Japonya, Fransa, İngiltere ve Almanya Nükleer Enerjiye Dönüş Yapıyor!
Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
2011 yılında yaşanan bir deprem ve tsunami nedeniyle tetiklenen Fukushima Nükleer Santrali Kazası, 165.000 kişinin radyasyon maruziyeti sebebiyle zorla göç etmesine sebep oldu ve Dünya'daki birçok ülke için bir uyarı görevi gördü: Her ne kadar bu kaza sonucunda hiçbir ölüm yaşanmamış olsa da (raporlanan 1 ölümün de nükleer sızıntı nedeniyle olup olmadığı halen tartışmalıdır), Japonya gibi teknolojik olarak üstün bir ülkede bile nükleer santral kazası yaşanabiliyor olması, halihazırda Çernobil gibi vakalardan ötürü nükleer santrallere karşı mesafeli bir tavır sergileyen insanların, nükleer enerjiden daha da uzaklaşmasına sebep olmuştu. Bu trendin bir parçası olarak bazı ülkeler nükleer yatırımlarını kesmiş veya azaltmış, bazıları nükleer santral sayılarını azaltma veya yenilerini inşa etmeme kararı almıştı.
Ta ki COVID-19 tarafından tetiklenen ekonomik kriz ve hemen sonrasında başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte enerji fiyatlarında derin bir yarığın oluşmasına sebep olana dek... Dünya genelinde petrol ve doğalgaza erişimin hızla azalması, enerji piyasasını adeta baştan yaratarak, fosil yakıt fiyatlarını katlayarak artırdı. Geçtiğimiz haftalarda Rusya'nın Avrupa'ya doğalgaz akışını tamamen kesme tehdidi sonrasında Avrupa'daki enerji fiyatları 10 kata kadar artarak, kıta genelinde yaşanacak soğuk bir kışa hazırlanma yarışına sebep oldu. İşte tüm bu gelişmeler, ülkelerin nükleer enerjiye bakış açılarını yeniden değerlendirmelerine sebep oluyor.
Her ne kadar Ukrayna-Rusya Savaşı'nın bir parçası olarak Çernobil Nükleer Santrali'nin ve Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporizhzhia Nükleer Santrali'nin ele geçirilmesi, nükleer sızıntıyla ilgili endişeleri tekrar gündeme getirmiş olsa da, şu anda bu endişeler, ülkeleri nükleer enerjiye geri dönüşten caydırmak için yeterli bir baskı yaratmıyor gibi gözüküyor. Nükleer santrallerin bol miktarda enerjiyi, hemen her koşulda, güvenilir bir şekilde üretebilme yeteneği, ülkelerin, sızıntı endişesiyle kapattıkları nükleer santralleri geri açmayı, vatandaşlarını kemer sıkmaya davet etmekten daha çekici bir seçenek olarak görmesine sebep oluyor.
Bu yöndeki ilk adım, ironik bir şekilde Japonya'dan geldi: Ağustos 2022'de Japonya başbakanı Fumio Kishida, hükümetin yeni nesil nükleer güç santrallerine yeniden yatırım yapacağını ve bunların 2030'lu yıllara kadar hazır olmasını planladıklarını açıkladı. Ayrıca Başbakan Kishida günümüzde Japonya'da faaliyet gösteren ve yavaş yavaş kapatılmaya hazırlanan nükleer santrallerin de ömürlerini uzatmayı düşündüklerini ilan etti. Japonya'nın enerji ihtiyacının %6'sını üreten nükleer santrallerin, güvenlik regülasyonu testlerini geçen 17 santralin tekrardan aktive edilmesiyle, bu oranı 2030 yılına kadar %20-22 arasına çıkarması bekleniyor.
Öte yandan Alman yasa yapıcılar, ülkede faaliyet gösteren ve 2022'nin sonlarına kadar tamamen kapatılmaları planlanan son 3 nükleer santralin ömrünü uzatmayı planlıyorlar. Gerçi Almanya'nın bu kararı şimdilik geçici gözüküyor: Bu santralleri 1-2 sene daha kullanıp, enerji krizini atlatıp, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azalttıktan sonra, santralleri kapatma projesine geri dönmeyi seçebilirler. Ancak yine de bu, Almanya'nın nükleerden uzaklaşma politikasında 180 dereceye yakın bir dönüşe işaret ediyor - hele ki Alman Ekonomi Bakanı Robert Habeck'in Yeşiller Partisi'nin kurulma amacının nükleerden uzaklaşma olduğu düşünülecek olursa...
