit edilmiştir.[3]

Bazı primat ve kemirgen çalışmalarında 1-3 ay boyunca 60mg/kg'ye kadar yüksek dozdaki kannabinoid uygulamasının hipokampüs, amigdala ve serebral kortekste olumsuz etkileri olduğu, nöron hücre gövdesinde küçülmelere, sinaps sayısı, piramidal nöron yoğunluğu ve dendrit uzunluklarında azalmalara sebep olduğu tespit edilmiştir ve bu etkilerin doza bağlı olarak değiştiği gözlemlenmiştir.[2] Fakat bu bulgular kannabinoid uygulaması kesildikten hemen sonra elde edilmiştir. Sıçanları bilişsel süreçler ve hafıza testlerinde uzun dönemli inceleyen birkaç çalışmada ise uygulama kesildikten sonra ortaya çıkan olumsuz etkilerin bir kısmının 15-30 gün arasında ortadan kalktığı bulunmuştur.[2]

Tüm Reklamları Kapat

THC ve kannabinoidlerin yetişkin nöronlar üzerindeki toksik etkileri hakkındaki bulgular çok net olmasa da doğum öncesi, yenidoğan ve ergenlik dönemlerinde memeli nöronlarında hücre ölümlerine sebep olduğunu ve toksik etkilere sahip olduğunu gösteren birçok çalışma vardır.[2]

Hem yetişkin hem de küçük sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışma 3-6 aylık bir kannabinoid uygulamasının ardından 1-3 ay geçmesine rağmen küçük sıçanlarda öğrenme güçlükleri görülürken bu etki yetişkin sıçanlarda görülmemiştir.[2] Yetişkin ve ergenlik dönemindeki sıçanları karşılaştıran başka araştırmalar da ergenlik dönemindeki sıçanların yetişkinlere göre daha ciddi bilişsel eksiklikler ve davranışsal bozukluklar gösterdiğini doğrulamaktadır.[2]

Kannabinoidlerin İnsan Beyni Üzerindeki Etkileri

Günümüzde kenevirin çeşitli tüketim yolları olsa da bunların en yaygınları sigara gibi yakılarak dumanını solumak veya belirli bir yağ oranına sahip besinlerin (çünkü THC yağda çözünen bir moleküldür) içine karıştırarak, sindirim yoluyla vücuda almaktır. Solunum yoluyla alındığı zaman THC akciğerlerden direkt olarak kana karışır ve böylece etkisi daha hızlı ve daha fazla olur.[3] Sinirbilim ve psikoloji alanlarında kenevir hakkındaki süregelen tartışmalar; diğer uyuşturuculara oranla ne kadar bağımlılık yaratıcı olduğu, beyinde ne kadar hasara sebep olduğu ve bu hasarların akut etkiler mi yoksa kalıcı yapısal değişiklikler mi olduğu üzerinedir.

Hayvan çalışmalarında ve in vitro hücresel çalışmalarda deneysel kontrol çok daha iyi sağlanabildiği için, bu konuda daha kesin sonuçlar alınabilmiştir. Fakat insan çalışmalarında etik sebepler ve metot yetersizlikleri sebebiyle bu kadar kesin sonuçlar alınması mümkün olmamıştır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Öncelikle, hayat boyu kenevir tüketen bireylerden %9,1’i klinik anlamda bağımlılık geliştirirken, bu oran alkol için %15,4, kokain için %16,7, eroin için %23,1 ve tütün için %32,9’dur.[1] Fakat Avustralya’da 18 yaşından büyük 10.641 kenevir tüketicisi üzerinde yapılan bir araştırma, DSM-IV kriterlerine göre tüketicilerin %10,7’sinin “madde istismarı” ve %21’inin “madde bağımlılığı” tanımlarına uyduğunu göstermiştir.[3] Kenevirin beyin üzerindeki etkilerini incelerken bu oranları akılda tutmakta fayda vardır; çünkü her madde bağımlılığında olduğu gibi kenevirde de beynin dopaminerjik ödül devrelerinde kalıcı değişimler ortaya çıkar ve bu değişimler, bireylerin hayatını davranışsal olarak (özellikle öz kontrol mekanizmalarını) etkiler. Kenevir tüketicilerinin göreli olarak düşük bir yüzdesi klinik kriterlerde bağımlılık geliştirse de, 2005 yılında Amerika’da nüfusun %1,7’si, yani 4 milyon kişi, kenevir bağımlılığından mustarip olmuştur.[3]