İlginç bir şekilde, nükleer karşıtlarının bir kısmı da bu adımları olumlu karşılıyor. Londra-temelli bir düşünce kuruluşu olan ve nükleer enerjiye genel olarak karşı olan E3G'nin başkanı Tom Burke, şöyle diyor:
Nükleer enerji santralleri inşa etmekle, Rusya'dan gelen doğalgazın kesilmesinden kaynaklı bir fiyat sıçramasıyla mücadele etmek arasında hiçbir bağlantı yok. Ama var olan santrallerin ömrünü uzatmak mantıklı olabilir. Eğer bunu güvenli bir şekilde yapabiliyorsan ve ekonomik olarak da mantıklıysa, var olan santrallerin ömrünü uzatmama yönünde mantıklı bir neden göremiyorum.
Fransa'da da benzer bir gidişat görülüyor: Stres korozyonu ve rutin bakım-onarım işlemleri nedeniyle kapatıldığı söylenen 32 nükleer santralin tamamının 2022-2023 kış aylarına kadar yeniden faaliyete sokulması bekleniyor. Hedef, Aralık 2022'ye kadar bu santrallerin 27'sini aktive etmek; kalan 5'iniyse Ocak-Şubat 2023'te tekrar üretime sokmak.
Bu türden bir diğer gelişme de İngiltere'de yaşandı: Eylül ayının başlarında İngiltere hükümeti, Suffolk'ta inşa edilmesi planlanan Sizewell Nükleer Reaktörü'ne 809 milyon dolar yatırım yapılacağını duyurdu. Bu reaktörün tamamlanmasının 10 yıldan uzun sürmesi bekleniyor.
Sosyal problemler ve enerji yetersizliği gibi sorunlarla yüzleşen halkta da nükleer santrallere yönelik negatif bakışın biraz yumuşadığı görülüyor. Örneğin Japonya'da, elektrik yetmezliği nedeniyle Mart 2022'de Tokyo da dahil olmak üzere birçok şehirde, milyonlarca kişi elektriksiz kaldı. Bu nedenle Tokyo'da sıcaklıkların 2 santigrat dereceye düştüğü bir kış gününde, enerji sarfiyatını azaltma uyarısı yapıldı. Benzer bir uyarı, Haziran 2022'de yapıldı. Bunlar, Fukushima'nın 2011 yılında kapatılmasından sonra yapılmak zorunda kalınan ilk enerji kısıtlama uyarıları olarak tarihe geçti. Bu gibi sorunlara bağlı olarak, Japonya'da yapılan yeni anketlerde, son 10 yılda ilk defa nükleer santral destekçileri (%58), nükleer santral karşıtlarından (%39) daha yüksek bir orana ulaştı.
Değişen jeopolitik dengelerin ve süregelen ekonomik krizlerin nükleer santrallere bakış açısını ve ihtiyacı nasıl değiştireceğini zaman gösterecek. Şimdilik görünen o ki, Dünya'nın nükleer ülkeleri, nükleer santrallerden uzaklaşma planlarını gözden geçiriyorlar. Bu, nükleer enerjinin dönüşü anlamına gelebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 29
- 10
- 7
- 6
- 5
- 5
- 5
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- M. Birnbaum, et al. A Decade After Fukushima Disaster, Foes Of Nuclear Power Reconsider. (27 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2022. Alındığı Yer: The Washington Post | Arşiv Bağlantısı
- J. V. D. S. Marques. France's Edf Plans To Restart Its Entire Nuclear Fleet By Early 2023. (4 Eylül 2022). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2022. Alındığı Yer: Euronews.com | Arşiv Bağlantısı
- J. Pickard. Boris Johnson Set To Confirm Uk Government’s 20% Stake In New Sizewell C Nuclear Plant. (31 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2022. Alındığı Yer: Financial Times | Arşiv Bağlantısı
- Reuters. British Government To Invest $809 Mln In Sizewell C Nuclear Power Plant. (1 Eylül 2022). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2022. Alındığı Yer: Reuters | Arşiv Bağlantısı
- 読売新聞オンライン. 原発再稼働「賛成」58%・「反対」39%、初めて賛否が逆転…読売・早大世論調査. (24 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2022. Alındığı Yer: 読売新聞オンライン | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:35:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12467
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.