Beyni yapısal olarak inceleyen kenevir çalışmalarına baktığımızda frontal ve parietal lobların birbiriyle pek örtüşmeyen bölgelerinde beyaz veya gri madde yoğunluklarında farklılıklar rapor edildiğini görürüz.[4] Sağ parahipokampal girus ve sol parietal lob gibi beyin bölgelerinde de hacimsel küçülmenin gözlemlendiği MRI çalışmaları olsa da bazı başka çalışmalarda bu bulgu tekrarlanamamıştır.[1] Bu tutarsızlıkların, denekler arasındaki madde kullanımı geçmişi, tüketim miktarı, bağlantılı psikolojik problemlerden veya deneylerin metodolojik farklılıklarından kaynaklandığı öne sürülmüştür.

Rapor edilen beyin değişikliklerinden en tutarlı olanları ise hipokampüs, parahipokampal kompleks ve amigdalada gerçekleşenlerdir. Bu bulgular uzun süreli kenevir kullanımının hafızayla ve yönetsel ve duygusal işlemlerle bağlantılı bölgelerde yapısal modifikasyonlara yol açtığına işaret etmektedir.[4]

Hayat boyu kenevir kullanımın hipokampüs hacminde düşüş ve psikotik semptomlarla korelasyon gösterdiği bazı çalışmalarda bulunmuştur. Kullanıma başlama yaşı da bu etkileri istatistiksel olarak etkileyen önemli bir faktördür. Beyin gelişimi henüz tamamlanmadığı için (bu gelişim süreci erkeklerde 20’li yaşların ortasına, kadınlarda ise 20’li yaşların başına kadar devam eder) ergenlikte düzenli kullanıma başlamak daha belirgin yapısal değişimlerle ilişkilendirilmiştir.[4]

Lorenzetti ve ekibinin, kenevirin beyin üzerindeki yapısal etkilerini inceleyen beyin görüntüleme çalışmalarını mercek altına alan bir literatür tarama çalışmasında, medial temporal, prefrontal ve serebellar bölgelerde anormalliklerin görüldüğüne dair kanıtların mevcut olduğu belirtilmiştir. Çoğu beyin bölgesindeki bulgular karışık olsa da hipokampüsteki morfolojik değişimler çalışmalar arasında tutarlı çıkmıştır.[5]

Battistella ve ekibinin 2014 yılında başka uyuşturucu kullanmayan ve psikiyatrik rahatsızlığı bulunmayan 31 seyrek kenevir tüketicisi ve 26 düzenli kenevir tüketicisi üzerinde yaptığı çalışmada da düzenli tüketicilerde seyrek tüketicilere göre medial temporal korteks, temporal kutup, parahipokampal girus, sol insula ve orbitofrontal kortekste daha yoğun bir gri madde azalması gözlemlenmiştir. Bu değişimler bireysel aylık kenevir tüketim miktarıyla güçlü bir pozitif korelasyon ve ilk kenevir kullanım yaşıyla negatif korelasyon göstermiştir. Bu bulguların yanında düzenli tüketicilerin serebellumlarında gri madde artışı gözlemlenmiştir.[4]

Tüm Reklamları Kapat

Temporal kutbun duygular ve duyusal uyaranlar arasındaki ilişkide görev aldığına dair kanıtlar mevcuttur. Daha önceki çalışmalarda bu bölgenin hasar gördüğü hastalarda kişilik ve sosyal davranışlarda değişimler görülmüştür. Kenevir tüketicilerinde bu fonksiyonlar test edilmemiştir; fakat dolaylı yoldan böyle bir sonuç beklenebilir.[4] Medial temporal korteksteki gri madde atropisi alkol bağımlılığında da görülmesine rağmen eroin bağımlılığı ve kumar gibi davranışsal bağımlılıklarda görülmemektedir; bu da görülen etkinin kenevir tüketimiyle doğrudan ilişkili olduğuna işaret etmektedir.

Sıçanlarda yapılan bir çalışmada ise kenevirin etken maddesi olan THC’nin maruz kalma süresinden 7 ay sonrasında bile hipokampal nöronlarda hacimsel küçülmeye ve sinaps sayısında %44 azalmaya sebep olduğu gözlemlenmiştir. Hipokampüsteki yapısal ve fonksiyonel değişimlerin zayıf hafıza performansıyla ve psikotik semptomlarla bağlantılı olduğu önceki çalışmalarda bulunmuştur. Ayrıca kenevir tüketiminin sözel ve görsel öğrenme görevlerinde düşük hipokampüs aktivitesine sebep olduğu da gözlemlenmiştir.[4]

Daha önceki fMRI çalışmalarında ise kenevir tüketicilerinde, karar alma mekanizmalarının motivasyonel ve duygusal yönleriyle bağlantılı beyin bölgeleri olan ventromedial prefrontal ve orbitofrontal kortekslerde ve insulada beyin aktivitesi farklılıkları gözlemlenmiştir. Başka bir çalışmada, madde bağımlısı bireyler ve ventromedial prefrontal korteks hasarı olan hastalar benzer şekilde anlık getirileri olan kararları almaya yönelik bir eğilim sergilemişlerdir.[4]

Tüm Reklamları Kapat

Korelasyon, Nedensellik Anlamına Gelmiyor!

Burada bahsedilen çoğu çalışma da dahil olmak üzere, insan çalışmalarındaki temel sorun, sebep-sonuç ilişkisinin kurulamamasıdır. Aslen kenevir tüketmeyen bir grup insanı alıp, düzenli olarak uyuşturucu kullandırmak etik olarak pek mümkün olmadığı için, çalışmaya halihazırda kullanıcı olan bireyleri seçmek gerekir. Böyle olunca da, denekler rastgele seçilmediği için, deney grupları arasında uyuşturucu kullanımı öncesinde var olan farklılıkları gözlemleyemeyiz. Diğer bir deyişle, her ne kadar düşük ihtimalli olsa da teorik olarak düzenli kenevir kullanıcıları ve seyrek kullanıcılar arasındaki beyin yapısındaki farklılıklar aslında kenevir kullanımı öncesinde de var olmuş ve hatta onları bu farklı kullanım davranışına itmiş olabilir.

Madde bağımlılıklarının öncülü olan genetik ve nöro-davranışsal risk faktörlerinin varlığı önceki araştırmalarda gösterilmiştir. Bu durum da madde kullanıcısı bireylerin kullanım öncesinde beyin yapısında bazı farklılıklara sahip olabileceği ihtimalini güçlendirir.[1]

Ayrıca buradaki çoğu çalışmada kenevirin uzun dönemli etkileri incelenmemiştir. Mevcut literatürde tüketim kesildikten belirli bir süre sonra bilişsel fonksiyonların ve CB1 reseptörlerindeki değişimlerin normal değerlere döndüğüne dair bulgular vardır.[4]

Kenevirin Bilişsel Performans Üzerindeki Etkileri

Kenevir tüketimi sırasındaki serebral kan akışını inceleyen çalışmalar, tüketim esnasında genel olarak kortekste yüksek bir metabolik aktivite ortaya çıktığını göstermiştir. Kenevir kullanmayı bırakanlar üzerinde ve kenevirin uzun dönemli etkilerini inceleyen bazı çalışmalarda ise beynin genelinde, frontal loblarda ve serebellumda düşük metabolik aktivite tespit edilmiştir. Bunlar dışında da çokça fMRI çalışması, düzenli kenevir kullanımında beynin çeşitli bölgelerinde farklı aktivite düzeyleri olduğunu göstermiştir; fakat bunların kalıcılığı konusunda pek bir bulgu mevcut değildir.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Truva Seti: Çocuklar İçin Truva Destanı (5 Kitap)

Her şey Çanakkale ve o yörede oturan küçük çocukların kocaman bir tahta at görerek büyüyecek oldukları düşüncesiyle başladı. Bu tahta At’la ilgili küçük çocuklardan gelecek soruları yanıtlamak, At’ı onlara tanıtmak, ardındaki ünlü Truva Destanı’nı anlatmak gerekir diyerek yola çıktık. Bunun için Truva Destanı’nı okul öncesi dönem çocuklarının gelişim düzeyine en uygun, en doğru şekilde anlatabilmek amacıyla Truva Projesi’ni geliştirdik. Proje, 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılı süresince Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Çocuklar Evi’nde eğitim gören çocuklar, öğretmenleri ve aileleri eşliğinde, Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Aktan Acar’ın Eğitim Danışmanlığı‘nda uygulandı. Bunca emekten sonra, onca çocuğun, öğretmenin, uzmanın, ailenin ve bir
çocuk kitapları yazarının ortak çalışmasına kalıcılık kazandırmak istedik. Bundan sonraki kuşaklar da, coğrafyamızda önemli bir yeri olan Truva’nın geçmişiyle daha küçük bir çocukken tanışsın istedik.

Set İçindeki Ürünler:

  • Truva’nın Rüzgarı
  • Truva Prensi Paris ile Güzel Helen
  • Truva Savaşı
  • Truva Hazineleri
  • Gezgin Ozan Homeros

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Panama Yayıncılık tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺180.00
Truva Seti: Çocuklar İçin Truva Destanı (5 Kitap)
  • Dış Sitelerde Paylaş

40 ayrı kenevir araştırmasından, metodolojik kriterleri sağlayan 15 çalışma üzerinde yapılan 2003 tarihli bir meta-analiz çalışması, uzun süreli ve düzenli kenevir tüketicilerinin tüketici olmayanlara kıyasla tepki süresi, dikkat, sözel, yönetsel, algısal motor, motor, öğrenme ve hafıza fonksiyonlarından yalnızca öğrenme ve hafızada küçük ölçekli bir gerileme olduğunu tespit etmiştir. Kenevirin akut etkileri arasında da hafıza fonksiyonlarının gerilemesi bulunduğu için, bu etkinin uzun dönemde sürüyor olması makuldür. Lakin bazı başka çalışmalar yoğun kenevir tüketicilerinin 25-28 günlük kullanmama süresinin ardından bile hafıza, yönetsel fonksiyonlar, öz kontrol, psikomotor hız, sözel hafıza, dil fonksiyonları ve işlem hızı gibi ölçütlerde kontrol gruplarına göre kötü performans sergilediğini rapor etmiştir.[1]

45 eski yoğun tüketici, 63 güncel yoğun tüketici ve 72 tüketici olmayan deneğin kullanıldığı bir çalışmada, denekler kenevir tüketmediklerinin denetlendiği 0, 1, 7 ve 28. günlerde nöropsikolojik testlere tabi tutulmuştur. Bu çalışmada yalnızca 0, 1 ve 7. günlerde güncel yoğun tüketicilerin diğer gruplara kıyasla sözel hafıza testinde istatistiki olarak belirgin bir eksiklik gösterdiği görülmüştür. Bu da araştırmacılara kenevirin bilişsel etkisinin yoksunluk ve kalıntı etkisinden kaynaklanabileceğini düşündürmüştür.[1]

Denekleri güncel yoğun kenevir tüketicileri, güncel hafif kenevir tüketicileri, eski düzenli tüketiciler ve tüketici olmayanlar olarak ayıran iki adet çalışma, onları uzun vadeli olarak takip ederek 9-12 ve 17-20 yaşlarında nöropsikolojik performans testlerine tabi tutmuştur. Bu gruplardan yalnızca güncel yoğun tüketicilerde 4 puanlık bir IQ skoru düşüşün yanında hafıza testlerinde ve bilgi işlem hızında gerileme gözlemlenmiştir. Eski tüketicilerde bu etkinin görülmemesi belirli bir süreden sonra bilişsel fonksiyonlarda bir toparlanma olabileceğini göstermektedir .[1]

İkizlerden birinin daha önceden düzenli kenevir tüketip uzun zamandır bıraktığı ve diğerinin hiç tüketmediği 54 kişilik bir tek yumurta ikizleri çalışmasında da eski tüketici ve tüketici olmayan ikizler arasında sadece bir görsel inşa testinde fark çıkmıştır.[1]

Normalde sıkça kenevir tüketen fakat tüketimi araştırma öncesinde denetimli olarak kısa süreli (25 gün gibi) bırakan bireylerde öğrenme testleri sırasında prefrontal kortekste ve hipokampal bölgelerde daha az aktivite gözlemlenmiştir.[1]

Epidemiyolojik çalışmalar, kenevir ve çeşitli zihinsel sağlık sorunları arasında da korelasyonlar bulmuştur. Örneğin yoğun kenevir tüketicilerinde psikotik semptomlar, depresyon ve anksiyete oranlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda bahsedilen araştırmalara benzer olarak, bu çalışmalarda da zihinsel sağlık sorunlarının yanında öğrenme, hafıza, karar alma ve işlem hızı gibi bilişsel fonksiyonlarda eksiklikler ve kenevir tüketimi arasında da pozitif ilişkiler bulunmuştur ve bu etki doza bağlı olarak artış göstermektedir.[2]

Gonzalez, bu araştırmaların birlikte değerlendirildiği zaman, kenevir tüketicilerinin tüketici olmayanlara göre bir miktar bilişsel performans kaybı yaşadığını gösterdiğini belirtiyor. Fakat bu etki küçük ölçekli görünüyor ve haftalar içinde azalıyor ya da kayboluyor. Ayrıca yaşanan bilişsel gerilemeler çoğunlukla yoğun ve sık kullanım durumlarında görülüyor.[1] Lubman ve ekibi de yetişkinlerde kenevirin sebep olduğu bilişsel fonksiyon gerilemelerini inceleyen çalışmaların genellikle son kenevir tüketiminden kısa bir süre sonra yapıldığını ve testler öncesi tüketimin birkaç haftalık kesilmesi durumunda bu gerilemelerin azaldığını veya kaybolduğunu gösteren çalışmalar olduğunu belirtiyor.[2] Fakat çoğu araştırma, tutarlı bir şekilde, sık kenevir kullanımı dönemlerinde bilişsel fonksiyon kaybı, öğrenme ve hafıza güçlükleri, karar alma ve işlem hızında gerileme gibi problemlerin yaşandığını doğrulamaktadır.[4], [1], [3], [2]

Ergenlik Döneminde Kenevir Kullanımı ve Beyin Gelişimi

Ergenlik dönemi, "budama" (İng: "pruning") olarak bilinen, yüksek sayıda kortikal sinapsın budanması işleminin gerçekleştiği dönemdir. Bu işlem, beyin gelişimi için önemlidir ve sekteye uğradığı takdirde bilişsel sorunlara yol açabilir. Endokannabinoid sistem kortikal budanma sürecinde çeşitli görevler aldığı için, THC gibi dışsal kannabinoidlerin bu yaşlarda vücuda alınmasının beynin gelişimini aksatacağı ve beyinde hasar yaratacağı bazı araştırmacılar tarafından öne sürülmüştür.[2]

Bu hipotezleri doğrulayan bazı çalışmalar mevcuttur. Örneğin, ilk kenevir tüketim yaşının beyindeki beyaz madde bütünlüğü ile negatif korelasyon gösterdiği bulunmuştur. Anne karnında kenevire maruz kalmanın da merkezi sinir sistemi üzerinde negatif etkileri olduğu, bilişsel ve davranışsal bozukluklarla ilişki gösterdiği tespit edilmiştir.[2]

İlk kenevir tüketim yaşını, araştırma değişkenlerine dahil eden çalışmalarda ilk tüketim yaşıyla bilişsel fonksiyon eksiklikleri arasında pozitif korelasyonlar tespit edilmiştir. Ergenlik dönemindeki kenevir tüketicileri üzerinde yapılan çalışmalar yetişkin literatürüyle paralel sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu yaş döneminde ortaya çıkan yapısal değişiklikleri inceleyen araştırmalarda kortekste gri madde hacmi azalması, prefrontal ve insular korteksin kalınlığının azalması, sağ medial orbitofrontal kortekste hacim azalması, hipokampüste hacim azalması, sağ-sol hipokampüs hacimleri arasında asimetri ve daha büyük sağ amigdala hacmi gibi bulgular rapor edilmiştir. Bunların yanında küçük orbitofrontal korteks hacminin erken yaşta kenevir tüketiminin öncülü olduğunu gösteren bir çalışma da mevcuttur, yani bu bulguda beklenenin tersi yönünde bir nedensellik olabilir.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca ergenlik dönemindeki tüketicilerde ortaya çıkan yapısal değişimlerin 3-4 haftalık tüketimi bırakma sürecinden sonra bile devam ettiğini gösteren bulgular mevcuttur.[2] Fakat bu değişimlerin yetişkinlerden daha uzun süre kalmasına rağmen uzun vadede tamamen normale döndüğünü gösteren birkaç çalışma da vardır.[2]

Kenevir tüketimine başlamamış 7-13 yaş aralığındaki 1037 çocuğu bilişsel fonksiyon testlerine tabi tutan ve 38 yaşlarında tekrar test eden uzun dönemli bir çalışma, 18 yaşından önce yoğun kenevir tüketimine başlayanlarda daha ağır bilişsel gerilemeler yaşandığını bulmuştur. Dahası, kenevir tüketimine ergenlikte başlayan yoğun tüketicilerde birkaç yıl sonra da bu gerilemeler görülürken yetişkinlikte başlayanlarda görülmemiştir. Fakat daha sonra, bazı araştırmacılar, bu çalışmadaki bulguları etkileyen sosyo-ekonomik statü ve kişilik özellikleri gibi paralel etkenlerin olduğunu öne sürmüştür.[2]

Toplam kenevir tüketim süresinin aynı tutulduğu (2.4 yıl) bir çalışmada da ergenlikte tüketime başlayan denekler, yetişkinlikte başlayanlara göre sözel öğrenme ve hafıza alanlarında daha kötü performans göstermiştir.[2]

Şizofreni ve psikoz risk faktörleriyle kenevir tüketimi (özellikle erken yaşta tüketime başlanması) arasında istatistiksel bir etkileşim olduğunu gösteren çalışmalar olsa da nedensellik gösteren bulgular mevcut değildir ve bu ilişkinin netlik kazanması için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.[2] Ayrıca şizofreni ve depresyon hastalarının endokannabinoid sistemlerinde ve özellikle CB1 reseptörlerinde farklılıklar bulunmuştur. Bazı araştırmacılar bu farklılıkların hem şizofreniye sebep olabileceğini hem de kenevirin negatif etkilerine karşı zafiyet geliştirebileceğini öne sürmüştür. Endokannabinoidleri parçalayan ABH12 enziminde ortaya çıkacak bir mutasyon, bu farklılıklara örnek olarak verilebilir. Hatta sıçanlarda yapılan bir çalışmada anne karnında yetersiz besin alma durumunda CB1 ve CB2 reseptörlerinin ve bunlara bağlanan moleküllerin hipokampüsteki gen ekspresyonunda bozukluklar ortaya çıktığı gözlemlenmiştir.[2]

Sonuç

Bu yazıda bahsedilen tüm çalışmaları birlikte değerlendirdiğimizde, metodolojik kısıtlamalar sebebiyle kesin bir nedensellik öne süremesek de, yoğun kenevir tüketiminin beyinde yapısal değişimlere ve bilişsel fonksiyonlarda gerilemelere sebep olabileceği sonucuna varabiliriz. Fakat bu değişimler ve gerilemelerin bağımlılık durumları haricinde klinik müdahale gerektirmeyecek ölçüde olduğu ve tüketim uzun dönemli kesildiği takdirde büyük oranda azaldığı görülmektedir. Ergenlik döneminde tüketimde ise daha ciddi ve kalıcı hasarlar oluşabilir. Ayrıca şizofrenik risk faktörlerinin varlığında kenevir tüketimi tetikleyici bir faktör olabilir. Dolayısıyla kenevir tüketimi değerlendirilirken, tıbbi ve endüstriyel kullanım potansiyeline ek olarak tüm bu faktörler ve bağımlılık yapıcı etkisi olabileceği de göz önüne alınmalıdır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
97
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 45
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 21
  • Merak Uyandırıcı! 13
  • Umut Verici! 11
  • Bilim Budur! 7
  • İnanılmaz 6
  • Güldürdü 3
  • Muhteşem! 2
  • Üzücü! 2
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:36:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10248

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. Ateş, et al. Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor?. (12 Mart 2021). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10248
Ateş, A., Bakırcı, Ç. M. (2021, March 12). Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor?. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10248
A. Ateş, et al. “Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 12 Mar. 2021, https://evrimagaci.org/s/10248.
Ateş, Arda. Bakırcı, Çağrı Mert. “Kenevirin Beyne Etkisi: Marijuana Tüketimi, Beyni Nasıl Değiştiriyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, March 12, 2021. https://evrimagaci.org/s/10248.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close